‘Olgun Seks Hikayeleri’ Kategorisi için Arşiv

Merhaba arkadaşlar. Adım Sevim. 39 yaşındayım, 1.65 boy, 73 kilo, beyaz tenli, balık etli birisiyim. Evli ve bir çocuk sahibiyim. İlköğretimde sınıf öğretmeniyim. Eşime bağlı, mutevazi hayatı olan birisiyim. Ama son zamanlarda erkeklerin bakışları beni tahrik etmeye başlamıştı. Kocamın artık bana yetmediğini düşünüyordum.

Açıköğretim sınavı için görevli olduğum okula geldim. Gözetmenlik yapacağımı sınıfa girip, sınava girecek öğrencileri bekliyordum. Tek tek gelmeye başlamışlardı, herkesin sırasını gösteriyordum. İçeriye birden mükemmel seviyede çok yakışıklı birisi girmişti. Manken gibiydi. Kasli yapısı vardı. Gözlerimi üstünden alamamıştım. Yerine oturdu. Sürekli bakışmaya başlamıştık. Kimliğini kontrol etmeye gittiğimde, bana yiyecek gibi bakıyordu, içim titremişti. 26 yaşında, karizmatik bir gençti. Adı Engin idi. Kimliği verirken elim eline değdi. Gülümsedi. Masaya oturduğumda aklım başımdan gitmişti. Tanrım, ne yapıyordum? Resmen canım istiyordu onu. Kibarca, “Herkes sizin kadar güzel gözetmen olsa keşke!” dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Sınav bitene kadar sürekli bakışmıştık. Yürüdükçe arkamdan kalçama baktığına emindim. Sınıftaki camdan yansımaya baktığımda gerçekten kalçama bakıyordu.

Sınav bitene kadar sürekli baktı. Sürenin sonuna kadar bekledi. Süre bitince de sınav kağıdını en son o getirdi verdi. Gülümsemesi beni tahrik ediyordu. Sınav kağıdıyla birlikte, katlanmış bir de küçük not kağıdı bırakmıştı. O gittikten sonra heycanla not kağıdını açıp baktım, “Çok hoş bir bayansın, seninle sadece bir çay içmek istiyorum. Dışarıda bekliyor olacağım.” yazıyordu. Heyecandan titriyordum. Kabul etmemek için kendime söz veriyordum. Ama içimden bir seste bu fırsatın kaçmayacağını söylüyordu.

İsim bittikten sonra okulun dışına çıktım. Kenarda arabayla bekliyordu. Uzaktan görünce elini kaldırdı ‘Buradayım’ der gibi. Yanına gitme zorunluluğu hissettim birden. Arabaya bindim, “Merhaba!” dedim. O da, “Ben Engin!” dedi. “Biliyorum, kimliğinde yazıyordu, ben de Sevim!” dedim. “Mado var şurda, çay icelim mi?” dedi. Kabul ettim. Çaylarımızı içerken sohbet ediyorduk. Diksiyonu düzgündu. Etkiliyordu konuşmasıyla. Kendisinin uzaktan kumandalı araçlara ilgisi olduğunu söyledi, “İstersen götüreyim, kullanırız!” dedi. Fazla geç kalamayacağımı, eşimin bekleyeceğini söyledim. “Fazla uzak değil, gider değişik bir gün geçiririz!” dedi. Kabul ettim.

Gittiğimiz yer Gölbaşında ailesine ait Bağ eviydi. Yüksek duvarları olan, büyük bir bahçesi bardı. Bizden başka kimse yoktu. Heyecan basmıştı beni. Uzaktan kumandalı arabasını bahçeye çıkardık. Oynamaya çalışıyordum. Bana öğretmek için kumandayı elimden tutup, arkama yaslanıp gösteriyordu. Resmen aletini kalçamda hissediyordum. Konuştukça sıcak nefesi boynuma, kulağıma geliyordu. Tahrik olmuştum. Kalçamı iyice ona yaslamıştım. Biraz öyle durduktan sonra, kulağıma çok güzel olduğumu söyledi. Ben artık dayanamadım ve birden dönüp dudağına yapıştım. Bahçede deli gibi öpüşüyorduk. Dilini ağzımın içinde gezdiriyordu, çok güzeldi. Bir yandan da iri kalçalarımı okşuyordu. İçeri gitmek istediğimi söyledim. İki eliyle popomdan kaldırdı, ben de bacaklarımı beline dolayıp, kucağında öpüşe öpüşe eve girdik…

Kendi odasına götürdü beni. O beni soyarken, ben de onu soymaya başladım. Çırılçıplak kalmıştık. Yarağı kocaminkiyle aynı uzunlukta, fakat daha kalın ve daha düzgün şekilliydi. Tertemizdi, hiç kıl falan da yoktu. Hemen eğilip emmeye başladım. Mis gibi kokuyordu. Taşaklarını emerken inlemeye başlamıştı. Sonra beni üzerine ters alaraki o da benim amımı yalamaya başladı. Bir yandan da parmağını götüme sokuyordu. Delirmek üzereydim, vıcı vıcık olmuş amımdan sular akıyordu, “Sik artık!” diye bağırıyordum. Fazla yalvartmadı, beni sırtüstü yatırıp kasıklarımdan tutup yatağın kenarına çekti, bacaklarımı omzuna alıp, yarrağını usulca kaydırdı amıma. Dibini bulduğunda, belimden tutarak deli gibi sikmeye başladı. Okadar hızlı girip çıkıyordu ki amıma, kasıkları kasıklarıma çarptığında ‘Şap şap şap!’ sesler geliyordu. Okadar güzel sikiyordu ki, sesim kısılacaktı inlemekten ve bağırmaktan…

Ben çoktan orgazm olmuştum, fakat o halen sikmeye devam ediyordu. Ben ikiniciye orgazm olurken, yarrağını çıkarıp, göbeğime ve göğüslerime doğru boşaldı. Sıcacıktı dölleri. İkimiz de aynı anda boşalmıştık. Yanyana uzandık ve dinlendik biraz. “Duşa girelim! dedi. “Tamam, ama saçımı ıslatmamam lazım, değilse kocam şüphelenir!” dedim. Elleriyle sadece vücudumu yıkadı. Sonra yine odaya geçtik ve öpüşüp sevişmeye başladık. Az sonra yarağı yeniden sertleşmişti. Bu sefer kendisi sırtüstü yattı ve beni ata biner gibi yarrağına oturttu. Deli gibi zıplıyordum. Zıpladıkça da 95 beden göğüslerim hopluyordu. Göğüslerimi avuçluyorken uçlarını ısırıyordu. Çığlıklarımı duydukça, “Gönlünce bağır aşkım!” diyordu. O henüz boşalmamıştı, ama ben yine orgazm olup boşalmıştım. Yorulmuştum, indim üzerinden ve yatağa attım kendimi…

Beni yüzüstü çevirdi ve kaba etlerimi öpüp, ısırıp, emmeye başladı. Kocam hiç yapmıyordu bunu, işi bitti mi arkasını döner uyurdu hemen. Engin bu arada götümün yanaklarını yoğuruyor, arasıra iyice ayırıp, göt deliğime dilini değdiriyor, deliğin etrafını yalıyordu. Parmağını götüme sokup, “Seni burdan da sikmek istiyorum!” dedi. “Tamam yap, fakat ilk kez olacak!” dedim. Biraz daha yaladı, parmağıyla genişletmeye çalıştı, sonra beni domaltıp yarağını sokmaya çalıştı, çok zorladı fakat giremedi. Yarrağının başı giriyordu, gerisi girmiyordu birtürlü. Aslında girerdi, ben eve geç kalırım telaşıyla kendimi çok kasıyordum. “Ordan başka bir zaman yapalım canım!” dedim. Beni kırmadı. Ben de onun yarağını yalayarak boşalttım…

Toparlandık ve beni evimin yakınına bıraktı. Birbirimize telefon numaralarımızı vererek vedalaştık. Artık Engin’le her fırsat bulduğumuzda sikişeceğim…

Kaynatam beni köyde bırakıp bir haftalığına askerdeki kocamı ziyarete Giderken ??Iki eksik etek evde yanlız kalmaz?? diyerek abisinin torunu mehmet?i geceleri yanlız kalmayalım diye bize çağırdı. Küçüklüğünden beri tanıdığım Mehmet onaltısını bu sene bitirdi. Daha dün kısa pantolonla gezerken şimdi boylu poslu bir delikanlı olmuştu ama davranışları daha çocukluktan tamamen çıkmış gibi durmuyor, iri yapısına rağmen hala oyun peşindeki köy çocuklarından biri olarak görülüyordu. Kayınbabamın gittiği günün gecesi hep birlikte yatacağımız döşeği ortaya serdim. Yataga girecegimiz sıra baktım bu oğlan çok irileşmiş eh görümcemde ilk adetini göreli beş ay kadar oluyor, oğlanı döşekte kızdan yana yatırsam olmaz, en iyisi ben bunların ortalarına gireyim dedim ve ben ortada onlar iki yanımda yatmaya karar verdim. Karanlıkta döşeğin üstünde soyunurken farkına vardım ki çocuk benim soyunmamı merakla gözlüyor. Neyse oğlan çocuğu merakındandır diye üstünde durmadım ama bir yandan da bu karıların çıplaklığına düşkün oğlanın erkekliği ne olabilir ki diye merak içinde yorganın altına girip uzandım. Bizden az önce yatan kız çoktan uyumuştu bile. Ben yanımda eni konu bir erkek yatıyor olmasının verdiği heyecanla bir sağa bir sola dönerken dalmisim. Uykumda tenimi yakan rüyalar görüyordum. Güya kocam, kaynatam ve tanımadığım bir kaç erkek daha beni aralarına almışlar sırayla düzüyorlardı. Uykumda olmasına rağmen,sanki gerçekmiş gibi o kadar zevk almışım ki bir ara bacağımı yanımda sırt üstü uyuyan çocuğun bacak arasına atmışım. Kadınlığımı oğlanın baldırına bastırdığımı farkedip uyandigimda çocuğun bunun farkında olup olmadığını anlamak için dikkat kesildim. Nefesinin muntazamlığından derin bir uykuda olduğunu anladığım genç erkeğin organı bacağımın altında dikilmiş, karnına yaslanmış durumdaydi. Bir müddet hiç kıpırdamadım. Sonra bacağımı yavaşça çocuğun üstünden çekip çok merak ettiğim sertleşmiş organına elimi uzattım. Bu oğlan onaltı yaşında bir velet olmasına rağmen kamışı kesinlikle kocamınkinden çok daha iriydi. Biraz sıvazlayıp okşadığım sertleşmiş genç erkek organından elimi çekerken azgınlığımı giderebilmek telaşıyla elimi külodumdan içeri soktum. Zevk sularımla kayganlaşmış olan kadınlığımı iştahla bir müddet okşayıp yanımdaki oğlanın hala dimdik duran kalın kamışını bir kez daha usulca avuçlarken zangır zangır titreyerek boşaldım. Biraz rahatlamış olarak kendimi temizlemek üzere önce hamama sonra da işemek üzere helaya gidip geldikten sonra yatıp uyudum. Ertesi gün bu genç irisi oğlana daha bir dikkatli bakmaya başlamıştım. Bacakları uzun ve yay gibi, kalçaları gergin ve dik duran çocuğun omuzları da şimdiden ciliz kocamınkinin neredeyse iki katı genişlemişti. Pantolonunun önündeki kabarıklığa bakınca gece yatakta dokunduğum sertliğin gerçekten de bir kadını fazlasıyla tatmin edebilecek gelişkinlikte olduğuna karar verdim. O akşam döşekleri sermeden önce görümcem dün gece yatakta çok daraldığını söyleyince gece oğlanla yanlız yatabilme fırsatının doğduğunun ümidiyle kıza ayrı bir döşek açıp yatırırken Mehmet?in soyunup yatağa girmesiyle de ben ışığı kapatarak yatmaya hazırlandım. Tamamen soyunup oğlanın memelerimin görüntüsünü karanlık odada merakla seçmeye çaIıştığını keyifIe farkederken çıplak bedenime geceliğimi geçirdikten sonra oğlana ?iyi geceler ablam? deyip uykuya daldım. Derin uyku sırasında gördüğüm rüyadan mı yoksa başka bir şeyden mi ne olduğunu önce farketmediğim bir şeyden etkilenip kadınlığıma ateşler bastığını hissederek uyanmışım. Biraz kendime gelince arkamdan bana sarılan çocuğun kabalarima dayanıp sertleşmiş organının kalçalarımın arasına girmek için bastırıldığını farkederek bunu bilerek yapıp yapmadığını anlamak için bir müddet hiç kıpırdamadan bekledim. Çocuğun ellerinin hareketsizliğinden ve kendini ardıma bastırmasındaki düzensizlikten uykusunda farkında olmadan bunu yaptığına karar vererek uyku halinin bilinçsizliğine rağmen pijamasının önünden çıkan kamışını istekle bacaklarımın arasına sokup çıkaran çocuğa yardımcı olmak için bacaklarımı biraz araladım. Bacak aramda sıkışmaktan kurtulan, başının sertliğini kadınlığımın girişinde hissettiğim sert kamış oğlanın düzensiz yüklenmelerine rağmen içime girmeye başlamıştı. Onun uykusunda bilinçsizce yaptığından emin olduğum hareketlerin her ikimiz için de daha zevk verici hale gelmesi için kalcalarimi kalınlığını içimde hissetmeye başladığım erkeklik organına doğru ittirmeye başladım. Çok geçmeden uykudaki genc erkek kendini bana doğru şiddetle bastırarak içime boşalmaya başlamisti ki ben de bir hayli tahrik olmuş olmanın etkisiyle korkunç bir zevk patlaması içine girdim. Tohumlarını içime fışkırtan genç erkeğin organını sıkıca kavrayan kadınlığım şiddetli zevk kasılmalarıyla çocuğun ersularını iştahla sağıyordu. Boşaldıktan sonra arkamda uyumaya devam eden Mehmet?in sertliğini koruyan zevk aletini dakikalarca içimden çıkarmadım. Bir müddet sonra erkek organini icimden cekip arkasını dönünce içimi boşalmış ve eksilmis hissederek bu eksikliğin verdiği mahzunlukla birlikte uykuya daldım. Akşam vakti tarlalarından yorgun ve çok kirli dönen Mehmet`e yatmadan önce Hamamda su isittigimda kucuk görümcem çoktan yatmış mışıl mışıl uyuyordu. Mehmet?in hamamdan çıkmasını beklerken hazır su ısınmışken bende yıkansam mı diye düşünüyordum. Banyonun kapısına gidip; ´´Sırtını ovmamı istermisin Mehmet?? diye seslendiğim oğlan; ´´Yok abla işim bitti, ben birazdan çıkıyom gayrı? deyince toy oğlanın çıplaklığından utandığı için girmemi istemediğini düşündüm. Ani bir merakla dün gece beni uykusundayken bilinçsizce düzerek zevk denizinde boğmuş delikanlının çıplak bedenini görebilme arzusuyla banyonun boyuma göre yüksek penceresinin altına koyduğum büyük süt bakracını ters çevirerek üstüne çıktım. Hafifçe buğulanmış camdan gördüklerim karşısında bacaklarım şehvetle titremeye başladı. Çıplak, tüysüz ama kaslı vücudu iştah artırıcı bir ıslaklık içindeki oğlan kurnanın yanına yayılmış, avucuyla kavradığı yay gibi gerilmiş erkekliğini dibinden ucuna kadar sıvazlarken diger eliyle de sanki kız memesi avuçlarmış gibi kendi memelerini sıkıyordu. Demek bu yüzden girmemi istememiş diye düşünürken büyülenmişcesine yeni yetme oğlanın erkek güzeli vücudunu hayran hayran izlemeye koyuldum. Elinin hareketleri hizlandiktan bir iki dakika sonra şaşkın bakışlarım arasında gergin kamışının ucundan fışkıran ersuları en az iki metre ilerideki duvara yapıştıktan sonra havada yarım daireler çizerek banyonun zeminine düşmeye başladı. Ben yedi sekiz defasını sayabildiğim fışkırmalari artık bitti derken çocuğun kamışının ucundan hala bacaklarına doğru beyaz sıvılar akmaya devam ediyordu. Şahit olduğum bu sahneden öyle etkilenmiştim ki bir elimle memelerimi, bir elimle de yangın yerine dönen kasıklarımı istahla ovalamaktan kendimi alamadım. Delikanlının bir müddet hareketsiz kaldıktan sonra su dökünmeye başlaması üzerine çıkmaya hazırlandığını anlayıp bakracın üzerinden indim ve eve girip iceri gelmesini bekledim. Az sonra banyo kapısının önüne bıraktığım pijamalarını giyip yatmak için odaya giden cocugun önünde serbest bir şekilde sallanan şişkin erkeklik takımlarını görünce birden aklıma çocuğa temiz don vermediğim geldi. Zavallı oğlan benden don istemeye utanıp pijamasını çıplaklığının üstüne geçirivermiş olmalıydı. O yatağa girip uyumaya hazırlanırken ben hamama giderek arzu dolu vücudumu doyasıya yıkayıp az önce yarım kalmış olan kendimi okşamalarıma sıcak suların vücudumdan akarken verdiği ıslak zevk eşliğinde devam edip, genç aygirin hamamın duvarlari ve yerlerine yapışan döl sularının benzersiz kokusu genzime dolarken rahmimde olusan şiddetli kasılmalarla boşaldım. Bu gunluk rahatlamis olan bedenime bolca sular dökündükten sonra hamamdan çıktım. Saçlarımı havluyla kuruladıktan sonra çıplak bedenime geceliğimi geçirerek uyumuş gibi görünen oğlanın yanına uzandım. O gece sabaha kadar belki on kere uyanıp, yanımda yatan bu dipdiri erkek bedenini okşamamak için kendimle mücadele edip yatakta bir saga bir sola donup durduktan sonra nihayet kendimden gecip uyuyakalmisim. Ertesi gün her zamanki günlük işlerle geçti. Mehmet o gün arkadaşlarıyla bağlarda eğleneceklerini, akşam biraz geç geleceğinden merak etmememi söyledi. Gece olup hava karardığında Mehmet hala ortada yoktu. Biz görümcemle döşekleri açıp yattık. Aradan yarım saat geçip kapının önünde birinin tuhaf bir sesle bir şeyler söylediğini duyunca perdenin aralığından şöyle bir baktım. Mehmet kapı eşiğinde sırtı duvara dayalı ve gözleri kapalı olarak adeta kendinden geçmiş gibi oturmaktaydı. Oğlanın başına bir şeyler geldiğini düşünüp telaşla dışarı fırladım. Hemen kollarından tutup kendine gelmesi için hafifçe sarstığım çocuğun ağzından gelen kuvvetli içki kokusunu hissedince neler olduğu anlaşıldı. Acemi oğlan kör kütük sarhoş olana kadar içmiş olmalıydı. Bizim köyde yeni delikanlı olmuşların adetidir. Böyle toplanıp arada bir içmeye gider sonra da zil zurna sarhoş olup babalarından bir güzel dayak yerler. Allahtan bu gece bizde kalacaktı da bu haldeyken babası görmeyecekti. Kalkması için zorladığım çocuk çoktan derin bir uykuya dalmış beni duymuyordu bile. Allahtan evin girişinden odadaki yatağa kadar hep düz ayaktır. Kollarından çeke çeke odaya getirdiğim Mehmet?i yatağın üstüne yatırarak ayağından ayakkabılarını ve çoraplarını çıkardım. Leş gibi alkol kokan gömleğini sırtından çıkarıp kemerini çözdüğüm erkeğin pantolonunu aşağı çektiğimde karşıma çıkan tahrik edici görüntü karsisinda ister istemez eyecanla nefes alis verisim hizlandi. Bütün bunları yapmak o kadar güç harcamama neden olmuştu ki yatağın üstünde çıplak yatan genç erkeğin pijamasını biraz soluklandıktan sonra giydirmeye karar verdim. Akşamdan mangalla ısıttığımız oda közlerin hala canlı olması nedeniyle hala sıcak olduğundan nasılsa üşümezdi. Biraz kendime gelince yatağımın üstünde anadan doğma yatan, sopa gibi dikilmiş erkeklik organı iri koçlarının arasında iştah açıcı bir şekilde uzanan erkeğin cinsel cazibesiyle azdığımı hissediyordum. Dün gece bir erkekle gidermeyi çok istediğim cinsel arzularım yeniden depreşip uyanması mümkün görünmeyen, uyansa bile hiç bir şeyin farkında olamayacak kadar sarhoş durumdaki genç erkeğin bedenine dokunmak için içimde büyük bir arzu duymaya başlamıştım, Karanlık odada büyük bir cesaretle tamamen soyunup döşekte yatan oğlanın üstüne çıktım. Bedeninin sıcaklığını tenimde hisseder etmez kadınlığıma doğru yakıcı bir ateş seli akarken Mehmet derin bir uykuda hiç kıpırdamadan yatıyor, ancak bacaklarımın arasına bastırdığım erkekliği son derece uyanık görünüyordu. Bir erkeğe ilk defa bu şekilde yaklaşmanın üzerimde yarattığı çok farklı heyecan duyguları bana neredeyse tecavüz ediyor olduğum bu genç çocuğun bedeniyle istediğim her şeyi yapmamı emretmekteydi. Mehmet?in bıyıkları yeni terlemeye başlamış olan iri dudaklarına ufak buseler kondurarak henüz gelişmiş ama bir hayli babayiğit yapıdaki bedeninin her noktasında dudaklarımı gezdirmeye başladım. Bacaklarını araladığım erkeğin baş kısmının ufaklığına rağmen oldukça kalın gövdeli ve uzun organını ağzımın içine keyifle sokup iştahla emerken o ana kadar hep erkeklerin hakimiyetinde geçmiş olan sevişmelerimin tersine bu defa canım istediği gibi tadını çıkarıyordum. İri koçlarını birer birer emdiğim genç erkek derin uyku halinde bile zevk aldığını belli eder şekilde hassas yerlerini emerken zevkle inliyordu. Daha fazla dayanamayıp çocuğun yay gibi kıvrılıp karnına yapışan, dibine doğru neredeyse bir aygırın ki kadar kalın tokmağının üstüne oturdum. Dibinden kavrayıp kızışmış deliğimin girişine denk getirdiğim ufak başı kolayca içime kayarken gövdesine doğru dar kadınlığımda sıkıştı. Dibine doğru anormal kalınlığını içime sığdırabilmek için kendimi iyice aşağı bastırmam gerekti. Devleşmiş, demir gibi sert erkeklik organının kadınlığımda yarattığı müthiş zevk veren gerilme hissiyle birlikte, biraz da yatağımı kaç gecedir paylaştığım genç erkeğin yarattığı azgınlıktan olacak, oğlanın üstüne henüz binmişken vücudum titremelerle kasılmaya, aşk deliğim içine saplanmış kalın kalın tokmağı arsızca yoğurmaya başladı. Memelerime dokunulmasına olan ihtiyacım her zamankinden çok daha fazla artarken, kendimi uyuyan oğlanın ağzına bastırıp iri memelerimi emdirmeye çalıştım. Öyle kendimi kaybetmişim ki bir an çocuğun boynunu hırsla emdiğimi telaşla fark edip dudaklarımı yapıştırdığım yerde yuvarlak bir morluk bırakarak aynı hırsla körpe oğlanın dudaklarına uzandım. Zevk kasılmalarım azaldığında zevkle altımda ki çocuğa sarılıp dudaklarını iştahla emdim. Doymak bilmez bir azgınlıkla birlikte içimdeki çelik gibi sertleşen aletin bas kısmını kadınlığımın arzuyla şişmiş dudaklarına kadar çıkartıp her defasında koçlarının yuvarlaklığını hissedinceye dek kalçalarımı indirip kaldırmaya başladım. On beş dakika kadar şehvetle terleyen vücudumda gezinen zevk verici elektriklenmelerin eşliğinde diri organın üstünde inip kalktıktan sonra altımdaki uyuyan oğlanın vücudu yay gibi gerilip inlemeye başladığında gelmek üzere olduğunu anlayarak hareketlerimi hızlandırdım. Biraz daha dayansa birlikte tükenecekken altımdaki genç erkek uyku halindeki bilinçsizliğine rağmen kalçalarını kaldırıp içime fışkırmaya başladı. Telaşla ona yetişmeye çabaIarken belinin geldiği için yumuşayacağını sandığım organının kadınIığım da aynı sertliğini koruduğunu fark edince ´´Acaba boşalmadı mı?? diye şüpheyle durakladım. Deliğimden bacaklarıma sızan bol miktardaki sıvıya parmaklarımı sürüp koklayıp dilimin ucuyla tadarken, ersuyunun çok iyi bildiğim kokusu ve tadını alarak henüz boş almasına rağmen gençliğinin verdiği güçle erkekliği yumuşamayan Mehmet`e tutkuyla sarılıp kalçalarımı arsızca üstünde indirip kaldırmaya devam ettim. Neredeyse iki saat süresince erkek sırtüstü yatarken kadının uyguIayabiIeceği ne kadar duruş varsa deneyip defalarca müthiş doyumlar yaşadıktan sonra nihayet rahatlamıştim. Sarhoşluğun verdiği derin uykusuna devam eden genç erkeğin ustunu giydirdikten sonra pijamasının içinde hala dimdik duran organını elimle son bir defa sıvazlayip tatlı bir yorgunluk hissettiğim bedenimi döşeğe attim. Sirtimi genc erkegin bedenine yasladiktan sonra buyuk bir doygunluk içinde uyumusum. Sabaha karşı bir ara uyandığımda beni bir sürpriz bekliyordu. Arkamdan bana sarılıp, iki gece önce yaptığı gibi kalçalarıma yapışmış olan çocuk biraz çekilip bedeninin sıcaklığını tenimden uzaklaştırdiginda ardımda bir ıslaklık hissederek elimle kendimi yokladım. Geceliğime bulaşan yapışkan ıslaklıktan gece boyunca mutlu olmamı sağlayıp yanlızca bir kere boşalmış olan oğlanin derin uykusu sırasında kalçalarıma sürtünerek ikinci kez boşaldığı anlaşılıyordu. Hala kendinden geçmiş bir şekilde uyuyan delikanlının pijamasının önündeki sırılsıklam yapışkan ıslaklığı görünce de bu düşüncemde haklı olduğumdan emin oldum. Onun bu halde bir iki saate kadar kalkacak olan genç kızın önünde yataktan kalkamayacağını bildiğimden üşenmeden kalkıp hamamı yaktım. Su ısındıktan sonra sarsarak uyandırıp; ´´Ablam hadi kalk git banyo yap kirlenmişsin ? dedim. Önce uyanmakta güçlük çeken, hala içtiği aşırı içkinin etkisi altındaki cocuk gözlerini zorla açıp biraz kendine gelince ne dediğimi yarı anlamış yarı anlamamış halde, işaret ettiğim önüne bakarak utançla yatağın içinde kalkıp oturdu.´´Hadi ablam benden utanma, bu normal birşey? diyerek moral vermeye çalıştım. Ayağa kalkmaya calsiren sallandığını farkedince koluna girip banyoya götürdüm. ?Hadi soyun gir? derken utançla başını eğen oğlanı banyonun kapısından itip; ´´Amaaan Mehmet gören de seni yiyeceğim sanır? deyip pijamasının üstünü çekip çıkardım.´´Hadi al şu peştemalı beline sar ben dışardayken, sonra da ben seni yıkayacağım. Yoksa senin bunu yapacak halin yok? dedigimde hiç sesini çıkarmayan utangac oglan soyunurken daha sonra kendim de yıkanmaya karar vererek kirlenmiş geceliğimi çıkardım. Çıplak memelerimin üstünden tutturduğum peştemalla birlikte banyoya girdim. Kurnanın yanında uslu uslu oturan hala yarı sarhoş durumdaki oğlanın başını sabunladıktan sonra iyice köpürttüğüm lifle vücudunu ovmaya başladım. Henuz yetişkinlige ulasan erkek vücuduna ilk defa dokunuluyor olmasından olsa gerek, utangac gözlerini ıslanan peştemalıma yapışmış olan dolgun memelerime dikmiş olan genç boğanın erkekliği gece üç defa boşalmış olmasına rağmen yine ayaklanmış, beline sarılı peştemalın altında bir çadır meydana getirmişti. Bacaklarını liflerken peştemalını biraz yukarı ittigimde erkekliğinin iştahla dikilerek gerginleştirdiği iri koçlarini görebiliyordum. Sirtini sicak mermere yaslayip gozlerini yummus olan Mehmet bacak aralarini kopuklu lifle sabunlayip iri koclarina temas ettigimde bile tepki vermezken durumdan nasil etkilendigini islak pestemala yapisip gergin bir yay halinde dikilen erkekliğinin bastan cikarici şekli ele veriyordu. Biraz doğrulmasını söyleyip sırtını liflemek için üstüne eğilince göğsümden tutturduğum peştemalım açılarak sırtımdan iki yanıma doğru sarktı. Tam yüzünün hizasındayken bütün çıplaklığıyla memelerim Mehmet?in neredeyse yuzune yapisacakmis gibi oldu. Bir anlik panikle toparlanıp kapatmayı düşünürken gözlerinin kapalı oldugunu tekrar farkederek uçlarını şöyle bir iliştirdiğim peştemalı belimde tutturup sabunlamaya devam ettim. Sirtini sabunlamak için eğilip kalktıkça ister istemez memelerim genç çocunun başına yaslaniyordu. Sabunlu lifi gergin kalcalarina doğru sürttükçe beline sarılı peştemalı gevşeyip aşağı kaymaya başladı. Yanlarını sabunlayıp aynı işleri tekrarlarken de iyice mayışıp kendini bırakmış oğlanın uyukladığını gorup erkekliğini örten örtünün kaymasına aldırış etmedim. Damarlarının şişkinleştiği kalın organ düzenli kısa vuruşlarla havayı dövüyordu. Yine kendinden geçmiş haline güvenip lifi kasıklarına doğru sürerken hareketlerimi iyice yavaşlatmıştım. Karnına doğru dikilen kamışının altında kalan iri koçlarına çok yumuşak hareketlerle okşar gibi köpüklü yumuşak lifi sürmeye basladigimda yüzüne bakıp tepkisini kontrol ederken hassas yerlerine dokundukça yumduğu gözlerini açmayan genç erkeğin bu durumdan zevk aldığı yüzünün arzuyla kasılmasından belli oluyordu. Genc erkegin bu hem edilgen hem de etkin hali cesaretimi artırarak bir elimle lifi duyarlı organının çevresine tahrik edici bir hassaslıkla dokundurmaya devam edip diğer elimle de sanki yaptığım iş gereğiymiş gibi gövdesinden iki parmagimla tutugum ask kilicini hafifçe aşağı çekerek göbeğini sabunlamaya başladım. Gergin bir yay gibi parmaklarımın arasından kurtulup karnına çarpan köpükler içindeki kayganlaşmış organın çıkardığı kamçılama sesi üzerine oğlanın yüzüne şöyle bir baktım. Tepki vermediğini görünce bu defa avuçlayarak gövdesinden kavradığım diri erkelik organini tamamen kontrolum altına aldım. Elimin bu doğrudan temasıyla genç bedeni şöyle bir gerilen oğlanın bir elimle vücudunu sabunlamaya devam ederken diğer elimde tuttuğum kamisini artik ayan beyan sıvazlıyordum. Hızlı hızlı solumaya başlayan çocuğun boşalmasının hızla yaklaşmakta olduğunu farkedince çok zevk aldığım bu işi biraz daha uzatmak üzere kurnadan tasa doldurduğum sıcak suları genç aygırın zevkle gerilen bedenine döktüm. Köpüklerin akıp gitmesiyle, tüysüz ama yetişkin erkek bedeni iştah açıcı duru teninin çekiciliğiyle ortaya çıkan delikanlı uyanıksa bile kendisine yaşatılan hoşuna gittiğini sandığım olayın büyüsünü bozmamak için hiç bir tepki vermeksizin çıplak bedenini yıkamama sesini çıkarmadan gözlerini uyuyor gibi yumarak uysalca önümde oturuyordu. Tekrar kapalı gözlerine bakarak önünde eğildiğim erkeğin artık her an fırlatılmaya hazır bir mızrak gibi duran organını ağzıma soktum. Dudaklarımın temasıyla vücudu gerilip kalçalarını oturduğu yerden biraz kaldıran Mehmet bir kaç kere kuvvetle emip sokabildiğim kadar ağzıma aldığım iri erkekliğinin bereketli döllerini aniden boğazıma fışkırtmaya başladı. Ağzımın içinde atışlarını hissettiğim kamışını elimle sıvazlarken koçlarını nazikçe avuçladığım genç erkek kendini sıkarak inliyor, neredeyse hepsini ağzıma sokmak istermiş gibi uzun kamışını boğazıma doğru bastırıyordu. Boşalıp sakinleşen Mehmetin gözleri hala kapalıyken üstüne bol bol su döktükten sonra; ´´ Hadi ablam,sen çık artık ben yıkanayım? dedim. Sanki hiç bir şey olmamış gibi davranmakta gizlice anlaşmışçasına müttefik olduğumuz genç oğlan utangaç bir tavırla uzattığım havluya sarınıp dışarı çıkarken mahcup bakışlarını üstümden çözüp kurnanın kenarına bıraktığım peştemalın altından çıkan çıplak vücudumdan ayıramıyordu.

Merhaba 31 severler. Ben Aslı, 27 Yaşındayım, 1.70 boyunda, 55 kilo, beyaz tenli ve güzel bir bayanım. Simsiyah gözlerim ve pembe dudaklarım var. 2 sene süren bir evlilikten sonra, kocamla anlaşamadık boşandık ve genç yaşımda dul kaldım. Eniştem (teyzemin eşi) 50 küsür yaşında, 1.75 boylarında, yaşını hiç göstermeyen, yaşına göre halen siyah saçları olan, kendine bakan biridir. Aslına bakarsanız o güne kadar eniştemle böyle bir olay yaşayacağım hiç ama hiç aklıma gelmezdi.

Dul olmama rağmen kendimi kasan bir insan değilim, daima rahat olmuşumdur. Teyzemlerle bir araya geldiğimizde, rahat kahkahalar atar, onların ayıp diye açmadığı konuları açar, gönlümün istediği gibi muhabbetler eder, şakalar yapardım. Bir gün yine teyzemlerle bir araya geldik. Muhabbet ederken, konu çok iyi bildiğim eski dönem Türk sinemasının ünlü oyuncuları hakkında açıldı ve sohbet etmeye başladık. Ben F…. A…’ın oynadığı filmleri sayarken, eniştem birden itiraz etti, “O filmde başkası oynuyordu!” diye. Şaşırdım kaldım. Biraz da inatçı biri olduğum için bu konu eniştemle iddaya girmemize kadar gitti. İddayı kaybeden bir şişe Rakı alacak ve içecektik. Ben çok alkol alan biri değilim, ama arada iyi gidiyor. Eniştemin de benden farkı yoktur, o da az içer. Neyse iddaya girildikten sonra hemen internete baktık ve ben kazanmıştım. O günden sonra her fırsatta Enişteme takılır oldum, “Enişte şu Rakıyı da bir içemedik gitti!” diye onu kızdırıyordum.

Birgün telefon çaldı. Annem hazırlandığı için telefona ben cevap verdim. Arayan Eniştemdi, “Aslı Rakıyı aldım, hadi gel içelim!” dedi. Doğrusu bunu hiç beklemiyordum, o şaşkınlıkla, “Tamam Enişte!” diyebildim sadece. O gün de Annemle Teyzem, bir tanıdıklarının altın günü vardı, oraya gideceklerdi. Eniştemle yaptığım telefon görüşmesinden sonra Anneme durumu anlattım. Annem sadece, “Tanrım sen akıl fikir ver bunlara!” dedi. Teyzemlerin evi bize çok uzak değildi, hava da sıcak olduğu için altıma bir eşofman ve üstüme de askılı bir tişört giyip, Annemle beraber çıktık evden. 3 dakika sonra Teyzemlerdeydik.

Kapıyı Teyzem açtı, ben içeri geçtim. Annem kapıda Teyzemi bekliyordu. Teyzem de annemi bekletmemek için beni öpüp çıktı. Evde eniştemle beraber kalmıştık. Eniştem, “Hadi Aslı masayı hazırlayalım!” dedi. “Tamam enişte!” dedim ve yemek odasına geçtik. Peynir, Kavun, Süzme Yoğurt, Tavuk, Buz ve tabiki Rakı. Ne ararsanız vardı masada. Eniştem hafif birde damar müzik açtı ve “Hah şimdi tamam oldu!” dedi. Gülüşe gülüşe masaya oturduk. Herşey çok güzeldi, eğlenceli muhabetler ediyor, şakalaşıyorduk. Aradan 2-3 saat geçmiş, biz bir büyük Rakıyı bitirmiştik. Ama alışık olmadığımız için alkol ikimizi de etkilemişti…

Birden Eniştem koluma yapıştı, “Hadi kalk Aslı, dans edelim!” dedi. Ben o kafayla, “Olur Enişte!” dedim ve kalktım. Ayakta zor duruyordum oysa. Dans ederken Eniştem bana iyice sokulmaya başladı, resmen sikini göbeğime değdiriyordu. Siki taş gibiyidi ve anladığım kadarıyla kocaman birşeydi. Gittikçe dahada çok bastırıyordu sikini göbeğime. Ne oluyor diye anlam veremeden Eniştem boynuma yanaştı, derin bir, “Ohhhhhhh!” çekti ve “Çok güzel kokuyorsun Aslı, harikasın!” diye fısıldamaya basladı. “Enişte ne yapıyorsun?” diye kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum, ama ne fayda, kene gibi sımsıkı sarılmıştı bana. Zaten ayakta da zor duruyordum, başa çıkmam imkansızdı. Dans ediyorduk sözde, ama Eniştem beni dans bahanesiyle yatak odasına kadar götürmüştü. Ben sürekli, “Enişte yapma, ayıp oluyor, bırak!” diyordum, ama Eniştem dinlemiyordu bile…

Beni yatağa doğru itmesiyle yatağa düşmem bir oldu. Rakıdan başım dönüyordu, gücüm kalmamıştı, hareketlerimi kontrol edemiyordum, ama herşeyin farkındaydım. Eniştem birden üzerime uzanıp, tişörtümü sıyırdı ve sutyenden kurtardığı göğüslerime saldırdı. Göğüslerimi öpüyor, yalıyor, emiyordu. Eniştemin başını göğüslerimden itmeye çalışıyordum, ama olmuyordu. Sonra elini eşofmanımın içine soktu. Bacaklarımı iyice kapadım, fakat Eniştemin eli amıma ulaşmış, amımla oynuyor, bir yandan da memelerimi yalayıp ısırıyordu. Sonra doğruldu ve eşofmanımla birlikte külotumu aşağı sıyırdı, kafasını amıma gömdü ve amımı yalamaya başladı. İlk başta Eniştemin kafasını iteklemeye çalışsamda, yalan yok, az sonra zevk almaya başlamıştım. Hatta yavaş yavaş inliyordum. Biliyorum çok kötü birşeydi bu yaptığımız, ama resmen sıtmaya tutulmuş gibi sarsıla sarsıla orgazm oluyordum. Eniştem de amımdan akan zevk sularımı şapur şupur yalıyor, “Ohhhh, harika amcığın var Aslı!” deyip duruyordu…

Ben artık kendimi salmıştım, birinci orgazmımın ardından, Eniştem yalayarak beni ikinci orgazmıma doğru yaklaştırıyordu ki, tam o anda merdivenlerde Annemlerin sesini duyduk. Eniştem apar topar kalktı ve mutfağa geçti. Ben de üstümü başımı düzeltip uyuyor numarası yaptım. Neye uğradığımı şaşırmıştım, ama çokta zevk almıştım, hatta içten içe Annemler niye erken geldiler diye kızıyordum. Eniştem annemlere benim sarhoş olduğumu ve uyuduğumu söyledi. Oysa ben Eniştemle yaşadıklarımızı düşünüyordum. Tabii o gün annemin çenesinden ve dırdırından kurtulamadım.

Aradan birkaç gün geçmiş, halen o gün olanlar aklımdan çıkmıyordu, kendime engel olamıyordum bir türlü. Eniştemle en kısa zamanda başbaşa kalmalıydım, ama bir türlü cesaret edemiyordum buna. Ben bu düşüncelerle boğuşurken telefonum çaldı, arayan Eniştemdi. “Efendim Enişte?” diye telefonu açtım. Bana, “Seni özledim Aslı!” dedi sadece. “Ne diyorsun Enişte?” dedim. “Neden o günden beri gelmiyorsun bize?” diye sitem etti. “Hangi günden bahsediyorsun Enişte?” dedim. “Seninle çılgınlık yaptığımız günden!” dedi. Enişteme diyecek laf bulamadım ve telefonu suratına kapattım. O da bir daha aramadı. Şimdi o gün olanların üzerine birde Eniştemin telefonda söyledikleri eklenmişti. Beni özledigini söylemişti. Aslında ben de nedensiz bir arzuyla onu istiyordum. Belki de bu yüzden kapattım telefonu suratına, bilmiyorum.

O konuşmanın üzerinden 1 hafta geçmişti ve ben Eniştemle karsılaşmadım, o da aramadı. Fakat içim içimi yiyordu. Bu şekilde devam edemezdim ve tüm cesaretimle telefona sarıldım. Çalar çalmaz Eniştem açtı ve “Alo!” dedi. “Enişte canım cok sıkkın! Annem de evde yok, 2 bira alıp gelirmisin?” dedim. Eniştem hiç düşünmeden tamam dedi. Onun da bunu beklediği belliydi. Aradan yarım saat geçmeden kapı çaldı. Hemen koşup açtım. Eniştemin yüzünde şaşkın bir gülümseme vardı, belli ki benden böyle birşey beklemiyordu. Bense halen kendime inanamıyordum. Salona geçtik Eniştem biraları poşetten çıkarıp açtı, birini bana uzattı, diğerini de kendi içmeye başladı. Uzun bir süre hiç konuşmadık. Üzerimde kısa bir şort ve askılı badi vardı. Eniştemin gözleri bacaklarımdaydı. Farkındaydım, o da benim gibi yanıyordu, ama ikimiz de konuyu açamıyorduk.

Bu arada biralarımız da bitmişti. En sonunda Eniştem, “Eee biralar bitti, halen anlatmadın. Söyle bakalım canın neden sıkkın?” diye sordu. İçimden (Canım sıkkın değil Enişte, o bir bahaneydi, canım sikişmek istiyor!) diye geçirdim, ama bu şekilde söylemek yerine, “Hiiççç… öylesine!” dedim geçiştirdim. Eniştem anlamıştı sanki, “Yoksa sen de beni mi özledin?” dedi. “Olamaz mı?” dedim. “Olur!” dedi ve ayağa kalktı, yanıma geldi, ellerimden tutup beni de kaldırdı ve “Seni istiyorum Aslı!” deyip dudaklarıma yapıştı. Ben de karşılık veriyor, deliler gibi öpüşüyorduk. İçimden kendime kızıyordum, ama çokta zevk alıyordum. Öpüşerek odama kadar geçtik.

Eniştem bir çırpıda badimi, sutyenimi çıkardı ve göğüslerime yumuldu. Deli gibi yalıyor, emiyordu göğüslerimi. Ben de kısık kısık inliyordum. Birden yatağa yatırdı beni ve “Kaldığım yerden devam etmek istiyorum!” deyip bir çırpıda şortumu ve külotumu çekerek çıkardı. Amım su gibi olmuştu. Önce amımı elledi, “Ohhhh yavrum benim, harikasın! Harika amcığın var!” dedi, amımı parmaklayıp kokladı. Ben dayanamıyordum, sabırsızlıkla, “Hadi yala, bitir beni Enişte! Hep seni düşünüyorum!” dedim. Eniştem birden amıma yumuldu. Amımı yalıyor, am dudaklarımı ısırıyor, klitorisimi emiyor, dilini amımın içine sokup sokup çıkarıyordu. En az yarım saat yaladı. Kaç kere boşaldım hatırlamıyorum. Sadece, “Ohhhh, sik beni enişte, hadiiii sok artık sikini, yeter!” diye inliyordum…

Eniştem de daha fazla dayanamadı, “Tamam yavrum sikecem, azgın orospum benim!” diyerek soyundu. Yarağı kazık gibi duruyordu. Bacaklarımı ayırıp arasına yanaştı, yarağını eliyle tutup amımın dudakları arasına yukarı aşağı sürtmeye başladı. Amım zaten ıslaktı, şimdi vıcık vıcık olmuştu ve biran önce sokması için çıldırıyordum. “Hazırmısın yavrum?” diye sordu, “Evet, hemde çoktan, hadi sokkk!” dedim. Eniştem yarağını yavaş yavaş amıma sokarken öyle bir, “Ohhhh!” çekti ki, anlatamam. Ben zaten zevkten bayılmak üzereydim, sürekli inliyordum ve “Hadi hepsini sok, sik beni Enişte!” diyordum. Ben öyle deyince eniştem hepsini birden kökledi ve hızlı hızlı gidip gelmeye başladı. O şekilde Enitemle 15-20 dakika falan sikiştik ve ben orgazmlarımın sayısını unuttum…

Eniştem birden üzerimden kalktı ve “Domal!” dedi. Ben de hemen domaldım. Arkama geçti ve bir çırpıda amıma geçirdi o kocaman sikini. “Ohhhhhh!” diyebildim sadece. Eniştem belimden sımsıkı tutmuş, kendine doğru hızla çekiyor, bir yandanda yarağını amıma köküne kadar bastırıyordu. Kendimden geçmiş bir şekilde inlerken, Eniştemin çıkardığı hırlama seslerinden onun da boşalacağını anladım, “Sakın içime boşalma Enişte, korunmuyorum!” dedim. Eniştem yarağını amımdan çıkarıp, “Dön ozaman!” dedi. Hemen ona dogru döndüm ve beni bulutlara çıkaran o yarağı ağzıma alıp yalamaya başladım. Çok geçmeden Eniştem de böğürerek ağzıma boşaldı. Bütün döllerini yuttum ve biraz daha yaladım. Eniştem saçlarımı okşuyor, “Küçük orospum benim, süperdin!” diyordu. “Sen de harikaydın Enişte!” dedim. Yatakta birbirimize sarılıp biraz uzandıktan sonra, Eniştem kalktı, giyinip, dudaklarımı öperek gitti. Ben de banyoya girdim.

O günden sonra artık Eniştemle arada bir buluşup sikişiyorum. Çok ayıp biliyorum, ama o zevkten de vazgeçemiyorum. Şunu da belirtmeden edemiyeceğim, 50 küsür yaşında olmasına rağmen Eniştem beni Ex Kocamın eskiden siktiğinden çok çok daha iyi sikiyor. İşte böyle sex severler. Sizin yazdıklarınız olmasaydı, ben de bu hikayeyi burda anlatmaya cesaret edemezdim, hepinize çok teşekkürler!

Merhaba benim halaoğlunun, kapalı, alımlı ve benden 8 yaşbüyük bir karısı (Yengem) var. İkisi evleneli yaklaşık 10 seneleri olmuştur ve ben asla yengem hakkında kötü şeylerdüşünmemiştim, haliyle o zaman ufaktım.Ama bu senenin başından itibaren anlam veremediğim, tarifedemediğim birşeyler oluştu içimde, yengemi delice arzuluyordumve yengemi sikmek için içimde karşı konulamaz bir istek vardı.Yengemi görünce titremeye, konuşurken kekelemeye başlıyordum,oysaki aksanım çok düzgündür ve iyi bir konuşmacıolduğumu düşünüyorum. Yengemi gördüğümde heycanımıkontrol edemiyordum, içimde yengeme karşı olan duygularımıntavana vurmasıydı heycanım.Bu sene başında şimdiki karımla evlenme kararıaldık ve 2 ay önce evlendim. Evlenmeden önceki bir senelik dönem içinde benievlenme telaşı sarmıştı, evimi yeni baştanrestore ediyordum, ince ince işçilik yapıyor her karesineözeniyordum, sonuçta benim kendi evim olacaktı. Sağolsun halamınoğlu evimin kaba ve ince inşaatı için bana yardım ediyordu.Halaoğlunu hergün yardıma çağırıyordum, o da geliyordu.Ama benim amacım karısını, yani yengemi görmekti. Yengemigörünce kendimi iyi hissediyordum, yengemle bakışmak, yengemleyakın olmak bana mutluluk veriyordu. Yengemi sikmeyi o kadar çokistiyordum ki, tarif edilemez bir arzuydu bu. Yengemiher gördükten sonra banyoya girer, yengemi siktiğimi hayal eder ve 31 çekerdim.Yengem benim sex idolüm olmuştu…Ama biryandan da çok korkuyordum, çünkü halamın oğlu tehlikeli birtipti, dışarıya karşı psikopat, ama karısınakarşı kılıbıktı. Sanırım o da bazışeylerin farkındaydı. Bir keresinde halaoğlu bizdeydi,balkonda oturup çay içiyorduk, yanımızda annem ve babamda vardı.Yengem de yürüyerek bize geliyordu. O esnada halaoğlu anneme yengemigöstererek, “Benim karıya bak be, ne kadar güzelkıvırttıyor yürürken!” dedi. Bu laf beni tahrik etmeyeyetmiş de artmıştı bile. Halaoğlu yengemden 10 yaşbüyüktü ve çirkin hiç bir alımı olmayan bir erkekti. Yengemleevlenmesi görücü usülü ile olmuştu, büyükler karar vermiş ve yengemde kabul etmişti. Ama yanyana geldiklerinde dağlar kadar farkvardı, biri çok güzel, biri çok çirkindi. Yengem güzelliğininfarkındaydı, halaoğlu da karısınıngüzelliğinin farkındaydı ve eminim yengemin gözüdışarda olmasın diye, yengemi hergece sikiyordu. 2 taneçocukları vardı, bir erkek bir kız, gayet mutlu bir aileydiler.Yengem namusuna düşkün biriydi.Ama birşeyler olmalıydı, olmak zorundaydı, çatlamaküzereydim. Yengemi bir şekilde ikna etmem, kafasınıkarıştırmam, aklına kendimi sokmam gerekiyordu. Hemhalaoğlumdan korkuyor, hemde yengemin beni terslemesindençekiniyordum. Yengem benim gözümde mükemmel vücudu olan kusursuz birkadındı. Kocasıyla birlikte sürekli bize yardıma geliyorduve gecelere kadar çalışıyorduk.

Bazen kocası gelmiyor,sadece yengem anneme yardıma geliyordu. Evimin tabanı tahtadır,birgün yengem onları siliyordu. Badi giymişti, ben de ayakta sigaraiçiyorum. Yengem yerleri silerken göğüsleri dışarıçıkmak üzereydi, bembeyaz dolgun süper göğüsleri vardı. Yerlerisildikçe göğüsleri yerinden oynuyor, adeta daire çiziyordu. Yengem ya benimbakmamı istiyordu, yada benim düşüncelerimden habersiz gayet masumaneyardım ediyordu. Ben de bir aslanın avını yakalarkenyavaş ve derinden hareket ettiği gibi inceden süzüyordum yengemi.Yengeme bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum. İçimdeno an yengemin arkasına geçip hayran olduğum götüne bakmak geldi. Vearkasına geçtim, götünün ayrımı gözüküyordu. Deli olmaküzereydim. Yengemin gözlerinin içine azgın azgın bakmayabaşladım. Yengem de bana bakmaya başladı,anlamıştı durumu, sanırım oda istiyordu. İkimize de bir fırsat lazımdı.Ertesi gün yengem yine geldi. Busefer evde annem yoktu, pazara inmişti. Yengem annemi sordu, pazardaolduğunu, birazdan geleceğini söyledim ve bana yardım etmesiniistedim. Yengem “Tamam!” deyince beklenen fırsatçıkmıştı. Yengem mutfakta mermeri siliyordu, beliaçılmış, teni gözüküyordu. Dayanamadım ve arkadan direksaldırdım yengeme. Yengem daha bir şey demeye kalmadan, elimiamına attım ve üzerinde gezdirdim. Ve olan oldu,yengem kendini saldı bıraktı. Yengemin eteğinikaldırdım, bembeyaz külodun içinde külottan dışarıtaşmış kalçasını görünce delirdim. Külodunuindirdiğimde yengem kesinlikle karşı koymadı, o daistiyordu, belliydi. Ama vermemesinden korkuyordum. Vakit geçirmeden sikimiçıkarıp amına soktum. İçinegirince, aman Tanrım yengemin amıyanıyordu. Yengemin kafasını eğerek tezgaha domalttımve başladım sikmeye. 10 dakika sonra yengemboşalmıştı, ama ben geç boşalanbirisi olduğumdan dolayı sikmeye devam ediyordum. Yengem artıkçıldırdı, boşalmam için yalvarıyordu, yakalanmaktankorkuyordu. Ama bulmuşum amı,bırakırmıyım! Abana abana sikiyordum yengemin amını…Yengem yalvardıkça bengururlanıyordum ve inanamıyordum, sikmek için deli olduğumkadının amının içindeydim ve banayalvarıyordu. Zevkten çıldırmıştım ve yengemesormaya başladım, “Ben kimim?” dedim. Yengem ilkin anlamadı,birdaha sordum, “Şimdi ben senin neyinim?” dedim, “Erkeğimsin!” dedi.“Başka?” dedim, “Sikicimsin!” dedi. “Başka?” dedim,“Herşeyimsin!” dedi, çünkü yakalanmaktan korktuğu için biran öncebitmesini istiyordu. “Ben seni ne zaman istersem o zaman sikme yetkisine sahipinsanım! Böyle söyleyceksin!” dedim, yengem de söyledi. Götünü şamarlayarak yengemin amını sikmeyedevam ettim.

Yengem ikinciye boşaldı, ayakta duramıyordu,dizlerinin bağı çözüldü, “Ne olur boşal bebeğim!”dedi. “Peki! Ama götüne boşalacağım!” dedim. Yengemkocasına bile götünden hiç vermediğini söyledi ve kabul etmedi. Bubeni daha çok azdırdı, “Tamam! Hadi salona geçelim!” dedim, mutfaktanalıp kanepeye götürdüm. İnanamıyordum, o korktuğumkadın her dediğimi yapıyordu. Yenegem yakalanmaktan korkuyordu, amasikilmek de istiyordu, bu belliydi…Yengemi kanepeye oturttum vesikimi ağzına verdim. Yengem sakso çekmeye başladı.Tanrım, o nasıl bir şehvet, nasıl bir arzu! “Yenge kocanhiç senin ağzına vermedi mi?” dedim. “Onunki ufak, böyle bir yarrakemilmez mi?” deyince ben kendimi değişik hissettim. Kendi kendime,(Ulan bu karı namuslu, sana asla vermez, anca hayalini sikersindediğim kapalı karıya bak, neler diyor, neler yapıyor,taşaklarımı bile emiyor!) diye düşünüyordum. Sikimin damarlarıartık patlayacak duruma gelmişti. Yengemi kanepeye domaltıptekrar arkasına geçtim, kalçasını aralayıpamını yalamaya, aynı anda da götünüparmaklamaya başladım. Yengem kızdı, “Yapma!” dedi. “Dahafazla zevk alman için yapıyorum yenge!” dedim ve kabullendi bu durumu.Amacım yengemin götünü alıştırıp, onu zevktençıldırdığı anda götünden sikmekti. Ve beklenen angeldi, artık çıldırmıştı, birkez dahaboşalmak üzereydi, garip hareketler yapıyordu, konuşurken sesititriyordu, tam o anda sikimi götünün deliğinedayadığım gibi kökledim. Yengem acıylairkildi ve bağırmaya başladı, “Orospu çocuğu! Ben sanaordan yapma demedim mi? Çıkar şunu Piç kurusu! Bengidiyorum!” dedi. Ama benim bırakmaya niyetim yoktu, daha dayüklendim. Biraz götünde ileri geri yaptım, yengem kendinibıraktı, istemese de birkere götüne yarrakgirmişti, mecburen kabullendi…Yengemin götü alışınca, “Lan ben kocama vermiyorum,sen beni götümden sikiyorsun Piç!” dedi. Ben de gülerek, “Kocanlaaramızdaki fark bu, vereni herkes siker, benseistediğimi siker, herşeyi yapar ve yaptırırım!” dedim.Tebessümle, “Sen Piçsin!” dedi. “Piç de olsam, artık senin ikincikocanım, sen de benim orospumsun!” dedim ve yengemi götünden sikmeye devamettim. Ama tempoyu yavaşlattım ve konuşa konuşa sikiyorum götünü.Yengem, “Ulan sonunda ne yaptın ettin siktin beni, mutlumusun?” dedi.“Hemde nasıl! Ya sen? Sen de istemiyormuydun?” dedim. Yengem de, “İlkbaşlarda anlamıştım, zaten anlaşılmayacak gibideğildin, kızdım sana, ama birşeyyapamayacağını düşündüğümden birşey söylemedim,daha sonraları ben de istedim, busefer kendimekızdım, yakalanırsak ne olacak diye, ama şimdialtındayım işte, sik tadını çıkar, belki bir dahaolmayabilir!” dedi.

Deliye dönmüştüm, madem bu son olacak diye iyiceabandım hızlandım ve sonunda yengemin götüne boşaldım.Yengem hemen, “Annen gelir birazdan, toparlan!” dedi ve toplandık, sankibirşey olmamış gibi temizliğe devam ettik. Tabi annemgelene kadar ara ara oynaştık. Annem geldi, temizlik yaptık.Anneme çaktırmadan, yengemle ara ara birbirimize bakıp gözkırpıyorduk.Ben uzun bir aradan sonraevlendim ve yengemle birdaha sikişmedik, ama aklım sürekliyengemdeydi. Hemen hemen hergün ailecek görüşüyorduk. Kocasıyla bizegeliyor ve beni kıskandırmak için kocasına kur yapıyordu,deliriyordum, o da bundan zevk alıyordu. Birgün Bakkala Bira almayaçıktım, dönüşte balkonda yengemi gördüm. Bana, “Neyapıyorsun?” dedi. “Hiç, eve gidiyorum Bira içmeye!” dedim. “Karın neyapıyor?” dedi, “İşyerinde, çalışıyor!” dedim.“Annen evde mi?” dedi. “Evet!” dedim. “Salak anneni evden yolla da yanınageleyim!” dedi. Çıldırmıştım adeta, “Tamam, ben seniararım!” dedim, eve gittim. Anneme, “Anne hadi teyzemlere gidelim,canım sıkılıyor, kuzenlerimle konuşurum!” dedim. Annem“Tamam!” dedi, bindik arabaya gittik. 5 dakika sonra balkona sigara içmeye diyeçıktım ve tekrar içeri girdim, “Anne benim çıkmam lazım,karım aradı onun kredi kartıyla ilgili bir sorunvarmış, bankaya gidip geleceğim!” dedim. “Tamam!” dediler. Ordanayrılıp evime gittim, yengemi aradım, “Tamam, annem yok!” dedim…Yengem hemen geldi. Yengemi direkyatak odasına attım, soyunmaya başladık. Yengemin Tangakülot giymiş olduğunu görünce, “Ben de seni namuslusanırdım, Kaşar!” dedim. Yengem biraz bozulurgibi oldu, “Niye, ne oldu ki?” dedi. “Bakıyorumda benimle sikişmek için Tanga külot giymişsin!” dedim. “Ee Orospuettin beni! Hem erkeğime sexy gorüneyim ki, iyisiksin beni! Kocam beni asla 3 kere üst üste boşaltamadı, senbambaşkasın!” dedi. Çıldırdım, hemen yengeminbacaklarını omuzuma aldım, sikimi amınasoktum ve pompalamaya başladım. Yatak resmen sallanıyordu.Yengemin göğüsleri ileri geri hareket ettikçe, ben daha da azıyor vedaha hızlanıyordum. Yengem kendi göğüslerini okşamayabaşlayınca iyice kudurdum. İşaretparmağımı ağzına soktum, yengemparmağımı emiyor, biryandan göğüslerini okşuyor,biryandan da bana kendini siktiriyordu…Yengem az sonra yine yalvarmayabaşladı, “Daha hızlı sik erkeğim beni! Ben işteböyle sikilmek istiyorum!” dedi. Ben de aksine, yengemi çıldırtmakiçin sikimi yavaş yavaş sokup çıkartmaya başladım.Yengem resmen delirdi, “Yavaşlama Orospu çocuğu! Hızlı sikbeni! Çıkarma çıkarma, sok!” diye yalvarıyordu. “Ne kadaristiyormuş benim orospum! Götünü de sikeyim mi?” dedim. “Çookk! Çokistiyorum! Yanıyorum görmüyormusun? Sik! Sik de istersen götümden sik!”deyince ben yeniden hızlandım. Bir süre sonra yengemin iniltisiçoğalınca ağzına yastık soktum, ters cevirip yengemino bembeyaz dolgun harika götünü sikmeye başladım. Yengem, “Ohhhhhh!Geçir!” diye inliyordu. “Artık götten sikmeme kızmıyorsun?”dedim. “Oğlum yol geçen Hanına çevirdingötümü, hem bir kadın sikicisine kızar mı?” dedi. Uzunca birsüre yengemin götünü de siktikten sonra götüne boşaldım. Hementoparlandık, yengem evine gitti, ben de teyzemlere.Şimdilerde ise, o kapalı namuslu ev hanımı yengem başımabela oldu, sürekli işteyken beni arıyor, “Yanıyorum, gel benisik!” diye. Ben de işyerimden fırsat buldukça dışardabuluşup, bir pansiyona götürüp sikiyorum yengemi.

Merhaba. Ben Seda, 43 yaşında, 2 çocuk annesi, evli bir kadınım. Kocam gemi kaptanı, o yüzden pek görüşemiyoruz. Oğlum 20, kızım ise 19 yaşında, ikisi de üniversitede okuyorlar, yani onlarla da pek görüşemiyoruz. Evde tek başıma oturup duruyorum. Bir gün çarşıdan taksiye bindim. Direksiyonda 25 yaşlarında yakışıklı biri vardı, hoş, konuşkan biriydi. Gözüm devamlı dikiz aynasındaydı, o da bunu farketmiş, arada bakıyor, sonra da bakışlarını kaçırıyordu. Evin önüne vardığımızda ücreti ödedim ve “Telefon numaranı versen, taksi lazım olduğunda seni arasam gelirmisin?” dedim. “Tabii!” diyerek bir kağıda telefon numarasını yazdı, ismini de üstüne yazıp verdi. İsmi Emre idi.

Eve girdiğimde kendime inanamyordum, resmen şöförü gözüme kestirmiştim. Akşamı zor ettim, dayanamayarak aradım. Telefonu açtığında, “Merhaba, şeyyy, ben Seda, hani bugün bırakmıştın ya?” dedim. “Evet hatırladım, buyrun?” diyerek cevapladı. “Şeyyy, çarşıya inecektim de, beni evden alabilirmisin?” dedim. “Ben şu anda çalışmıyorum, ama kendi arabamla gelebilirim, yanlız biraz da alkollüyüm, size sorun olmazsa geleyim?” dedi. “Sorun olmaz, sen gel yeter!” dedim. Evin önüne geldiğinde aşağı indim hemen, yanına oturup, “Merhaba!” dedim. “Merhaba, nereye gideceğiz?” diyerek arabayı sürmeye başladı. Ben de, “Sen karar ver, tabi işin yoksa?” dedim. “İşim yok ta, siz nereye gitmek istiyorsanız oraya götüreyim!” dedi. Ben de, “Evde canım sıkıldı, şöyle gezeyim dedim, senin işin yoksa beraber gezelim, bir iki kadeh birşey içeriz, sonra beni bırakırsın!” dedim. “Peki!” diyerek devam etti, çarşıya indik.

Barın birine girip birşeyler içtik, muhabbet ettik. Sonra Emre, “Ne yapalım, yeter mi bukadar?” dedi. Ben de, “Evde viski var, içersen evde devam edelim?” dedim. “Tamam!” dedi. Hesabı ödedim ve bardan çıktık. Eve geldiğimizde heyecan içindeydim, çünkü eşimi ilk defa aldatacaktım. Dolaptan viskiyi aldım, iki de bardak alıp yanına oturdum, birer duble doldurdum. Onları içtikten sonra Emre’ye baktığımda, o da bana bakıyordu. Sessizlik olmuştu. Emre yavaşça yanıma sokulup dudaklarıma yapıştı, ben de ona karşılık verdim. Beni koltuğun üstüne yatırıp, boynumu falan öpmeye, eliyle de göğüslerimi okşamaya başladı. Ben de onu üstümden ittirip kalktım. Emre bana bakıyordu, arkamı dönüp yatak odama gittim ve üzerimdekileri çıkardım. Emre geldiğinde çırılçıplak yatakta yatıyordum.

Emre de hemen üstündekileri çıkarıp, üzerime uzandı ve dudaklarıma yapıştı. Deli gibi öpüşüyorduk. Emre aşağılara öperek inmeye başladı. Amımı yalamaya başladığında, artık ben kendimi kaybetmiştim. Bir süre amımı yalayıp, tekrar dudaklarıma çıktı ve öpmeye başladı. O sırada amımda yarrağını hissettim, içime ittirmeye başlamıştı. Zaten sırılsıklam olan amım yarrağını tümden içine almış ve Emre de gidip gelmeye başlamıştı. Ben de bacaklarımı beline dolayıp, “Sik beni!” diye inlemeye başaldım. Fazla geçmeden de orgazm olup boşalmaya başladım. Bacaklarımı beline sıkıca kenetlemiştim. Kollarımla da boynuna sarıldım, resmen kasılmıştım, Emre hareket edemiyordu. Bir süre sonra serbest bıraktım, o da içimden çıkıp başucuma geldi ve yarrağını ağzıma uzattı. Hemen yarrağını yalamaya başladım. Kocam hiç böyle yapmazdı. Amımın sularıyla sırılsıklam olmuş yarrağını yalamak harika bir duyguydu.

Sonra yatağa sırtüstü uzandı, ben de üstüne çıkıp yarrağının üstüne oturdum ve zıplamaya başladım. Arada aşağıdan öyle bir pompalıyordu ki, resmen gözlerim kararıyordu. Birden beni üstünden indirip, domalttı. Arkamdan amıma sokup sikmeye devam etti. Elini de klitorisime atıp, okşamaya başladığında, ben tekrar kasılıp orgazm oldum ve yüz üstü yatağa yattım. İçimden çıkmıştı. Aniden beni çevirip sırt üstü yatırdı. Bacaklarımın arasına girip, yarrağını amıma soktu ve seri bir şekilde sikmeye başladı. Herhalde o da gelmek üzereydi. Ama okadar sert ve seri bir şekilde sokup çıkarıyordu ki, ben altında duramıyordum, çarşafı çekiştiriyor, deli gibi, “Sik beni! Ohhh! Sik beni!” diye inliyordum. En sonunda amımdan çıkıp ağzıma getirdi. Ben de hemen yarrağını yalamaya başladım ve Emre inleyerek ağzıma boşaldı. İlk defa döl tadına bakıyordum, biraz değişik gelmişti, ama hepsini yuttum…

Boşalması bitince yanıma uzandı. İkimiz de ter içinde, soluk soluğa yatıyorduk. Biraz soluklandıktan sonra duş almak için banyoya gittim. Duşumu alıp çıktığımda Emre salonda oturmuş viski içiyordu, eli de yarağındaydı. Hemen üzerimdeki havluyu atıp, önünde çömeldim ve yarağını yalamaya başladım. Yarağını kıvama getirdikten sonra kucağına oturdum. Oturup kalkarken arada dudaklarını öpüyordum, o da kalçalarımı sıktırıyordu. Birden beni kucağına alıp kalktı ve yanımızdaki masasının üzerine oturttu ve gidip gelmeye başladı. Ben de ayağımı beline dolamış, sikilmenin zevkini çıkarıyordum. Ama tekrar orgazm olmak üzereydim ve boşalmaya başladım. Emre halen sokup çıkarıyordu. Birden durdu ve kulağıma, “Arkadan yapalım mı?” dedi. Ben de o zevkle düşünmeden, “Neremden sikmek istersen oramdan sik beni!” dedim. Bunca yıllık evliliğimde kocam bu soruyu hiç sormamıştı.

Hemen beni masadan indirip, yerde halının üzerinde domalttı. Sonrada arkamda çömelip, amımla karışık götümü yaladı. Parmaklarıyla biraz alıştırdıktan sonra yarağını bakire götüme dayadı ve ittirmeye başladı. Biraz zorlayarak yarısını soktu, ama benim beynimde şimşekler çakmıştı, “Emre dur lütfen!” dedim. Emre durdu. Bir süre sonra ben, “Devam et!” deyince, yavaş yavaş gidip gelmeye başladı. Daha sonra yavaş yavaş hızlandı. Artık köküne kadar hızı bir şekilde sokup çıkarıyordu, tabii ben de alışmıştım ve zevkten inliyordum. Emre yine son vuruşlarını yaptıktan sonra inleyerek götümün derinliklerine boşaldı ve içimden çıkıp yanıma yattı. Ben de yattım, ona bakıp gülümsüyor, kendi kendime (Ne iyi yapmışım da kendimi siktirmişim!) diye düşünüyordum…

Sonra kalkıp tekrar banyonun yolunu tuttum. Tam duşun altında götümdeki dölleri temizlerken Emre girdi içeri. Yanıma gelip gülümseyerek, “Temizleme istersen, nasıl olsa şimdi birdaha dolduracağım!” dedi. Ben de gülümseyerek, “Doldur, birdaha temizlerim!” dedim. Götümdeki dölleri temizledikten sonra, Emre yarrağını ağzıma verdi, yalattı bir süre. Banyoda da bir posta götten siktikten sonra, duşumuzu alıp yattık. Sabah uyandığımda (Rüya mı gördüm?) diye düşündüm, kafamı çevirip Emre’yi uyuyor gördüğümde (Ohhh, rüya değilmiş!) diye sevindim.

Şu anda Emre benim ikinci kocam, ama beni kocamdan çok o sikiyor ve bana kadın olduğumu hatırlatıyor.

Merhaba ben Alev. 28 yaşında, dul bir bayanım. Kısaca kendimden bahsedecek olursam, 1.65 boyunda, 60 kiloda, esmer güzeli biriyim. Erkekleri tahrik etmeyi çok severim. Kocamla boşanma sebebimiz de buydu aslında. Kocamdan boşanalı 3 yıl oldu. Bir Pazar günü evde canım sıkılmıştı. Doğrusu güzel bir sikişmeye ihtiyacım vardı. Daha önceden sikiştiğim birkaç erkek arkadaşımı aradım, ama gelemeyeceklerini söylediler. Kendi kendime (Şu işe bak, kendimi siktirecem, erkekler naz yapıyor! Neyse, akşam olsun bir çaresine bakarım!) diyerek, ortalığı falan topladım. Öğleden sonra da, kapıcı Pazar günleri izinli olduğu için, kendim ekmek almaya indim. Hava sıcak olduğu için üzerimde bir şort ve penye vardı, üstelik sütyen de takmamıştım. Apartmandan çıkarken kapıcıyı gördüm ve şakadan, “Bak sen izin yapıyorsun Mevlüt abi, ben de kendim ekmek almaya gidiyorum!” dedim. Kapıcı da, “Söyleseydin ben gider alırdım bacım, seni mi kıracağız!” dedi, ama göğüslerimi süzmeyi de ihmal etmiyordu. Hemen parayı uzattım, “Hadi al gel o zaman!” dedim. “Tamam bacım!” diyerek gitti, ben de tekrar eve çıktım.

Eve girince aklıma, kendimi kapıcıya siktirme fikri geldi. Ama kapıcı 50 yaşında, 95-100 kiloda, heryeri kıllı, ayı gibi bir adamdı. Biraz düşündükten sonra (Aman Alev, onun da tadını alırsın işte, fena mı olur!) dedim. Kararımı vermiştim, kendimi kapıcıya siktirecektim, ama nasıl yapacaktım onu düşünmeye başladım. Düşünürken buldum, banyodaki damlayan musluğu bahane edip içeri alacaktım. Hemen banyoya gidip, kirli sepetinde nekadar kirli sütyen külot varsa çıkarıp ortalığa attım. O arada zil çaldı. Kapıyı açtığımda, kapıcı “Buyır bacım!” diyerek ekmeği bana uzattı. Ben de, “Teşekkür ederim Mevlüt abi, ama senden bir isteğim daha var!” dedim. “Buyur bacım, nedir?” dedi. Ben de, “Banyodaki musluk damlayıp duruyor, tanıdığın bir tamirci falan varsa getirsene?” dedim. O da, “Ben bakarım, contasındandır, evden anahtarla conta alıp geleyim!” dedi. “Tamam, hadi bekliyorum!” dedim ve gitti…

10 dakika kadar sonra geri geldi. Banyoya götürdüm bunu. Daha kapıdan girerken ortalıktaki iççamaşırlarımı görünce duraksadı. “Ne oldu Mevlüt abi?” dedim. Yutkunarak, “Yok birşey…” deyip içeri girdi. Neyse, musluğu yaptıktan sonra gitmeye niyetlenmişti ki, ama ben, “Mevlüt abi, yatak odasındaki dolabın kapağı düşüp duruyor, ona da bakarmısın?” dedim. Önce gözlerime baktı, sonra da, “Bakalım!” dedi, anlamıştı birşeyler olacağını. Ben önden yatakodasına doğru giderken kırıtarak yürüyordum, kesin kalçalarımı kesiyordu. “İşte evde erkek olmazsa böyle herşey dökülür!” dedim ve dolabı gösterip geri çekildim. O arkası dönük dolapla uğraşırken, ben de odadan çıkıp, koridorda çırılçıplak soyundum ve beklemeye başladım… “Tamam bacım yaptım, başka bir isteğin varmı?” diye seslendiğinde, içeri girip, “Evet bir ricam daha var!” dedim. Beni öyle görünce dondu kaldı. “Beni sikmeni istiyorum!” dedim.

Yutkunup, “Ama bacım…” dedi. Ben de, “Bırak bacıyı falan, erkek değilmisin sen?” diyerek yanına gittim ve dudaklarına yapıştım. Dudaklarını öperken burnuma çok güzel sabun kokusu geldi, demek ki yeni banyo yapmıştı, buna çok sevinmiştim. O da şaşkınlığını atıp, beni tuttuğu gibi yatağa yatırdı ve kendi de soyunmaya başladı. Gömleğini çıkardığında göğsü kıl kaplıydı. Pantolonunu çıkarıp, ardından paçalı külodunu da indirdiğinde, gözlerim faltaşı gibi açıldı ve ağzımdan, “Oha, bu ne!” diye bir laf çıktı. Bizim kapıcının yarağı yarı kalkıktı ve Patlıcan gibi birşeydi. “Ne oldu bacım, korktun mu? Bu seni sikecek olan yarrak!” dedi ve yarağını sıvazlamaya başladı. Ben de dayanamayıp, “Hadi o zaman!” dedim. Üzerime uzanıp dudaklarıma yapıştı. Resmen altında kaybolmuştum. Aradan elimi uzatıp yarağını elledim, ama elime sığmıyordu. Bir an vazgeçmeyi düşündüm, ama sonra (Olan oldu, zevkine bak!) dedim kendi kendime.

O da göğüslerimden amıma inmiş ve amıma öyle dil darbeleri atmaya başlamıştı ki, ben artık yerimde duramıyordum. Birden altından kaçtım ve “Sıra bende, yat bakalım!” dedim. Sırtüstü uzandı, ben de üzerine geçip, dudaklarını, kıllı göğsünü öptüm ve yarağına indim. Yarağının biraz sağını solunu inceledim, en az kolum kadar uzun ve bileğim kadar kalındı. Ayrıca tertemizdi, bir tane kıl yoktu. “Benim için mi temizledin bunu?” dedim. O da, “Sana nasipmiş bacım!” dedi. Gülümseyerek yalamaya başladım. Biraz yaladıktan sonra 69 pozisyonuna geçip, amımı ağzına dayadım, o da amımı yalamaya başladı. Ama aldığım zevkten yarağını yalayamıyordum, hemen doğrulup yatağa yattım ve bacaklarımı havaya kaldırıp, “Hadi Mevlüt abi, sik beni artık!” dedim. “Tamam bacım!” diyerek bacaklarımı omzuna koydu, yarağını bolca tükürükleyip amıma sokmaya başladı…

Başı girdiğinde çok acıdı, “Lütfen yavaş sok Mevlüt abi!” dedim. “Tamam bacım!” diyerek durdu. Ama ben anlayamadan birden bir yüklendi ki, can acısıyla çığlık attım ve “Kurbanın olayım yavaş, yırttın amımı!” diye resmen yalvarmaya başladım. “Tamam bacım, tamam! Daha yarısını soktuk, gerisini yavaş yavaş sokacam!” dedi ve yavaş yavaş içimde gidip gelmeye başladı. Her seferinde biraz daha sokuyordu. Ben bir yanda acıdan, bir yanda zevkten neye uğradığımı şaşırmıştım. En sonunda bana doğru eğilip, “Aldın bacım, hepsi amında şu an!” dedi. Ben de hemen boynuna sarılıp dudaklarından öptüm. Bacaklarımı kollarına düşürüp amıma pompalamaya başladı… Artık alışmıştım ve zevkten inliyordum, ama o git gide hızlanıyordu. Ve ilk orgazmımı o anda yaşadım, resmen kasılarak boşalmıştım. “Kalk Mevlüt abi, ben üste çıkayım!” dedim. “Tamam bacım!” diyerek kalktı, yatağa sırtüstü yattı. Hemen üstüne çıktım ve yarağının üstüne oturdum. Hem yarağa alışmıştım, hemde boşalmamın etkisiyle kayarak içime girdi. Üstünde zıplamaya başladım. O da göğüslerimi okşuyordu…

Bir müddet sonra üzerinden kalktım ve yataktan indim, yatağa ellerimi dayayıp ayakta domaldım ve “Hadi Mevlüt abi, geç arkama!” dedim. “Tamam bacım!” diyerek geçti arkama, yarağını amıma kökledi ve pompalamaya başladı… Yine zevk denizinde yüzüyordum. İkinci kez orgazm olmuştum ki, onun da, “Geliyorum bacım!” demesiyle kendime geldim. Hemen önünden kaçıp yere çömeldim, yarağını elime alıp sıvazlamaya başladım, bir yandanda kafasını yalıyordum. Az sonra dölleri fışkırmaya başladı. Ben sıvazladıkça fışkırıyordu ve o kadar yoğundu ki, ağzım, yüzüm, boynum, boğazım, gçğüslerim, heryerim döl olmuştu. Son damlalarını da yaladıktan sonra bunu bıraktım ve soluk soluğa yatağa yaslanıp yere oturdum. O da yatağa sırtüstü yattı yatağa…

Biraz dinlenip kendime gelince kalktım, banyoya gidip duşun altına girdim. Üzerimdeki dölleri temizledikten sonra, bornozumu giyip banyodan çıktım. Yatakodama gittiğimde halen yatıyordu ve yarağı halen yarı kalkıktı. Acaba bir posta daha sikermi ki diye düşündüm ve üzerimdeki bornozu atıp yarağını yalamaya başladım. Ben, bir posta daha siker mi ki diye düşünürken, beni 2 posta daha sikti… Sonrada duş alıp giyindi ve “Teşekkür ederim bacım!” dedi. Ben de, “Herzaman beklerim!” diyerek dudaklarından öptüm ve yolladım. Kendime hayret ediyordum, ayı gibi herife siktirmiştim kendimi ve beni 3 posta sikip kevgire çevirmişti.

Aradan 1 sene geçti ve kapıcı halen beni sikmeye devam ediyor. Bilmiyorum ama, karısı birşeyler anladı herhalde, bana kötü kötü bakıyor. Olsun, bakarsa baksın, beni en sağlam siken o ayı!

Merhaba ben Ahmet 31 yaşındayım. Eşim Ayşin ise 26 yaşında. 5 yıllık evliyiz. Eşimle neredeyse bütün tabuları yıktık. Sex hayatımız oldukça renklidir.

 

Eylül 2007 de eşimle başbaşa mangal yapmak için dağa çıkmıştık. Dağda çok güzel saatler geçirdik mangalımızı yaktık, bol bol içki içtik ve özgürce seviştik. Dönüş için yola koyulduğumuzda dağ yolunda arabamız arıza yaptı. Hava kararmaya başlamıştı ne yapalım diye düşünürken yakınlarda bir kulübe gördük ve kulübeye doğru yürümeye başladık. Hava karardıkça soğumaya başlamıştı. Kulübeye vardığımızda kapıyı çaldık. Kapıyı açan 18-19 yaşlarında bir gençti. Arabamızın arızalandığını ve dağ başında kaldığımızı söyledik. Bizi içeri davet etti. İçeriye girdiğimizde aynı yaşlarda bir genç daha vardı. İki arkadaş çobanlık yapıyorlarmış. Çobanlar bizi sofraya buyur ettiler. Eşimde mini etek olduğundan yer sofrasına oturduğunda bacaklarının bütün güzelliği gözler önüne serildi. İki genç gözlerini Ayşin’in bacaklarından ayıramıyorlar. Ayşin’de arada bir bacaklarını aralayarak kırmızı külodunu gösterip gençleri azdırıyordu. Gençlerin önlerindeki çadırlara bakılırsa yarakları oldukça büyüktü. Eşim Ayşin’in fantazilerinde hep büyük yarakla sikilmek vardı. Bu aklıma gelince, gençlere arabamızda bira olduğunu alıp gelirlerse içebileceğimizi söyledim. Adı Murat olan arabanın anahtarını alarak biraları alıp geldi. Birer bira açarak hepbirlikte içmeye başladık. Ayşin’in eteği iyice sıyrılmış bacaklarının arasından kırmızı külodu iyice meydana çıkmıştı, arada bir eğilerek muhteşem göğüslerinide gençlere sergiliyordu. Ayşin tuvalete gitmek istediğini söyleyince dışarıda olan tuvalete beraber gittik. Dışarıda karıma ne yapmak istediğini sorduğumda görmedinmi çobanların önündeki çadırları eminim yarakları çok büyüktür, müsaade edersen fantazimi gerçekleştirmek istiyorum, hem sende seyredersin dedi. Karım ihtiyacını giderdikten sonra kulübeye geri döndük.

 

Artık amacımız belliydi Ayşin bu gençlere kendini siktirecekti. Benden onay aldıktan sonra daha rahat hareket etmeye başlamıştı. Ayşin artık her tarafını çobanlara sergiliyordu. Sohbetimizde giderek sekse dönmüştü. Gençlere evli olup olmadıklarını sordu. Hayır cevabını alınca onlara hiç bir kadınla yatıp yatmadıklarını sordu. Gençler utanarak yatmadıklarını söylediler. Ayşin o zaman siz hiç çıplak kadında görmemişsinizdir dedi, onlarda canlı olarak görmediklerini ancak resimlerde gördüklerini söylediler. Bunun üzerine Ayşin ayağa kalkarak başladı yavaş yavaş soyunmaya resmen çobanlara striptiz yapıyordu.

 

Üzerinde sadece küloduyla südyeni kaldığında Murat’la Can’ın arasına oturup pantalonlarının önündeki çadırlara el attı. Gençler şok olmuşlardı. Sonrada onları soymaya başladı. Önce Murat soyundu karım Murat’ın kilodunu indirdiğinde gözlerime inanamadım aleti en az 20 cm di. Sonra Can’ın kilodunu indirdi onunki Murat’ınkinden biraz kısaydı ama çok kalındı. Benimkide fena sayılmaz 16 cm ama çobanların yarakları porno filmlerde gördüklerimiz gibiydi. Ayşin önce Murat’ın yarağını ağzına alıp emmeye başladı fakat ancak yarısını alabiliyordu ağzına. Bir eliylede Can’ın yarağını sıvazlıyordu. Bu arada bende soyundum ve başladım karımın amını yalamaya. Karımın hiç bu kadar sulandığını görmemiştim. Amının suları bacaklarından akıyordu. Beni iterek sen bu gece sadece seyredeceksin dedi. Ardından çobanların yer yatağına uzandı, bacaklarını iki yana ayırarak karnına doğru topladı ve Murat’ın yarağını eliyle tuttu, kafasını amının dudaklarına sürterek ıslatıp deliğine dayadı.

 

Murat bir yüklendi 20 cm yarağı köküne kadar tek hamlede soktu o an Ayşin’in gözleri yerinden fırladı. Canı fena yanmıştı ve çığlığı bastı. Eeee çoban ilk defa am sikiyor ne bilsin böyle büyük bir yarrağın alıştırmadan sokulmayacağını. Sonra karımın amı alıştı bu koca yarrağa ama Murat birkaç gitgelden sonra boşaldı. Karım bu sefer Can’ı yatırdı ve ata biner gibi üstüne oturup Can’ın çok kalın olan sikini amının dudakları arasına sürtüp güzelce ıslattı. Sonra deliğine dayayıp yavaş yavaş oturuyor, ama o kalın yarağı köküne kadar almakta çok zorlanıyordu. Son bir hamle ile dibine kadar almıştı. Oturup kalkarak Can’ın kalın yarağının tadını çıkarıyordu. Can’la aynı anda boşaldılar, karım Can’ın kalın yarağının üzerinden kalktığında amından hem Murat’ın hemde Can’ın dölleri bacaklarına doğru sızıyordu. Eşim Ayşin iyice azmıştı başladı tekrar Murat’ın yarağını emip yalamaya genç çobanın yarağı hemen kazık gibi oldu. Murat’ın önünde domaldı o an anladım ki göttende siktirecek çobanlara ama amından zor aldığı yarakları götten nasıl alacak diye merak ediyordum. Amından akan menileri eliyle götüne sürüyor bir parmak iki parmak derken üç parmağınıda götüne sokarak deliğini alıştırmaya çalışıyordu. Sonra Murat’ın yarağını tekrar ağzına aldı. Büyük bir iştahla yalıyordu, ağzında iyice tükürükleyerek daracık göt deliğine dayadı. Murat’a yavaş yavaş sokmasını söyleyip eliyle kontrol ederek yavaş yavaş o kocaman yarağı götüne almaya başladı. Kafası girdiğinde gözünden yaşlar süzülüyordu ama vazgeçmeye niyeti yoktu. Bu şekilde biraz bekledikten sonra yavaş yavaş itmesini söyledi. Artık tamamı içindeydi. Alıştıktan sonra Murat’a kökle, ayır kalçalarımı, parçala götümü diye diye götünü siktirdi. Murat bu sefer hemen boşalmadı karımı bağırta bağırta sikip döllerini karımın götüne doldurdu. yarağını çıkardığında karımın götü bir müddet kapanmadı Murat’ın dölleri dışarı sızıyordu. Bu sefer Can geçti karımın arkasına Can’ınki çok kalındı karıma istersen vazgeç Can götünü parçalar dedim. Ama o kararını vermişti vazgeçmeyecekti. Böyle kalın bir yarağa götünü siktirmek istediğini söyledi.

 

Can yarağının kafasını küçücük deliğe dayadı yükleniyor ama sokamıyordu, kalın yarak bir türlü girmiyordu karımın daracık göt deliğine, Can karımın kalçalarından sıkıca tutup öyle bir yüklendi ki karımdan acı bir feryat koptu, avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Dağ başında olmasak, bizim evde olsak herhalde bütün mahalle toplanırdı ne oluyor diye. Can yarağının sadece kafasını sokmuştu ama karım çıkar diye bas bas bağırıyor yalvarıyordu. Can korkudan geri çekilince yarağının kafası karımın götünden çıkarken ploop diye bir ses çıkardı. Tabi karımdan bir feryat daha koptu. Tam vazgeçeceğini düşünürken, karım bu sefer Can’ı yere yatırdı ve sikini ağzına alarak yalamaya başladı iyice tükürükleyip ıslandığına emin olduktan sonra göt deliğini yarağın kafasına ayarlayıp yavaşça oturmaya başladı hem acıdan bağırıyor hemde hepsini almak için uğraşıyordu. Bağıra bağıra köküne kadar almıştı. Can’ın yarrağı gerçekten çok kalındı gözlerime inanamıyordum. Götünden kan sızıyordu ince ince. Artık alışmıştı acı yerini zevke bırakmıştı. Hızla üzerine oturup kalkıyordu. Zevkini çıkara çıkara Can’a götünü siktirdi. Sabahın ilk ışıklarına kadar Murat ve Can’la sikişmişti.

 

Ayşin iyice yarağa doymuştu ama bir hafta götünün üzerine oturamadı. Bana gene gidelim çobanların yanına bu sefer ikisini birden amıma götüme istiyorum. Birini amıma diğerini götüme sokturup o koca yarrakların arasında tost olmak istiyorum diyor.

34 yaşında dışarıda kapalı giyinen bir kadın nadiye yengem 170 boylarında sarışın yeşil gözlü tombulca bir bayan kalçaları

çok geniş memeleride oldukça büyük yolda yürürken kalçalarının geniş olmasından ellerini kalçalarının yapısından dolayı vucuduna fazla yaklaştıramıyor ve kenarlara biraz açarak yürüyor beli çok fazla kalın değil, yani kalçalarla göğüsler arasında harika bir beli var mükemmel dolgun dudakları

olan bir kadın karşında konuşurken sanki dudakları seni emiyormuş gibi hissetiriyor insana ben nadiye yenge ye aydın amca ile

evlendiği günden itibaren hep ilgi duydum aslında onun oturuşlarını yürüyüşlerini falan hep dikkatlice süzerdim evde ve aile arasında çok rahat

bir kadındı giydiği elbiseler bol olurdu çoğunlukla eğildiğinde falan göğüsleri görünürdü ben onun memelerine bayılırdım bize geldiğinde yada onlara gittiğimizde aşağı eğilsede memelerini görsem diye hep onu takip ederdim bu yıllarca hep böyle sürdü bir süre sonra fark ettim ki

nadiye yengem benimle aynı ortamlarda olduğu zaman hep frikikler veriyordu benim onu izlediğimin farkındaydı sanırım ve o bu durumdan hoşlanıyordu

çünkü gereksiz yere hareketler yapıyor ve bacaklarının göğüslerinin görünmesini sağlıyordu. bu durumu fark ettikten sonra ona kendimi sanki daha yakın ve ilgili hissetmeye başladım ara sıra bana el şakaları yapıyordu bir gün yine öyle boynumdan tutup beni kendine doğru çekti sanki güreşci gibi el ense yaptı ve zafer in ( benim adım ) benim gibi şişman bir karısı olsa ne yapar acaba dedi oradaki grupta annem ve annemin zeyzesi birde .

mahalleden bir kaç kadın i vardı bende ne olacak

bir erkek karısıyla ne yapıyorsa ben de onu yapardım dedim bunun üzerine oradan biriside seni biraz haşat ederdi galiba dedi

bende belli olmaz orası ben genç birisiyim orada durun bakalım dedim nadiye yengede oradan bana bakıp gülüyordu. Sonraki gün ekmek almak için az ötedeki markete gittim sabahtı, markete girdiğimde nadiye yengede ekmek alıyordu sonra birlikte çıktık marketten ve eve doğru

yürümeye başladık bana dünkü söylediklerim konusunda özür dilerim ulu orta pek uygun olmadı sanırım senin alay konusu olmana zemin hazırlayan laflar attım ortaya sanırım dedi, ben aslında o amaçla söylemediydim yani oraya varacağını düşünemedim durumun aman sorun etme ben

unuttum bile dedim hem ne olacakki bende cevabını verdim işte senin gibi bir karım olsa onu tatmin etmesini bilirim ben diyerek yürümeye devam ediyorduk sonra bak sen şuna bu laftan bana da pay çıkardın ama sende hani diyerek gülüyordu .

bende sen durup dururken attın ortaya bu lafı ve kendini dahil ettin dedim neyse artık bırakalım bunları diyerek evlerimize gittik. öğle saatleri idi nadiye yenge bize geldi annemin yanına mutfağa gitti onunla bir süre sohbet falan ettikten sonra

ben gidiyorum çok kötüyüm diyerek kapıya doğru yöneldi bende o .

sırada ayakkabılarımı boyuyordum kapının önünde bana doğru bakarak şu zaferin

ahı tuttu herhalde dedi kafamı yukarı kaldırıp hayırdır ne oldu dedim ne olacak boynumu belimi oynatamıyorum tutuldu dedi yok

canım sen ani ters bir hareket yapmışsındır adelelerde kasılma olmuştur benimle ilgili bir şey değil yani dedim eee ne olacak şimdi ya dedi ben yaptım madem sana masaj yaparım geçer diyerek takıldım ona o da yaaa yapsana ölüyorum ağrıdan biliyorsan

dedi ben aslında öylesine söylemiştim ama masaj konusunda oldukça yetenekliyim annemde çok iyi masaj yapıyor yapsın falan deyince tamam demekten başka yol kalmadı hadi gidelim bize dedi ve az ilerde onların eve gittik evde kimse yoktu eşi işteydi iki

kızı vardı onlarda okuldalardı eve gittik oturma odasında kanepenin üzerine uzan sen yüz üstü dedim ben boynuna omuzlarına masaj yapayım dedim tamam bir saniye dedi üzerinde tişört ü vardı onu çıkardı böyle oluyor herhalde değilmi dedi ben aslında evet

ama çıkarmasanda olurdu dedim hadi başla sen dedi bana üzerinde sütyeni vardı ben boynuna omuzlarına masaj yapmaya başladım oradan sırtına

doğru falan indiriyordum ellerimi istersen ellerine takılıyor sütyeni çöz arkadan dedi bende çözdüm ve sırtlarına kollarına boynuna her yerine masaj

yapmaya devam ediyordum çok güzel yapıyorsun sen harikasın dedi bana, ve yüzünü döndü yani sırt üstü uzandı ve birazda bu taraftan devam et dedi döndüğü zaman göğüsleri tamamen açıkta kaldı o kadar diri ve irilerdiki gözlerimi alamadım bir an uçları kocamandı ne o hiç kadın göğüsü görmedinmi daha önce dedi doğrusunu söylemek gerekirse bu kadar iri ve güzel olanı görmedim dedim o arada kendimi onlara dokunmaktan alamadım hiç sesini çıkarmadı sonra hadi devam et masaja dedi bende hem göğüslerini hem

omuzlarını okşamaya devam ettim gözlerini kapatmış öylece yatıyordu o arada erkekliğim o kadar kalktıki pantolonumun içine sığmıyordu artık sıkışmıştı bir kenarda ona çaktırmadan düzelteyim dedim bir elimle ben elimi onun .

üzerinden alınca hafifçe göz ucuyla baktı beni gördü o arada hafifçe gülümsedi bende ne gülüyorsun ben erkeğim ne olmasını bekliyordun bu manzara karşısında sen benim hayallerimdeki kadınsın deyiverdim bir anda bana gözlerini hafifçe açarak baktı ve demek ben senin hayallerindeki kadınım öylemi dedi ne düşünüyordun hayallerinde peki dedi bak bunları

dedim ve eğilip memelerinin uçlarını emdim sonra bana baksen şuna dedi ve başka neler peki al sana gerçeği dedi sanki rüyadaydım kulaklarıma inanamıyordum ellerimi eteğinin altına doğru soktum bacaklarının iç kısımlarını kilotuna kadar ellerimle bir aşağı bir yukarı okşuyordum diğer taraftan da memelerinin uçlarını emiyordum sonra onu ayağa kaldırdım ve .

eteğini , kilo dunuda çıkardım belinden tutup ellerimi arkasından poposunun

ve kalçalarının üzerinde dolaştırıyordum o kadar iri poposu vardıki elimle onları sıkıp hafifçe şamarlıyordum sonra aşağı doğru eğildim o ayakta

bende önünde iğilmiş amını okşamaya başladım bacaklarını araladım ve amını iyice ortaya çıkardım elimle bir taraftan onu tatmin ediyor dilimlede

emmeye devam ediyordum bir süre sonra kalçalarını ileri geri oynaymaya başladı eliylede kafamı amına bastırıyordu ben daha fazla dayanamıyorum dizlerim çözülüyor diyerek uzandı hadi erkeğim al beni dedi sonra seni çok istiyorum daha fazla dayanamıyorum azdım artık çıldırdım diyordu bu arada bende elbiselerimi çıkardım ve unun üzerine doğru uzandım beni öpüyor ve ısırıklar atıyordu arada bir sert ısırıklar oluyor ve

canımı hafif acıtıyordu fakat diğer taraftan da onun bu şehveti benide azdırıyordu boynumun altlarını öyle emiyorduki sanki vakum gibi çekiyordu

bende hafif balık etli bir vucuda sahibim bana harikasın diyerek göğüslerimi sıkıyordu artık bende çıldırmıştım adeta amına sokmaktan başka bir

şey düşünmüyordum bacağının arasını açıp amına sikimi soktum amı çok sulanmıştı kaygandı içi, bir anda sonuna kadar içine girdim

beni kalçalarımdan kollarıyla sıkıca tutup kendine doğru bastırıyordu bende o muhteşem kalçalarını ellerimle okşuyor onu kendime doğru çekip amına girip çıkıyordum sonra sikinin üzerine oturmak istiyorum dedi ben uzandım .

sonra o da ata biner gibi sikimin üzerine oturup kalkmaya başladı onun 85 kiloluk vucudunun ağırlığı ile sikim sonuna kadar içine giriyordu tamamen o beni, bende onu sonuna kadar birbirimizi

hissediyorduk amının derinliklerinde sikimin ucuna bir şey sanki dokunup dukunup çekilmeye başladı bir süre sonra kendini iyice kastı ve tamamen üzerime bastırdı ve orgazm olduğunu hissettim o sırada bende içine boşaldım…

Almanyadan Merhabalar, ismim Serpil, 39 yaşındayım ve evliyim. Samimi olduğumuz, aile dostumuz, Oktay abimiz bir akşam bize yemeğe gelmişti. Karısı ve çocukları Türkiyeye izine erken gittiğinden, Oktay abi yalnız kalmış, 2 hafta sonra o da peşlerinden gidecekti. Oktay abileri ailece çok severdik, onlar da bizlerden memnun olduklarından, genellikle boş zamanlarımızı beraber değerlendirirdik. O akşa…m havadan sudan sohbetlerle yemeğimizi yedik, ardından erkekler bira aldılar, ben de onlara 1-2 bardakla eşlik ettim. Ama dikkatimi çekti, kocamın tavırları biraz değişikti bu akşam, taa ilk başından pek anlam veremedim.
İlerleyen saatte, TV’den gelen müziğe eşlik etmek için, kocam beni dansa kaldırdı. Daha sonra lavaboya gitme bahanesiyle Oktay abiye yerini bıraktı. Böylelikle şimdi Oktay abinin kollarındaydım ve (uygun bir şekilde) dans ediyorduk. Az sonra kocam gelip, birden arkamdan bana sarılıp, sonra da Oktay abiyi bana doğrubelinden çekti. Şimdi ikisinin arasına Preslenmiş kalmıştım. “Napıyorsun aşkım?” diyerek tepkimi gösterdim. Oktay abi de gerilmişti, fakat kocam ikimizi de adeta kelepçelemiş, pis pis sırıtıyordu. Bunla da kalmamış, birde kulağımın altından boynumu öperek yalıyordu. Şimdi Oktay abinin de tavrı değişmiş, pantolonunun önü kabarmaya başlamıştı, bacak arama yapışık olduğundan bunu hissediyordum. Artık o da pişkince davranıp, diğer taraftan boynumu öpüyordu…
Tuhaf tuhaf hisler içindeydim, sıcak beynime vurmuştu, kocam kıçıma yapışmış, Oktay abi de kabarmış sikiyle yukarı aşağı sürtünerek, pantolon üzeri amıma masaj yapıyordu. 10 dakika kadar böyle devam ettik, artık bende tüm çekingenliğimi atmış, kendimi olanlara bırakmıştım. Oktay abi arasıra boynumdan yukarı çıkıp dudaklarıma yakın öpüp, hatta bazen dudaklarıma dudağıyla dokunuyordu. Kocamın ne yapmaya niyeti olduğunu anlamasam da, galiba amacına ulaşmıştı ki, Oktay abiye, “Karım sana emanet Oktay!” deyip masaya döndü. Oktay abi de beni elimden tutup yatakodamıza götürdü. Beynim tilt olmuştu, itiraz bile etmeden kuzu kuzu gitmiştim.
Odaya girince kapıyı kapatıp, yine dans eder gibi birbirimize sarıldık, ama busefer dudaklarımız kenetlenmiş, ağzımız açılmış, dillerimiz karşılıklı dans edip yalaşıyorlardı. Oktay abinin elleri tişörtümün içine dalmış, memelerimi südyenimin üstünden mıncıklıyordu. Oktay abi her hareketi bilinçli hatta ustaca olarak tişörtümü başımdan sıyırıp, südyenimin kopçasını çözüp, iki eliyle dolgun memelerimi avuçlamış, uçlarını emiyordu. Ben de onun gömleğinin düğmelerini çözmüş, vücudunu okşamaktaydım. Ardından taytımı aşağı sıyırdı, sadece külotumla kalmıştım. Beni yatağa yatırdı, kendisi de soyunup üstüme çıktı. Dudaklarımız tekrar buluşmuş, zevkle öpüşüyorduk…
Dudaklarımı bırakıp boynuma indi, buharlı nefesini tenimde hissediyordum. Dudaklarını çok ustaca kullanırken, tenime baskısı ne çok, ne az, tam orta kıvamdaydı. Ordan omuzuma geçti. Kollarımı yukarı kaldırıp koltuk altımı emerken, balık etli olduğumu, tenimi emmekten çok zevk aldığını söylüyordu. Ben artık tüm kadınlığımla teslim olmuştum Oktay abiye, daha önce hiç yaşamadığım zevklerle tanışıyordum. Koltuk altımdan bukadar zevk alacağımı hiç düşünmemiştim. Dudakları ordan tekrar memelerimle buluşup, memelerimi yalayıp okşadıktan sonra aşağıya yöneldi. Külotumu ağzıyla kapıp aşağıya çekerken, ben de kalçamı kaldırmış külotsuz kalmama yardımcı oluyordum. Tamamen savunmasız kalmıştım…
Külotumu çıkarıp kenara bıraktıktan sonra, ayaklarımdan öperek yukarıya doğru çıktı. Diz kapağımın içine gelmiş, lop etli yerlerini ağzında vakumluyordu. Bacaklarımın iç kısmından yukarı doğru gelip amıma kavuştu dudakları. Amımın sağ kanadıyla bacak arasına yapışmış, sülük gibi emiyordu. Bitmek üzereydim, yatakta kıvranıyordum. Bir kadına ancak bukadarı yaşatılır diye düşünürken, Oktay abi ordan sağa kayıp, amımın dudaklarının çevresinde diliyle daireler çizerek beni uçuruyordu. Dilini mükemmel kullanıyordu, içime dalıp dalıp, çıkarıp, ardından amımı tamamen ağzına alıp, sularımı içine çekiyordu. Ard arda Orgazmlar yaşıyor ve artık içimde istiyordum, kadının zevki için çok uğraşan bu adamı…
Yavaş yavaş üstüme çıkıp, bacak arama yerleşti. Kulak mememi öperek kulağıma, “Serpil sikimi tut amına yerleştir!” dedi. Kalın sikini kavrayıp, amımın ortasına yerleştirdim, mantar gibi başını içime almış, gerisini istekle bekliyordum. “Serpil, kadınım olmaya hazırmısın?” diye sordu. “Hazırım Oktay abi, herşeyimle al beni, senin olmak istiyorum!” diye cevapladığımda, sikini girebildiği kadar amcığıma kökledi. Offff neydi bu, nebiçim bir zevkti bu? Beynimde şimşekler çaktı. İçimde bir müddet böyle kaldıktan sonra, tamamen dışarı çıkmadan tekrar çekip, amıma yeniden gömdü. Yavaş yavaş gidip, sert hamlelerle geri geliyordu. Ben de ritmine uyup, o çekerken kalçamı gerileyip, o basarken ben de kalçamı ileri sürüp, gümleyerek buluşmamıza yardımcı oluyordum…
Böylesini ilk kez yaşıyordum, içimde değişik ritimde gelip gitmesi mi, yoksa kulağıma, “Hadi kadınım, bırak kendini, zevkin doruğuna çıkalım, patlat Orgazmını, sana zevk verdiğimi duymak istiyorum!” gibi cümlelerı fısıldaması mı daha çok tahrik ediyordu emin değildim. Herşeyi unutmuş, Dünyada sadece Oktay abiyle ben ve çılgın sevişmemiz vardı sanki. Defalarca üst üste boşalıyordum. Kendisi de artık gelmek üzereydi, iki eliyle alttan kalçalarımı sıkıca avuçlamış, nefes alışverişi hızlanmış, alnında ter boncukları birikmiş, içimde daha hızlı gidip geliyordu. “Hadi erkeğim sen de patlat içime, yıkıl kal üstüme!” dediğimde, “Oohhhhh!” diyerek, sıcak spermlerinin içime boşaldığını son uzun bir titremeyle hissetmiştim. Bana muhteşem seksi yaşatan Oktay abi, üstümde 1-2 dakika yığılıp kaldı. Sonra yanıma uzanıp beni kendine çekti. Başımı göğsüne koyup sarıldım. Bitkin, ama çok mutlu bir şekilde, 15-20 dakika dalmışım…
Oktay abinin kıpırdamasıyla uyandığımda, “Ben artık gideyim, bu geceyi asla unutamayacağım, çok mutlu ettiniz beni!” deyip, giyindi ve beni öperek odadan ayrıldı. Yorganı üstüme çekip doğruldum. Dış kapı kapandıktan sonra kocam içeri girip yanıma oturdu. Yüzüne bakamıyordum, “Neden yaptın bunu?” diye sorduğumda, “Sevgili karıcığım seni çok seviyorum, sensiz bir hayat düşünemiyorum, ameliyatımdan sonra sana yatak odamızda hiç yeterli olamıyordum, senin de seksi zevkle yaşadığını biliyorum, başka birine yenik düşmendense, güvendiğim Oktay abimize seni teslim etmek benim için daha cazip geldi!” dediğinde, gözyaşlarımı tutamayarak, beni bukadar çok seven kocama sarıldım.

anlattıklarım yıllarca o anları düşünerek mastürbasyon yapmamı sağlamıştı. Aradan yıllar geçmesine rağmen
o anları unutamıyor ve inanılmaz zevkler alıyordum. Geçen
bu zaman sürecinde aklıma takılan bir başka konuda, Soner abinin
benimle ilgili hisleriydi. O kendisinden 5 yaş küçük ve cinsel deneyimi
olmayan bir kıza mastürbasyon yaptırırken nekadar zevk
almıştı acaba? Yıllarca hep bunu merak ederek yaşadım.

Artık evli bir kadındım ve hayatımda bazı
sorumluluklar vardı. Kocamla çok mutluydum, her nekadar bazı geceler
yataktaki erkeğin Soner abi olduğunu düşlesem de, kocamla evli
olmak harika birşeydi. Evliliğimizin ilk 2 senesi maddi zorluklarla
geçti. Kirada geçen zorlu 2 yılın ardından, kocamın ailesinin
de desteğiyle bir ev aldık ve taşındık. Güzel bir evdi.
Çocukluğumun ve evliliğimin ilk 2 yılının geçtiği
yoksul semtlerden kurtulmuş, daha lüx bir semte, İzmir’in denizle iç
içe güzel semti Küçükyalı’ya taşınmıştık. Evimizin
balkonundan görünen güzel körfez manzarası ve sabahları içimizi açan
deniz kokusuyla, kocamla günlerimiz mutluluk içinde geçiyordu.

Komşuluğun olmadığı bir yerde yaşamak, benim gibi
insanların iç içe olduğu kenar semtlerde büyümüş bir kadın
için biraz garipti belki, ama yine de hayatımdan memnundum. Komşusuzluktan
sıkılmışken, apartmana giriş çıkışlarda
selamlaştığım Eda hanım adındaki, benden 10
yaş büyük bir bayan içimi ısıtıyor, beni yaşadığım
eve dahada bağlıyordu. Güler yüzlü, sevecen bir hanımdı ve
onla sohbet etmek hoşuma gidiyordu. Defalarca birbirimizi davet etmemize
rağmen, bir türlü gelip gitmek kısmet olmamıştı. Bu
durum benim evde yumurtanın kalmadığı bir gün, Eda
hanımdan ödünç yumurta almaya gitmemle son buldu. Bir kat
altımızdaki evlerinin kapısına giderek kapıyı
çaldım. Sanırım evde kimse yoktu, çünkü kapı
açılmamıştı. Tam tekrar eve çıkıyordum ki,
kapının tıkırtısıyla arkamı döndüm…

Kapı açıldığında biraz şaşkındım,
çünkü kapıyı (sonradan 16 yaşına yeni girdiğini
öğrendiğim) Serhat açtı ve “Buyrun?” dedi tebessümle. “Merhaba, Eda
hanıma bakmıştım ben ama…” dedim. “Annem evde yok abla,
markete kadar gitti, birazdan gelir!” dedi. Ben de, “Tamam canım, ben üst
komşunuzum, yeni taşındık, adım Merve, daha sonra uğrarım,
tekrar teşekkürler!” dedim. “Oldu abla, söylerim anneme!” dedi ve
kapıyı kapattı. Güler yüzlü, kendince
yakışıklı bir çocuktu Serhat, ilk görüşte kanım
kaynamış, sevmiştim keratayı. Eve geldiğimde
aklımda markete gidip yumurta ve diğer ihtiyaçlarımı almak
vardı. Üstüme birşeyler giyip gideyim diye düşünürken, kapım
çaldı. Kapıya koşup baktığımda, kapıdaki Eda
hanımdı. Dışarı çıkmak için hazırlandığımdan
altım giyinik olmasına rağmen üstümde sütyenimle geziyordum, “Bir
saniye!” diye seslenip, kapıdan göğüslerim görünmeyecek şekilde
sadece başımı çıkararak, “Pardon Eda hanım, giyiniyordum
da, üstüm çıplak… Gelin siz, buyurun!” dedim.

Eda hanım gülümseyerek, “Önemli
değil… Bana gelmişsiniz, Serhat söyledi.” dedi. “Evet evde yumurtam
bitmişti de, o yüzden rahatsız etmiştim. Ama şimdi ben de
markete çıkmak için giyiniyordum.” dedim. “Aaa, lafı mı olur canım,
komşuyuz şurda, ben getireyim hemen, hem market
kapanmıştır artık, boşuna gidersin!” dedi. Aslında
gerçektende saat geç olmuştu, market akşamları saat 8.30 – 9
gibi kapanıyordu. “Peki ozaman, sağolun, ama olmadı böyle…”
dedim. “Önemli değil, ben getiririm birazdan!” deyip aşağı
kata yöneldi. Ben de kapıyı tam kapatmadan, üstüme birşey
geçirmek için odama geçiyordum ki, odama girer girmez, Eda hanım koşar
adım kapıya gelmişti bile, kapıyı tıklattı. Ben
de, “Buyur buyur, kapı açık!” diyerek yine sütyenimle odamdan çıktım.
Ama birden şok geçirmiştim. Çünkü gelen Serhat idi ve beni sütyenimle
göğüsler fora bir şekilde görmüştü. Birden, “Ayy pardon!”
diyerek, ikimiz de özür diledik ve ben odama kaçtım. Serhat da
kafasını öbür tarafa çevirerek beklemeye başladı…

Hemen elime ilk geçen Body’yi üstüme geçirip dışarı
çıktım. Serhat hemen, “Özür dilerim abla, sen gel içeri deyince ben de
girmiş bulundum, annem yumurta yolladı!” deyip yumurtaları uzattı.
“Asıl ben özür dilerim ablacığım, annen sandım seni!”
dedim. Serhat ta tekrar, “Pardon abla!” deyip, geldiği gibi yine
koşar adım evine gitti. O yaştaki çocuğa resmen göğüs
şovu yapmıştım elimde olmadan. Ama benim üzüldüğüm
konu o değil, çocuğu utandırmış olmamın
verdiği burukluktu.

Aradan geçen zamanla, Eda hanımla samimiyetimiz ilerlemiş, artık
ona abla diye hitap etmeye başlamıştım. Eda ablanın
kocası genç yaşta vefaat etmişti ve oğlu Serhatla
yaşıyorlardı. Eda abla bir muhasebecinin yanında
çalışıyordu. Serhat ise Liseye gidiyordu. Okul tatil olduğu
için Serhat evde yalnız kalıyor ve babasının erken
vefaatı sebebiyle, insanlarla fazla konuşmayan, içine kapalı bir
genç olarak zamanını geçiriyordu. Anlayacağınız çok az
arkadaşı vardı ve tekbaşına Bilgisayar başında
zaman geçiriyordu. Eda ablayla artık samimiyetimiz ilerlediği için, bana,
bazı günler o yokken evine gidip Serhat’a yiyecek birşeyler
hazırlayabilirmiyim diye sormuştu. Ben de, “Olur abla, ne olacak elime
mi yapışacak!” diye kabul etmiştim.

Ertesi gün öğlen alt kata inip Serhat’a birşeyler hazırlamak
kapıyı çaldım. Serhat açtı kapıyı, “Merhaba Merve
abla, gel buyur, yemek işi sana kaldı ha, annem söyledi, zahmet olacak!”
dedi. Ben de, “Yok canım olur mu öyle şey!” deyip içeri girdim. “Ne
istersin? Ne hazırlayım sana?” dedim. Kıymalı makarnaya
bayılırmış, yapmak için mutfağa girdim ve “Sen bak
işine, ben hazırlarım!” dedim. Serhat teşekkür edip
odasına gitti.

Yemeği hazırlamıştım. Serhat’a seslendim, “Serhatçığım
makarna hazır, istediğinde yiyebilirsin, ben çıkıyorum eve!”
dedim. Ama içerden cevap gelmedi. “Serhat?” diye ikinci seslenmemde de karşılıksız
kalınca, usulca yarım açık olan kapısından içeri
baktım. Serhat yatağına uzanmış, gözleri kapalı,
kulağında kulaklıkla müzik dinliyordu. Üstündeki kolsuz tişörtten,
yaşına göre kaslı kolları ve altındaki şorttan
belli olan önündeki kabarıklık, yıllar önce Soner abiyle
yaşadığım günleri aklıma getirmişti ve içim bir
hoş olmuştu birden. Ses çıkarmadan bir süre izledim ve sonra kapıdan
içeri bir adım girip, biraz daha yüksek bir sesle, “Serhattt!!!” diye
seslendim. Bu kez duydu ve “Merve abla kusura bakma müzik dinliyordum!” deyip
ayağa kalktı. Kalkmaz olaydı, ayağa kalkmasıyla
birlikte, önünde, şortundan dışarı çıkmak istercesine
duran o kabarık yarağı gözüme çarptı ve beni mahfetti. Gerçekten
de Serhat’ın yarağı çok büyük görünüyordu. Yıllardır
kocamla çok mutluydum, sex hayatımız da harikaydı, ama
serhatın yarağı aklıma Soner abinin yarağını
getirmişti ve çok tahrik olmuştum…

Yanıma gelerek teşekkür etti ve beni kapıya kadar yolcu etti. Eve
döndüğümde içimde yıllar öncesinden kalan Soner abinin yarağının
görüntüsü vardı. Ve amım sırılsıklam olmuştu. Hemen
odama geçip, Soner abinin yarağını düşünerek, amımı
okşamaya başladım. Hayalimde o koltuğun üstünde oturuyor, ben
de yarağını yalayarak ağzıma alıyorum, emiyorum
ve o da ağzıma, yüzüme, boynuma ve göğüslerime boşalıp
bana sperm banyosu yaptırıyordu. Ama bu kez farklıydı,
çünkü hayalimdeki yarak Soner abinindi, ama yüz Serhat’ın yüzü olmuştu
birden. Ve bu beni dahada tahrik ediyordu. Hayalimdeki Soner abi modelinin
yerini Serhat aldı, artık onun sikini yaladığımı
hayal etmeye başladım ve hayalimde onun yüzüme boşalmasıyla,
ben de sessiz sessiz, “Serhat sik beni! Sik beni Serhat!” diye diye
boşaldım. Kendime geldiğimde bu düşündüklerimden utanmıştım,
nede olsa artık evli barklı bir kadındım ve bu tür
şeyler çocukluğumda kalmıştı. Artık kocamdan
başka bir erkek düşünemezdim ve bunu küçük bir kaçamak kabul ederek duşa girdim.

Aradan birkaç gün geçmişti
ve ben tekrar yemek hazırlamak için Eda ablanın avine indim. Serhat
açtı kapıyı ve buyur etti, sonra herzamanki gibi odasına geçti
ve ben mutfakta yiyecek birşeyler hazırladım. Bir ara Serhat’ı
mutfağın kapısında gördüm. Gülümsedim ve “Ne dikiliyorsun
orda?” dedim. O da gülümseyerek, “Hiiç… Seni izliyorum… Çok güzel kokular
geliyor, ne pişiriyorsun?” dedi. “Tavuk sote yapıyorum!” dedim. Gelip
tavaya baktı ve “Oooo gerçekten harika kokuyor!” dedi. Ama bu sırada
arkamdan bana oldukça yaklaşmıştı ve sanki benim kokumdan
bahsediyor, benim kokumu içine çekiyordu. Bu beni
heycanlandırmıştı ve aklıma evde yaptığım
mastürbasyon geldi. Serhat tavaya bakarken, “Çok güzel kokuyor, nefissss!”
deyip biraz daha yaklaştı ve azda olsa popoma dokundu. Ben artık
iyice ıslanmıştım. Acaba bilerek mi yapıyor diye
düşünürken, “Abla ben duşa girsem ayıp olurmu?” dedi. “Yok
ablacığım, neden ayıp olsun, bak işine!” diyebildim
sadece.

Banyodan su sesi gelmeye başlamıştı. Ama ben hiçte iyi
değildim, içimden bir ses gidip Serhat’ı röntgenlememi söylüyordu. İçimden
sanki bir orospu konuşuyordu, (Serhat’ın yarağını merak
etmiyormusun? Git ve bak!) diyordu. Daha fazla dayanamayıp banyonun kapısına
gittim, anahtar deliğinden baktım ve tam karşımda,
duşun altında 31 çeken Serhat’ı gördüm. Yarağı kocamandı
ve hızlı bir şekilde okşuyordu. Bir anda amım
sırılsıklam olmuştu, adeta şelale gibi akıyordu sularım.
Dayanamadım ve delikten bakarken amımı okşamaya
başladım. Altımda ince penye bir eşofman vardı. Sularımın
eşofmanın önünü ıslatmasından korkuyordum ve biraz aşagı
sıyırıp külodun üstünden okşamaya başladım. Serhat
ta iyice hızlanmıştı. O anda içeri girip kendimi ona
siktirmek için yanıyordum, ama cesaret edemiyordum buna. Bu
düşüncelerin arasında Serhat’in boşaldığını
gördüm ve o anda kendime gelip hızlıca toparlandım ve mutfağa
kaçtım. Serhat banyodan çıkmış ve odasına
girmişti. Aklımda onla yatmak vardı sadece, kendimi zor tutuyordum.
Serhat’a, “Yemeğin hazır canım, ben çıkıyorum
yukarı!” deyip, hemen kaçtım ordan. Eve geldim ve Serhat’in
yarağını düşünerek matürbasyon yaptım, kendimi tatmin ettim.

Akşam üstü olmuştu,
kocamın eve gelip beni sikmesi için sabırsızlanıyordum. Çünkü
ancak kocamla bu azgınlığım üstümden gidecekti. Kocamı
aradım ve “Aşkım ne zaman geleceksin?” dedim. Ama aksilik bu ya, “Hayatım
bu gece biraz geç kalacağım, yetiştirmem gereken işler var!”
dedi. Umutlarım yıkılmıştı ve çaresiz geç saatte de
olsa kocamın gelmesini bekleyecektim. Saat daha 6 idi ve kocam eve erken
geldiğinde bile 9 da anca evde oluyordu. Yani bu gece saat 11-12’ye kadar
kudurmaya devam edecektim. Ben de gece için hazırlanmaya karar verdim, bir
duşa girdim ve vücudumdaki bütün kılları aldım. Duştan
çıkıp saçımı makyajımı yaptım ve
kocamın sevdiği siyah iççamaşır takımımı
giydim. Dantelli ve sexy bir takımdı, kocam beni böyle görünce deli gibi
sikecekti. Üstüme de dizüstü eteğimi giydim ki, kapı çaldı. Saate
baktım, 9.30 idi, kocam erken gelerek bana sürpriz yapmıştı.
Üzerimde sütyenle kapıya koştum yine. Kapıyı açtım ve “Bekle
1 saniye, girme daha!” dedim. Ses gelmedi, bekliyordu. Eteğimi biraz
yukarı çekerek koltuğun üstüne hafif domaldım. Çok sexy
göründüğümden emindim ve şuh bir sesle, “Gel tamam!” dedim…

Ama birkez daha şok olmuştum, çünkü gelen yine Serhat idi. Çocuk içeri
girdi ve ne oldugunu anlamadan öylece donakaldı. Ben de
şoktaydım. (Bu Serhat’in evime ikinci gelişiydi ve beni yine yarı
çıplak görüyordu. Ama bu kez farklıydı, çünkü ben de onu banyoda
çıplak görmüştüm!). Gözüm hemen sikine kaydı. Siki kalkmıştı
ve dışarı çıkmak ister gibi şortunu zorluyordu. “Pardon
abla!” deyip kafasını öbür tarafa çevirdi. Ben de en yakın odaya
kaçtım. İyice delirmiştim, ben kendimi ona siktirmemek için zor dururken,
o sürekli yarı çıplak yakalıyordu beni. Odanın
kapısına yaklaştı ve “Abla pardon yaa, yine kaza oldu! Annemden
haberin varmı? Geç gelecekmiş te, yiyecek birşey varmı
sende diye bakmaya gelmiştim!” dedi. Benden ses çıkmayınca, “Ama
boşver abla, yemesemde olur, beklerim annemi…” dedi. Üzülmüştüm,
sonuçta suç bendeydi, çocuk nerden bilsin onu kocam sandığımı.

“Bekle bekle!” dedim odadan çıktım, ellerimle göğüslerimi
kapatıyordum. Onun ise siki halen sopa gibiydi. İçim iyice tuhaf oldu.
O da bana bakıyordu. Güldüm ve “Alıştın artık beni
böyle görmeye haa?” dedim. Güldüğüm için o da rahatlamıştı ve
gülümsedi. “Gel mutfağa bakalım!” dedim. Artık tahrik
olmamın da verdiği rahatlıkla ellerimi göğüslerimden çektim.
Ama onun arkamdan popoma baktığını hissediyordum. İyice
orospuluk damarlarım kabarmıştı, resmen istiyordum 16
yaşındaki çocuğu. Buz dolabının kapağını
açtım ve eğildim. Önünde kısa eteğimden popomun
göründüğünden emindim. Artık çok azmıştım, kafamı
ona çevirip, “Yemek istediğin özel birşey varmı? Yoksa ben ne
verirsem ona razımısın?” dedim gülümseyerek. Bakışları
çok farklıydı, bana yıllar önce benim Soner abiye baktığım
gibi bakıyordu. “Sen ne verirsen yerim Merve abla!” dedi, ama artık
gülmüyordu. “Gel bakalım!” dedim. Yanıma yaklaştı. Ben halen
eğilmiş bakıyordum. İyice yaklaştı ve artık
tam arkamdaydı…

Kendimi ona doğru götürdüm
ve popomu sikine temas ettirdim ve arkamı döndüm, “Ooooo Serhat, ne
değiyor bana öyle?” dedim sexy bir sesle. Birşey diyemedi
çocukcağız. Popomu sikine biraz daha bastırarak, “Nekadar
kalın, sopa mı?” dedim. Serhat fazla dayanamadı ve belimden
kendine çekti, iyice yerleşti siki götüme ve “Hayır merve ablacığım,
o benim şeyim!” dedi. İyice azmıştım ve “Neyin Serhat?
Söyle hadi!” dedim. Gözlerimde sikilmeye hazır bir bakışla ve
sexy sexy söylüyordum bunu. Serhat delirmiş gibi bakıyordu ve “Yarrağım
Merve abla!” dedi. Gülümsedim, “Ooo nekadar sert o öyle! Peki nereye
değiyor şuan farkındamısın?” dedim. “Hayır Merve
ablacığım, söyle nerene?” dedi. Sanki yıllar önce Soner
abiyle yaşadığım an gibiydi herşey. Gözlerine baktım
ve “Amcığıma değiyor canım!” dedim ve bir hamlede külodumu
yana çekip, “Bak görüyormusun amcığımı? Yalamak istermisin?
Hadi yala amcığımı!” dedim.

Serhat delirmişti, birden amıma yumuldu ve yalamaya başladı.
“Oohh Merve abla, çok tatlı amın!” diyordu ve beni delirtiyordu. İyice
kendimden geçmiştim ve dönüp sikini okşamaya başladım. Sonra
sikini dışarı çıkarıp amıma sürüp
başını ıslattım, artık içime girmeye
hazırdı. Sikinin başını amımın deliğine
yerleştirip, “Hadi!” dedim. Ve Serhat içime girip çıkmaya
başlamıştı. Okadar kalın ve sıcaktı ki,
dayanamıyordum. Yaklaşık 4-5 dakika o şekilde amıma pompalayıp
beni boşalttı. O daha boşalmadan, “Yeter!” deyip ayağa
kalktım ve “Şimdi sıra benim isteğimde!” dedim ve salona
götürdüm, onu koltuğa oturttum. Siki kocamandı ve önümdeydi. Yıllarca
Soner abiye yaptığımı hayal ettiğim ve son zamanlarda
aynı şeyi Serhat’a yapmak için delirdiğim şeydeydi
sıra. Sikinin başını iştahla emip yalamaya
başladım. Serhat delirmişti ve “Oohhh, Merve ablamm benimm,
karıcığımm benimmm!” deyip, saçımdan tutup
ağzıma vermeye devam ediyordu. Ben de ona yıllar önce aynı Soner
abiye dediğim gibi, “Sik beni Serhat! Amımı, götümü,
ağzımı, heryerimi sikkk erkeğimmm!” diye inliyordum….

Serhat daha fazla dayanamadı ve şiddetli bir biçimde ağzıma yüzüme fışkırtmaya başladı. Ağzımdan çenemden akan spermler göğüslerime doğru süzülüyordu ve ben halen Serhat’ın yarrağını yalamaya devam ediyordum. Serhat’i boşaltmıştım,
şimdi ben de boşalmalıydım. Onu yatırdım koltuğa ve amımı ağzına dayayıp sürtünmeye başladım. Saniyeler içinde ikinci kez boşalıp Orgazm oldum. Serhat’ın da ağzı yüzü amımın sularıyla yıkanmıştı…

Hemen kalktım ve “Birazdan kocam gelir, çabucak gitmen lazım aşkım!” deyip onu da kaldırdım ve dudaklarından öpüp evine yolladım…

Merhaba. Adım Zehra. 42 yaşında, 1.60 cm boyunda, 51 kg, vücut yapısı normal, esmer bir bayanım. 2 yetişkin kızım var. Eşim öleli 2 yıl kadar olmuştu. Eşim öldükten sonra seks hayatım hiç olmadı. Kızlarım evlendikten sonra evde tamamen tek başıma kalmıştım. Deniz manzaralı bir sitede oturuyorum. Ama adım çıkar diye korktuğumdan kimseyle sikişmiyordum. Kızlarım kocaları ile ara sıra yatıya gelirler, evimin içinde sınırsızca sikişirler, ben de onların sikişme seslerini dinleyerek, kendim sikiştiğimi hayal ederek amımı parmaklayıp orgazm olurdum.

Bir gün çamaşırları balkona asarken iç çamaşırlarımdan birkaç tanesi elimden düştü. Külodum alt katın çamaşır ipine takılıp kaldı, diğerleri ise yere düşmüştü. Bahçeye inip yerdekileri aldım. Alt katta kimin oturduğunu bilmiyordum, çünkü evin kapısı ara sıra açılır, kim yaşar, kaç kişiler bilmiyordum. Zili çaldım kapıyı açan olmadı. O gün sürekli olarak alt kata inip zile basıyordum. İkindi saatlerinde tekrar alt kata inip zile bastım, çünkü kırmızı külodum onların balkonunda bayrak gibi asılı duruyor, herkes balkona bakıyordu. Bir an önce külodumu alma peşine düşmüştüm. Israrla zili çaldım, 20 yaşlarında bir erkek atlet ve şortla, uykulu uykulu bir halde kapıyı açtı. Gözüm hemen şortunun içinde kazık gibi duran sikine takıldı. Özür dileyerek külodumun balkonlarına düştüğünü ve almak istediğimi söyledim. Genç, “Tamam abla getireyim!” dedi ve kapıyı aralık bırakarak külodumu getirmek için balkona gitti…

Kapının aralığından içeriye baktığımda, koridora bakan odada üç genç erkeğin yattığını gördüm. Üzerileri açıktı ve sadece külotlarıyla uyuyorlardı. Koridordaki aynadan balkona giden genci görebiliyordum, külodumu telden aldı, inceledikten sonra koklayıp külodumu şortunun içine sokarak sikine taşaklarına biraz sürtüp çıkardı ve elinin içine sıkıştırıp ovalayarak getirdi. Ben tabi bunu gördüğümü belli etmedim. Külodumu bana verirken sikine baktım, resmen kalkmış şortunun önü çadır kurmuştu. Şortunun sikinin başına gelen kısmında bir damla ıslaklık görünce, işte o zaman koptum ve “Telaşla tanışamadık, Ben Zehra, üst katta oturuyorum, eşiniz veya anneniz yok mu evde?” dedim. “Ablacığım burayı biz bekar arkadaşlarla tuttuk, iş çıkışı otel gibi kullanıyoruz, çoğu zaman evde kimse olmaz.” dedi. Ben de, “Yaa öyle mi? Neyse, teşekkür ederim!” diyerek ayrıldım evime çıktım. Hemen mutfağa koştum, bulduğum en uzun ve ince patlıcanı alarak onunla herzamanki seks fantazimi yaptım, patlıcanla amımı iyice haşat ettim. Alt kattaki gençlerin arasına girdiğimi, beni siktiklerini düşünerek defalarca boşaldım.

O günden sonra artık alt kata kim geliyor kim gidiyor onu izliyordum. Yine bir akşam üzeri eve dördü birden girdiler. Gece yarılarına kadar müzik, televizyon ve muhabbet sohbet sesleri geliyordu. Derken sesler kesildi. Balkona çıkıp baktığımda, benim kattan ve alt katımdan başka yerde ışık yanmadığını gördüm. İçim içimi yiyordu. Ne yapayım edeyim derken aklıma sigortalar geldi. İçeriden sigortaları gevşettim ve alt kata inerek kapının ziline bastım. Kapıyı bu sefer geçen sefer açan değilde bir başka genç açtı. 25 yaşlarında, esmer, iri yapılı, üstünde bir şeyi olmayan sadece altında Boxer şekline yakın şortu olan bir genç, “Buyrun?” dedi. Ben yine etkilenmiştim ve kem kümlerle çocuğun sikine bakarak şaçmalıyordum. O arada içerden, “Kim miş?” diyerek iki genç daha geldiler. Bunların hepsi de evde sadece şortla geziyordu. Ben iyice aptallaşmıştım siklerine bakarken. İmdadıma, o ilk günkü genç (ismi Celal) kapıya gelerek yetişti ve diğer gençler salona geçtiler tekrar…

Celal, “Buyur abla? Bu sefer ne düştü?” dedi. Ben de, “Şeyy, sizde elektrik var ama benim dairede yok, elektrikten anlayanınız var mı?” dedim. Celal da içeriye seslenerek sordu, “Cemil, Akın, Hasan, elektrikten anlayanınız var mı?” diye. Sonunda Hasan ile Cemil birlikte bakmaya karar verip, üzerlerine birer tişört giyip, yanlarına kontrol kalemi alarak benim eve çıktık. Kapıyı açtım içeri buyur ettim. Prizleri falan kontrol ettikten sonra, “Sigortalar eski sistem, onlara bir bakalım abla.” diyerek benden merdiven istediler. Merdivenin olmadığını söyleyerek sandalye getirdim. Hasan sandalyeye çıktığında sikinin tamamen kazık gibi olmuş olduğunu gördüm. Sigortalar yüksekte olunca Hasan ulaşmaya çalışırken, düşmesin diye Hasanın bir bacağından Cemil tuttu, öteki bacağından da ben. Ama elimi Hasanın sikine atmamak için kendimi zor tutuyordum…

Hasan sigortaları sıkarak, “Abla sigortaların gevşemiş, sıktım ama bunlar kendi başına gevşemezler, bunları birisi gevşetmiş, hiç elleyen oynayan oldu mu?” dedi. Ben de, “Kendiliğinden gevşemiş olabilir, kocam öldüğünden beri kimse ellemiyor.” dedim. Hasan sırıtarak, “Neye abla?” dedi. Ben de, “Sigortalara!” dedim. Cemil de pis pis gülerek, “Nezaman gevşerse biz gelir sıkarız be abla, sen yeter ki iste!” dedi. Ben ilk başta lafların içindeki ipneliği sezmemiştim, sonradan jeton düştü ve “Tamam sıkılacağı zaman çağırırım!” dedim. Bunun üzerine Hasan, “Abla hazır gelmişken başka sıkılacak, yapılacak ne varsa söyle de icabına bakalım!” dedi. Ben teşekkür ederek hemen, “Size soğuk bir şeyler ikram etmek isterim.” dedim ve salonu gösterdim. İtiraz etmeden içeri geçtiler oturdular. (Benim kendilerini görmediğimi ve duymadığımı sanıp) kendi aralarında alçak sesle konuşuyorlar, “Gevşeyenleri iyi sıkarız!” diyerek siklerini sıvazlayarak gülüşüyorlardı…

Ben kolalarla içeri girdiğimde toparlanıp sustular. Gülüşmelerinin sebebini sordum. Hasan da, “Abla yanlış anlama ama, bu sigortanın kendiliğinden gevşeme hikayesi bayat. Çamaşır düşürme hikayesi de eski bir numara, şimdi sen üstümüze kola da dökersin…” dedi. “Niye dökeyim ki?” dedim. “Abla bayanların taktiğidir bu, gözüne birisini kestirdiler mi önce çamaşır düşürürler, sonra sigorta gevşer, daha sonra da üzerine kahve yada kola dökülür… Biz bu yolun yolcularıyız, senin derdin ne? Aramızda yabancı yok, anlat derdini, dinleyip çare olalım! Sen erkek mi istiyorsun?” dedi. Elim ayağım titremiş, donup kalmıştım. Bir şey diyemiyordum, aklım durmuş, beynim boşalmış gibi bön bön bakıyordum. Hasan bana yaklaşarak elimdeki kola tepsisini aldı, “Kolalar üzerimize dökülmesin, sen şöyle bir gel bakalım!” diyerek elini belime attı ve Cemilin yanına doğru çekti beni…

Ben de ne isterse onu yapıyordum. Kola tepsisini sehpaya bıraktı ve iki eliyle askılı elbisemin altından tutarak eteğimi yukarı kaldırıp, “Cemil bak bakalım mal sağlam mı, dağılma var mı?” dedi. Cemil hemen önüme diz çöktü ve yukarı sıyrılmış eteğimin altındaki beyaz külodumu eliyle bastırarak amımı biraz yoğurdu. Sonra külodumu kenara çekti ve “Dağılmamış, ağzı burnu buruşuk değil, kıllardan hoşlanırsan iş görür!” dedi. Hasan da, “Oğlum boşuna dememişler amın kıllısı makbuldür diye, bu gün de kıllı ama takılalım, beğenmezsek sonra birlikte traş ederiz!” diyerek gülüştüler. Ben hipnotize olmuş gibi, ses çıkartamıyor ve tepki veremiyordum. Galiba sikilecektim, gidiş onu gösteriyordu. Hasan arkamdan beni kucakladığı gibi kendisine çekerek sikine yapıştırdığında götüme kazık batıyordu sanki. Bir eliyle memelerime dokunarak, “Oohhoo memeler sımsıkı, hiç ellenmemiş bunlara sanki!” dedi. Cemil de, “Hadi gevşetelim o halde!” dedi ve ayağa kalkıp elbismin askılarını indirdi, memelerime yumuldu ve emmeye başladı…

Birden bacaklarımın titrediğini ve bir şeylerin süzüldüğünü hissettim. Boşalıyordum. Hasan arkadan elini külodumun içine sokup amımı yoklayınca, “Çoktan geçmişsin be abla, daha başlamadık bile! İkimize birden ayak uydurabilecekmisin? İstersen seç birimizi de o kalsın senle!” dedi. Ben ikisinin de tişörtlerine yapıştım ve sımsıkı tuttum, ikisini de bırakmak istemiyordum, ama dilim tutulmuş gibi de konuşamıyordum. “Demek iki yarak birden istiyorsun!” diyerek tişörtlerini çıkardılar. Sonra Hasan arkadan askılı elbisemi bir çırpıda çıkarttı, sütyen ve külotla kalmıştım. Cemil göbeğime bir kaç kez vurup kalçamı tokatladıktan sonra, “Abla biraz göbeklenmişsin, oranda buranda biraz büzüşme ve buruşma var, ama sikmesini bilene am amdır, sikmesini biliyorsan istediğin gibi sikersen, tazecik kız amı gibi sikersin!” dedi. Ben de bir elimi arkamdaki Hasanın sikine, diğer elimi de önümde sütyen içindeki memelerimi elleyip sıkıp emen Cemilin sikine attım ve ellemeye başladım. İkisinin siki de çok sert ve kazık gibiydi…

Şortlarını indirdiler ve Hasan, “Abla tecrübenle bizi ihya et bakalım!” dedi. Ben de tamam şeklinde başımı salladım ve çöküp Cemilin sikini ağzıma aldım. Cemil, “Oğlum bu dilini yuttu, keşke iki kişi gelmeseydik, yaşlı da zaten, heyecandan kalp krizi falan geçirip ölmesin!” dedi. Hasan, “Yok lan birşey olmaz, karı yarak hastası sadece, zaten amı follaşmıştır iyicene, yine de 31 çekmekten iyidir, amın darı genişi olmaz, yeter ki sulanıp içi sıcak olsun, hatta diğerlerini de ara gelsinler, grup yapalım amına koyim!” dedi. Cemil diğerlerini arayıp, “Üst kata gelin, alem yapacağız, kılıf getirin!” dedi. Bu arada Hasan beni halıya dört ayak domaltıp götümü parmaklamaya başlamıştı, “Cemil lan, ilk sıra benim, sen otur dinlen, iki kişi aynı anda yapmayalım, sırayla dinlene dinlene sabaha kadar sikeriz bunu, of sabahlar olmasın!” dedi. Cemil de sikini sıvazlayarak koltuğa oturdu…

Hasan sonra götümün deliğini emerek arkadan amıma parmağını sokmasıyla benim “Ahhhhh!” demem bir oldu. Hasan gülerek, “Bakıyorum da dilin açıldı abla!” dedi. Ben de, “Devam et gülmeye bakalım, beni sabaha kadar sikince gülmeye haliniz kalacak mı!” diyerek aniden dönüp Hasanın dudağına yapıştım. Dudağını vantuz gibi çekiyordum. Hasan elimden kurtulmak için çırpınıyordu. Benim sevişmeye aç olmamdan dolayı iyice azmış ve biraz da yapılı olduğumdan dudaklarına var gücümle saldırmıştım. Hasan dudağını dudağımdan zar zor kurtarıp, “Abla beni öldüreceksin, sıkma o kadar!” dedi. Ben hemen diz çöktüm ve Hasanın sikine sarılarak yalamaya ve emmeye başladım. Okadar azmıştım ki, okadar iştahla emiyordum ki, Hasan beni itip, “Yavaş olsana azgın orospu, sikimi koparacaksın!” diyerek beni sikinden uzaklaştırdı. “Napıyım dayanamıyorum, kocamdan sonra ilk erkeğimsiniz, kocamı bile boynuzlamadım, ama iki senedir yarağa hasretim ve sikilmeyi çok istiyorum!” dedim.

Hasan, “Başlayalım madem! Burda mı istersin, yatak odana mı geçelim? Nerde rahat edersin?” dedi. Ben de, “Biran önce sikin de nerede sikerseniz sikin!” dedim. Hasan, “Ozaman burda başlayalım, gerekirse sonra yatak odasına geçeriz!” diyerek beni tekrar halının üzerinde dörtayak domaltıp arkama geçerek, “Ben önce senin götünü sikeceğim!” dedi ve elini arkadan öne atıp memelerimi sıkmaya ve sikini götüme sürtmeye başladı. Hasanı geri itip, “Götümü siktirmem! Amımı sikeceksen sik, sikmeyeceksen kapı orada, zorla seni içeri almadım, amdan başka yerimi siktirmem, haberiniz olsun, sonra gider tecavüze uğradım diye şikayet ederim!” dedim. Bunun üzerine Hasan, “Kızma be abla, daracık götün varken amın sikilir mi!” dedi. “Daha amımı sikmeden önyargılı davranıyorsun, önce sik bak bakalım!” dedim ve kalktım…

O anda Cemil oturduğu yerden kalktı ve “Abla ben sikerim amını!” diyerek amımı elleyerek memelerimi emmeye başladı. Hasan ise biraz bozulmuştu ama götümü avuçlamaktan da vaz geçemiyordu, kafayı takmıştı bir kere götüme. Cemil beni yatak odasına götürdü ve orada diz çökertti, sikini ağzıma verdi. Kapının tıklamasıyla Hasan kapıyı açmaya gitti ve iki arkadaşıyla (Akın ve Celal ile) birlikte geldi. Akın, “Ooooo aleme bak beee! Sabaha kadar sikiş var desenize!” diyerek, Celal ile birlikte soyunarak karşıma geçtiler. Akınla Celalın siki diğer ikisine nazaran daha büyük ve kalın idi. Cemil, “Akın oğlum o ne lan öyle? Nerede büyüttün lan hayvan gibi azmanı!” diyerek beni yatağa sırt üstü yatırdı ve amımı yalamaya başladı. Akın, Hasan ve Celal da başucuma geçtiler. Üçü de siklerini yüzüme vuruyorlardı, üç yarrak gözümün önünde idi ve üçü de birbirinden güzel görünüyordu. Yarak tarlasında gibi hissediyordum kendimi. Ama önce hangisini ağzıma alacağımı bilemiyordum. Sonunda küçüğünden büyüğüne doğru gitmeye karar vererek, aralarında diğerlerine nazaran küçük olanın siki aldım ağzıma…

Bu arada Cemilin bacaklarımı beline dolamasıyla amıma birden girmesi, sikinin tamamını sokması ve hızlı hızlı sikmeye başlaması bir oldu. 3-5 dakika amıma hızlı hızlı pompaladıktan sonra yavaşladı ve “Ulan korktuğumuz gibi amı bol değilmiş, baksanıza sikim girerken amının dudakları da içeri giriyor, çıkarken de vantuz gibi sikimi sıvazlayarak çıkıyor!” diyerek yeniden hızlı hızlı sikmeye devam etti. Amıma öyle bir sokuyordu ki, sikinin tamamını girdiriyor, tekrar başına kadar geri çekiyordu. Birden daha da hızlanarak, “Kimde prezervatif varsa o gelsin siksin, ben daha boşalmak istemiyorum!” dedi. Ben de, “Tüpler bağlı, içime boşalmanızı istiyorum!” diyerek içimden çıkmasına izin vermedim. Cemil bir kaç git gelden sonra belime sarılarak hışımla içime boşaldı…

Sonra Akın, sonra Celal, sonra da Hasan, hepsi sırayla sikiyor sırayla amımın derinliklerine boşalıyorlardı, ama halen amımdan dışarıya döl akmıyordu. İşin en ilginç yanı ise hepsi de götümü sikmek için can atıyor, fakat hiç birine izin vermiyordum. Daha sonra tekrar Cemil amımı sikerken, Akın da Cemilin arkasına geçip Cemilin götüne sikini sürtmeye başlayınca, Cemil birden üstümden kalktı ve Akına tokatı yapıştırarak, “Ulan yavşak, burda karı varken benim götüme niye sulanıyon lan ibne!” dedi. Akın da, “Ne yapıyım oğlum, biriniz am sikerken biz burda azıyoruz, ablam izin verse de birimiz de götünden siksek bari, böyle tadı çıkmıyor!” dedi. O arada Hasan amımı sikmekle meşguldü, birden beni kucakladığı gibi, siki amımdayken yuvarlandı ve kendisi altta ben üstte bir şekilde, belimden sarılarak göğüslerimi göğsüne yapıştırdı ve “Sikin lan orospunun götünü!” dedi…

“Götüme dokunmayın lan orospu çocukları!” diye çırpınmama kimse aldırış etmeden, hepsi birden ayaklanıp götüme saldırdılar. Kimin götümü elleyip, kimin tükürüklediği, kimin parmakladığı ve kimin sikini sürttüğü belli değildi. Hasan alttan amıma köklerken bir yandan da bağırmayım diye eliyle ağzımı kapatıyordu. Akın diğerlerini itekleyerek, “Önce ben alacağım bu daracık götün kızlığını! Biriniz de ağzına versin, boş deliği kalmasın orospunun!” dedi ve sikinin başını götümün deliğine dayadı ve zorlamaya başladı. Götümün acısından amımdaki Hasanın yarrağını hissetmiyordum bile. Akının götümün yanaklarını tutarak götümü yukarı kaldırmasıyla Hasan, “Oğlum sikimi amdan çıkarmadan siksene!” dedi. Akın yavaş yavaş götüme girdirmeye başladığında acıdan Hasanın elini ısırıyordum. Akın epey uğraştı, o götüme girmeye çalıştıkça ben büzüğümü ve amımı sıkıyordum. Ben sıktıkça da Hasanın siki acıyor, beni çimdikleyip amımı gevşetmemi istiyordu…

Baktılar böyle olmayacak, Hasan alttan götümün yanaklarını iki eliyle açarak, “Şimdi kökle lan!” dedi. Akın da, “Biraz bu tarafa kayın lan!” diyerek, Hasanın bacaklarından tuttu ve yatağın ayakucuna kadar çekti bizi. Bacaklarımın yere düşmesiyle kalçam tamamen boşa çıkmıştı. Aynı zamanda da Hasanın siki amımda nefes almıştı ve altımdan hızlı hızlı sikmeye başladı. Akın okadar uğraşıp yine de götüme sokamayınca, sikini Hasanın yarrağının yanından amıma sokmak istedi bu sefer. İkisi birden amıma bastırıyordu. Akının sikinin bir kısmı amıma bayağı girmişti ki, Hasan, “Oğlum sikim acıyor, sen götünü siksene!” dedi. Fakat Akın beklenmedik bir şekilde böğürerek amıma boşaldı. O sırada Celal geldi ve Akını itekleyerek, “Çekil lan kenara, bir götü sikemedin amına koyum!” dedi. Akın çekildi kenara, Celal yanaştı götüme ve sikini dayayıp sokmasıyla tamamının götüme girmesi bir oldu. Omuzlarımdan tutup kanırtarak sokuyor ve Akına, “Bu amına koduğumun götü işte böyle sikilir yavşak!” diyordu…

Amımda bir yarak, götümde bir yarakla, ikisinin arasında tost olmuştum. Resmen piston gibi ritim tutturdular, sırayla bir birisi götüme sokuyor çekiyor, bir öteki amıma sokup çekiyordu. Birkaç git gelden sonra artık büzüğümü de amımı da kasamıyordum, amım da götüm de uyuşmuş gibiydi. Kendime inanamıyordum, müthiş zevkli bir şeydi bu, artık bağırmaya çalışmıyor ve sadece zevkten inliyordum. Hasan da artık elini ağzımdan çekince, Cemil sikini ağzıma verdi. Cemilin sikini hışımla emmeye başladım. Bu arada Celal tamamen abanarak birden götümün derinliklerine boşalmaya başladı. Bir kaç git gelden sonra tamamen büzüşen sikini götümden çıkarttı ve Cemile, “Çekil!” diyerek sikini ağzıma uzattı, “Şimdi yala bakalım!” dedi. Ben Celalin sikini emerken, daha kapanmamış götümün deliğine bu sefer Akın kolayca sokmuştu. Hasan hala altımdan amımı pompalıyordu ki, birden o da amıma boşalıverdi…

Hasan altımdan çekildiğinde amımdan döller akıyordu. Cemil eline tülbentimi sararak enlini amımın içerisine sokup bir kaç kez git gel yaptı, amımdan akan dölleri bu şekilde temizledikten sonra yattı altıma ve amımı sikmeye başladı. O boşalınca öteki geldi, o da çekilince diğeri geliyor, ne amımı ne götümü boş bırakmıyorlardı. Sırayla değişerek hepsi amımdan ve götümden beni defalarca siktiler. Dört kişiden kaç kere kaç yarrak yediğimi, kaç kere orgazm olduğumu sayamadım. Herkesin pili bitince, beşimiz birlikte birbirimize önlü arkalı sarılarak yattık. Hayatımda ilk kez dört yarrak birden vardı yatağımda. Birisi götüme yarı girmiş, birisi amıma sürtünüyor ve iki yarrakla da elimle oynayarak uyumuşum…

Ertesi gün gözlerimi açtığımda, sikicilerimin hepsi pert olmuş bir halde uyuyorlardı. Kalktım önce banyo yaptım, daha sonra mutfakta sikicilerime mükellef bir kahvaltı hazırladım. Sonra da hepsini siklerinden öperek uyandırdım, “Sikicilerim hadi kalkın, kahvaltınız hazır!” dedim. Kahvaltıdan sonra, “Son kez bir dörtlü daha yapalım ayrılalım!” dediler, ama o gece de saat 02:30’a kadar defalarca sikiştik. Yani nerdeyse bütün bir haftasonunu sikişerek geçirdik. Onlar gittikten sonra çarşafı tazelerken gördüm, çarşafın her tarafı kat kat katmerleşmiş döl ve kan lekeleriyle doluydu. Tabii amım da götüm de iyice uyuşmuştu, bir hafta evden dışarı çıkamadım. Sonraki günlerde evlerine ben inmeye başladım…

İki sendir yaraksız kaldıktan sonra, şimdi her gece en az ikisiyle sikişiyorum. Üçlü ve arada bir de yine dörtlü sikiştiğimiz de oluyor. Bayılıyorum grup yapmaya, çünkü kimin nasıl ve ne şekilde siktiğini bilmediğiniz için hepsi en iyi sikiciniz oluyor. Üç aydır grup seksin uygulayıcısıyım, artık tek kişinin sikmesi tatmin etmiyor. Sizlerin de grup seks yapmanızı tavsiye ederim. Hele dört genç erkekten aynı anda yarrak yemek kadar güzeli yok, hiç bir deliğiniz boş kalmıyor!

Herkese iyi sikişmeler diliyorum arkadaşlar!

Geçtiğimiz Ağustos ayında sıcak bir öğle üzeriydi, karşıdan esen sıcak meltem saçlarımı savuruyor, az
ilerimdeki inşaatın önündeki kum tepeciğinden aldığı kum tanelerini gözümün içine serpiştiriyordu. Bende bir
yandan caddeden karşıya geçmeye çalışırken bir yandan da kum yüzünden yanan gözlerimi ovuşturuyordum.
Sonra birdenbire sanki kafama balyozla şiddetle vurmuşlar gibi bir algılamanın ardından her şey bir anda
etrafımda döndü ve adeta kuştüyü bir yatağın üzerine düşüyormuşum gibi garip bir hisle kaldırıma düştüm.
Yanağım sert kaldırıma yapışmış şekilde bir ara gözlerimi araladığımda beyaz bir kadın ayakkabısının
burnumun dibine kadar girdiğini fark ettim. Size enteresan gelecek ama o vaziyetteyken yanıma gelen kadının
parfüm kokusunu algılıyor, hatta parfümünün markası hakkında kafamda düşünceler bile oluşuyordu… Sonra
etrafımda koşuşmalar ve sesli konuşmalar duydum… En son hissettiğim şey ise bir arabanın içinin boğucu
sıcaklığıydı.
Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum, gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey tepemde yuvarlak beyaz bir
avizenin üzerinde çiftleşen iki tane kara sinekti. Sırtüstü yattığım yerden kafamı kaldırıp etrafa göz attığımda ise
bir hastane odasında olduğumu fark ettim. Kafamdan çeşitli düşünceler geçiyor, buraya nasıl geldiğimi
hatırlamaya çalışıyordum ki odanın kapısı sessizce açıldı. Ve içeriye bir afet-i devran girdi ki, benim babayiğit
hasta halimizi umursamadan yerini yadırgayıp şöyle bir kafasını kaldırdı.
Kadın, 30-35 yaşlarında, sarı saçlı, yeşil gözlü, memeleri üzerindeki daracık body’sini delip geçecekmiş gibi
duran balık etli mükemmel bir varlıktı. Bana: “Geçmiş olsun Metin bey, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?”
derken bir yandan acıklı acıklı gözlerimin içine bakıyor bir yandan üzerimdeki nevresimi düzeltmeye
çalışıyordu. Belliki cebimdeki kimliğimi buldular diye düşündüm. Fakat bu güzel kadının hemşire olmadığı
kılığından kıyafetinden her şeyinden belliydi. Ben yinede ihtiyatlı davranarak “Doktor musunuz acaba?” diye
sorunca, yüzünde şeker çalan küçük çocukların takındığı masum bir ifadeyle “Hayır.” diye cevap verdi ve
açıklama yapmaya devam etti: ‘Bir yere acil yetişmesi gerektiği için arabasıyla biraz hızlı gittiğini, aniden
karşısına ben çıkınca fren yaptığını ama bana vurmaktan kurtulamadığını, hastane masraflarını peşin ödediğini,
hiçbir yerimde kırık çıkık olmadığını, ertesi gün taburcu olabileceğimi’ uzun uzun anlattı.
Demek ki kaldırımda yatarken beyaz ayakkabısını gördüğüm bu kadındı. İlerleyen saatlerde ise sohbetimiz
büsbütün koyulaştı, ‘Adının Aysun olduğunu, bir ithalat firmasının ortağı olduğunu, 12 yıllık evlilikten sonra
eşinden geçen yıl boşandığını, hiç çocukları olmadığını, ama sorunun kocasından kaynaklandığını, eski
vekillerden olan babasının miras biraktığı büyük bir evde, kendisi gibi yeni boşanan çocukluk arkadaşı bir
bayanla birlikte yaşadığını…’ söyledi.
O anda aklıma, bana arabasıyla vuran bu güzel kadına, bir oyun oynamak geldi. (30 yıldır İstanbul’da
yaşamama rağmen) O’na ‘Aslen İzmirli olduğumu, İstanbul’a iş için geldiğimi, İstanbul’da hiç akrabam
olmadığını, bana arabasıyla vurduğu gün İzmir’e gitmek için hazırlandığımı ama bu talihsiz kazanın
gerçekleştiğini’ söyledim. Bana ‘Bu vaziyette İzmir’e gidip gidemeyeceğimi’ sorduğunda, “Hayır, imkansız…
gidemem. Ayakta duracak halim yok, birkaç gün bir otelde dinlenirim herhalde…” diye cevap verince,
beklediğim tepkiyi verdi ve bana “İstersen benim evde birkaç gün kalabilirsin. Ev çok büyük, bir sürü odası
var.” dedi. Tabi bu teklife balıklama atlamak bana yakışmazdı, biraz nazdan tuzdan sonra razı oldum.
Ertesi gün Aysun hastanedeki odama, beni evine götürmek için geldiğinde, yanında birlikte yaşadığı dul
arkadaşı Nihal’i de getirmişti. Aman tanrım o ne güzellikti… Aysun kadar iri memeleri olmasa da, mükemmel
güzelliğe sahip bir poposu vardı. Angelina Jolly’e benzeyen yüzüne kısa siyah saçları o kadar yakışmıştı ki,
gözlerimi alamıyordum. Yarım saat sonra, iki güzel kadın birer koluma girip beni hastane koridorundan
geçirirken, insanların kıskanç bakışları adeta beni delik deşik ediyordu.
Aysun’un kullandığı lüx arabayla, yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuktan sonra, büyük bir demir kapı ve güzel
bir bahçenin çevrelediği, eski konak biçimli, triplex bir yapının önüne geldik. İki fıstık hemen odamı hazırlayıp
yatağımı yaptılar. Ve dikkatlice beni yatağıma yatırdılar. Benim telefonum kazada kırıldığından, gerektiğinde
onları çağırabileyim diye, Aysun kendi cep telefonunu başucuma koydu. O andan itibaren tek düşündüğüm
şey, bu yavruları nasıl sikebileceğimdi… Hastalığımı falan unutmuş, bütün benliğimi dayanılmaz bir sex arzusu
kaplamıştı. Eve geldiğim gün vukuatsız geçti, üzerime o kadar düşüyorlardı ki akşam yemeğimi bile yatağıma
kadar getirmişlerdi.
Ertesi sabah ikisi de işlerine gidip evde yalnız kaldığımda, akşama kadar, bu yavruları nasıl edipte
sikebileceğimi düşünüp kafa patlattım. Ama sonunda dahiyane bir plan yapmaya muvaffak oldum. Onlar
gelmeden hemen üzerimi giyinip bir CD dükkanından Takashi Miike’nin ‘Cevapsız Arama’ isimli filmini satın
aldım. Ardından Aysun’un telefonuna kendi kartımı takıp, yakın bir arkadaşımı aradım. Ona Aysun ve Nihal’in
cep telefon numaralarını vererek, ‘Akşam saat 22:00’den sonra, her 45 dakikada bir, bu numaraları aramasını,
kaba değil ama ürkütücü kelimeler kullanarak, telefona çıkanları korkutmasını…’ tembihledim. Geriye bir tek
seksi dullar’ın eve gelmelerini beklemek kalıyordu.
Aysun ve Nihal akşam 20:00 gibi geldiler. Hemen yanıma gelip halimi hatırımı sorduktan sonra, ‘Duş alıp,
yemek hazırlayacaklarını’ söylediler. Beni de salonda bir kanepeye alarak, “Televizyon seyredersin…” dediler.
“Sizde VCD Player varmı?” diye sorduğumda “Evet, var.” cevabını alınca, derin bir oh çektim. Onların duş
almaları, yemek hazırlamaları ve yemek yememizin ardından saat 21:30 olmuştu. Elimi çabuk tutmalıyım diye
düşündüm ve hanımlara ‘Bu gün evde çok bunaldığımı, biraz evin bahçesine çıktığımı, seyyar bir VCD satıcısı
gördüğümü ve seyretmek için bir film satın aldığımı, ama sonra birlikte seyrederiz diye vazgeçip akşamı
beklediğimi’ söyledim.
Bunun üzerine Aysun elimdeki filmi alıp VCD Player’e taktı. Arkadaşım her an telefonlardan birini
arayabileceği için filmin başındaki reklamları seyredecek vakit yoktu. Hemen kalkıp VCD’yi ileri sardım ve
film başladı. Daha önce filmi seyrettiğim için, filme değil, hanımların filme verdiği tepkilere dikkat ediyordum.
İkiside tam filmin etkisine girmişlerdi ki Nihal’in telefonu çaldı. Telefonda neler konuşulduğunu bilmiyordum
ama Nihal’in yüzü şekilden şekle giriyordu. Ben ‘Neler olduğunu, neden endişelendiğini…’ sorunca, “Sapığın
biridir mutlaka, önemli değil!” diye cevap verdi ve tekrar filme geri döndük.
Yarım saat sonra bu kezde Aysun’un telefonu çaldı. Aynı endişe ve korkuyu Aysun’un yüzünde de görünce,
planımın iyi işlediğini anlamıştım. Aysun ve Nihal’e ‘Telefonlarını kapatmalarını’ söylediğimde, ‘Bütün eş dost
akraba ve iş bağlantılarının bu telefonların ucunda olduğunu, kapatamayacaklarını’ söylediklerinde, bende
yangına körükle gidip “Haklısınız, her şey olabilir, dünya ile bağlantıyı kesmemek gerek…” deyiverdim. Film
bittiğinde saat 24:00 civarıydı ve sexy dullar’ın yüzlerindeki endişeyide görebiliyordum. Sabah yine işe gitmeleri
gerektiği için, fazla sohbet edemeden, ikisi de yatmak istediklerini söyleyip odalarına gittiler.
Tabi bu arada telefonlara gelen çağrılar devam ediyordu. Ardından ben de odama çekilip üzerimde ne var ne
yok çıkartarak, çırılçıplak yatağıma yatıp olacakları beklemeye başladım. Aradan 45 dakika geçmişti ki,
Aysun ve Nihal birlikte odamın kapısını çaldılar. ‘Telefonların devam ettiğini, ikisininde ayrı odaları olduğunu,
önce birlikte yatmaya karar verdiklerini ama yinede korktuklarını, bu yüzden odama geldiklerini’
söylediklerinde neredeyse sevinçten uçacaktım. Onlara ‘Bu gece aynı odada kalabileceğimizi, ben varken
hiçbirşeyden korkmamalarını’ iyice empoze ederken, odada başka yatacak yer olmadığı için ikisinide yatağa
davet edip, ‘Bu gece yanımda emniyetle yatabileceklerini, çekinmelerine gerek olmadığını’ söyledim.
İki kadın, benim çıplak olduğumu fark etmeden, geldiler ve iki yanıma yattılar. Biraz sohbetten sonra ikisi de
bana arkasını dönüp uyumaya koyuldu. Ama kıpırdanmalarından uyumakta zorlandıklarını anlayabiliyordum.
Bana ilk yüzünü dönen Aysun oldu. Bende ona yüzümü döndüğümde, nefeslerimiz birbirine karışacak kadar
yakınlaşmış, loş ışıkta birbirimizin gözlerine bakıyorduk.
Bir süre bu şekilde bakıştıktan sonra, ben yorganın altından yavaşca Aysunun elini tutup önce göğsüme
koydum. Oradan yavaş yavaş aşağıya sikime doğru götürdüm. Demir gibi olmuş dimdik sikime eli değince
biraz tedirgin olup geri çekmek istedi. Elini bileğinden kuvvetlice tuttuğum için kurtulamadı ve daha fazla
direnmedi. Minicik, yumuşak elini taşaklarıma kadar indirdim. O’da daha fazla dayanamamış olacak ki,
kendini koyverdi ve hırsla taşaklarımı avuçlamaya, sikimi sıvazlamaya başladı. Kocaman olmuş yarağımın
ucundan sızan zevk sıvılarının Aysun’un eline bulaştığını hissedebiliyordum.
Sikimin okşanması beni deliye çevirmişti. Hemen Aysun’un güzel dudaklarına yumulup derin Fransız
öpücükleri kondurmaya başladım. Azgınlar gibi öpüşürken bir yandan da iri memelerini avuçluyor, ucunu
parmaklarımla sertleştiriyordum. Diğer tarafımızda Nihal hiçbirşey olmamış gibi bize arkasını dönmüş
yatıyordu. Ama onunda uyanık olduğundan emindim. Aysun’un dudaklarından yavaş yavaş boynuna, oradan
iri memelerine inip yalamaya başladım. Memelerinin misket gibi olmuş tatlı uçlarını akide şekeri gibi ağzımda
eritiyor onu zevkten inletiyor ve kıvrandırıyordum.
Yavaşca daha aşağılara… göbeğine, oradan tatlı amına indim. Aysun’un balkutusu zevk sıvılarıyla sırılsıklam
olmuş, alev alev yanıyordu. Daha fazla engel olmaması için kalçalarına kadar indirdiğim mis kokulu külotunu,
bir hamlede hoyratça çekip en ince yerinden koparttım. Artık Aysun’un kadın kokan tatlı amcığı ve çiçek gibi
göt deliği dilime amade idi. Dilimi bir amına bir götüne sokuyordum, ağzıma burnuma Aysun’un zevk sıvıları
bulaşıyordu, bende onları zevkle yutuyordum.
Ben Aysun’un amını götünü dillerken, yanıbaşımda arkası bize dönük yatan Nihal’in sol kolunun ritmik
hareketler yaptığını fark ettim. Tam olarak, yorganın altında ne yaptığını göremiyordum ama tahminim
doğruysa harika olacaktı. Aysun’un zevkten vıcık vıcık olmuş amını yalarken, sanki yanlışlıkla olmuş gibi, elimi
Nihal’in ön tarafına doğru kaydırdığımda, elinin eşofmanının içinde olduğunu, O’nun da gizlice amını
parmakladığını fark ettim. Dilimi Aysun’un amından çekerek, Nihal’i nazikçe sırtüstü çevirip bir hamlede
eşofmanıyla birlikte külotunu aşağı indirdim ve O’nun da zevkten sırılsıklam olmuş amını yalamaya başladım.
Bir yandan parmağımla Aysun’un göt deliğine masaj yapıyor, bir yandan da Nihal’in buram buram sex kokan
tatlı amını dilimle mest ediyordum…
İki azgın dul’un uzun zamandır yarağa hasret kaldıkları her hallerinden belliydi. İkisi de zevkten deliye dönmüş,
tatlı tatlı inliyor, kalın ve damarlı yarağımı amlarına bir an önce sokmam için telepatik olarak yalvarıyorlardı.
Sikimin tadına ilk Aysun’a baktırmaya karar vererek, Nihali bırakıp Aysun’un bacak arasına geçtim. Kazık gibi
olmuş kocaman sikimi amının dudakları arasında biraz gezdirdikten sonra sırılsıklam amcığına birden
kökledim. Aysun’un derin bir “Ohhh…” çekip başını geriye atmasıyla beni belimden sıkıca yakalaması bir oldu.
Yarağımı her kökleyişimde “Nihayet… nihayet…” diye çığlıklar atıyor, ateş gibi amcığıyla, koca sikimi, boşluk
bırakmadan kavrıyordu.
Bu arada Nihal dizlerinin üzerinde doğrulmuş, ben Aysunu sikerken, O’da boynumu ve kulağımı yalıyor, tatlı
nefesiyle beni deliye çeviriyordu.
Az sonra Aysun sikimin altında sarsıla sarsıla boşalırken, “Kocammm… canım kocacığımmm…” diye, yüksek
sesle çığlıklar atıyor, sanki sikimi amının içinde kırıp oradan hiç çıkarmak istemiyorcasına sert hareketler
yapıyordu. Nihayet orgazm olup sakinleştiğini fark edince, zevk sıvılarına bulanmış sikimi Aysunun amından
çekip, Nihal’i saçlarından tutarak yarağıma doğru yaklaştırdım. Nihal yarağımı sanki yüksek devirli bir elektrik
süpürgesi gibi emiyor, ağzına her sokuşunda sanki içimden bir şeyler kopuyormuş hissi veriyordu…
Azgın dul Nihal’i yaraktan daha fazla mahrum etmeye hakkım olmadığını düşünüp, arkasını çevirip domalttım.
Amının zevkten kabarmış dudakları, arkasından taşak gibi çıkmış, içine girmesi için adeta sikime yalvarıyordu.
Karşımdaki arzulu ve sikilmeye hazır amcığı daha fazla bekletmedim. Zevkten kazık gibi dikelip, kafası kadın
yumruğu gibi kocaman olmuş yarağımı Nihal’in uzun zamandır yarak girmeyen amına dayayıp, taşaklarıma
kadar kökledim. Nihal zevkten adeta kudurmuş, ben amına kökledikçe kafasını sağa sola sallıyor, bir eliyle de
aşağıdan taşaklarımı avuçlamış canımı acıtıyordu. Az sonra Nihal de kalın yarağımın verdiği sonsuz hazza
boyun eğip çığlıklar atarak boşalıp rahatladı…
Ama benim azman, azgın dullar’ı sikmeye doymuyordu. Bu kez Nihal’i bırakıp tekrar Aysun’a döndüm. O’nu
yüzükoyun yatırıp göbeğinin altına iki tane de yastık koyarak poposunu yükseltince, kara incisi bütün
ihtişamıyla hizmetime girdi. Hemen eğilip misler gibi göt deliğini dilimle yumuşatıp yarağıma hazırlamaya
başladım. Göt deliğinin iyice yumuşayıp kendini bıraktığından emin olduktan sonra, hala sikmeye doymayan
yarağımı muhteşem kara incisine dayayıp yavaşca kafasını içeri soktum… Azgın dul, sikimi götünden çıkarmam
için yalvarıyor, acıyla karışık zevk çığlıkları atıyordu. O’nun çığlıklarına aldırmayıp sikimi köküne kadar götüne
soktum. Gidip geldikçe deliğini kasmayı bırakıp, kızışmış azgın bir kısrak gibi altımda dans etmeye başladı…
Ben Aysun’un götünü sikerken Nihal de boş durmuyordu. Arkama geçmiş popomu yalıyor, küçük ısırıklar
atarak beni kudurtuyordu. Anladım ki daha yarağa doymamıştı esmer güzeli azgın dul. Bir yandan Aysun’un
daracık götünü sikerken bir yandan elimi arkaya atıp Nihal’in kısa saçlarını yakaladım ve kendime çekip alev
gibi yanan dolgun dudaklarını emmeye başladım. Sonra bacakları arasına Aysun’un sırtı gelecek şekilde,
önümde domaltıp, O’nun da göt deliğini doya doya yalamaya, sikim için ideal duruma getirmeye başladım. Göt
deliğine her darbe atışımda poposunu yüzüme daha çok bastırıyor, amından sızan zevk sıvılarını çeneme
bulaştırıyordu. Ben de zaman zaman dilimi götünden çekip salgıladığı sıvıları zevkle yalayıp yutuyordum.
Aysun’un orgazm olduğunu, artık poposunu altımda yılan gibi kıvrandırmamasından anladım. Ve sikimi, vantuz
gibi kavrayan sıcak götünden çekip, onun sırtında bana domalmış duran Nihal’in götüne dayadım. Yarağımı,
Nihal’in daracık ama istekli götüne, yavaş yavaş sokarken, Aysun gibi çıkarmam için yalvarmıyor, aksine daha
da köklemem için poposunu sikime doğru bastırıyordu. Nihal’in güzel götünü Aysun’un sırtında yarım saat
kadar siktikten sonra, artık takatımın kalmadığını, döllerimin dışarı çıkmak için sikimin sınırlarını zorladığını
hissedince, kendimi orgazm olmaya şartlandırdım.
Nihalin sıcacık ve dar götünü biraz daha siktikten sonra, sikimi çıkarıp, Nihal’i ve Aysun’u yan yana sırtüstü
yatırarak, ben de üzerlerinde ayağa kalktım. Patlamak üzere olan sikimi birkaç saniye elimle sıvazladıktan
sonra yarağımın kafasını, yan yana yatan Aysun ve Nihal’in yüzüne doğru eğerek şiddetle boşaldım.
Spermlerim sikimin ucundan öyle tazyikli ve bol çıkıyorlardı ki, döllerimi azgın dullar’ın yüzüne itfaiye
hortumuyla fışkırtır gibi fışkırtıyordum… Onlar da zevkle döllerimi yalayıp yutuyor, şifalı bir iksir gibi elleriyle
memelerine ve yüzlerine sürüyorlardı…
Birlikte yaşadığımız bu mükemmel hazzın ardından, azgın dullar’ın ortalarına uzanıp, iki koluma da onları
yatırdım. Bir yandan saçlarını öpüp kokluyor, bir yandan da en baştan beri planladığım muzipliklerimi
anlatıyordum. Her ikisinden de tek kelime tepki almayınca bu maceranın onların da çok hoşuna gittiğini
sezinleyerek rahat bir nefes alıp rahatladım. Azgın dullar’ın beni affettiklerinin en bariz ispatı da, ertesi gün
ikisinin de işe gitmeyip seks partimize kaldığımız yerden devam etmemizdi

İstanbul Fatih semtinde bir apartmana taşındık. Oturanların hepsi tutucu aileler. Bazıları çarşaflı, bazıları
türbanlı. Karım açık giyinir ama fazlada açık olmayı sevmez. Apartmana taşınalı bir ay geçmesine rağmen
hiçbir komşu hoşgeldine gelmediler. Erkekler bana, kapalı kadınlarda karıma selam vermiyorlardı. Bizi
dışlamışlardı. Komşular hoşgeldine gelmeyince, karım kek pasta falan pişirmiş, onları çaya davet etmiş, ama
kimse gelmemiş. Akşam karımın gözlerinden yaşlar akarak bana şikayet etti ve “Buradan taşınalım!” dedi. Ne
olduğunu sorduğumda, komşular (Biz açık bir kadının pişirdiklerini yemeyiz!) demişler.
Benim de canım çok sıkıldı, fakat, “Taşınmayıp sabredelim, nasıl olsa bir aileyle bir gün samimiyet kurarız.”
dedim. Ama 1 yıl kimseyle konuşamadan apartmanda oturduk. Birgün karşı komşumuz çarşaflı Menekşe
hanımla apartman girişinde karşılaştım. Elinde çok büyük bir karton kutu vardı, taşımakta zorlanıyordu. Başını
öne eğerek bana, “Komşu, yardım edermisin?” dedi. Ben de, “Hayhay efendim!” dedim ve elinden aldım,
yukarıya kadar taşıdım. Karton gerçekten çok ağırdı, içinde Çelik Tencere takımı varmış. Kapısının önüne
kadar götürüp bıraktım. Menekşe hanımın sadece gözleri görünüyordu ve gözleri gülerek bana teşekkür etti.
Birkaç gün sonra Menekşeyle tekrar kapıda karşılaştık. Bana selam verdi, gözleri yine gülüyordu. Bu sefer
gözlerine dikkatli bakınca çok güzel olduğunu fark ettim. O da benim gözlerime derin derin baktı ve “Komşu,
kocam sizinle tanışıp bir çay içmek ister, bize gelirmisin?” dedi. Ben, karımın bir aylığına annesine gittiğini,
evde yalnız olduğumu söyleyip, “Karım gelince beraber ziyaret edelim.” dedim. O da, “Siz yalnız gelseniz de
olur…” dedi. “Hayhay! Geleyim ozaman.” dedim.
Akşam yemeğinden sonra kapılarını çaldım. Menekşe açtı ve buyur etti. Beni oturma odasına aldı. Kocası
yatakta uzanıyordu, beni görünce yarım oturdu ve “Komşu hoşgeldin, kusura bakma, ben biraz rahatsızım,
ayağa kalkamıyorum.” dedi. Ben, “Önemli değil.” dedim. Kısaca tanıştık ve karısına yardımım için çok
teşekkür etti. Kocası tutucuydu, ama neşeli bir adamdı, kısa zamanda muhabbete başladık. Altı ay önce trafik
kazası geçirmiş ve belinden aşağısı felç olmuştu, her şeyiyle karısı ilgileniyordu.
Menekşe hanım çaylarımızı getirdi, çarşafını çıkarmadan odaya oturdu. Üçümüz biraz daha konuştuk ve
erkenden ayrıldım. Menekşe hanım kapıdan uğurlarken ona, “Bir ihtiyacınız olduğunda söylemeniz yeterlidir,
elimden geleni yaparım.” dedim. Güzel gözleriyle gülerek teşekkür etti.
Menekşenin gözlerini unutamıyordum. Çok güzeldi. Uyurken dahi hayal kurmaya başlamıştım, Menekşenin
gözlerine bakarak onu öptüğümü düşünerek uyuyordum.
Bir akşam geç vakitte kapım çaldı, hemen açtım. Karşımda Menekşe duruyordu. Gözleri bu sefer daha da
güzeldi, çünkü gözkapaklarını pembe ile renklendirmişti. Çarşafının yüz kısmını açarak, “Mesut bey, size bir
tabak börek getirdim, alırsanız memnun olurum.” dedi. İlk defa yüzünü tam görmüştüm ve içimden (Aman
Tanrım!) dedim. Parlak kırmızı rujlu dudakları, bembeyaz inci gibi dişleriyle, karşımda sanki bir manken vardı.
Ne diyeceğimi bilemeden dondum kaldım. Menekşe benim şoka girdiğimi görünce tabağı elime tutuşturdu.
Elini elime hafifçe değdirince kalbim duracak gibi oldu. “Menekşe hanım zahmet etmişsiniz, teşekkür ederim,
tabağınızı boşaltıp hemen getiriyorum, biraz bekleyin lütfen.” dedim.
Hiç beklemedim bir cevap verdi, “Mesut bey müsadeniz olursa ben boşaltayım.” dedi. Hemen kapıdan
çekilerek, “Buyurun.” dedim. Kapıyı kendisi örttü ve mutfağa girdi, ben de arkasından gittim. Bir melek gibi
süzülerek yürüyordu. Çarşafının altında uzun topuklu ayakkabı vardı. Çarşafını biraz yukarı çekmiş,
ayakkabısının ve ince siyah çorabının güzelliği ortaya çıkmıştı. Tabağı masaya koydu. Ben korkarak
sandalyeyi çektim, “İsterseniz biraz oturun.” dedim. Hemen oturdu, ben de karşısına oturdum. “Kocanız
nasıl?” dedim. Gözleri bir an sulandı ve “Çok kötü Mesut bey, çok ağır ilaçlar kullanıyor ve sürekli uyuyor,
biraz önce yine uyudu, sabaha kadar top atsan uyanmaz artık!” dedi. Canının çok sıkıldığını ve biraz
dertleşmek istediğini söyledi. Karımın olmadığını bildiği halde çarşaflı şuh bir hanımla evde yalnızdım ve şeytan
(Tamam oğlum köşeyi döndün!) diyordu.
Menekşe biraz havadan sudan anlattı ve esas konuya girdi. Kocasının belinden aşağısıyla birlikte erkeklik
organı da işlev görmüyormuş ve iyileşmesi yıllar alacakmış. Menekşe hanım benden ilk defa yardım istediğinde
gözlerindeki gülümsemeyi anımsadım, ilk mesajını ta o zaman vermişti. Genç ve güzel kadın 6 aydan beri bir
erkeğe açtı. Aklımdan bunlar geçerken, Menekşe hanım gözlerime bakarak, “Mesut bey ben çok özledim…”
dedi. Anladığım halde, “Neyi?” diye sordum. “Biliyorsun… Bir kadın en çok neyi özlüyorsa onu…” dedi ve
gözleriyle (Beni sik!) diye yalvarırcasına bakmaya başladı.
Ben de neredeyse 1 aydan beri karım olmadığından iyice sekse susamıştım. Yavaşça Menekşenin
yanaklarından tuttum ve rujlu dudaklarını emmeye başladım. Belime sarılarak amını sertleşen yarağıma dayadı
ve dilini ağzıma soktu. Dilini ısırdım, o da benim dilimi emdi ve ısırdı. Çarşafının üstünden poposuna yapıştım,
altında külot yoktu ve ipek çarşafın yumuşaklığıyla poposunun sertliği beni çıldırtmaya yetmişi. Gözlerine
bakarak, “Siz evdeyken makyaj yaparmısınız?” dedim. “Hayır, ilk defa bugün kocam uyuduktan sonra gizlice
yaptım.” dedi. “Neden?” dedim. “Seni çıldırtmak ve kendimi siktirtmek için!” dedi. Çarşafını bir hamlede
üzerinden çıkardım…
Memeleri çok güzel ve dimdikti. Siyah külotlu çorap giymişti. Ben külotlu çorap fetişiydim, onu öyle görünce
yarağım biraz daha büyüdü ve kazık gibi oldu. Rujlu dudaklarıyla yarağımı yalamaya emmeye başladı. Ben de
çorabının üzerinden amını yalamaya, öpmeye ısırmaya başladım. İkimiz de çıldırmıştık. Çorabının önünü yırttım
ve dilimle içini yaladım. Başımdan tutarak kendine çekti, “Sik artık beni, dayanamıyorum, tam 6 aydan beri
amıma yarak girmedi, sok artık, sok!” diye bağırdı. Siyah başörtüsüyle altımda sikilmeye hazır bir karı vardı.
Ağzımla ağzına yapıştım. Nefes alamıyordu ama dilimi ısırıyor ve eliyle tuttuğu yarağımı amına sokmaya
çalışıyordu. Amı vıcık vıcık ıslanmış köpürmüştü. Çok dar ve küçük bir amı vardı. Benim yarak ise hayli
büyüktü, girerken zorlayacağı belliydi.
Menekşeye “Benim yarak biraz büyük galiba, sokarken acıtabilirim, kusura bakma.” dedim. “Evet Mesut bey,
yarağınız çok büyük, kocamınkinin iki katı, sokun artık!” dedi. Birden ve de çok hızlı sokmalıydım altımdan
kaçmasın diye. Bağırmamasını söyledim ve ağzımı ağzına iyice bastırdım, ki çığlık atarsa duyulmasın diye.
Yarağımı amına en son hızımla soktum, Menekşenin çığlığı ağzımın içinde boğuldu ve gözlerinden yaş geldi.
Altımdan kaçmaya çalışıyor fakat yaraktan kurtulamıyordu. Yavaşça çektim yavaşça soktum ve ağzını serbest
bıraktım. Zevkten inlemeye başladı ve yüzlerce kez (Sik beni!) diye yalvardı.
15-20 dakika yavaş yavaş siktim ve Menekşe 2 kez orgazm oldu, elleri yana düştü. Birkaç kez dölüm
gelmeden beklemiş ve geciktirmiştim. Birkaç kez geciktirince benim yarak küser ve dölü fışkırtmazdı. Kendi
karımı da bu yöntemle en az bir saat sikerdim. Karım da (Ne olur boşal artık amım felç oldu!) diye yalvarırdı.
Menekşe de aynı karım gibi başladı, gözlerime bakarak, “Hadi boşal artık, fışkırt dölünü, doldur içimi,
korkma korunuyorum!” dedi. Ben de dölümün ancak bir saat daha amını sikersem veya götüne sokarsam
fışkıracağını söyledim. “Tamam, nasıl olsa orospu olduk, götümü de sik ki tam orospu olayım!” dedi ve
arkasını dönüp domaldı…
Menekşenin götüne hiç yarak girmediği belliydi. Amından akan sularla göt deliğini yarağımla yağladım. Sonra
yarağımın başını göt deliğine dayayıp yavaş yavaş soktum. Bağırmasını ve kaçmasını bekliyordum, ama öyle
olmadı. Başı girince, “Acımıyor mu?” diye sordum. “Acıyor, ama aldığım zevk daha fazla, yavaş yavaş sok
canım!” dedi. Götünün o dar deliğine yavaş yavaş gitgeller yaparak giriyordum. 5 dakika içinde delik iyice
genişledi ve dibine kadar gömünce Menekşe derin bir zevk çığlığı attı. Artık hızlı hızlı sokup çıkarıyordum. 5-6
dakika kadar daha götünü siktim, dölüm gelmek üzereydi. Dölüm tam fışkırmak üzereyken götünden çekip
amına gömdüm ve boşalttım. Yarağımı amından çıkarmadan bir süre arkasına abanmış halde kaldım. Sonra
amından çıkıp bunu sırtüstü yatırdım ve dudaklarına yapıştım. 10 dakika öpüştük. Menekşe aniden kalktı
giyindi ve hiçbir şey söylemeden kaçtı gitti.
Ertesi akşam eve gelirken Menekşeyi tekrar sikmeyi hayal ediyordum. Ama birdaha uğramadı. Birkaç gün
sonra da (ben işteyken) taşınmışlar. Kapıcıya nereye taşındıklarını sordum, bilmiyordu. Birdaha da Menekşeyi
bulamadım.

Adım Nesli. 37 yaşında, 1.65 boy, 58 kilo, kumral, kocamın zoruyla kapalı giyinen, sexy bir kadınım.
Kocamla monoton bir evlilik yaşıyordum ve mutsuzdum. Ehliyet kursuna gitmeye karar vermiştim, kocamı
zorlada olsa ikna ettim ve kursa başladım. Kursum akşam olduğu için bazen beni kocam bırakıp alıyordu,
bazende yalnız gidip geliyordum. Kursun ilerleyen günlerinde sınıfta yanımda oturan Alirıza ile aramızda
duygusal bir bağ oluşmuştu. Önceleri aramızda kaçamak bakışmalarla başlayan bu macera daha sonra aşka
dönüştü. Alirıza da bende evliydik, ama ikimizde mutsuzduk.
Bir akşam arkadaşından emanet aldığı bir arabayla geldi. Kursu asıp, biraz araba ile dolaşmaya çıktık. Derken
tenha bir yerde durduk. Alirıza beni çok sevdiğini ve arzuladığını söyleyip bacaklarımı göğüslerimi okşuyor, bir
yandan da ateşli bir şekilde öpüşüyorduk. Ben hem Alirızayı istiyordum, hemde kendime engel olmaya
çalışıyordum. Ama daha fazla dayanamadım ve Alirızaya karşılık vermeye başladım. Pantolonunun üstünden
kalkmış yarrağını sıkıca kavradım, dudaklarını, boynunu öpüyordum. Rahat etmek için arka koltuğa
geçtiğimizde Alirıza de yavaş yavaş eteğimi kaldırıp külotumun kenarından elini sokup amcığımı
parmaklıyordu. Offf! Bunu yapması beni çıldırtıyordu, onun o kocaman yarrağını bir an önce içimde
istiyordum…
Alirıza gömleğimin düğmelerini açtı, sütyenimi sıyırıp göğüs uçlarımı dişleyerek emiyor, bir yandan da külotumu
çıkarmaya çalışıyordu. Bende onun fermuarını açtım ve kocaman damarlı yarrağını çıkarıp yumuldum,
dillemeye ve yalamaya başladım. Ağzıma zor aldığım yarrağını daracık amcığıma nasıl alırım diye düşünürken,
Alirıza ilk postayı böğürerek ağzıma boşalmıştı. Döllerini son damlasına kadar yuttum. Okadar güzeldi ki tadı,
yalamaya doymamıştım. Tekrar öpüşmeye başladığımızda, bir yandan da sönmüş yarağını okşuyordum. Bir
süre sonra yarağı yeniden eski sertliğine kavuştuğunda Alirıza, “Seni sikmek istiyorum Nesli, benim olmanı
istiyorum!” dedi. “Ben de seninle sikişmek istiyorum, sikkk beni aşkım!” dedim ve tekrar yarrağını ağzıma
aldım ve yaladım. Gırtlağıma kadar köklüyordu ve “Off aşkımmm senin o amcığını sikip parçalıyacam, benim
olacaksın, tüm döllerimi akıtacam dolduracam amcığını!” diyordu.
Bu şekilde sözleri beni daha da çıldırtıyor, ben de ona, “Sik aşkımmm, sikkk beni, parçala amımı, bu am
senin, doldur, tüm deliklerim sana feda olsun!” diyordum. Beni arka koltuğa uzatıp kendi tarafındaki kapıyı
açtı ve yere indi, sonra da ayaklarımdan başlayıp yalayarak amıma kadar çıktı. Dilini amıma sokup çıkartıyor,
klitorisimi emiyordu. Off! Zevkten deliye dönmüştüm, amım su gibi olmuştu. Dayanamıyordum, “Sokkk artık!
Sikkk beni!” diye bağırmamla, Alirıza kocaman yarrağını amıma kökledi. “Ohhh Neslim! Kadınımmm!”
diyerek yarım saate yakın git gel yapıp, sonunda, “Geliyorummmmm!” diye böğürdü. Amcığıma tüm sıcaklığını
akıtırken, ben de, “Ohhh aşkımmm, erkeğimm, sikicimmm!” diye çığlık çığlığa, onunla aynı anda boşaldım.
Birer sigara içtik ve beni eve bıraktı. Artık her fırsatta buluşup sikişiyoruz. Onu çok seviyorum, o da beni
seviyor. Eşlerimizden boşanıp birbirimizle evlenmeyi düşünüyoruz.
Herkese bol sikişli günler diliyorum, byee.

Ben Sedat. 46 yaşındayım. Kumral uzun boylu yakışıklı biriyim. Eşimse 42 yaşında bembeyaz tenli harika
vücutlu biri. İyi bir işim var, gelir düzeyim de oldukça yüksek. Oğlumuz ilköğretimi bitirince onu yurtdışında
okutmaya karar verdik. Uzun arayışlardan sonra İngilterede bir okula yerleştirdik. Eşimle hiçbir sorunumuz
yok. Birbirimizi de deliler gibi seviyoruz. Yatakta da sınır tanımayız. Her şeyi deneyebiliyoruz. Oğlum
yurtdışına gittikten sonra evde yalnız olduğumuz için cinsel hayatımız daha da renklendi. Fakat eşimin çocukluk
arkadaşı Sibelin tayini İstanbula çıkıp gelince hayatımız biraz değişti. Sibel kısa boylu, minyon tipli, çok hoş bir
kız. Mimar olarak çalışıyor. Ona bize yakın bir ev tuttuk. Evini taşıdı, oldukça sempatik bir ev olmuştu. Eşimle
de çok iyi anlaşıyorlardı. Sık sık bize geliyor, biz de ona gidiyorduk. Oldukça güzel bir kız olmasına rağmen
daha evlenmemişti. Konuşmalarımızda hep ona evlenmesini falan tavsiye ediyorduk. O da, “Buldukta mı
evlenmedik?” diye geçiştiriyordu. Aramızda teklif yoktu. Ama ben ona cinsel açıdan hiç bakmıyordum.
Aslında buna da ihtiyacım yoktu. Çünkü harika bir karım vardı ve her türlü ilişkiyi deniyorduk.
Bir gece eşimle birlikte dışarıda yemekteydik. Ama eşim o gece çok farklıydı. Sanki vücudu elbisesinin
dokunuşundan bile tahrik oluyordu. “Geç kalmayalım, eve gitmek istiyorum!” dedi. Saat 23 gibi kalktık. Daha
yolda sarkmaya başlamıştı. Eve zor girdik, antrede öpüşmeye başladık, yatakta devam ettik. Harika olmuştu
her zamanki gibi. Göğsümde yatarken konuşmaya başladık. İlk geceyi, gerdek gecemizi unutamadığını söyledi.
Karım benimle evlenmeden önce hiç erkek arkadaşı olmamış, eline erkek eli değmemişti. Cinsel bilgisi sadece
arkadaşlarının anlattığı kadarmış, düğün günü yaklaştıkça içindeki korku büyüyormuş. Düğün gecesinin
heyecanı ve korku hepsi birbirine karışmış, ben hiç hissetmemiştim. Ama benim anlayışımla eşimin ilk gece
korkularını yenmiş ve düşündüğünün aksine sexten zevk almış, nasıl girecek, nasıl patlayacak korkusunu
atmıştı üzerinden.
Eşim gerçektende o gece çok heyecanlıydı. Düğün gecesi balayı otelimizdeki süitte ben sanki o gece gerdek
gecesi değil de özel bir buluşmaymış gibi davranmıştım. Eşimi sikmek isteğimi belli etmemiştim. Konuştuk
gülüştük, sonra yatağa girdik sarıldık, sabaha kadar öyle devam etti. Ertesi gün öğleden sonra bozmuştum
eşimin kızlığını. O da kendi isteğiyle olmuştu ve bir nevi ben onu değilde, kendi bozmuştu kendini. Ben sırt üstü
yatmıştım, o da üzerime oturup amını sikime sürtüyordu. Daha sonra sikimin başını amına yerleştirdi ve çok
zevklendiği bir anda kendini bıraktı. Sikim önce kızlığına dayandı. Bir hamle daha yaparak tamamını içine aldı.
Sikimin kenarından ince bir kan sızıntısı oldu. Ve sonrasında ilk orgazmını yaşadı.
Yıllar sonra bunun için tekrar teşekkür etti bana, ama benden o geceyi bir kez daha yaşatmamı istiyordu. Ben
de, “Nasıl olacak?” dedim. “Ben planlarım, sen kendini bana bırak!” dedi. Yeniden sevişmeye başladık, ikimiz
de daha coşkulu orgazm olduk. Ertesi gün eşim bir otelin balayı suitini tutmuş hafta sonu için. Anlatmaya
başladı: “Çarşambadan itibaren bana dokunmayacaksın. Cumartesi günü ikimiz ayrı ayrı otele gideceğiz.
Birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranacağız. Ben odaya yerleşeceğim. Seninle havuzda karşılaşacağız, orada
tanışacağız. Daha sonra neler olacağını sen halledeceksin. Beni ilk kez tanıştığın biriymiş gibi tavlayıp
sevişmeye ikna edeceksin!” dedi. “Tamam!” dedim, ama Çarşambadan Cumartesiye dokunmamak hoşuma
gitmemişti. Ne yapalım katlanacaktık. Salı gecesi harika bir seks yaşadık ve perhize başladık. Gerçekten
Cuma gününe kadar gerekli olmadıkça konuşmadı benimle ve ayrı yattık.
Cuma günü işime gittim. Saat 13 gibi telefonum çaldı, arayan eşimdi. Annesi hastalanmış, gitmesi
gerekiyormuş. Üzüldüm, ama bütün plan da bozulmuştu. Ve ben 3-4 gün daha perhize devam edecektim.
Uçak biletini almış, Otelin rezervasyonunu gelecek haftaya ertelemiş. Uçağı saat 18 de kalkacakmış. Ne
yapalım, tüm düşüncelerimiz haftaya kalmıştı. Saat 16 gibi işten çıktım, evden eşimi alıp hava alanına
götürdüm. Yolcu ettim ve hava alanından çıktım. Evde yemek yoktu, dışarıda yemek yiyip eve gidip
dinlenmek istedim. Yoldayken telefonum çaldı. Arayan Sibeldi. Eşimin ona telefonda annesinin hastalandığını
söylediğini, geçmiş olsun dileklerini iletti. “Evde yemek yoktur şimdi, istersen bana gel, yemeğim var birlikte
yeriz!” dedi. Ben de olur dedim. Evinin önüne gelinceye kadar saat 20 olmuştu. Güzel bir sofra hazırlamış,
balık yapmış. Yemeğe başladık. “Balık Rakısız olmaz!” dedi, hadi Rakı ile devam ettik. Çok güzel
geçiyordu…
Eşim aradı. Ulaşmış, annesinin ciddi bir şeyi yokmuş, ama yine de gittiği iyi olmuş. Ne yediğimi sordu. Ben de,
“Sibelde Balık Rakı yapıyoruz!” dedim. “Sibeli verir misin?” dedi. Sibel telefonumun hoparlörünü açtı. Eşim,
“Kız kocama iyi bak, aç bırakma, sana emanet, sakın çapkınlık falan yapmaya kalkmasın!” dedi, gülüştük.
Telefonu kapattık. Yemek faslı bitince Sibel, “Ben sofrayı toplayayım!” dedi. Birlikte topladık. Masayı
temizledik. Meyve getirdi, koltuklara geçtik. Birer duble daha Rakı koydu. Onu da bitirdik. Yeniden
tazeledik. Çakır keyf olmuştuk ikimiz de. Bir ara mutfağa gitti, dönerken bileği burkuldu ve elindeki çerez
tabağı yere düşüp kırıldı. Dizlerinin üzerine kapaklandı. Hemen fırladım kaldırdım, kanepeye yatırdım. Ayak
bileğini ovuyordu. Sanırım zedelenmişti. Tabağı, dökülenleri topladım. “Hadi seni yatağına götüreyim!” dedim.
Kolunu boynuma doladı belinden tutup götürdüm. Yatağa uzattım. Bileğine baktım, bir şeyi yok gibiydi, ama
yine de ağrıdığını söyledi…
Ben biraz ovaladım iyi gelmişti. Banyoda ağrı kesici merhem olduğunu, onunla ovmamı istedi. “Tamam, ama
geceliğini giy, taytla olmaz.” dedim. “Tamam.” dedi. Banyoya gittim Pomatı aldım biraz oyalandım,
döndüğümde kapıyı tıklattım, “Giyindin mi?” dedim. “Evet, gelebilirisin!” dedi. Kapıyı açtım, aman Tanrım,
kısacık bir gecelik ve içinde birşey yok, heryeri görünüyor, ama memeleri harika. Yinede aklıma kötü birşey
getirmedim, çünkü onu yazlıkta da bikiniyle ve bir seferinde duşta çıplak görmüştüm. Yatağın kenarına
oturdum ayağını avuçlarıma aldım, biraz okşadım. Tam elime Pomat sürecekken doğruldu, iki elimi tuttu,
“Ayağımda birşey yok…” dedi ve ağlamaya başladı. Sonra da, “Sedat abi senle konuşmak istiyorum!” dedi.
Şaşırmıştım, “Dinliyorum?” dedim. “Ben bu güne kadar evlenmedim ve elime erkek eli değmedi. Çıkan
taliplerimi de bir erkeğin bana dokunmasından, kızlığımın bozulmasından korktuğum için reddettim. Şimdi bir
erkek arkadaşım var ve benimle evlenmek istiyor. Ama ben korkudan yine red edeceğim. Kızlığımı değer
verdiğim, güvendiğim birinin bozması ve bu korkumu yenmemi sağlamasını istiyorum. Bunu da ancak sen
yaparsın, çünkü sana güveniyorum!” dediğinde daha da şaşırmıştım…
“Bak Sibel… Kızlığını sevdiğin adama vermelisin, bunda korkulacak birşey yok. Ayrıca sen eşimin
arkadaşısın, bunu benimle yapman doğru değil. Ben eşime ihanet etmek istemiyorum.” dedim. “Hayır… hayır
yapamıyorum. Bir erkeğin bana dokunması çıldırtıyor beni. Bunu ancak sen yapabilirsin. Bunu ihanet olarak
görme lütfen, ben de arkadaşımın kocasını ayartan biri değilim. Bu işi sadece tıbbi bir işlem olarak yerine getir.
Çünkü senden başka bir erkeğin bana dokunmasına dayanamıyorum!” dedi. Şok olmuştum. Kafam
karmakarışıktı. Salona geçtim bir duble Rakı koydum kendime. Karanlıkta oturuyordum. Düşünüyordum.
Nasıl yapardım böyle birşeyi, nasıl ihanet ederdim eşime, hem de en samimi arkadaşıyla. Yapmamalıydım,
ama Sibel de zor durumdaydı. En iyisi burdan gitmek diye düşünürken Sibel geldi salona, kanepeye yanıma
oturdu. Ağlıyordu. “Yapmak istemiyorsan yapma!” dedi ve bundan kesinlikle eşime bahsetmememi istedi.
Bana yakındı, kolumu boynuna doladım, başını göğsüme koydu, titriyordu…
Parmağımın ucuyla kolunu okşamaya başladım, kasıldı. “Dur, sakin ol, bu sorununu çözelim birlikte.” dedim.
Işığı yakmadan güzel bir müzik hazırladım ve onu dansa kaldırdım. Sarıldı boynuma dans ediyorduk. Sırtını
okşamaya başladım, irkildi. Ben de 3 gündür sikişmemiştim ve kollarımın arasında dipdiri bir vücut vardı.
İncecik geceliğin üzerine giydiği incecik sabahlık bir yerini örtmüyordu aslında, memelerinin ucunun sertleştiğini
hissediyordum. Uzun süre dans ettik. Bir an sırtındaki sabahlığı çıkardım, önce direndi ama sonra vazgeçti.
Sikim kalkmıştı. Göbeğine değiyordu. Geceliğini de sıyırdım. Şimdi kollarımda çırıl çıplaktı. Titriyordu
kollarımda. Kulağına eğildim minicik bir öpücük kondurdum, “Hiç sik elledin mi?” dedim. Kalbi hızlı hızlı
çarpıyordu, “Hayır, korkuyorum! Sadece bir kere seni yazlıkta duşta gördüm. Kocamandı.” dedi.
“Gel o zaman!” dedim. Yatak odasına götürdüm onu. Gardrobundan iki ipek fular çıkardım, biriyle gözlerini
bağladım. Yatağa sırt üstü yatırdım. Ben de soyundum, sikim taş gibi oluş, şaha kalkmıştı. Ama ne yazık ki
bizim ürkek ceylanı sikmek kolay olmayacaktı. Beyaz ipek fuları alnında gözlerinde gezdiriyordum irkiliyordu.
Yavaşça boynuna indim, kıpırdamaya başladı. Memelerinin etrafında dolaşmaya başladım, inliyordu. Sol
ayağını sağ ayağının üzerine koydu ve amını bacak arasında sıkmaya başladı. Bir hayli gezdirdim fuları
vücudunda. Derken göbeğine doğru indim, daha çok kasılmaya başladı, inliyordu. Kasıklarına indim. Külot
çizgisinde dolaşıyordum. Bacaklarını sıkıyor, kalçalarını kaldırıp indiriyordu. Birden ağlamaya başladı.
Kasılıyordu. Kalçalarını vurmaya başladı yatağa, hıçkıra hıçkıra orgazm oluyordu. Memeleri daha dikilmiş,
harika görünüyor, bacaklarını sıkıp bıraktıkça amından sular akıyordu. Titreyerek sarsılarak boşaldı.
Ben bir sigara yaktım. Sırt üstü yattım. Hep bu şekilde bacaklarını sıkarak masturbasyon yaptığını, bacağını
açtığında kesinlikle boşalamadığını söyledi. Gözleri kapalıydı. “Şimdi sıra sende. Sen de benim vücudumu
tanıyacaksın!” dedim. “İmkansız, dokunamam!” dedi. “Dene bir kere!” dedim. El yordamıyla fuları aramaya
başladı. “Hayır, sen parmak uçlarınla gezeceksin!” dedim. Parmak uçlarını dudaklarıma götürdü, burnuma,
kaşlarıma. Sadece yüzümde geziyordu. Nefes alışları sıklaşmıştı. Hiç müdahale etmiyordum. Yüzümde
oldukça oyalandı, nihayet boynuma indi, göğsümde geziyordu şimdi. Bir an bacağı sikime değdi, titredi,
kasıldı. Devam etti, göbeğime geldi. Şimdi kolu sikime değiyordu, taş gibi dikilmişti sikim. Aşağı indi. Sikimin
etrafında dolaştı uzun müddet. Bir türlü cesaret edip dokunamıyordu. Hiç acele etmiyordum, mutlaka merakı
galip gelecekti. Yaklaşmaya başladı, artık sikime kaçamak dokunuyordu. Harika oluyordu, içim geçiyor, sikim
hiç olmadığı kadar sertleşiyordu…
Bir an tamamını tuttu. Bir anda bırakıp gözlerini açmak istedi. Engelledim. “Hayır gözlerini açma, istemiyorsan
dokunma!” dedim. “Çok büyük, korkuyorum!” dedi. Serbest bıraktım, ürkek ceylan yine çekingen, sikimin
etrafında dolaşmaya başladı. Ama biraz daha cesaretliydi, parmağının birini sikimin ucunda dolaştırıyordu
şimdi. Memelerinin ucu sertleşmiş, kasıklarıma değiyordu. Bir anda tüm eliyle kavradı, geri çekti elini, tekrar
kavradı. Alışmıştı. Okşamaya başladı. Harikaydı, boşalmamak için zor tutuyordum kendimi. Sikimin ucuna bir
minik öpücük kondurdu, açılmıştı artık. Biraz sonra ürkek öpücük yerini müthiş bir oral sexe bırakmıştı.
Harika emiyor, sıvazlıyordu. Uffff nefisti… Artık zor tutuyordum kendimi, ama ağzına da boşalmak
istemiyordum doğrusu. Kıpırdadım yerimden. Durdu. Onu sırt üstü yatırdım. Boynundan kulak memelerinden
öpmeye başladım yeniden kıvranmaya başladı. Yavaşçacık dudaklara geldim, önce kaçırdı dudaklarını, sonra
teslim etti. Hiç öpüşmemişti bu güne kadar, acemice öpüyordu. Sonra kendini bana bıraktı. Dudaklarını
araladım. Dilim diliyle dans etmeye başladı. Artık ustalaşıyordu.
Yavaş yavaş boynundan aşağıya doğru indim. Kıvranıyordu. Memelere gelince yine kasıldı. Ama dilim
memelerinin etrafında dolaştıkça aldığı zevk arttı. Meme uçlarına dil attım, üzüm gibi şişmişti. Yavaş yavaş
göbeğine doğru indim, ayaklarını yine üst üste koydu amını sıkmaya başladı. Aşağı indim, bacaklarını hafifçe
aralamak istedim. Kastı kendini. Anlaşılan açmayacaktı. Başka formül bulmalıydım. Yüzü koyun çevirdim.
Ensesinden öpmeye başladım. Aşağıya doğru indikçe ürperiyor, kıvranıyordu. Bel çukurunda dilimle daireler
çizdim. Kalçalarını kaldırmaya başladı, bacakları hala sımsıkı kapalıydı, sıkıp gevşetiyordu. Belinin iki yanından
tutarak kalçalarını kaldırdım, başını yastığa gömdü, ama bacakları yine bitişikti. Arkadan harika görünüyordu.
Amına dilimi gömdüm, emmeye başladım. Kalçaları daha çok dikildi. Emdikçe suları akıyordu. Dilimi sokup
çıkarıyordum derinliklerine. Uzun süre devam ettim böyle. Sonra sikimi elime alıp amında gezdirmeye
başladım. Fark etmemişti. Dilliyorum sanıyordu, ama bacaklarını da açmıyordu.
Bacaklarını bacaklarımın arasına aldım. Sikimi dayadım, kıvranıyor, memelerini yastığa sürtüyor, inliyordu
şimdi. Hala dayadığım sikimi farketmemişti, dilliyorum sanıyordu. Biraz bastırdı kendini, başı girmişti. Kızlığına
dayanmıştı. İnliyordu. Hafif hafif girip çıkıyordum, sel gibi suları akıyordu. Bir anda kalçalarını geriye verdi,
sikim önce kızlığına takıldı sonra yağ gibi girdi yarıya kadar, iniltisi odayı dolduruyordu. Kıpırdamadım ben,
kendisini ileri geri oynatarak gidip geliyordu. Biraz sonra birden bastırdım, şimdi köküne kadar içindeydi.
“Ahhhh!” diye bir ses çıktı. Sikimin kenarından kan sızıyordu. Biraz durdu, ileri geri oynatmaya başladı. Artık
kendimi tutamıyordum. Fışkırmalıydım amına… Bir anda patladım. Şaşırmıştı. Kasıldı. “Çok güzel emiyorsun,
içime sıcak birşeyler akıyorrrr, harikaaaa!” diye hızlandı. O hala sikimin farkında değildi. Hızlandı, hızlandı ve
kasılmaya başladı. Titreyerek boşaldı, yığıldı yatağa, ben de üzerine yığıldım…
İpek beyaz fularla sızan kanı sildim. Görmeyeceği yere koydum. Yana devrildim. İkimiz de soluk soluğaydık.
Birer sigara yaktık. Çarşafı göğüslerine çekti. Çok farklı şeyler hissettiğni söyledi, “Çok güzel emdin beni, ama
içime fışkıran o sıcak şey neydi?” dedi. Anlaşılan sikildiğinin, o çok korktuğu kızlığının bozulduğunun farkında
değildi. Güldüm, dudaklarına bir öpücük kondurdum. Fuları aldım elime, “Artık sen kadınsın!” dedim. Şaşırdı.
Gözlerinden iki damla yaş süzüldü, “Ne yani, oldu mu şimdi?” dedi. “Evet… Bak bu kan senin kadınlığa
geçişini simgeliyor!” dedim. Öptüm, kokladım, “Hadi şimdi banyoya gir!” dedim. Kalktı yataktan, müthiş
vücuduyla banyonun yolunu tuttu. Ben de yatağa uzandım bir sigara yaktım. Hiç düşünmediğim şeyler
yaşamıştım. Eşim bilse ayrılmaya bile kalkardı…
Biraz sonra banyodan bornozla geldi, yanakları pembe pembe idi. Yaramıştı ona. Kafam karmakarışıktı.
Yataktan kalktım banyoya gittim. Sıcak su iyi gelmişti. Biraz kafamı toplamıştım. Niyetim duşumu alıp giyinip
evimin yolunu tutmaktı. Banyodan çıktım, yatak odasına geldim, külodum pantolonum toplanmış asılmıştı. Ama
Sibel yoktu. Gecenin saat 3’ü olmuştu. Seslendim. “Salondayım…” dedi. Belimde havluyla oraya yürüdüm.
Siyah bir gecelik giymiş ve ortadaki sehpanın üzerini boşaltmış, üzerine çikolata meyve çerez tabaklarını
yerleştirmiş, kristal bir kasenin içine kızlık kanını sildiğim bembeyaz ipek fuları yerleştirmiş ve buz kovasının
için de bir şampanya şişesi. “Hayrola?” dedim. “Bunu kutlamalıyız!” dedi. “Tamam, giyinip geleyim.” dedim.
“Yok… Giyinmene gerek yok, öyle gelebilirsin!” dedi. “Olmaz!” dedim. “O zaman sadece külodunu giy!”
dedi. Giyip geldim. Beni oturttu. Şampanya şişesini aldı. Patlattı. İyiki fazla ses çıkmamıştı, yoksa
apartmandakiler ayaklanabilirdi. Kadehlerimizi doldurdu. Yanağıma minicik bir öpücük kondurdu, “Teşekkür
ederim! Beni büyük bir sorundan kurtardın!” dedi.
Ben de, “Bu işi arkadaşınla yapmalıydın!” dedim. “Yapamadım. Olmadı. Olamıyor. Hem arkadaşıma bakire
olmadığımı söylemiştim!” dedi. Şampanyalarımızı yudumlamaya başladık. Yanıma oturdu. Sırtını kanepenin
yanına dayadı. Ayaklarını kucağıma uzattı. Şeffaf geceliğin altında külot yoktu. Pırıl pırıl amı kadınlığının
gururuyla gülümsüyordu sanki. Neden böyle bir korkusu olduğunu sordum. Ailesinin tek kızıymış. Çok iyi bir
yaşantıları ve çok güzel bir annesi varmış. Küçükken annesinin odasından sesler geldiğini, annesinin
inlemelerini, Ahhhh ve Offff’larını duydukça, başını yastığın altına sokup ağladığını, babasının annesine işkence
yaptığını sandığını anlattı. Sibel biraz daha büyüdüğünde, bir gece sesler o kadar artmış ki, kalkıp mutfaktan
bir bıçak almış, annesinin yatak odasının kapısına gelmiş, içeri dalmayı ve annesini kurtarmayı düşünmüş.
Fakat bir anda aklına kapının anahtar deliğinden içeriye bakmak gelmiş. Eğilmiş bakmış…
Babası sırt üstü yatmış, annesini üzerine oturtmuş. Annesi de, “Ohhh, sik hadi, kökle!” diye zevkten ve
mutluluktan kıvranıp duruyormuş. Sibel tabii şaşırmış. Bakmış ki annesi hiçte işkence görüyor gibi değil, geri
odasının yolunu tutmuş. Biraz sonra annesi banyoya gitmiş. Banyodan çıktığında Sibel annesini kapıda
karşılamış. Annesi, yüzünde güller açmış bir halde, Sibelin yanağını sıkmış, “Noldu kızım uyuyamadın mı? Hadi
yat uyu!” demiş ve gülümsemiş, yatak odasına gitmiş. O geceden sonra Sibel babasının annesine yaptığı şeyin
kötü birşey olmadığını düşünmüş ve onların her sevişmelerinde seslerini dinleyerek masturbasyon yapmış.
Üniversiteyi kazandıktan sonra da birçok erkek arkadaşı olmuş, ama iş ilerleyince içindeki korku büyümüş.
Dokundurtmamış kimseyi kendine. Birçok talibini de reddetmiş. Şimdi biriyle arkadaşmış. Onu da bu
korkusundan dolayı reddetmek üzereyken aklına ben gelmişim. Bana karşı, diğer erkeklere duyduğu gibi
korku duymadığını, beni yazlıkta duşta çıplak gördüğünde anlamış. Orada ilk kez bir erkeğin sikini okşamak
istediğini düşünmüş. Ve benden yardım istemeye karar vermiş…
Şampanyalarımız bitmişti. Kalkıp yeniden doldurdu kadehlerimizi. Ayağını yeniden kucağıma uzattı.
Etkilenmiştim. Ayak bileklerini okşamaya başladım. Ürperdi. Dizlerine kadar çıktım. Bu arada sikim de
yeniden taş gibi olmuştu. Ayağının birini kaldırıp kanepenin sırtına koydum. Amı yine sulanmıştı. Yavaş yavaş
yukarıya doğru hareketlendim. Açıldı iyice, parmağımı amının etrafında gezdirmeye başladım. İnliyordu, gözleri
kapalıydı. Parmağımla klitorisine baskı yapmaya başladım. İyice ıslandı. Memelerini geceliğinin üzerinden
sıkmaya başladım. Bir çırpıda geceliğini çıkardı, pırıl pırıl pürüzsüz tüysüz vücudu karşımdaydı. Gömdüm
ağzımı amına, içime çeke çeke emmeye başladım. Çıldırmıştı. İnlemeye başlamıştı. Kaldırdım, sırtımı kanepeye
yasladım, ata biner gibi üzerime aldım. Sikim tam amının ağzındaydı. Başını sürtüyordum şimdi. Suları
akıyordu. Azıcık eğildi, memelerini dudaklarıma verdi. Sonra da bir anda kendini sikimin üzerine bıraktı.
Köküne kadar içindeydi şimdi. Ağzından bir, Ahhhhh!” döküldü. Komşular duymadıysa iyi… Zıplamaya
başladı üzerimde. Çığlık çığlığa boşalıyordu. Bende zor tutuyordum kendimi. Bir anda fışkırtmaya başladım.
Kasıldı, o da geliyordu. Çılgın gibi inip kalkıyordu. Daha sonra üzerime yığılıp kaldı.
Kalktık yeniden duşa girdik birlikte, birbirimizi yıkadık, sonra yatak odasına geçip sarıldık birbirimize. Zaten
gün ağarmış, sabah olmuştu. Sarıldık öylece uyuduk. Derin uyurken bir elin sikimle oynadığını hissettim
uyandım, saat 11’i geçiyordu. Bizim ürkek ceylan sikimle oynuyordu, “Hayrola?” dedim. “Uyanmalı artık!”
dedi, emmeye başladı. Amı sıcak ve ıslaktı yine. Sikim yine taş gibiydi, bu sefer ben de azmıştım. Birden
döndürüp sırt üstü yatırdım, bacaklarını omzuma aldım, kökledim, gerçek sikilmeyi görmeliydi. Çıldırmıştı yine,
kökledikçe inliyor, bağırıyordu. Kalçalarına vura vura siktim, yine biraz sonra çılgın gibi içine fışkırtım. O da
boşalıyordu. Harikaydı. Bittik ikimiz de. Yığıldım kaldım üzerine. Kalktık banyoya girdik. Ben banyodan
çıkıncaya kadar kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yaptık. Giyindim evden çıktım. En yakın eczaneye
uğrayıp ‘Ertesi Günü’ haplarından aldım. Geri döndüm, ürkek ceylanıma içirdim. Ne olduğunu sordu.
Söyledim, “Seni kocana açık göndereceğim, ama hamile göndermek istemem!” dedim, gülüştük.
Dudaklarımdan öperek uğurladı.
Evime gittim. Yatağı yatılmış gibi bozdum. Akşam eşim gelecekti. Hava alanından alacaktım onu. Sanki
kahvaltı yapmışım gibi çay demledim. Kahvaltı sofrası hazırladım. Her şey eşimin şüphelenmeyeceği şekildeydi
artık. Biraz uzanıp dinlendim. Ve akşam 19 da hava alanının yolunu tuttum. Gelmişti fıstığım. Eve geldik,
yemek hazırladık, birlikte yedik. Biraz sonra Sibel telefon açtı, “Hoş geldin!” dedi. Eşim de, “Kız kocama iyi
baktın mı? Aç falan bırakmadın değil mi?” dedi. Sibel de, “Yok yok, çok iyi baktım. Balık Rakının üzerine
kaymaklı kadayıfta yedirdim!” 🙂 dedi. Gülüştüler. Ben birşey anlamamıştım, ama meğerse iş başkaymış…

Slm arkadaşlar, biz Kastamonudan 26 ve 28 yaşlarında evli bir çiftiz. Sekiz sene sonra karımla sex hayatımız
monotonlaşmış ve ilk evlilik yıllarımızdaki gibi ateşli geçmiyordu, artık değişiklik arıyorduk. Karımla sürekli
pornofilm izliyorduk ve izlerken karımda bazı değişiklikler dikkatimi çekti, grupseks filmlerini seyrederken
karım daha çok heyecanlanıyor ve gözlerini hafif kısarak amını sert bir şekilde parmaklıyordu. Ve film bittikten
sonra ateşli bir şekilde sikişmeye başlıyorduk. Artık film izlemeden kesinlikle sikşemiyorduk. Karımla birlikte
netten çiftlerin sikiş hikayelerini de okumaya başlamıştık ve okuduklarımız çok hoşumuza gidiyordu. Karımla
fantaziler kuruyorduk, “Keşke biz de güvenilir bir çift bulabilsek de grup halinde sikişsek!” diye…
Bu arayışımız tam 2 ay sürdü. Karımın adına bir Face hesabı açarak, netten bulduğumuz bir resmi profil resmi
diye koyduk. Faceden sürekli çiftleri ekliyorduk. Bir gün Ankaradan bir çift bize mesaj atmış ve Cam teyidi
istediler, karşılıklı Camları açarak yüzlerimizi göstermeden görüştük. Çok güzel uyumlu bir çiftti. Meğer
profillerindeki resim o çiftin kendi resimleriymiş. Biraz yazıştıktan sonra kendileri söyledi, bana ceza vermek
için beni eklemişler bana mesaj atmışlar, bu kesin tek erkek demişler, bunu kandırıp bir yere çağırıp
dövdürelim diye planlıyorlarmış. Fakat çift olduğumuzu görünce sıkı dost olmuştuk, birbirimize iyice ısınmıştık.
Artık Necip ve Yelda ile her akşam (yüzlerimizi de göstererek) Camda görüşüyorduk. Bir görüşmemizde bizi
Ankaraya davet ettiler, onlarla grupseks yapmak için. Biz de kabul ettik, zira 14 Şubatta Ankarada bazı
işlerimiz vardı ve 13 Şubatta gelebileceğimizi söyledik…
13 şubata 4 gün vardı, karım da ben de çok heyecanlıydık, günler geçmek bilmiyordu. Sonunda 13 şubat
geldi, Ankaraya gitmek için öğlen saat 13:00’de otobüse bindik, saat 17:00’de Ankaradaydık. Kararlaştığımız
yerden Necip bizi arabasıyla aldı ve evlerine doğru yola çıktık. Karısı Yeldanın neden gelmediğini sordum,
Necip de, “Yelda çocukları uyutup gelecek.” dedi. Ankarada iki tane evleri varmış ve o gittiğimiz evi sadece
bu işler için kullanıyorlarmış. Karısına telefon açarak çocukların uyuyup uyumadıklarını sorduktan sonra
telefonu karıma verdi, karısını karımla biraz konuşturdu. Heyecandan elimiz ayağımız titriyordu. Yolda durdu
ve bir marketten içecek birşeyler aldı ve eve vardık. Biz Neciple salona geçtik, karım da üstünü değiştirip
yanımıza geldi. Biraz karımdan bahsedeyim, karım dışarda kapalı, fakat evde açık giyinen, 1.65 boyunda,
balık etli ve beyaz tenlidir. O günde evde mini etek ve o gün için özel aldığım parlak külotlu çorabını giymiş ve
çok sexy olmuştu…
Üçümüz oturduk ve Necipin yoldan aldığı Wiski ile enerji içeceğini yavaş yavaş içmeye başladık. Bir saate
yakın içtik sohbet ettik ve iyice birbirimize ısındık. Bizim için artık başlama zamanı gelmişti, ama Necip (karısı
daha gelmediği için olsa gerek) çok ağırdan alıyordu. Bir ara karım WC’ye gidince, Necip bana, “Yelda daha
çocukları uyutamadı herhalde, ne yapalım?” diye sordu. Ben de, “Yelda gelesiye istersen biz bir posta
yapalım?” dedim. Necip de, “Bana uyar!” diyerek müzik setine Slow bir müzik koydu. Karım WC’den
döndüğünde biz karımla dans etmeye başladık. Necip de bizi seyrediyordu. Biz karımla dans ederken ayakta
sevişmeye başladık. Necip de eşofmanın üzerinden yavaş yavaş sikini kaldırmaya çalışıyordu. Ben bunu
görünce karımın kulağına, “Hadi aşkım başla saksoya!” dedim. Karım önüme eğilerek fermuarımı açıp sikimi
çıkardı ve ağzına alıp emmeye başladı. Bu arada Necip de tamamen soyunmuş, yanımıza gelmişti ve siki
dimdik olmuştu. Karım bana sakso çekerken, Necip de arkadan karımın mini eteğinin altına elini sokarak
karımın kalçalarını elleyip sıkmaya başladı…
Karım sikimi kudurmuş gibi emiyordu, nerdeyse boşalacaktım. Boşalmamak için karımın ağzından sikimi
çektim ve karımın kafasını Necipe çevirdim. Karım başladı Necipin sikini emmeye. Çok süper emiyordu. Ben
de karımın arkasına geçip karımın külotlu çorabını ve tangasını aşağı sıyırıp, karımın amını yalamaya başladım.
Karım adeta çıldırmış, “Sikin beni erkeklerim!” diye inlemeye başlamıştı. Önce ben soktum sikimi karımın
amına, ben karımı sikerken karım da Necipin sikini parçalarcasına emiyordu. Karımın bu hali çok hoşuma
gitmişti. Ben pompalarken karım orgazm üstüne orgazm oluyordu. Ben yorulup biraz dinlenmek için oturunca,
Necip karımın ellerini masaya dayayıp domaltarak arkasına geçti ve iyicene kalkmış sikini arkadan karımın
amına yavaşca geçirdi. Karım çıldırmış gibi inliyordu, çünkü Necipin siki benimkinden hem uzun hemde
kalındı. Karım zevkten haykırken ben dayanamadım ve kalkıp tekrar karımın ağzına sikimi verdim. O kadar
güzel emiyordu ki…
Karım artık zevk çığlıkları atıyordu. Bulunduğumuz oda binanın giriş kapısına yakın olduğu için, duyulacak
diye, yatak odasına geçtik. Odaya girince, sırf grupseks için özel yaptırdıkları kocaman yatak dikkatimi çekti.
Karımla ben de tamamen soyunduktan sonra Necip yatağa sırt üstü uzandı ve karımı üstüne alarak sikini
karımın amına geçirdi. Ben de arkadan yanaşıp, karımın içinde yarak olan amına ben de geçirdim ve duble bir
şekilde karımın amına pompalamaya başladık. Ben o şekilde bir posta boşaldım ve çekildim. Necip daha
boşalmamıştı, karımı sikmeye devam ediyordu. Ben oturup bir sigara yaktım onları izliyordum. Karımla
pozisyondan pozisyona geçiyorlardı. Necip 20 dakika boyunca hiç durmadan karımı sikti ve yorulmuştu.
Karım ise Necipi altında ezercesine durmadan zıplıyor ve “Sikin beni!” diyordu, kudurmuştu adeta. Necip
artık hızlı pompalayamıyordu ve sanki karımın altından kurtulmak ister gibi bir hali vardı…
Saat te bir hayli ilerlemişti ve ben Necipe, “Karın gelmeyecek galiba?” diye sordum. O da, “Ben şimdi
Yeldayı alır gelirim!” diye karımı nazikçe üstünden indirdi ve kalktı. Elbiselerini giyindi ve giderken beni kapıya
yanına çağırdı. Bana, “Dostum karın çok azgınmış, hele şimdi Yeldayı da getirdim mi ikisiyle hayatta
başedemeyecez, istersen bizim sürekli tek erkek olarak aldığımız güvenilir bir kişi var, adı Selim, Yeldayla
birlikte onu da getireyim, çok iyi bir sikicidir! Hem karına da sürpriz olur!” dedi. Ben hemen, “Olur!” dedim ve
Necip onları almaya gitti. Biz de karımla duşa girdik, temizlenip çıktık, bornozla oturuyoruz. 10 dakika sonra
Necip, karısı Yelda ve Selimle geldiler. Herkes birbiriyle tanıştı. Gelirkende yiyecek birşeyler almışlar. Hep
birlikte onları yeyip, birer duble Wiski alarak biraz sohbet ettikten sonra, ben Necipin karısına hediye olarak
aldığımız kırmızı iç çamaşır setini verdim. Yelda teşekkür ederek hediyesini aldı ve giymek için yatakodasına
gitti…
Yelda 5 dakika sonra seslenerek hepimizi yatak odasına çağırdı, gittik. Yelda sexy bir şekilde yatakta
uzanıyordu. Aldığımız iç çamaşırları çok yakışmıştı. Neciple Selim soyunurlarken, biz karımla bornozlarımızı
çıkarıp Yeldanın sağına soluna uzandık. Yelda hemen karımın göğüslerini okşamaya başlayınca, ben de
Yeldanın amını okşamaya başladım. Az sonra Selim geldi sikini karımın ağzına verdi, Necip de karımın amını
yalamaya başladı. Gözüm Selimin sikine takıldı, inanın Rakı bardağından kalındı, ama fazla uzun değildi. Karım
domalmış bir şekilde Selimin o kalın yarağını yalarken, Necip de karımın arkasına yanaşmış, arkadan amına
geçirmiş pompalıyordu. Karım zevkten nerdeyse o kalın yarağı yutmak ister gibi gırtlağına kadar sokuyordu.
Biz de o arada Yelda ile 69 olmuş birbirimizi yalıyorduk. Yeldanın amı karımın amından çok daha dardı.
Yelda o küçücük ağzıyla sikimi emerken, ben nerdeyse boşalmak üzere olduğumu hissedince biraz dinlenmek
için oturdum. Necip karımı sikmeyi bırakıp Yeldanın ağzına verdi. Karım ise şimdi az önce benim yaladığım
amı yalıyordu ve Selim de karımın arkasına geçmiş o kalın yarağını karımın amının dudaklarına sürtmeye
başladı…
Selim karımın amına daha sokmamıştı, ben hemen kalkıp karımın yanına gittim ve sikimi karımın ağzına verdim,
çünkü çok merak ediyordum, o kalın yarak karımın amına nasıl girecek ve girerken karımın tepkisi ne olacak
diye. Derken Selim karımın amına öyle bir geçirdi ki, karım nerdeyse taşşaklarımı da ağzına alacaktı. Karımın
canının çok yandığını sikimi koparacakmış gibi emmesinden anladım. Ama aldığı zevke değiyordu ki sesini
çıkarmadı. Selim kökledikten sonra karımın amının içinde biraz öylece bekledi. Az sonra karım kalçasını
sallamaya ve Selime, “Geçir erkeğim, parçala amımı, hadi bebeğim!” diye inlemeye başladı. Selim bunları
duyunca karımın amını seri bir şekilde pompalamaya başladı. Karım zevkten adeta böğürüyordu. Ben de bu
arada kocasının sikini yalayan Yeldayı domaltıp arkadan amına soktum ve gidip gelmeye başladım. Necip
boru gibi sikini karısının ağzından çekti karımın ağzına verdi ve emdiriyordu. Ve o şekilde pozisyondan
pozisyona geçerek, saat gece 03:00’e kadar sikiştik. Herkes halinden çok memnundu, özellikle de karım,
nede olsa 3 tane yarrak emrindeydi…
Çok yorulmuştuk. Neciple Yelda sabah işlerinin olduğunu söyleyerek müsade istediler ve taksi çağırarak öteki
evlerine döndüler. Selimin işi olmadığından bizimle kaldı. Sabah bizim de işimiz vardı, fakat bir posta daha
sikiştikten sonra karımı aramıza alarak uyumuşuz. Sabah 06:30’da uyandım ve karımı uyandırdım. Selim daha
uyuyordu, ilkbaşta onu uyandırmayı düşünmüyordum, fakat karım, “Gitmeden önce bir kez daha üçlü sikişelim
mi?” diye sorunca kabul ettim. Karım Selimi yavaşca sırtüstü çevirip sikini emmeye başladı. Selimin siki demir
gibi olmuştu, adam daha uykuluyken karım adamın sikinin üstüne oturdu ve yarrağı amının derinliklerine
kaydırdı. Selim uykulu bir şekilde, “Ne azgın karıymışsın, oldürdün beni…” diye inlemeye başladı. Sonra
gözlerini açarak karımın amına pompalamaya başladı. Karım resmen yarrağın üstünde hopluyordu. Ben de
yatağın kenarına dikilerek sikimi karımın ağzına verdim. Karım yine zevkten çığlıklar atıyordu. Az sonra ben
karımın arkasına geçtim ve karımın belinden bastırıp iyice öne eğdim ve Selim amdan sikerken ben de karımın
götüne soktum. Karım zevk denizinde yüzüyordu…
Saat 09:30’a kadar Selimle birlikte çeşitli şekillerde karımı siktik. Ordan ayrıldığımızda, karım da bende çok
mutluyduk. Karım, “Bunları bana yaşattığın için seni çok seviyorum aşkım, birtanesin sen!” diye sürekli
teşekkür ediyordu. İşte arkadaşlar, karımla ilk grup sikişimiz böyle zevkli geçti. Tüm çiftlere tavsiye ediyoruz,
çok süper oluyor ve çok mutluyuz. Kimse tek taraflı düşünmesin, biz erkekler canımız isteyince gidiyoruz
paramızla dahi olsa bir am bulup sikip geliyoruz. Ya karılarımız? Onların da değişik yarak yemek istediklerini
gözardı etmemek gerekiyor. O yüzden birkere dahi olsa karınızı sikiştirin, yoksa sizden habersiz gidip sikişirler
ve ruhunuz bile duymaz!
Herkese bol sikişler.