‘Birebir Seks Hikayeleri’ Kategorisi için Arşiv

Merhaba arkadaşlar. Adım Sevim. 39 yaşındayım, 1.65 boy, 73 kilo, beyaz tenli, balık etli birisiyim. Evli ve bir çocuk sahibiyim. İlköğretimde sınıf öğretmeniyim. Eşime bağlı, mutevazi hayatı olan birisiyim. Ama son zamanlarda erkeklerin bakışları beni tahrik etmeye başlamıştı. Kocamın artık bana yetmediğini düşünüyordum.

Açıköğretim sınavı için görevli olduğum okula geldim. Gözetmenlik yapacağımı sınıfa girip, sınava girecek öğrencileri bekliyordum. Tek tek gelmeye başlamışlardı, herkesin sırasını gösteriyordum. İçeriye birden mükemmel seviyede çok yakışıklı birisi girmişti. Manken gibiydi. Kasli yapısı vardı. Gözlerimi üstünden alamamıştım. Yerine oturdu. Sürekli bakışmaya başlamıştık. Kimliğini kontrol etmeye gittiğimde, bana yiyecek gibi bakıyordu, içim titremişti. 26 yaşında, karizmatik bir gençti. Adı Engin idi. Kimliği verirken elim eline değdi. Gülümsedi. Masaya oturduğumda aklım başımdan gitmişti. Tanrım, ne yapıyordum? Resmen canım istiyordu onu. Kibarca, “Herkes sizin kadar güzel gözetmen olsa keşke!” dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Sınav bitene kadar sürekli bakışmıştık. Yürüdükçe arkamdan kalçama baktığına emindim. Sınıftaki camdan yansımaya baktığımda gerçekten kalçama bakıyordu.

Sınav bitene kadar sürekli baktı. Sürenin sonuna kadar bekledi. Süre bitince de sınav kağıdını en son o getirdi verdi. Gülümsemesi beni tahrik ediyordu. Sınav kağıdıyla birlikte, katlanmış bir de küçük not kağıdı bırakmıştı. O gittikten sonra heycanla not kağıdını açıp baktım, “Çok hoş bir bayansın, seninle sadece bir çay içmek istiyorum. Dışarıda bekliyor olacağım.” yazıyordu. Heyecandan titriyordum. Kabul etmemek için kendime söz veriyordum. Ama içimden bir seste bu fırsatın kaçmayacağını söylüyordu.

İsim bittikten sonra okulun dışına çıktım. Kenarda arabayla bekliyordu. Uzaktan görünce elini kaldırdı ‘Buradayım’ der gibi. Yanına gitme zorunluluğu hissettim birden. Arabaya bindim, “Merhaba!” dedim. O da, “Ben Engin!” dedi. “Biliyorum, kimliğinde yazıyordu, ben de Sevim!” dedim. “Mado var şurda, çay icelim mi?” dedi. Kabul ettim. Çaylarımızı içerken sohbet ediyorduk. Diksiyonu düzgündu. Etkiliyordu konuşmasıyla. Kendisinin uzaktan kumandalı araçlara ilgisi olduğunu söyledi, “İstersen götüreyim, kullanırız!” dedi. Fazla geç kalamayacağımı, eşimin bekleyeceğini söyledim. “Fazla uzak değil, gider değişik bir gün geçiririz!” dedi. Kabul ettim.

Gittiğimiz yer Gölbaşında ailesine ait Bağ eviydi. Yüksek duvarları olan, büyük bir bahçesi bardı. Bizden başka kimse yoktu. Heyecan basmıştı beni. Uzaktan kumandalı arabasını bahçeye çıkardık. Oynamaya çalışıyordum. Bana öğretmek için kumandayı elimden tutup, arkama yaslanıp gösteriyordu. Resmen aletini kalçamda hissediyordum. Konuştukça sıcak nefesi boynuma, kulağıma geliyordu. Tahrik olmuştum. Kalçamı iyice ona yaslamıştım. Biraz öyle durduktan sonra, kulağıma çok güzel olduğumu söyledi. Ben artık dayanamadım ve birden dönüp dudağına yapıştım. Bahçede deli gibi öpüşüyorduk. Dilini ağzımın içinde gezdiriyordu, çok güzeldi. Bir yandan da iri kalçalarımı okşuyordu. İçeri gitmek istediğimi söyledim. İki eliyle popomdan kaldırdı, ben de bacaklarımı beline dolayıp, kucağında öpüşe öpüşe eve girdik…

Kendi odasına götürdü beni. O beni soyarken, ben de onu soymaya başladım. Çırılçıplak kalmıştık. Yarağı kocaminkiyle aynı uzunlukta, fakat daha kalın ve daha düzgün şekilliydi. Tertemizdi, hiç kıl falan da yoktu. Hemen eğilip emmeye başladım. Mis gibi kokuyordu. Taşaklarını emerken inlemeye başlamıştı. Sonra beni üzerine ters alaraki o da benim amımı yalamaya başladı. Bir yandan da parmağını götüme sokuyordu. Delirmek üzereydim, vıcı vıcık olmuş amımdan sular akıyordu, “Sik artık!” diye bağırıyordum. Fazla yalvartmadı, beni sırtüstü yatırıp kasıklarımdan tutup yatağın kenarına çekti, bacaklarımı omzuna alıp, yarrağını usulca kaydırdı amıma. Dibini bulduğunda, belimden tutarak deli gibi sikmeye başladı. Okadar hızlı girip çıkıyordu ki amıma, kasıkları kasıklarıma çarptığında ‘Şap şap şap!’ sesler geliyordu. Okadar güzel sikiyordu ki, sesim kısılacaktı inlemekten ve bağırmaktan…

Ben çoktan orgazm olmuştum, fakat o halen sikmeye devam ediyordu. Ben ikiniciye orgazm olurken, yarrağını çıkarıp, göbeğime ve göğüslerime doğru boşaldı. Sıcacıktı dölleri. İkimiz de aynı anda boşalmıştık. Yanyana uzandık ve dinlendik biraz. “Duşa girelim! dedi. “Tamam, ama saçımı ıslatmamam lazım, değilse kocam şüphelenir!” dedim. Elleriyle sadece vücudumu yıkadı. Sonra yine odaya geçtik ve öpüşüp sevişmeye başladık. Az sonra yarağı yeniden sertleşmişti. Bu sefer kendisi sırtüstü yattı ve beni ata biner gibi yarrağına oturttu. Deli gibi zıplıyordum. Zıpladıkça da 95 beden göğüslerim hopluyordu. Göğüslerimi avuçluyorken uçlarını ısırıyordu. Çığlıklarımı duydukça, “Gönlünce bağır aşkım!” diyordu. O henüz boşalmamıştı, ama ben yine orgazm olup boşalmıştım. Yorulmuştum, indim üzerinden ve yatağa attım kendimi…

Beni yüzüstü çevirdi ve kaba etlerimi öpüp, ısırıp, emmeye başladı. Kocam hiç yapmıyordu bunu, işi bitti mi arkasını döner uyurdu hemen. Engin bu arada götümün yanaklarını yoğuruyor, arasıra iyice ayırıp, göt deliğime dilini değdiriyor, deliğin etrafını yalıyordu. Parmağını götüme sokup, “Seni burdan da sikmek istiyorum!” dedi. “Tamam yap, fakat ilk kez olacak!” dedim. Biraz daha yaladı, parmağıyla genişletmeye çalıştı, sonra beni domaltıp yarağını sokmaya çalıştı, çok zorladı fakat giremedi. Yarrağının başı giriyordu, gerisi girmiyordu birtürlü. Aslında girerdi, ben eve geç kalırım telaşıyla kendimi çok kasıyordum. “Ordan başka bir zaman yapalım canım!” dedim. Beni kırmadı. Ben de onun yarağını yalayarak boşalttım…

Toparlandık ve beni evimin yakınına bıraktı. Birbirimize telefon numaralarımızı vererek vedalaştık. Artık Engin’le her fırsat bulduğumuzda sikişeceğim…

Kaynatam beni köyde bırakıp bir haftalığına askerdeki kocamı ziyarete Giderken ??Iki eksik etek evde yanlız kalmaz?? diyerek abisinin torunu mehmet?i geceleri yanlız kalmayalım diye bize çağırdı. Küçüklüğünden beri tanıdığım Mehmet onaltısını bu sene bitirdi. Daha dün kısa pantolonla gezerken şimdi boylu poslu bir delikanlı olmuştu ama davranışları daha çocukluktan tamamen çıkmış gibi durmuyor, iri yapısına rağmen hala oyun peşindeki köy çocuklarından biri olarak görülüyordu. Kayınbabamın gittiği günün gecesi hep birlikte yatacağımız döşeği ortaya serdim. Yataga girecegimiz sıra baktım bu oğlan çok irileşmiş eh görümcemde ilk adetini göreli beş ay kadar oluyor, oğlanı döşekte kızdan yana yatırsam olmaz, en iyisi ben bunların ortalarına gireyim dedim ve ben ortada onlar iki yanımda yatmaya karar verdim. Karanlıkta döşeğin üstünde soyunurken farkına vardım ki çocuk benim soyunmamı merakla gözlüyor. Neyse oğlan çocuğu merakındandır diye üstünde durmadım ama bir yandan da bu karıların çıplaklığına düşkün oğlanın erkekliği ne olabilir ki diye merak içinde yorganın altına girip uzandım. Bizden az önce yatan kız çoktan uyumuştu bile. Ben yanımda eni konu bir erkek yatıyor olmasının verdiği heyecanla bir sağa bir sola dönerken dalmisim. Uykumda tenimi yakan rüyalar görüyordum. Güya kocam, kaynatam ve tanımadığım bir kaç erkek daha beni aralarına almışlar sırayla düzüyorlardı. Uykumda olmasına rağmen,sanki gerçekmiş gibi o kadar zevk almışım ki bir ara bacağımı yanımda sırt üstü uyuyan çocuğun bacak arasına atmışım. Kadınlığımı oğlanın baldırına bastırdığımı farkedip uyandigimda çocuğun bunun farkında olup olmadığını anlamak için dikkat kesildim. Nefesinin muntazamlığından derin bir uykuda olduğunu anladığım genç erkeğin organı bacağımın altında dikilmiş, karnına yaslanmış durumdaydi. Bir müddet hiç kıpırdamadım. Sonra bacağımı yavaşça çocuğun üstünden çekip çok merak ettiğim sertleşmiş organına elimi uzattım. Bu oğlan onaltı yaşında bir velet olmasına rağmen kamışı kesinlikle kocamınkinden çok daha iriydi. Biraz sıvazlayıp okşadığım sertleşmiş genç erkek organından elimi çekerken azgınlığımı giderebilmek telaşıyla elimi külodumdan içeri soktum. Zevk sularımla kayganlaşmış olan kadınlığımı iştahla bir müddet okşayıp yanımdaki oğlanın hala dimdik duran kalın kamışını bir kez daha usulca avuçlarken zangır zangır titreyerek boşaldım. Biraz rahatlamış olarak kendimi temizlemek üzere önce hamama sonra da işemek üzere helaya gidip geldikten sonra yatıp uyudum. Ertesi gün bu genç irisi oğlana daha bir dikkatli bakmaya başlamıştım. Bacakları uzun ve yay gibi, kalçaları gergin ve dik duran çocuğun omuzları da şimdiden ciliz kocamınkinin neredeyse iki katı genişlemişti. Pantolonunun önündeki kabarıklığa bakınca gece yatakta dokunduğum sertliğin gerçekten de bir kadını fazlasıyla tatmin edebilecek gelişkinlikte olduğuna karar verdim. O akşam döşekleri sermeden önce görümcem dün gece yatakta çok daraldığını söyleyince gece oğlanla yanlız yatabilme fırsatının doğduğunun ümidiyle kıza ayrı bir döşek açıp yatırırken Mehmet?in soyunup yatağa girmesiyle de ben ışığı kapatarak yatmaya hazırlandım. Tamamen soyunup oğlanın memelerimin görüntüsünü karanlık odada merakla seçmeye çaIıştığını keyifIe farkederken çıplak bedenime geceliğimi geçirdikten sonra oğlana ?iyi geceler ablam? deyip uykuya daldım. Derin uyku sırasında gördüğüm rüyadan mı yoksa başka bir şeyden mi ne olduğunu önce farketmediğim bir şeyden etkilenip kadınlığıma ateşler bastığını hissederek uyanmışım. Biraz kendime gelince arkamdan bana sarılan çocuğun kabalarima dayanıp sertleşmiş organının kalçalarımın arasına girmek için bastırıldığını farkederek bunu bilerek yapıp yapmadığını anlamak için bir müddet hiç kıpırdamadan bekledim. Çocuğun ellerinin hareketsizliğinden ve kendini ardıma bastırmasındaki düzensizlikten uykusunda farkında olmadan bunu yaptığına karar vererek uyku halinin bilinçsizliğine rağmen pijamasının önünden çıkan kamışını istekle bacaklarımın arasına sokup çıkaran çocuğa yardımcı olmak için bacaklarımı biraz araladım. Bacak aramda sıkışmaktan kurtulan, başının sertliğini kadınlığımın girişinde hissettiğim sert kamış oğlanın düzensiz yüklenmelerine rağmen içime girmeye başlamıştı. Onun uykusunda bilinçsizce yaptığından emin olduğum hareketlerin her ikimiz için de daha zevk verici hale gelmesi için kalcalarimi kalınlığını içimde hissetmeye başladığım erkeklik organına doğru ittirmeye başladım. Çok geçmeden uykudaki genc erkek kendini bana doğru şiddetle bastırarak içime boşalmaya başlamisti ki ben de bir hayli tahrik olmuş olmanın etkisiyle korkunç bir zevk patlaması içine girdim. Tohumlarını içime fışkırtan genç erkeğin organını sıkıca kavrayan kadınlığım şiddetli zevk kasılmalarıyla çocuğun ersularını iştahla sağıyordu. Boşaldıktan sonra arkamda uyumaya devam eden Mehmet?in sertliğini koruyan zevk aletini dakikalarca içimden çıkarmadım. Bir müddet sonra erkek organini icimden cekip arkasını dönünce içimi boşalmış ve eksilmis hissederek bu eksikliğin verdiği mahzunlukla birlikte uykuya daldım. Akşam vakti tarlalarından yorgun ve çok kirli dönen Mehmet`e yatmadan önce Hamamda su isittigimda kucuk görümcem çoktan yatmış mışıl mışıl uyuyordu. Mehmet?in hamamdan çıkmasını beklerken hazır su ısınmışken bende yıkansam mı diye düşünüyordum. Banyonun kapısına gidip; ´´Sırtını ovmamı istermisin Mehmet?? diye seslendiğim oğlan; ´´Yok abla işim bitti, ben birazdan çıkıyom gayrı? deyince toy oğlanın çıplaklığından utandığı için girmemi istemediğini düşündüm. Ani bir merakla dün gece beni uykusundayken bilinçsizce düzerek zevk denizinde boğmuş delikanlının çıplak bedenini görebilme arzusuyla banyonun boyuma göre yüksek penceresinin altına koyduğum büyük süt bakracını ters çevirerek üstüne çıktım. Hafifçe buğulanmış camdan gördüklerim karşısında bacaklarım şehvetle titremeye başladı. Çıplak, tüysüz ama kaslı vücudu iştah artırıcı bir ıslaklık içindeki oğlan kurnanın yanına yayılmış, avucuyla kavradığı yay gibi gerilmiş erkekliğini dibinden ucuna kadar sıvazlarken diger eliyle de sanki kız memesi avuçlarmış gibi kendi memelerini sıkıyordu. Demek bu yüzden girmemi istememiş diye düşünürken büyülenmişcesine yeni yetme oğlanın erkek güzeli vücudunu hayran hayran izlemeye koyuldum. Elinin hareketleri hizlandiktan bir iki dakika sonra şaşkın bakışlarım arasında gergin kamışının ucundan fışkıran ersuları en az iki metre ilerideki duvara yapıştıktan sonra havada yarım daireler çizerek banyonun zeminine düşmeye başladı. Ben yedi sekiz defasını sayabildiğim fışkırmalari artık bitti derken çocuğun kamışının ucundan hala bacaklarına doğru beyaz sıvılar akmaya devam ediyordu. Şahit olduğum bu sahneden öyle etkilenmiştim ki bir elimle memelerimi, bir elimle de yangın yerine dönen kasıklarımı istahla ovalamaktan kendimi alamadım. Delikanlının bir müddet hareketsiz kaldıktan sonra su dökünmeye başlaması üzerine çıkmaya hazırlandığını anlayıp bakracın üzerinden indim ve eve girip iceri gelmesini bekledim. Az sonra banyo kapısının önüne bıraktığım pijamalarını giyip yatmak için odaya giden cocugun önünde serbest bir şekilde sallanan şişkin erkeklik takımlarını görünce birden aklıma çocuğa temiz don vermediğim geldi. Zavallı oğlan benden don istemeye utanıp pijamasını çıplaklığının üstüne geçirivermiş olmalıydı. O yatağa girip uyumaya hazırlanırken ben hamama giderek arzu dolu vücudumu doyasıya yıkayıp az önce yarım kalmış olan kendimi okşamalarıma sıcak suların vücudumdan akarken verdiği ıslak zevk eşliğinde devam edip, genç aygirin hamamın duvarlari ve yerlerine yapışan döl sularının benzersiz kokusu genzime dolarken rahmimde olusan şiddetli kasılmalarla boşaldım. Bu gunluk rahatlamis olan bedenime bolca sular dökündükten sonra hamamdan çıktım. Saçlarımı havluyla kuruladıktan sonra çıplak bedenime geceliğimi geçirerek uyumuş gibi görünen oğlanın yanına uzandım. O gece sabaha kadar belki on kere uyanıp, yanımda yatan bu dipdiri erkek bedenini okşamamak için kendimle mücadele edip yatakta bir saga bir sola donup durduktan sonra nihayet kendimden gecip uyuyakalmisim. Ertesi gün her zamanki günlük işlerle geçti. Mehmet o gün arkadaşlarıyla bağlarda eğleneceklerini, akşam biraz geç geleceğinden merak etmememi söyledi. Gece olup hava karardığında Mehmet hala ortada yoktu. Biz görümcemle döşekleri açıp yattık. Aradan yarım saat geçip kapının önünde birinin tuhaf bir sesle bir şeyler söylediğini duyunca perdenin aralığından şöyle bir baktım. Mehmet kapı eşiğinde sırtı duvara dayalı ve gözleri kapalı olarak adeta kendinden geçmiş gibi oturmaktaydı. Oğlanın başına bir şeyler geldiğini düşünüp telaşla dışarı fırladım. Hemen kollarından tutup kendine gelmesi için hafifçe sarstığım çocuğun ağzından gelen kuvvetli içki kokusunu hissedince neler olduğu anlaşıldı. Acemi oğlan kör kütük sarhoş olana kadar içmiş olmalıydı. Bizim köyde yeni delikanlı olmuşların adetidir. Böyle toplanıp arada bir içmeye gider sonra da zil zurna sarhoş olup babalarından bir güzel dayak yerler. Allahtan bu gece bizde kalacaktı da bu haldeyken babası görmeyecekti. Kalkması için zorladığım çocuk çoktan derin bir uykuya dalmış beni duymuyordu bile. Allahtan evin girişinden odadaki yatağa kadar hep düz ayaktır. Kollarından çeke çeke odaya getirdiğim Mehmet?i yatağın üstüne yatırarak ayağından ayakkabılarını ve çoraplarını çıkardım. Leş gibi alkol kokan gömleğini sırtından çıkarıp kemerini çözdüğüm erkeğin pantolonunu aşağı çektiğimde karşıma çıkan tahrik edici görüntü karsisinda ister istemez eyecanla nefes alis verisim hizlandi. Bütün bunları yapmak o kadar güç harcamama neden olmuştu ki yatağın üstünde çıplak yatan genç erkeğin pijamasını biraz soluklandıktan sonra giydirmeye karar verdim. Akşamdan mangalla ısıttığımız oda közlerin hala canlı olması nedeniyle hala sıcak olduğundan nasılsa üşümezdi. Biraz kendime gelince yatağımın üstünde anadan doğma yatan, sopa gibi dikilmiş erkeklik organı iri koçlarının arasında iştah açıcı bir şekilde uzanan erkeğin cinsel cazibesiyle azdığımı hissediyordum. Dün gece bir erkekle gidermeyi çok istediğim cinsel arzularım yeniden depreşip uyanması mümkün görünmeyen, uyansa bile hiç bir şeyin farkında olamayacak kadar sarhoş durumdaki genç erkeğin bedenine dokunmak için içimde büyük bir arzu duymaya başlamıştım, Karanlık odada büyük bir cesaretle tamamen soyunup döşekte yatan oğlanın üstüne çıktım. Bedeninin sıcaklığını tenimde hisseder etmez kadınlığıma doğru yakıcı bir ateş seli akarken Mehmet derin bir uykuda hiç kıpırdamadan yatıyor, ancak bacaklarımın arasına bastırdığım erkekliği son derece uyanık görünüyordu. Bir erkeğe ilk defa bu şekilde yaklaşmanın üzerimde yarattığı çok farklı heyecan duyguları bana neredeyse tecavüz ediyor olduğum bu genç çocuğun bedeniyle istediğim her şeyi yapmamı emretmekteydi. Mehmet?in bıyıkları yeni terlemeye başlamış olan iri dudaklarına ufak buseler kondurarak henüz gelişmiş ama bir hayli babayiğit yapıdaki bedeninin her noktasında dudaklarımı gezdirmeye başladım. Bacaklarını araladığım erkeğin baş kısmının ufaklığına rağmen oldukça kalın gövdeli ve uzun organını ağzımın içine keyifle sokup iştahla emerken o ana kadar hep erkeklerin hakimiyetinde geçmiş olan sevişmelerimin tersine bu defa canım istediği gibi tadını çıkarıyordum. İri koçlarını birer birer emdiğim genç erkek derin uyku halinde bile zevk aldığını belli eder şekilde hassas yerlerini emerken zevkle inliyordu. Daha fazla dayanamayıp çocuğun yay gibi kıvrılıp karnına yapışan, dibine doğru neredeyse bir aygırın ki kadar kalın tokmağının üstüne oturdum. Dibinden kavrayıp kızışmış deliğimin girişine denk getirdiğim ufak başı kolayca içime kayarken gövdesine doğru dar kadınlığımda sıkıştı. Dibine doğru anormal kalınlığını içime sığdırabilmek için kendimi iyice aşağı bastırmam gerekti. Devleşmiş, demir gibi sert erkeklik organının kadınlığımda yarattığı müthiş zevk veren gerilme hissiyle birlikte, biraz da yatağımı kaç gecedir paylaştığım genç erkeğin yarattığı azgınlıktan olacak, oğlanın üstüne henüz binmişken vücudum titremelerle kasılmaya, aşk deliğim içine saplanmış kalın kalın tokmağı arsızca yoğurmaya başladı. Memelerime dokunulmasına olan ihtiyacım her zamankinden çok daha fazla artarken, kendimi uyuyan oğlanın ağzına bastırıp iri memelerimi emdirmeye çalıştım. Öyle kendimi kaybetmişim ki bir an çocuğun boynunu hırsla emdiğimi telaşla fark edip dudaklarımı yapıştırdığım yerde yuvarlak bir morluk bırakarak aynı hırsla körpe oğlanın dudaklarına uzandım. Zevk kasılmalarım azaldığında zevkle altımda ki çocuğa sarılıp dudaklarını iştahla emdim. Doymak bilmez bir azgınlıkla birlikte içimdeki çelik gibi sertleşen aletin bas kısmını kadınlığımın arzuyla şişmiş dudaklarına kadar çıkartıp her defasında koçlarının yuvarlaklığını hissedinceye dek kalçalarımı indirip kaldırmaya başladım. On beş dakika kadar şehvetle terleyen vücudumda gezinen zevk verici elektriklenmelerin eşliğinde diri organın üstünde inip kalktıktan sonra altımdaki uyuyan oğlanın vücudu yay gibi gerilip inlemeye başladığında gelmek üzere olduğunu anlayarak hareketlerimi hızlandırdım. Biraz daha dayansa birlikte tükenecekken altımdaki genç erkek uyku halindeki bilinçsizliğine rağmen kalçalarını kaldırıp içime fışkırmaya başladı. Telaşla ona yetişmeye çabaIarken belinin geldiği için yumuşayacağını sandığım organının kadınIığım da aynı sertliğini koruduğunu fark edince ´´Acaba boşalmadı mı?? diye şüpheyle durakladım. Deliğimden bacaklarıma sızan bol miktardaki sıvıya parmaklarımı sürüp koklayıp dilimin ucuyla tadarken, ersuyunun çok iyi bildiğim kokusu ve tadını alarak henüz boş almasına rağmen gençliğinin verdiği güçle erkekliği yumuşamayan Mehmet`e tutkuyla sarılıp kalçalarımı arsızca üstünde indirip kaldırmaya devam ettim. Neredeyse iki saat süresince erkek sırtüstü yatarken kadının uyguIayabiIeceği ne kadar duruş varsa deneyip defalarca müthiş doyumlar yaşadıktan sonra nihayet rahatlamıştim. Sarhoşluğun verdiği derin uykusuna devam eden genç erkeğin ustunu giydirdikten sonra pijamasının içinde hala dimdik duran organını elimle son bir defa sıvazlayip tatlı bir yorgunluk hissettiğim bedenimi döşeğe attim. Sirtimi genc erkegin bedenine yasladiktan sonra buyuk bir doygunluk içinde uyumusum. Sabaha karşı bir ara uyandığımda beni bir sürpriz bekliyordu. Arkamdan bana sarılıp, iki gece önce yaptığı gibi kalçalarıma yapışmış olan çocuk biraz çekilip bedeninin sıcaklığını tenimden uzaklaştırdiginda ardımda bir ıslaklık hissederek elimle kendimi yokladım. Geceliğime bulaşan yapışkan ıslaklıktan gece boyunca mutlu olmamı sağlayıp yanlızca bir kere boşalmış olan oğlanin derin uykusu sırasında kalçalarıma sürtünerek ikinci kez boşaldığı anlaşılıyordu. Hala kendinden geçmiş bir şekilde uyuyan delikanlının pijamasının önündeki sırılsıklam yapışkan ıslaklığı görünce de bu düşüncemde haklı olduğumdan emin oldum. Onun bu halde bir iki saate kadar kalkacak olan genç kızın önünde yataktan kalkamayacağını bildiğimden üşenmeden kalkıp hamamı yaktım. Su ısındıktan sonra sarsarak uyandırıp; ´´Ablam hadi kalk git banyo yap kirlenmişsin ? dedim. Önce uyanmakta güçlük çeken, hala içtiği aşırı içkinin etkisi altındaki cocuk gözlerini zorla açıp biraz kendine gelince ne dediğimi yarı anlamış yarı anlamamış halde, işaret ettiğim önüne bakarak utançla yatağın içinde kalkıp oturdu.´´Hadi ablam benden utanma, bu normal birşey? diyerek moral vermeye çalıştım. Ayağa kalkmaya calsiren sallandığını farkedince koluna girip banyoya götürdüm. ?Hadi soyun gir? derken utançla başını eğen oğlanı banyonun kapısından itip; ´´Amaaan Mehmet gören de seni yiyeceğim sanır? deyip pijamasının üstünü çekip çıkardım.´´Hadi al şu peştemalı beline sar ben dışardayken, sonra da ben seni yıkayacağım. Yoksa senin bunu yapacak halin yok? dedigimde hiç sesini çıkarmayan utangac oglan soyunurken daha sonra kendim de yıkanmaya karar vererek kirlenmiş geceliğimi çıkardım. Çıplak memelerimin üstünden tutturduğum peştemalla birlikte banyoya girdim. Kurnanın yanında uslu uslu oturan hala yarı sarhoş durumdaki oğlanın başını sabunladıktan sonra iyice köpürttüğüm lifle vücudunu ovmaya başladım. Henuz yetişkinlige ulasan erkek vücuduna ilk defa dokunuluyor olmasından olsa gerek, utangac gözlerini ıslanan peştemalıma yapışmış olan dolgun memelerime dikmiş olan genç boğanın erkekliği gece üç defa boşalmış olmasına rağmen yine ayaklanmış, beline sarılı peştemalın altında bir çadır meydana getirmişti. Bacaklarını liflerken peştemalını biraz yukarı ittigimde erkekliğinin iştahla dikilerek gerginleştirdiği iri koçlarini görebiliyordum. Sirtini sicak mermere yaslayip gozlerini yummus olan Mehmet bacak aralarini kopuklu lifle sabunlayip iri koclarina temas ettigimde bile tepki vermezken durumdan nasil etkilendigini islak pestemala yapisip gergin bir yay halinde dikilen erkekliğinin bastan cikarici şekli ele veriyordu. Biraz doğrulmasını söyleyip sırtını liflemek için üstüne eğilince göğsümden tutturduğum peştemalım açılarak sırtımdan iki yanıma doğru sarktı. Tam yüzünün hizasındayken bütün çıplaklığıyla memelerim Mehmet?in neredeyse yuzune yapisacakmis gibi oldu. Bir anlik panikle toparlanıp kapatmayı düşünürken gözlerinin kapalı oldugunu tekrar farkederek uçlarını şöyle bir iliştirdiğim peştemalı belimde tutturup sabunlamaya devam ettim. Sirtini sabunlamak için eğilip kalktıkça ister istemez memelerim genç çocunun başına yaslaniyordu. Sabunlu lifi gergin kalcalarina doğru sürttükçe beline sarılı peştemalı gevşeyip aşağı kaymaya başladı. Yanlarını sabunlayıp aynı işleri tekrarlarken de iyice mayışıp kendini bırakmış oğlanın uyukladığını gorup erkekliğini örten örtünün kaymasına aldırış etmedim. Damarlarının şişkinleştiği kalın organ düzenli kısa vuruşlarla havayı dövüyordu. Yine kendinden geçmiş haline güvenip lifi kasıklarına doğru sürerken hareketlerimi iyice yavaşlatmıştım. Karnına doğru dikilen kamışının altında kalan iri koçlarına çok yumuşak hareketlerle okşar gibi köpüklü yumuşak lifi sürmeye basladigimda yüzüne bakıp tepkisini kontrol ederken hassas yerlerine dokundukça yumduğu gözlerini açmayan genç erkeğin bu durumdan zevk aldığı yüzünün arzuyla kasılmasından belli oluyordu. Genc erkegin bu hem edilgen hem de etkin hali cesaretimi artırarak bir elimle lifi duyarlı organının çevresine tahrik edici bir hassaslıkla dokundurmaya devam edip diğer elimle de sanki yaptığım iş gereğiymiş gibi gövdesinden iki parmagimla tutugum ask kilicini hafifçe aşağı çekerek göbeğini sabunlamaya başladım. Gergin bir yay gibi parmaklarımın arasından kurtulup karnına çarpan köpükler içindeki kayganlaşmış organın çıkardığı kamçılama sesi üzerine oğlanın yüzüne şöyle bir baktım. Tepki vermediğini görünce bu defa avuçlayarak gövdesinden kavradığım diri erkelik organini tamamen kontrolum altına aldım. Elimin bu doğrudan temasıyla genç bedeni şöyle bir gerilen oğlanın bir elimle vücudunu sabunlamaya devam ederken diğer elimde tuttuğum kamisini artik ayan beyan sıvazlıyordum. Hızlı hızlı solumaya başlayan çocuğun boşalmasının hızla yaklaşmakta olduğunu farkedince çok zevk aldığım bu işi biraz daha uzatmak üzere kurnadan tasa doldurduğum sıcak suları genç aygırın zevkle gerilen bedenine döktüm. Köpüklerin akıp gitmesiyle, tüysüz ama yetişkin erkek bedeni iştah açıcı duru teninin çekiciliğiyle ortaya çıkan delikanlı uyanıksa bile kendisine yaşatılan hoşuna gittiğini sandığım olayın büyüsünü bozmamak için hiç bir tepki vermeksizin çıplak bedenini yıkamama sesini çıkarmadan gözlerini uyuyor gibi yumarak uysalca önümde oturuyordu. Tekrar kapalı gözlerine bakarak önünde eğildiğim erkeğin artık her an fırlatılmaya hazır bir mızrak gibi duran organını ağzıma soktum. Dudaklarımın temasıyla vücudu gerilip kalçalarını oturduğu yerden biraz kaldıran Mehmet bir kaç kere kuvvetle emip sokabildiğim kadar ağzıma aldığım iri erkekliğinin bereketli döllerini aniden boğazıma fışkırtmaya başladı. Ağzımın içinde atışlarını hissettiğim kamışını elimle sıvazlarken koçlarını nazikçe avuçladığım genç erkek kendini sıkarak inliyor, neredeyse hepsini ağzıma sokmak istermiş gibi uzun kamışını boğazıma doğru bastırıyordu. Boşalıp sakinleşen Mehmetin gözleri hala kapalıyken üstüne bol bol su döktükten sonra; ´´ Hadi ablam,sen çık artık ben yıkanayım? dedim. Sanki hiç bir şey olmamış gibi davranmakta gizlice anlaşmışçasına müttefik olduğumuz genç oğlan utangaç bir tavırla uzattığım havluya sarınıp dışarı çıkarken mahcup bakışlarını üstümden çözüp kurnanın kenarına bıraktığım peştemalın altından çıkan çıplak vücudumdan ayıramıyordu.

Merhaba 31 severler. Ben Aslı, 27 Yaşındayım, 1.70 boyunda, 55 kilo, beyaz tenli ve güzel bir bayanım. Simsiyah gözlerim ve pembe dudaklarım var. 2 sene süren bir evlilikten sonra, kocamla anlaşamadık boşandık ve genç yaşımda dul kaldım. Eniştem (teyzemin eşi) 50 küsür yaşında, 1.75 boylarında, yaşını hiç göstermeyen, yaşına göre halen siyah saçları olan, kendine bakan biridir. Aslına bakarsanız o güne kadar eniştemle böyle bir olay yaşayacağım hiç ama hiç aklıma gelmezdi.

Dul olmama rağmen kendimi kasan bir insan değilim, daima rahat olmuşumdur. Teyzemlerle bir araya geldiğimizde, rahat kahkahalar atar, onların ayıp diye açmadığı konuları açar, gönlümün istediği gibi muhabbetler eder, şakalar yapardım. Bir gün yine teyzemlerle bir araya geldik. Muhabbet ederken, konu çok iyi bildiğim eski dönem Türk sinemasının ünlü oyuncuları hakkında açıldı ve sohbet etmeye başladık. Ben F…. A…’ın oynadığı filmleri sayarken, eniştem birden itiraz etti, “O filmde başkası oynuyordu!” diye. Şaşırdım kaldım. Biraz da inatçı biri olduğum için bu konu eniştemle iddaya girmemize kadar gitti. İddayı kaybeden bir şişe Rakı alacak ve içecektik. Ben çok alkol alan biri değilim, ama arada iyi gidiyor. Eniştemin de benden farkı yoktur, o da az içer. Neyse iddaya girildikten sonra hemen internete baktık ve ben kazanmıştım. O günden sonra her fırsatta Enişteme takılır oldum, “Enişte şu Rakıyı da bir içemedik gitti!” diye onu kızdırıyordum.

Birgün telefon çaldı. Annem hazırlandığı için telefona ben cevap verdim. Arayan Eniştemdi, “Aslı Rakıyı aldım, hadi gel içelim!” dedi. Doğrusu bunu hiç beklemiyordum, o şaşkınlıkla, “Tamam Enişte!” diyebildim sadece. O gün de Annemle Teyzem, bir tanıdıklarının altın günü vardı, oraya gideceklerdi. Eniştemle yaptığım telefon görüşmesinden sonra Anneme durumu anlattım. Annem sadece, “Tanrım sen akıl fikir ver bunlara!” dedi. Teyzemlerin evi bize çok uzak değildi, hava da sıcak olduğu için altıma bir eşofman ve üstüme de askılı bir tişört giyip, Annemle beraber çıktık evden. 3 dakika sonra Teyzemlerdeydik.

Kapıyı Teyzem açtı, ben içeri geçtim. Annem kapıda Teyzemi bekliyordu. Teyzem de annemi bekletmemek için beni öpüp çıktı. Evde eniştemle beraber kalmıştık. Eniştem, “Hadi Aslı masayı hazırlayalım!” dedi. “Tamam enişte!” dedim ve yemek odasına geçtik. Peynir, Kavun, Süzme Yoğurt, Tavuk, Buz ve tabiki Rakı. Ne ararsanız vardı masada. Eniştem hafif birde damar müzik açtı ve “Hah şimdi tamam oldu!” dedi. Gülüşe gülüşe masaya oturduk. Herşey çok güzeldi, eğlenceli muhabetler ediyor, şakalaşıyorduk. Aradan 2-3 saat geçmiş, biz bir büyük Rakıyı bitirmiştik. Ama alışık olmadığımız için alkol ikimizi de etkilemişti…

Birden Eniştem koluma yapıştı, “Hadi kalk Aslı, dans edelim!” dedi. Ben o kafayla, “Olur Enişte!” dedim ve kalktım. Ayakta zor duruyordum oysa. Dans ederken Eniştem bana iyice sokulmaya başladı, resmen sikini göbeğime değdiriyordu. Siki taş gibiyidi ve anladığım kadarıyla kocaman birşeydi. Gittikçe dahada çok bastırıyordu sikini göbeğime. Ne oluyor diye anlam veremeden Eniştem boynuma yanaştı, derin bir, “Ohhhhhhh!” çekti ve “Çok güzel kokuyorsun Aslı, harikasın!” diye fısıldamaya basladı. “Enişte ne yapıyorsun?” diye kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum, ama ne fayda, kene gibi sımsıkı sarılmıştı bana. Zaten ayakta da zor duruyordum, başa çıkmam imkansızdı. Dans ediyorduk sözde, ama Eniştem beni dans bahanesiyle yatak odasına kadar götürmüştü. Ben sürekli, “Enişte yapma, ayıp oluyor, bırak!” diyordum, ama Eniştem dinlemiyordu bile…

Beni yatağa doğru itmesiyle yatağa düşmem bir oldu. Rakıdan başım dönüyordu, gücüm kalmamıştı, hareketlerimi kontrol edemiyordum, ama herşeyin farkındaydım. Eniştem birden üzerime uzanıp, tişörtümü sıyırdı ve sutyenden kurtardığı göğüslerime saldırdı. Göğüslerimi öpüyor, yalıyor, emiyordu. Eniştemin başını göğüslerimden itmeye çalışıyordum, ama olmuyordu. Sonra elini eşofmanımın içine soktu. Bacaklarımı iyice kapadım, fakat Eniştemin eli amıma ulaşmış, amımla oynuyor, bir yandan da memelerimi yalayıp ısırıyordu. Sonra doğruldu ve eşofmanımla birlikte külotumu aşağı sıyırdı, kafasını amıma gömdü ve amımı yalamaya başladı. İlk başta Eniştemin kafasını iteklemeye çalışsamda, yalan yok, az sonra zevk almaya başlamıştım. Hatta yavaş yavaş inliyordum. Biliyorum çok kötü birşeydi bu yaptığımız, ama resmen sıtmaya tutulmuş gibi sarsıla sarsıla orgazm oluyordum. Eniştem de amımdan akan zevk sularımı şapur şupur yalıyor, “Ohhhh, harika amcığın var Aslı!” deyip duruyordu…

Ben artık kendimi salmıştım, birinci orgazmımın ardından, Eniştem yalayarak beni ikinci orgazmıma doğru yaklaştırıyordu ki, tam o anda merdivenlerde Annemlerin sesini duyduk. Eniştem apar topar kalktı ve mutfağa geçti. Ben de üstümü başımı düzeltip uyuyor numarası yaptım. Neye uğradığımı şaşırmıştım, ama çokta zevk almıştım, hatta içten içe Annemler niye erken geldiler diye kızıyordum. Eniştem annemlere benim sarhoş olduğumu ve uyuduğumu söyledi. Oysa ben Eniştemle yaşadıklarımızı düşünüyordum. Tabii o gün annemin çenesinden ve dırdırından kurtulamadım.

Aradan birkaç gün geçmiş, halen o gün olanlar aklımdan çıkmıyordu, kendime engel olamıyordum bir türlü. Eniştemle en kısa zamanda başbaşa kalmalıydım, ama bir türlü cesaret edemiyordum buna. Ben bu düşüncelerle boğuşurken telefonum çaldı, arayan Eniştemdi. “Efendim Enişte?” diye telefonu açtım. Bana, “Seni özledim Aslı!” dedi sadece. “Ne diyorsun Enişte?” dedim. “Neden o günden beri gelmiyorsun bize?” diye sitem etti. “Hangi günden bahsediyorsun Enişte?” dedim. “Seninle çılgınlık yaptığımız günden!” dedi. Enişteme diyecek laf bulamadım ve telefonu suratına kapattım. O da bir daha aramadı. Şimdi o gün olanların üzerine birde Eniştemin telefonda söyledikleri eklenmişti. Beni özledigini söylemişti. Aslında ben de nedensiz bir arzuyla onu istiyordum. Belki de bu yüzden kapattım telefonu suratına, bilmiyorum.

O konuşmanın üzerinden 1 hafta geçmişti ve ben Eniştemle karsılaşmadım, o da aramadı. Fakat içim içimi yiyordu. Bu şekilde devam edemezdim ve tüm cesaretimle telefona sarıldım. Çalar çalmaz Eniştem açtı ve “Alo!” dedi. “Enişte canım cok sıkkın! Annem de evde yok, 2 bira alıp gelirmisin?” dedim. Eniştem hiç düşünmeden tamam dedi. Onun da bunu beklediği belliydi. Aradan yarım saat geçmeden kapı çaldı. Hemen koşup açtım. Eniştemin yüzünde şaşkın bir gülümseme vardı, belli ki benden böyle birşey beklemiyordu. Bense halen kendime inanamıyordum. Salona geçtik Eniştem biraları poşetten çıkarıp açtı, birini bana uzattı, diğerini de kendi içmeye başladı. Uzun bir süre hiç konuşmadık. Üzerimde kısa bir şort ve askılı badi vardı. Eniştemin gözleri bacaklarımdaydı. Farkındaydım, o da benim gibi yanıyordu, ama ikimiz de konuyu açamıyorduk.

Bu arada biralarımız da bitmişti. En sonunda Eniştem, “Eee biralar bitti, halen anlatmadın. Söyle bakalım canın neden sıkkın?” diye sordu. İçimden (Canım sıkkın değil Enişte, o bir bahaneydi, canım sikişmek istiyor!) diye geçirdim, ama bu şekilde söylemek yerine, “Hiiççç… öylesine!” dedim geçiştirdim. Eniştem anlamıştı sanki, “Yoksa sen de beni mi özledin?” dedi. “Olamaz mı?” dedim. “Olur!” dedi ve ayağa kalktı, yanıma geldi, ellerimden tutup beni de kaldırdı ve “Seni istiyorum Aslı!” deyip dudaklarıma yapıştı. Ben de karşılık veriyor, deliler gibi öpüşüyorduk. İçimden kendime kızıyordum, ama çokta zevk alıyordum. Öpüşerek odama kadar geçtik.

Eniştem bir çırpıda badimi, sutyenimi çıkardı ve göğüslerime yumuldu. Deli gibi yalıyor, emiyordu göğüslerimi. Ben de kısık kısık inliyordum. Birden yatağa yatırdı beni ve “Kaldığım yerden devam etmek istiyorum!” deyip bir çırpıda şortumu ve külotumu çekerek çıkardı. Amım su gibi olmuştu. Önce amımı elledi, “Ohhhh yavrum benim, harikasın! Harika amcığın var!” dedi, amımı parmaklayıp kokladı. Ben dayanamıyordum, sabırsızlıkla, “Hadi yala, bitir beni Enişte! Hep seni düşünüyorum!” dedim. Eniştem birden amıma yumuldu. Amımı yalıyor, am dudaklarımı ısırıyor, klitorisimi emiyor, dilini amımın içine sokup sokup çıkarıyordu. En az yarım saat yaladı. Kaç kere boşaldım hatırlamıyorum. Sadece, “Ohhhh, sik beni enişte, hadiiii sok artık sikini, yeter!” diye inliyordum…

Eniştem de daha fazla dayanamadı, “Tamam yavrum sikecem, azgın orospum benim!” diyerek soyundu. Yarağı kazık gibi duruyordu. Bacaklarımı ayırıp arasına yanaştı, yarağını eliyle tutup amımın dudakları arasına yukarı aşağı sürtmeye başladı. Amım zaten ıslaktı, şimdi vıcık vıcık olmuştu ve biran önce sokması için çıldırıyordum. “Hazırmısın yavrum?” diye sordu, “Evet, hemde çoktan, hadi sokkk!” dedim. Eniştem yarağını yavaş yavaş amıma sokarken öyle bir, “Ohhhh!” çekti ki, anlatamam. Ben zaten zevkten bayılmak üzereydim, sürekli inliyordum ve “Hadi hepsini sok, sik beni Enişte!” diyordum. Ben öyle deyince eniştem hepsini birden kökledi ve hızlı hızlı gidip gelmeye başladı. O şekilde Enitemle 15-20 dakika falan sikiştik ve ben orgazmlarımın sayısını unuttum…

Eniştem birden üzerimden kalktı ve “Domal!” dedi. Ben de hemen domaldım. Arkama geçti ve bir çırpıda amıma geçirdi o kocaman sikini. “Ohhhhhh!” diyebildim sadece. Eniştem belimden sımsıkı tutmuş, kendine doğru hızla çekiyor, bir yandanda yarağını amıma köküne kadar bastırıyordu. Kendimden geçmiş bir şekilde inlerken, Eniştemin çıkardığı hırlama seslerinden onun da boşalacağını anladım, “Sakın içime boşalma Enişte, korunmuyorum!” dedim. Eniştem yarağını amımdan çıkarıp, “Dön ozaman!” dedi. Hemen ona dogru döndüm ve beni bulutlara çıkaran o yarağı ağzıma alıp yalamaya başladım. Çok geçmeden Eniştem de böğürerek ağzıma boşaldı. Bütün döllerini yuttum ve biraz daha yaladım. Eniştem saçlarımı okşuyor, “Küçük orospum benim, süperdin!” diyordu. “Sen de harikaydın Enişte!” dedim. Yatakta birbirimize sarılıp biraz uzandıktan sonra, Eniştem kalktı, giyinip, dudaklarımı öperek gitti. Ben de banyoya girdim.

O günden sonra artık Eniştemle arada bir buluşup sikişiyorum. Çok ayıp biliyorum, ama o zevkten de vazgeçemiyorum. Şunu da belirtmeden edemiyeceğim, 50 küsür yaşında olmasına rağmen Eniştem beni Ex Kocamın eskiden siktiğinden çok çok daha iyi sikiyor. İşte böyle sex severler. Sizin yazdıklarınız olmasaydı, ben de bu hikayeyi burda anlatmaya cesaret edemezdim, hepinize çok teşekkürler!

Merhaba benim halaoğlunun, kapalı, alımlı ve benden 8 yaşbüyük bir karısı (Yengem) var. İkisi evleneli yaklaşık 10 seneleri olmuştur ve ben asla yengem hakkında kötü şeylerdüşünmemiştim, haliyle o zaman ufaktım.Ama bu senenin başından itibaren anlam veremediğim, tarifedemediğim birşeyler oluştu içimde, yengemi delice arzuluyordumve yengemi sikmek için içimde karşı konulamaz bir istek vardı.Yengemi görünce titremeye, konuşurken kekelemeye başlıyordum,oysaki aksanım çok düzgündür ve iyi bir konuşmacıolduğumu düşünüyorum. Yengemi gördüğümde heycanımıkontrol edemiyordum, içimde yengeme karşı olan duygularımıntavana vurmasıydı heycanım.Bu sene başında şimdiki karımla evlenme kararıaldık ve 2 ay önce evlendim. Evlenmeden önceki bir senelik dönem içinde benievlenme telaşı sarmıştı, evimi yeni baştanrestore ediyordum, ince ince işçilik yapıyor her karesineözeniyordum, sonuçta benim kendi evim olacaktı. Sağolsun halamınoğlu evimin kaba ve ince inşaatı için bana yardım ediyordu.Halaoğlunu hergün yardıma çağırıyordum, o da geliyordu.Ama benim amacım karısını, yani yengemi görmekti. Yengemigörünce kendimi iyi hissediyordum, yengemle bakışmak, yengemleyakın olmak bana mutluluk veriyordu. Yengemi sikmeyi o kadar çokistiyordum ki, tarif edilemez bir arzuydu bu. Yengemiher gördükten sonra banyoya girer, yengemi siktiğimi hayal eder ve 31 çekerdim.Yengem benim sex idolüm olmuştu…Ama biryandan da çok korkuyordum, çünkü halamın oğlu tehlikeli birtipti, dışarıya karşı psikopat, ama karısınakarşı kılıbıktı. Sanırım o da bazışeylerin farkındaydı. Bir keresinde halaoğlu bizdeydi,balkonda oturup çay içiyorduk, yanımızda annem ve babamda vardı.Yengem de yürüyerek bize geliyordu. O esnada halaoğlu anneme yengemigöstererek, “Benim karıya bak be, ne kadar güzelkıvırttıyor yürürken!” dedi. Bu laf beni tahrik etmeyeyetmiş de artmıştı bile. Halaoğlu yengemden 10 yaşbüyüktü ve çirkin hiç bir alımı olmayan bir erkekti. Yengemleevlenmesi görücü usülü ile olmuştu, büyükler karar vermiş ve yengemde kabul etmişti. Ama yanyana geldiklerinde dağlar kadar farkvardı, biri çok güzel, biri çok çirkindi. Yengem güzelliğininfarkındaydı, halaoğlu da karısınıngüzelliğinin farkındaydı ve eminim yengemin gözüdışarda olmasın diye, yengemi hergece sikiyordu. 2 taneçocukları vardı, bir erkek bir kız, gayet mutlu bir aileydiler.Yengem namusuna düşkün biriydi.Ama birşeyler olmalıydı, olmak zorundaydı, çatlamaküzereydim. Yengemi bir şekilde ikna etmem, kafasınıkarıştırmam, aklına kendimi sokmam gerekiyordu. Hemhalaoğlumdan korkuyor, hemde yengemin beni terslemesindençekiniyordum. Yengem benim gözümde mükemmel vücudu olan kusursuz birkadındı. Kocasıyla birlikte sürekli bize yardıma geliyorduve gecelere kadar çalışıyorduk.

Bazen kocası gelmiyor,sadece yengem anneme yardıma geliyordu. Evimin tabanı tahtadır,birgün yengem onları siliyordu. Badi giymişti, ben de ayakta sigaraiçiyorum. Yengem yerleri silerken göğüsleri dışarıçıkmak üzereydi, bembeyaz dolgun süper göğüsleri vardı. Yerlerisildikçe göğüsleri yerinden oynuyor, adeta daire çiziyordu. Yengem ya benimbakmamı istiyordu, yada benim düşüncelerimden habersiz gayet masumaneyardım ediyordu. Ben de bir aslanın avını yakalarkenyavaş ve derinden hareket ettiği gibi inceden süzüyordum yengemi.Yengeme bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum. İçimdeno an yengemin arkasına geçip hayran olduğum götüne bakmak geldi. Vearkasına geçtim, götünün ayrımı gözüküyordu. Deli olmaküzereydim. Yengemin gözlerinin içine azgın azgın bakmayabaşladım. Yengem de bana bakmaya başladı,anlamıştı durumu, sanırım oda istiyordu. İkimize de bir fırsat lazımdı.Ertesi gün yengem yine geldi. Busefer evde annem yoktu, pazara inmişti. Yengem annemi sordu, pazardaolduğunu, birazdan geleceğini söyledim ve bana yardım etmesiniistedim. Yengem “Tamam!” deyince beklenen fırsatçıkmıştı. Yengem mutfakta mermeri siliyordu, beliaçılmış, teni gözüküyordu. Dayanamadım ve arkadan direksaldırdım yengeme. Yengem daha bir şey demeye kalmadan, elimiamına attım ve üzerinde gezdirdim. Ve olan oldu,yengem kendini saldı bıraktı. Yengemin eteğinikaldırdım, bembeyaz külodun içinde külottan dışarıtaşmış kalçasını görünce delirdim. Külodunuindirdiğimde yengem kesinlikle karşı koymadı, o daistiyordu, belliydi. Ama vermemesinden korkuyordum. Vakit geçirmeden sikimiçıkarıp amına soktum. İçinegirince, aman Tanrım yengemin amıyanıyordu. Yengemin kafasını eğerek tezgaha domalttımve başladım sikmeye. 10 dakika sonra yengemboşalmıştı, ama ben geç boşalanbirisi olduğumdan dolayı sikmeye devam ediyordum. Yengem artıkçıldırdı, boşalmam için yalvarıyordu, yakalanmaktankorkuyordu. Ama bulmuşum amı,bırakırmıyım! Abana abana sikiyordum yengemin amını…Yengem yalvardıkça bengururlanıyordum ve inanamıyordum, sikmek için deli olduğumkadının amının içindeydim ve banayalvarıyordu. Zevkten çıldırmıştım ve yengemesormaya başladım, “Ben kimim?” dedim. Yengem ilkin anlamadı,birdaha sordum, “Şimdi ben senin neyinim?” dedim, “Erkeğimsin!” dedi.“Başka?” dedim, “Sikicimsin!” dedi. “Başka?” dedim,“Herşeyimsin!” dedi, çünkü yakalanmaktan korktuğu için biran öncebitmesini istiyordu. “Ben seni ne zaman istersem o zaman sikme yetkisine sahipinsanım! Böyle söyleyceksin!” dedim, yengem de söyledi. Götünü şamarlayarak yengemin amını sikmeyedevam ettim.

Yengem ikinciye boşaldı, ayakta duramıyordu,dizlerinin bağı çözüldü, “Ne olur boşal bebeğim!”dedi. “Peki! Ama götüne boşalacağım!” dedim. Yengemkocasına bile götünden hiç vermediğini söyledi ve kabul etmedi. Bubeni daha çok azdırdı, “Tamam! Hadi salona geçelim!” dedim, mutfaktanalıp kanepeye götürdüm. İnanamıyordum, o korktuğumkadın her dediğimi yapıyordu. Yenegem yakalanmaktan korkuyordu, amasikilmek de istiyordu, bu belliydi…Yengemi kanepeye oturttum vesikimi ağzına verdim. Yengem sakso çekmeye başladı.Tanrım, o nasıl bir şehvet, nasıl bir arzu! “Yenge kocanhiç senin ağzına vermedi mi?” dedim. “Onunki ufak, böyle bir yarrakemilmez mi?” deyince ben kendimi değişik hissettim. Kendi kendime,(Ulan bu karı namuslu, sana asla vermez, anca hayalini sikersindediğim kapalı karıya bak, neler diyor, neler yapıyor,taşaklarımı bile emiyor!) diye düşünüyordum. Sikimin damarlarıartık patlayacak duruma gelmişti. Yengemi kanepeye domaltıptekrar arkasına geçtim, kalçasını aralayıpamını yalamaya, aynı anda da götünüparmaklamaya başladım. Yengem kızdı, “Yapma!” dedi. “Dahafazla zevk alman için yapıyorum yenge!” dedim ve kabullendi bu durumu.Amacım yengemin götünü alıştırıp, onu zevktençıldırdığı anda götünden sikmekti. Ve beklenen angeldi, artık çıldırmıştı, birkez dahaboşalmak üzereydi, garip hareketler yapıyordu, konuşurken sesititriyordu, tam o anda sikimi götünün deliğinedayadığım gibi kökledim. Yengem acıylairkildi ve bağırmaya başladı, “Orospu çocuğu! Ben sanaordan yapma demedim mi? Çıkar şunu Piç kurusu! Bengidiyorum!” dedi. Ama benim bırakmaya niyetim yoktu, daha dayüklendim. Biraz götünde ileri geri yaptım, yengem kendinibıraktı, istemese de birkere götüne yarrakgirmişti, mecburen kabullendi…Yengemin götü alışınca, “Lan ben kocama vermiyorum,sen beni götümden sikiyorsun Piç!” dedi. Ben de gülerek, “Kocanlaaramızdaki fark bu, vereni herkes siker, benseistediğimi siker, herşeyi yapar ve yaptırırım!” dedim.Tebessümle, “Sen Piçsin!” dedi. “Piç de olsam, artık senin ikincikocanım, sen de benim orospumsun!” dedim ve yengemi götünden sikmeye devamettim. Ama tempoyu yavaşlattım ve konuşa konuşa sikiyorum götünü.Yengem, “Ulan sonunda ne yaptın ettin siktin beni, mutlumusun?” dedi.“Hemde nasıl! Ya sen? Sen de istemiyormuydun?” dedim. Yengem de, “İlkbaşlarda anlamıştım, zaten anlaşılmayacak gibideğildin, kızdım sana, ama birşeyyapamayacağını düşündüğümden birşey söylemedim,daha sonraları ben de istedim, busefer kendimekızdım, yakalanırsak ne olacak diye, ama şimdialtındayım işte, sik tadını çıkar, belki bir dahaolmayabilir!” dedi.

Deliye dönmüştüm, madem bu son olacak diye iyiceabandım hızlandım ve sonunda yengemin götüne boşaldım.Yengem hemen, “Annen gelir birazdan, toparlan!” dedi ve toplandık, sankibirşey olmamış gibi temizliğe devam ettik. Tabi annemgelene kadar ara ara oynaştık. Annem geldi, temizlik yaptık.Anneme çaktırmadan, yengemle ara ara birbirimize bakıp gözkırpıyorduk.Ben uzun bir aradan sonraevlendim ve yengemle birdaha sikişmedik, ama aklım sürekliyengemdeydi. Hemen hemen hergün ailecek görüşüyorduk. Kocasıyla bizegeliyor ve beni kıskandırmak için kocasına kur yapıyordu,deliriyordum, o da bundan zevk alıyordu. Birgün Bakkala Bira almayaçıktım, dönüşte balkonda yengemi gördüm. Bana, “Neyapıyorsun?” dedi. “Hiç, eve gidiyorum Bira içmeye!” dedim. “Karın neyapıyor?” dedi, “İşyerinde, çalışıyor!” dedim.“Annen evde mi?” dedi. “Evet!” dedim. “Salak anneni evden yolla da yanınageleyim!” dedi. Çıldırmıştım adeta, “Tamam, ben seniararım!” dedim, eve gittim. Anneme, “Anne hadi teyzemlere gidelim,canım sıkılıyor, kuzenlerimle konuşurum!” dedim. Annem“Tamam!” dedi, bindik arabaya gittik. 5 dakika sonra balkona sigara içmeye diyeçıktım ve tekrar içeri girdim, “Anne benim çıkmam lazım,karım aradı onun kredi kartıyla ilgili bir sorunvarmış, bankaya gidip geleceğim!” dedim. “Tamam!” dediler. Ordanayrılıp evime gittim, yengemi aradım, “Tamam, annem yok!” dedim…Yengem hemen geldi. Yengemi direkyatak odasına attım, soyunmaya başladık. Yengemin Tangakülot giymiş olduğunu görünce, “Ben de seni namuslusanırdım, Kaşar!” dedim. Yengem biraz bozulurgibi oldu, “Niye, ne oldu ki?” dedi. “Bakıyorumda benimle sikişmek için Tanga külot giymişsin!” dedim. “Ee Orospuettin beni! Hem erkeğime sexy gorüneyim ki, iyisiksin beni! Kocam beni asla 3 kere üst üste boşaltamadı, senbambaşkasın!” dedi. Çıldırdım, hemen yengeminbacaklarını omuzuma aldım, sikimi amınasoktum ve pompalamaya başladım. Yatak resmen sallanıyordu.Yengemin göğüsleri ileri geri hareket ettikçe, ben daha da azıyor vedaha hızlanıyordum. Yengem kendi göğüslerini okşamayabaşlayınca iyice kudurdum. İşaretparmağımı ağzına soktum, yengemparmağımı emiyor, biryandan göğüslerini okşuyor,biryandan da bana kendini siktiriyordu…Yengem az sonra yine yalvarmayabaşladı, “Daha hızlı sik erkeğim beni! Ben işteböyle sikilmek istiyorum!” dedi. Ben de aksine, yengemi çıldırtmakiçin sikimi yavaş yavaş sokup çıkartmaya başladım.Yengem resmen delirdi, “Yavaşlama Orospu çocuğu! Hızlı sikbeni! Çıkarma çıkarma, sok!” diye yalvarıyordu. “Ne kadaristiyormuş benim orospum! Götünü de sikeyim mi?” dedim. “Çookk! Çokistiyorum! Yanıyorum görmüyormusun? Sik! Sik de istersen götümden sik!”deyince ben yeniden hızlandım. Bir süre sonra yengemin iniltisiçoğalınca ağzına yastık soktum, ters cevirip yengemino bembeyaz dolgun harika götünü sikmeye başladım. Yengem, “Ohhhhhh!Geçir!” diye inliyordu. “Artık götten sikmeme kızmıyorsun?”dedim. “Oğlum yol geçen Hanına çevirdingötümü, hem bir kadın sikicisine kızar mı?” dedi. Uzunca birsüre yengemin götünü de siktikten sonra götüne boşaldım. Hementoparlandık, yengem evine gitti, ben de teyzemlere.Şimdilerde ise, o kapalı namuslu ev hanımı yengem başımabela oldu, sürekli işteyken beni arıyor, “Yanıyorum, gel benisik!” diye. Ben de işyerimden fırsat buldukça dışardabuluşup, bir pansiyona götürüp sikiyorum yengemi.

Merhaba değerli seks hikaye okurları  Hatırladıkça içim cız ediyor şu roman mahallesinin kızlarını Pembe, Güllü, Zarife, Meryem hala isimlerini unutamıyorum. Hala arada sıra da gitmeye çalışırım o mahallelerine, bundan 1 yıl önceydi cezaevinden tanıdığım genç bir delikanlı vardı onu ve ailesini tanıdım. Zamanla babasıyla da dostluğumuz pekişti. Onlara romanların arasına gidip gelmeye başladım oradaki dostlukları sevgileri ve arkadaşlıkları pekiştirdim. Babasının adı Ali Osman?dı. Tabi oraya gittiğimde onların meşhur içki sofraları da eksik olmazdı. Gidip gelmelerim sıklaştığı için aramızdaki samimiyetlikte sıklaşmıştı beni de onlardan biri olarak görmeye başlamışlardı ailece diğer roman çevresi de, yine bir akşam ellerimde büyükçe poşet içinde bira şarap gazoz ve çerezlerle gittim. Ali Osman abi karşıladı ooo bizim oğlan gelmiş diyerek evlerine buyur ettiler. Biraz hoş sohbetten sonra içki sofrasını gelini Pembe hazırlamıştı. Ali Osman abiye yenge yokmu deyince Çanakkale?ye annesinin yanına gittiğini söyledi, oğlanda bu akşam yok dışarıda demişti. Baş başaydık 3?ümüzden başka kimse yoktu. İçkiler arkası arkasıya içilmeye başlandı, mezeler de tükeniyordu. Ali Osman abi daha önceden de alkol aldığı için onun erken sarhoş olmaya başladığını anladım. Ha bu arada gelini Pembe de daha 18 de falandı. Ama Allah varya bir de çocuk doğurduğu halde hala çok güzel bir şeydi. Deli dolu tam bir ateş parçasıydı ara sıra gözüm dalıp gidiyor güzelliğine, kocası da içki içerken ona da içirdiğini bildiğim için ara sıra kayınpederi görmeden kaçamak içiriyordum ona da bu yüzden onunla da muhabbetim koyulaşmıştı. Bu arada Ali Osman abi iyice sarhoş olmuştu. Arada bir kendinden geçiyordu Pembe de zaten onun sarhoş olmasından dolayı çekinmemeye başlamıştı derken bazen gözlerimin bakışlarını yakalıyordu.

Pembe ye kocan nerde kız dedim oda dışarı da aylak arkadaşlarınla kim bilir nerelerde içiyordur diyerek, oda babası gibi şişenin dibini buluyor hep sözleriyle dert yanmaya başladı. Ah be güzelim bir insanın senin gibi böyle körpe güzel bir karısı varken hiç dışarı çıkarmı yaa deyince o da ah bir de evde dursa zaten evde dursa da içkili oluyor hemen sızıyor diyerek sitem etmeye başladı. Bakışlarımı da bu arada ondan alamıyordum. Ahh ahh dedim benimde böyle güzel bir karım olacak değil bir çocuk 2. çocuğu bile karnına koyardım deyince gülüşmeye başladık. Ona da iltifatlar etmeyi eksik etmiyordum. Ama bak sende çok güzelsin ya keşke benim de senin gibi genç ve güzel bir karım olsa yanından bile ayrılmam deyince, a be ağabeycim bu çocuğu bile sarhoş kafayla oldu nasıl olduğunu o bile bilmiyor. İçki yüzünden evde zaten durmuyor ki dışarıda içip içip eve gelince de sızıp zıbarıyor. Ben zorlarsam oluyor o iş bile diyerek rahat rahat anlatmaya başladı, anlattıkça onunla daha da samimi olmuştuk. Haa bu arada Ali Osman abi iyice sızmıştı sadece bana sakilik yapıyor Pembe.(  Kocan ne zaman gelir deyince sabaha karşı iyice sarhoş gelir yatar sızar beni bile görmez aramaz abi deyince ben daha da rahatlamıştım. Oda konuşurken benim gözlerimin içine bakmaya başlamıştı içim cız etmeye başladı içimden bakalım bu akşam ne olacak diye geçirme ye başlamıştım. Derken kız Pembe otur yanıma sende iç benimle yalnız içilmiyor yaa deyince zaten oda içmek istiyordu. Yanı başıma oturdu ve beraber içmeye başladık birden ellerin den tutarak şimdi sen benim karım olacanda  ben bu kadar bile içmem seninle sabaha kadar deyince gülmeye başladı ve eee dedi. Ne eesi kız dedim o kadar güzelsin ki dedim seninle sabaha kadar sevişecem vaktin nasıl geçtiğini bile anlamam, dizinin dibinden ayrılamam valla deyince Pembe?nin yanakları kızarmaya başladı ahh keşke bende istemem mi dedi. Bende ee dedim e simi var sabaha kadar bende mest ederim deyince bu sözden cesaret alarak Pembe?nin dudaklarına yapıştım.

 

Baştan tepki verdi iyice kollarımın arasına sarmalayınca diretmeyi bıraktı gözlerini kapatarak kendisini bana bıraktı. Dudaklarını vantuz gibi emmeye başladım elimle hafifçe tişörtünün üstünden göğüslerini ellemeye başladım. Birbirimizi okşayarak oracıkta sevişmeye başladık ara sıra ellerimi bacaklarının arasına atınca bacaklarını okşamam için iyice açıyordu. Bir ara dur burada olmaz babam uyanır fark eder yan odaya geçelim dedi. Anlaşılan oda benim kadar istekliydi benden böyle saldırmayı görünce onunda iyice canı istemişti anlaşılan. Ali Osman ağabeyin üzerini örttük arkadaki küçük odaya geçtik. Pembe?ye kocan dedim, oda geldiği belli olur zaten geçer yatar sarhoş oldu mu beni bile aramaz, gündüzden beri yok belki de kaynanamla beraber gitmiştir deyince iyice rahatladım. Yandaki küçük odaya geçmiştik ayakta dudaklarına yapıştım tekrar ayakta sevişmeye başlamıştık. Daha doğrusu ben  onu ayakta sevip okşamaya başladım sadece bana ayak uydurmaya çalışıyordu. Pembe dur yatağa geçelim dediğimde azdın mı iyice diyerek gülerek yatağı açtı ve ayakta beni soymaya başladı. Onun da gözlerinin içi gülüyordu onunda iyice kanı kaynamıştı ki gözünü bir şey görmüyordu. Sevgiye sevilmeye açtı anlaşılan bu yüzden de bana fazla direnmedi. Bende üzerindeki tişörtü çıkarttım küçücük göğüslerini örten belli belirsiz bir sutyen vardı onu da çıkarttım. Eteğiyle birlikte külotu da çıkarttı. Karşımda körpecik bir hatun duruyordu nasıl bununla sabah olmazdı ki ayakta tekrar dudaklarına yapıştım vantuz gibi emmeye öpmeye başladım. Ellerimle de her yerini okşuyordum bir ara dur kuduruk dur gel yatağa diyerek yatağa uzandı bacaklarını da açarak beni de üzerine çekti.()  Başladım yavaş yavaş bütün vücudunu okşamaya okşuyor sıkıyordum. Ufacık göğüslerine hasta olmuştum onları emmeye sıkmaya başladım. Bir elimi de aşağıya kaydırarak ufacık fındık amına getirdim amını sıkmaya okşamaya başladım. Dudaklarını ısırarak ohh lamaya inlemeye başlamıştı altımda sanki bir ceylan gibi kıvranıyordu o kıvrandıkça ben daha çok azıyor kuduruyordum. Elini alarak sikime götürdüm ve okşa dedim meraklı gözlerle okşuyordu. Daha önce böyle sevişmediği belliydi bu arada onu öpüp okşamaya devam ediyordum. Böyle yaptıkça onun daha da hoşuna gidiyor isterikleşiyor daha da azıyordu. Meraklı bakışını sorduğumda oda bana Emrah (kocası) beni böyle adam gibi sikmedi ki sarhoş kafayla sikiyor işi bittimi dönüp arkasını yatıyor böyle sevişmeyi sende gördüm deyince hoşuna gitmedi mi kız dedim. Gitmez mi ilk defa adam gibi sevişmeyi sende gördüm dedi. Benimde hoşuma gitti daha çok Pembe ye saldırmaya başladım onu kudurtmak istiyordum onun da hoşuna gittikçe daha da mest oluyordu bacaklarını daha açıyordu. Ama benim amacım hemen sikip işi bitirmek değildi. Yavaşça sikimi eline alarak meraklı gözlerle bakıyor sikime 31 çekiyordu. Al ağzına diyerek sikimi ağzına yaklaştırdım ilk defa alacağı için gözleriyle de beni izliyordu her dediğimi de eksiksiz yapmaya çalışıyordu nede olsa benimle ilk yapışıydı. Hoşuna da gitmişti hani, sikimi ağzına götürdü ama acemice diliyle yalıyor ağzına sokmaya korkar gibiydi bende saçlarından tutarak sikimi ağzına sokmaya çalışıyordum. Yavaşça sikimin başını ağzına almaya çalıştı zorda olsa sadece sikimin başını sokup çıkarıyordu derken daha sonra alışınca sikimin hepsini ağzına alarak sikimi somurmaya başlamıştı. Zorlandığı için bazen dişleriyle ısırıyor beni daha çok delirtiyordu. Daha sonra 69 pozisyonuna getirdim ben onun fındık gibi amını yalıyor oda sikimi ağzına alarak vantuz gibi emmeye çalışıyordu. Tekrar bacaklarını iyice açarak beni üzerine çekiyor hadi artık gir içime seni istiyorum diyordu.

 

Bende yavaşça üzerine çıkarak yerimi aldım sikimi eliyle tutarak amının dudaklarına yerleştirdi. Artık içine girmemi istiyordu bu kadar istekli birini daha fazla beklemeden yüklenmeye başladım gözlerini kapatmış iniltiler arasında dişlerini sıkarak içine girmemi bekliyordu. Yavaşça sikimin başını soktum ama amı ateş parçası gibi yanıyordu. Hafif bir çığlık attı hemen dudaklarımı ağzına yapıştırdım öpmeye başladım bağırmasın diye sikimi de yavaş yavaş sokmaya devam ediyordum. Zorlandığı her halinden belli oluyordu biraz duraksadım durma devam et dercesine beni kendisine çekiyordu. Bende dudaklarına tekrar yapıştım bağırmasın diye sikimin kalanını birden soktum dudaklarına yapıştığım için bağırdı ama sesi fazla çıkmamıştı ve artık hızlı hızlı sikmeye başladım. Bir müddet sonra alıştığı iniltilerinden anlaşılıyordu. Hafifçe üzerinden kalkarak hızlı hızlı sikimi sokup çıkarmaya pompalamaya başladım. Deliler gibi başını sağa sola sallıyor daha daha çokkk diye yalvarmaya başlamıştı. Altım da kıvranıyordu iyice kudurmuştu. Bende coştukça coşuyordum kendimi bu kadar isterik görmemiştim. Eee böyle körpe amı kim bulsa kudurur herhalde daha sonra köpek pozisyonuna getirerek arkasına geçtim arkadan amına tekrar yavaşça soktum bu sefer hiç geri çekmeden hepsini soktum artık oda alışmıştı ki çığlık yerine ohh ları ve iniltileri yükseliyordu kulaklarımda. Oda bana karşılık veriyor sevişmenin ve sikişmenin zevkini çıkarmaya çalışıyordu. Hızlandıkça hızlanıyor arkadan amını parçalar gibi sikiyordum oda bana eşlik etmek için kendisini bana ittiriyordu ritmi tam tutturmuştuk. Bu arada Pembe sanırsam bir sefer boşalmıştı bende hazırdım artık boşalmaya geliyorum dediğimde. Korunuyorum içime boşal seni içimde hissetmek istiyorum dedi. Bende sikimi kökleye kökleye boşalmaya başladım. Sanki bir volkan patlaması gibi boşaldım. Rahatlamıştım hemen yanına yatarak Pembe?yi sevip okşamaya başladım harikaydın ne zamandan beri senin gibi genç ve güzel bir bayanla sevişmemiştim dediğimde bana dönerek bende ilk defa adam gibi sevişen ve doya doya sikişen biriyle oluyorum. Belki inanmayacaksın ama Emrah?la bile böyle sevişmedik dediğinde benim gururumu okşamıştı. Sevinmiştim onun böyle konuşması hoşuma gitmişti. Ben bir sigara içtikten sonra ben gideyim artık dedim. Bu kadar mı  seni sabaha kadar salmam olmaz demeye başlamıştı sikimi de okşamaya tekrar sertleştirmeye başlamıştı bile hoşuna gitmiş olacak ki hemen sikimi ağzına alarak yalamaya başladı. Beni salmaya niyeti yoktu derken sikimi de somuruyordu. Böyle isteğe de hayır denmezdi herhalde bende sikimi ağzına vererek iyice emmesini sağlıyordum. Ellerimle de göğüslerini okşamaya başlamıştım bile. Tekrar deliler gibi sevişmeye daha doğrusu benden çok o daha fazla çaba sarfediyordu. Bu sefer beni alta yatırarak üzerime çıktı sikimi eline alarak üzerine oturmaya başladı. Bir seferde sikimin tamamını içine alarak yavaş yavaş üzerine oturup kalkmaya başladı. Giderek hızını arttırdı. Hızlı hızlı oturup kalkıyordu sikimin tepesinde. () Bende alttan göğüslerini ve vücudunun her tarafını okşuyordum. Eğilerek dudaklarımı öpüyor vantuz gibi emiyor somuruyor anlaşılan Pembe iyice kudurmuş sikimin zevkine varmış hiç bırakmak gibi bir niyeti yoktu. Daha sonra yan yatırdım arkadan bacaklarını iyice açarak sikmeye devam ettim. Oda bana eşlik ediyordu. Yine ritmi tutturmuştuk daha sonra bacaklarını omuzlarına kadar getirince her tarafı kabak gibi karşımdaydı tekrar sikimi amına daldırarak hoyratça sikmeye başladım. Artık tamamen ohhlamaları ve zevk iniltileri duyuluyordu. Elleriyle de beni kendine çekerek daha derinlerine kadar inmemi sağlıyordu. Bu arada aklımda ne kadar pozisyon varsa Pembe?de deniyordum. İkinci sikişimiz daha uzun sürdü bende iyice tükenmiştim böyle genci doyurmak kolaymıydı ki. Gene bu arada pembe boşalmış benimle beraber ikinciye boşalacak zevkin doruklarına erecekti. Geliyorum aşkım tatlım benim çatal karam çingenem diyerek boşalmaya başlamıştım. İlkinden daha şiddetli olmuştu boşalmam. Yorgunluktan üzerine yığılmıştım okşuyor beni öpücük yağmuruna tutuyor bana ilk defa kadınlığımı hatırlattın diyordu. Nerede olursa olsun artık seni bırakmam sarhoştan bana bi bok olmaz adam da olmaz al beni nereye istersen götür senin kölen olayım diyordu. Bende bu sözler karşısında gurur duyuyordum böyle bir genci sexe doyurabildiğim için mutluydum. Kalkmaya çalışırken bir daha demez mi. Olmaz bu gecelik bu kadar yeter başka zaman fırsat olursa istediğin kadar yaparız dedim. Ama istersen seni başka yere götürürüm orada daha rahat saatlerce hatta istediğin kadar devam ederiz diyerek beni bırakmasını söyledim. Bak nerdeyse sabah olacak sende geç kocanın yanına bende burada 2-3 saat uyuyayım diyerek onu yandaki tek odalı evine yolladım. Saat 11?e doğru beni kaldırdı. Baktım benden başka evde kimse yoktu sadece gene ikimiz vardık nerdeler deyince babasıyla hurdaya gittiler akşama kadar gelmezler diyordu. Evde ne varsa kahvaltılık önüme koymuş hatta komşudan çocuğa diye bal bulmuş getirmişti. Bu ne kız balına kadar hepsini dizmişsin deyince gülümseyerek sen hakettin bunları akşam dedi. Yanı başımdan da ayrılmıyordu. Kız fazla sokulma gelen olur deyince yandaki komşu kızından başka kimse bilmiyor evde olduğumu kaynanam olmayınca kimse gelmez merak etme sen zaten kapıyı da kilitledim arkadan kimse gelemez dedi. Yavaş kız içime düşecen nerdeyse deyince ellerinle bana kahvaltı yaptırıyordu. Fettan demez mi bitir kahvaltını da diyerek gülmeye başladı bu arada bacaklarımı da okşuyordu. Ne o kız akşamki yetmedi mi sabah sabah bu ne hız derken de ballı kaşığı da ağzıma sokmaya çalışıyordu. Anlaşılan senden sabah sabah ta kurtuluş yok galiba deyince surat asarak kimsecikler yok zaten seni burada kimse bilmiyor. Beni böyle boş bırakıptamı gidecen yani diyerek istesen de gidemezsin salmam seni hakkımı vermeden diyerek gülüyordu. Tamam tamam anlaşılan senden kurtuluş yok diyerek  kaldır sofrayı deyince bir çırpıda ortalığı kaldırdı ve arka odaya geçerek bir çırpıda soyunmuş bile kapıyı açarak çıplak vaziyette hadi gel diyordu odaya geçtiğimde beni kendi elleriyle soydu gündüz vakti olduğu için bana meraklı gözlerle  bakıyordu yavaşça pantolonumu ve külotumu indirince benim haşmetlide önünde açıktaydı. Eline alarak yavaş yavaş okşamaya başladı. İnceler gibiydi anlaşılan gece karanğında ne olduğunu pek görememişti gözlerini açarak meraklı gözlerle bakıyordu. Yavaş yavaş ağzına alarak somurmaya başladı. Derken yatağa uzandı bende onu dudaklardan başlayarak öpmeye yalamaya başladım. Daha sonra portakal büyüklüğünde ki göğüslerini öpmeye başlıyorum derken ufacık akşam hatırını sorduğum amına iniyorum diliminle yalıyor amını açarak dilimi taaa derinliklerine kadar sokuyordum. Altımda kıvranıyor ohları ve iniltileri yükseliyordu. Daha sonra yerimi alarak bacaklarını iyice açtım omuzlarına kadar getirdim ve sonra sikimi amına dayayarak yavaş yavaş sokmaya başladım. Geri çekilmeden dibine kadar soktuktan sonra üzerine iyice yüklendim bütün vücudumla onu eziyordum ama o bana gülen gözleriyle bakıyor beni okşuyordu derken hızlanmaya sokup çıkarmaya başladım. İniltileri odanın duvarlarında yankılanıyordu tırnaklarıyla da vücudumu tırmalıyordu. Daha sonra ters çevirerek arkadan derken ne kadar pozisyon varsa deneyerek Pembe?yi siktim. Tekrar altıma alarak bacaklarını omuzlarına kadar getirdim hızlı hızlı pompalayarak boşalmaya başladım. Gündüz sikişi görerek daha hoş daha tatlı oluyordu. Daha sonra hadi seni yıkayayım da öyle göndereyim diyerek beni banyo ya götürdü. Bir güzel yıkayarak orada tekrar sikimi ağzına alıp dikleştirdi. Arkasını dönerek hadi deyince banyo da da bir posta geçtikten sonra yıkanarak çıktık. Ama bende de adım atacak hal kalmadı giyinerek gitmek üzere taksi çağırdım. Yolun başına gelmesini söyledim ben ona her şey için teşekkür ederken dudaklarımdan öperek ister gel ister çağır nereye dersen gelirim diyerek beni uğurladı. Kimseye görünmeden uzaklaşarak taksiye bindim ve gittim ama daha sonra çok görüşüp beraber olmamıza rağmen orada ki geceyi ve günü hala unutamıyorum.

Merhaba değerli seks hikaye okurları:Yaşamış olduğum bu olayla kapalı kızlara bakış açım değişti,daha önceleri bana çok itici, hiç cinselliklik çağrıştırmaz, bakmazdım bile.taki tesadüfen eyüpten binmiş olduğum otobüse kadar. Son duraktan binmiştim boşolmasına rağmen otobüsün en arkasına geçtim
baka baka gitmek için. 3 durak sonra birden otobüs dolmaya başladı, okulçıkışına denk gelmişti. Binen kızlar ise hepsi lacivert pardesülütürbanlı kızlardı. Önce surat astım, dedim çıtır kızlar binicektiki şimdi dedim.Otobüs gittikçe doldu, adım atacak yer kalmadı. Her yanım kapalı kızlarla doldu.
Biraz tuhaf oldum
iki üç erkek öğrenci vardı ama, benim tarafıma kız grubu doldu. Önüme gelen kıztombul bişeydi, yanımdaki de yan döndü ama genede hafif ten temas ediyorduk. Bir durak sonra tamamen doldu otobüs, önümdeki kız biraz geri gelince kaçıcakyerim kalmadı, tamamen yapıştı önüme, yumuşacık poposu vardı. Eyvah dedim şimdiufaklık uyanırsa rezil olucam dedim. Alışık değilim çünkü böyle durumlara.
Tabiki olan oldu,
kız yaslandıkça, benim alet anında dikildi. Kız sertliği hissedince hafiftenyandan baktı sesini çıkarmadı. Bende baktım ses çıkarmıyo, yumuşacık poposunabaşladım abanmaya, üstümde eşofman olduğu için, çok rahat hissediyordumvücudunun hatlarını. Çok kalabalık olduğu için yerimde tam köşe kimse görmüyoriyice cesaretlendim, hafiften elimle okşamaya başladım, kızda heycanlandısanırım, poposunu oynatmaya başladı, hafifçe eşofmanımı önünü çektim tek elimlealetim dışarı çıktı, rezil olmakta vardı ama işin sonunda, artık bende şarteratmıştı. kafaya koydum dedim tenine temaz edicem sikimle.
Kız hafiften elini arkaya uzatınca da, yakaladım elini hafif hafif okşayarak,sikime doğru yaklaştırdım, temas edince birden çekmek istedi,izin vermedim.Sonra hoşuna gitti, hafif hafif sürtmeye okşamaya başladı. O sürterken bendeağrar arkadan pardesüsünü yukarı çekmeye başladım, bembeyaz bacakları ortayaçıkınca hepten azdım, nerdeyse boşalıcaktım.
Beyaz külodu vardı, hafifçe indirdim,artık itirazda etmiyordu, beyaz kütür kütürellenmemiş poposu karşımdaydı, arasıra etraf bakıyor, durumu kontrol ediyordum,görmelerine imkan yoktu. Elini sikimden çekip, eteğini tutturdum solundan, bendesağ tarafından tuttum, kar gibi poposuna dayadım sikimi, sokmama imkan yoktu amasürterek boşalmak istiyordum, gidip geldikçe, kızın nefesi hızlandı ve birdenkasıldığını hissettim, boşalmıştı, titremesinden çekindim, çok şiddetli olduçünkü, anlaşılır diye geri çekildim biraz, O an hafif kıpırdanmalar oldu diğer kızlarda hemen toparlandım, bütün tadımkaçmış fakat azgınlıktan kudurucaktım. Okmeydanına gelince baktım kız inmeyehazırlanıyor eyvah dedim kızı kaçırıcam. Baktım duramıcam durakta bende peşindenindim, uzaktan takip etmeye başladım.
Kız farketti, hafiften gülümsedi, biraz rahatlamıştım. Belki diyordum uygun biryer olur kızmet diyordum. Baktım bir apartmana girdi. Girerken gene baktı busefer davetkar bir bakış attı. Karar veremiyordum, tufaya düşmek te vardı. Birsüre bekledim sonra baktım blokta üst katta poliklnik var, bişey olursa orayagirerim, kontrol ettiricek bişey bulurum dedim.
Ve girdim apartmana, biraz ilerde kız bekliyordu, İşaret etti gel diye, bodrum kata indik, burda kimse görmez dedi, bu katta bir tek biz varız, evde de kimse olmaz akşama kadar dedi. Evden girer girmez üstüme atıldı,otobüste kudurttun beni dedi, bende asıl sen dedim. Hızla soyundum, ismielifmiş, elifse sadece külotla kaldı. Taş gibi göğüsleri vardı. çekyata uzandık,süt gibi vücudunu yalamaya başladım, külodunu çıkartmak istedim bir türlü izinvermedi, kızım olmaz dedi, sadece yalamak için dedim, zorla ikna ettim,çıkarınca nerdeyse boşalıcaktım, hafif tüylü lokum gibi bir am, hemen eğildimbaşladım yalamaya, iyice ıslanmıştı, sonra birden beni itip üzerime çıktı,aniden sikimi ağzına aldı, en sevdiğim şey bu dedi, şaşırdım tabiki, meğersebizim türbanlı tam kaşarmış, bakire olmasına rağmen. sikim ağzında kocaman oldu,hadi şu kremi sürde götten sik beni dedi, inanamıyordum, sadece sürtmeyidüşünürken, götten sikmemi istiyordu. Hemen kremledim, domalttım elifi, önceparmağımla, yokladım, sonra hafif hafif sikimi sokmaya başladım, çok zorlanmadangirdim, inlemeye başladı, biri iki git gelden sonra çok şiddetli boşaldım, yığıldım kaldım, Bir süre uzandım, sonra birkezde ağzıyla boşalttı beni,zevkten dört köşe oldum. Hadi artık git deyince kendime geldim. Hemen giyinipçıktım evden. Daha sonra sık sık bindim aynı arabaya ama bir türlürastlaşamadık, başka kızlar düştü biraz sürttüm ama elif gibisi çıkmadı karşıma.

Merhaba. Ben Seda, 43 yaşında, 2 çocuk annesi, evli bir kadınım. Kocam gemi kaptanı, o yüzden pek görüşemiyoruz. Oğlum 20, kızım ise 19 yaşında, ikisi de üniversitede okuyorlar, yani onlarla da pek görüşemiyoruz. Evde tek başıma oturup duruyorum. Bir gün çarşıdan taksiye bindim. Direksiyonda 25 yaşlarında yakışıklı biri vardı, hoş, konuşkan biriydi. Gözüm devamlı dikiz aynasındaydı, o da bunu farketmiş, arada bakıyor, sonra da bakışlarını kaçırıyordu. Evin önüne vardığımızda ücreti ödedim ve “Telefon numaranı versen, taksi lazım olduğunda seni arasam gelirmisin?” dedim. “Tabii!” diyerek bir kağıda telefon numarasını yazdı, ismini de üstüne yazıp verdi. İsmi Emre idi.

Eve girdiğimde kendime inanamyordum, resmen şöförü gözüme kestirmiştim. Akşamı zor ettim, dayanamayarak aradım. Telefonu açtığında, “Merhaba, şeyyy, ben Seda, hani bugün bırakmıştın ya?” dedim. “Evet hatırladım, buyrun?” diyerek cevapladı. “Şeyyy, çarşıya inecektim de, beni evden alabilirmisin?” dedim. “Ben şu anda çalışmıyorum, ama kendi arabamla gelebilirim, yanlız biraz da alkollüyüm, size sorun olmazsa geleyim?” dedi. “Sorun olmaz, sen gel yeter!” dedim. Evin önüne geldiğinde aşağı indim hemen, yanına oturup, “Merhaba!” dedim. “Merhaba, nereye gideceğiz?” diyerek arabayı sürmeye başladı. Ben de, “Sen karar ver, tabi işin yoksa?” dedim. “İşim yok ta, siz nereye gitmek istiyorsanız oraya götüreyim!” dedi. Ben de, “Evde canım sıkıldı, şöyle gezeyim dedim, senin işin yoksa beraber gezelim, bir iki kadeh birşey içeriz, sonra beni bırakırsın!” dedim. “Peki!” diyerek devam etti, çarşıya indik.

Barın birine girip birşeyler içtik, muhabbet ettik. Sonra Emre, “Ne yapalım, yeter mi bukadar?” dedi. Ben de, “Evde viski var, içersen evde devam edelim?” dedim. “Tamam!” dedi. Hesabı ödedim ve bardan çıktık. Eve geldiğimizde heyecan içindeydim, çünkü eşimi ilk defa aldatacaktım. Dolaptan viskiyi aldım, iki de bardak alıp yanına oturdum, birer duble doldurdum. Onları içtikten sonra Emre’ye baktığımda, o da bana bakıyordu. Sessizlik olmuştu. Emre yavaşça yanıma sokulup dudaklarıma yapıştı, ben de ona karşılık verdim. Beni koltuğun üstüne yatırıp, boynumu falan öpmeye, eliyle de göğüslerimi okşamaya başladı. Ben de onu üstümden ittirip kalktım. Emre bana bakıyordu, arkamı dönüp yatak odama gittim ve üzerimdekileri çıkardım. Emre geldiğinde çırılçıplak yatakta yatıyordum.

Emre de hemen üstündekileri çıkarıp, üzerime uzandı ve dudaklarıma yapıştı. Deli gibi öpüşüyorduk. Emre aşağılara öperek inmeye başladı. Amımı yalamaya başladığında, artık ben kendimi kaybetmiştim. Bir süre amımı yalayıp, tekrar dudaklarıma çıktı ve öpmeye başladı. O sırada amımda yarrağını hissettim, içime ittirmeye başlamıştı. Zaten sırılsıklam olan amım yarrağını tümden içine almış ve Emre de gidip gelmeye başlamıştı. Ben de bacaklarımı beline dolayıp, “Sik beni!” diye inlemeye başaldım. Fazla geçmeden de orgazm olup boşalmaya başladım. Bacaklarımı beline sıkıca kenetlemiştim. Kollarımla da boynuna sarıldım, resmen kasılmıştım, Emre hareket edemiyordu. Bir süre sonra serbest bıraktım, o da içimden çıkıp başucuma geldi ve yarrağını ağzıma uzattı. Hemen yarrağını yalamaya başladım. Kocam hiç böyle yapmazdı. Amımın sularıyla sırılsıklam olmuş yarrağını yalamak harika bir duyguydu.

Sonra yatağa sırtüstü uzandı, ben de üstüne çıkıp yarrağının üstüne oturdum ve zıplamaya başladım. Arada aşağıdan öyle bir pompalıyordu ki, resmen gözlerim kararıyordu. Birden beni üstünden indirip, domalttı. Arkamdan amıma sokup sikmeye devam etti. Elini de klitorisime atıp, okşamaya başladığında, ben tekrar kasılıp orgazm oldum ve yüz üstü yatağa yattım. İçimden çıkmıştı. Aniden beni çevirip sırt üstü yatırdı. Bacaklarımın arasına girip, yarrağını amıma soktu ve seri bir şekilde sikmeye başladı. Herhalde o da gelmek üzereydi. Ama okadar sert ve seri bir şekilde sokup çıkarıyordu ki, ben altında duramıyordum, çarşafı çekiştiriyor, deli gibi, “Sik beni! Ohhh! Sik beni!” diye inliyordum. En sonunda amımdan çıkıp ağzıma getirdi. Ben de hemen yarrağını yalamaya başladım ve Emre inleyerek ağzıma boşaldı. İlk defa döl tadına bakıyordum, biraz değişik gelmişti, ama hepsini yuttum…

Boşalması bitince yanıma uzandı. İkimiz de ter içinde, soluk soluğa yatıyorduk. Biraz soluklandıktan sonra duş almak için banyoya gittim. Duşumu alıp çıktığımda Emre salonda oturmuş viski içiyordu, eli de yarağındaydı. Hemen üzerimdeki havluyu atıp, önünde çömeldim ve yarağını yalamaya başladım. Yarağını kıvama getirdikten sonra kucağına oturdum. Oturup kalkarken arada dudaklarını öpüyordum, o da kalçalarımı sıktırıyordu. Birden beni kucağına alıp kalktı ve yanımızdaki masasının üzerine oturttu ve gidip gelmeye başladı. Ben de ayağımı beline dolamış, sikilmenin zevkini çıkarıyordum. Ama tekrar orgazm olmak üzereydim ve boşalmaya başladım. Emre halen sokup çıkarıyordu. Birden durdu ve kulağıma, “Arkadan yapalım mı?” dedi. Ben de o zevkle düşünmeden, “Neremden sikmek istersen oramdan sik beni!” dedim. Bunca yıllık evliliğimde kocam bu soruyu hiç sormamıştı.

Hemen beni masadan indirip, yerde halının üzerinde domalttı. Sonrada arkamda çömelip, amımla karışık götümü yaladı. Parmaklarıyla biraz alıştırdıktan sonra yarağını bakire götüme dayadı ve ittirmeye başladı. Biraz zorlayarak yarısını soktu, ama benim beynimde şimşekler çakmıştı, “Emre dur lütfen!” dedim. Emre durdu. Bir süre sonra ben, “Devam et!” deyince, yavaş yavaş gidip gelmeye başladı. Daha sonra yavaş yavaş hızlandı. Artık köküne kadar hızı bir şekilde sokup çıkarıyordu, tabii ben de alışmıştım ve zevkten inliyordum. Emre yine son vuruşlarını yaptıktan sonra inleyerek götümün derinliklerine boşaldı ve içimden çıkıp yanıma yattı. Ben de yattım, ona bakıp gülümsüyor, kendi kendime (Ne iyi yapmışım da kendimi siktirmişim!) diye düşünüyordum…

Sonra kalkıp tekrar banyonun yolunu tuttum. Tam duşun altında götümdeki dölleri temizlerken Emre girdi içeri. Yanıma gelip gülümseyerek, “Temizleme istersen, nasıl olsa şimdi birdaha dolduracağım!” dedi. Ben de gülümseyerek, “Doldur, birdaha temizlerim!” dedim. Götümdeki dölleri temizledikten sonra, Emre yarrağını ağzıma verdi, yalattı bir süre. Banyoda da bir posta götten siktikten sonra, duşumuzu alıp yattık. Sabah uyandığımda (Rüya mı gördüm?) diye düşündüm, kafamı çevirip Emre’yi uyuyor gördüğümde (Ohhh, rüya değilmiş!) diye sevindim.

Şu anda Emre benim ikinci kocam, ama beni kocamdan çok o sikiyor ve bana kadın olduğumu hatırlatıyor.

Merhaba ben Alev. 28 yaşında, dul bir bayanım. Kısaca kendimden bahsedecek olursam, 1.65 boyunda, 60 kiloda, esmer güzeli biriyim. Erkekleri tahrik etmeyi çok severim. Kocamla boşanma sebebimiz de buydu aslında. Kocamdan boşanalı 3 yıl oldu. Bir Pazar günü evde canım sıkılmıştı. Doğrusu güzel bir sikişmeye ihtiyacım vardı. Daha önceden sikiştiğim birkaç erkek arkadaşımı aradım, ama gelemeyeceklerini söylediler. Kendi kendime (Şu işe bak, kendimi siktirecem, erkekler naz yapıyor! Neyse, akşam olsun bir çaresine bakarım!) diyerek, ortalığı falan topladım. Öğleden sonra da, kapıcı Pazar günleri izinli olduğu için, kendim ekmek almaya indim. Hava sıcak olduğu için üzerimde bir şort ve penye vardı, üstelik sütyen de takmamıştım. Apartmandan çıkarken kapıcıyı gördüm ve şakadan, “Bak sen izin yapıyorsun Mevlüt abi, ben de kendim ekmek almaya gidiyorum!” dedim. Kapıcı da, “Söyleseydin ben gider alırdım bacım, seni mi kıracağız!” dedi, ama göğüslerimi süzmeyi de ihmal etmiyordu. Hemen parayı uzattım, “Hadi al gel o zaman!” dedim. “Tamam bacım!” diyerek gitti, ben de tekrar eve çıktım.

Eve girince aklıma, kendimi kapıcıya siktirme fikri geldi. Ama kapıcı 50 yaşında, 95-100 kiloda, heryeri kıllı, ayı gibi bir adamdı. Biraz düşündükten sonra (Aman Alev, onun da tadını alırsın işte, fena mı olur!) dedim. Kararımı vermiştim, kendimi kapıcıya siktirecektim, ama nasıl yapacaktım onu düşünmeye başladım. Düşünürken buldum, banyodaki damlayan musluğu bahane edip içeri alacaktım. Hemen banyoya gidip, kirli sepetinde nekadar kirli sütyen külot varsa çıkarıp ortalığa attım. O arada zil çaldı. Kapıyı açtığımda, kapıcı “Buyır bacım!” diyerek ekmeği bana uzattı. Ben de, “Teşekkür ederim Mevlüt abi, ama senden bir isteğim daha var!” dedim. “Buyur bacım, nedir?” dedi. Ben de, “Banyodaki musluk damlayıp duruyor, tanıdığın bir tamirci falan varsa getirsene?” dedim. O da, “Ben bakarım, contasındandır, evden anahtarla conta alıp geleyim!” dedi. “Tamam, hadi bekliyorum!” dedim ve gitti…

10 dakika kadar sonra geri geldi. Banyoya götürdüm bunu. Daha kapıdan girerken ortalıktaki iççamaşırlarımı görünce duraksadı. “Ne oldu Mevlüt abi?” dedim. Yutkunarak, “Yok birşey…” deyip içeri girdi. Neyse, musluğu yaptıktan sonra gitmeye niyetlenmişti ki, ama ben, “Mevlüt abi, yatak odasındaki dolabın kapağı düşüp duruyor, ona da bakarmısın?” dedim. Önce gözlerime baktı, sonra da, “Bakalım!” dedi, anlamıştı birşeyler olacağını. Ben önden yatakodasına doğru giderken kırıtarak yürüyordum, kesin kalçalarımı kesiyordu. “İşte evde erkek olmazsa böyle herşey dökülür!” dedim ve dolabı gösterip geri çekildim. O arkası dönük dolapla uğraşırken, ben de odadan çıkıp, koridorda çırılçıplak soyundum ve beklemeye başladım… “Tamam bacım yaptım, başka bir isteğin varmı?” diye seslendiğinde, içeri girip, “Evet bir ricam daha var!” dedim. Beni öyle görünce dondu kaldı. “Beni sikmeni istiyorum!” dedim.

Yutkunup, “Ama bacım…” dedi. Ben de, “Bırak bacıyı falan, erkek değilmisin sen?” diyerek yanına gittim ve dudaklarına yapıştım. Dudaklarını öperken burnuma çok güzel sabun kokusu geldi, demek ki yeni banyo yapmıştı, buna çok sevinmiştim. O da şaşkınlığını atıp, beni tuttuğu gibi yatağa yatırdı ve kendi de soyunmaya başladı. Gömleğini çıkardığında göğsü kıl kaplıydı. Pantolonunu çıkarıp, ardından paçalı külodunu da indirdiğinde, gözlerim faltaşı gibi açıldı ve ağzımdan, “Oha, bu ne!” diye bir laf çıktı. Bizim kapıcının yarağı yarı kalkıktı ve Patlıcan gibi birşeydi. “Ne oldu bacım, korktun mu? Bu seni sikecek olan yarrak!” dedi ve yarağını sıvazlamaya başladı. Ben de dayanamayıp, “Hadi o zaman!” dedim. Üzerime uzanıp dudaklarıma yapıştı. Resmen altında kaybolmuştum. Aradan elimi uzatıp yarağını elledim, ama elime sığmıyordu. Bir an vazgeçmeyi düşündüm, ama sonra (Olan oldu, zevkine bak!) dedim kendi kendime.

O da göğüslerimden amıma inmiş ve amıma öyle dil darbeleri atmaya başlamıştı ki, ben artık yerimde duramıyordum. Birden altından kaçtım ve “Sıra bende, yat bakalım!” dedim. Sırtüstü uzandı, ben de üzerine geçip, dudaklarını, kıllı göğsünü öptüm ve yarağına indim. Yarağının biraz sağını solunu inceledim, en az kolum kadar uzun ve bileğim kadar kalındı. Ayrıca tertemizdi, bir tane kıl yoktu. “Benim için mi temizledin bunu?” dedim. O da, “Sana nasipmiş bacım!” dedi. Gülümseyerek yalamaya başladım. Biraz yaladıktan sonra 69 pozisyonuna geçip, amımı ağzına dayadım, o da amımı yalamaya başladı. Ama aldığım zevkten yarağını yalayamıyordum, hemen doğrulup yatağa yattım ve bacaklarımı havaya kaldırıp, “Hadi Mevlüt abi, sik beni artık!” dedim. “Tamam bacım!” diyerek bacaklarımı omzuna koydu, yarağını bolca tükürükleyip amıma sokmaya başladı…

Başı girdiğinde çok acıdı, “Lütfen yavaş sok Mevlüt abi!” dedim. “Tamam bacım!” diyerek durdu. Ama ben anlayamadan birden bir yüklendi ki, can acısıyla çığlık attım ve “Kurbanın olayım yavaş, yırttın amımı!” diye resmen yalvarmaya başladım. “Tamam bacım, tamam! Daha yarısını soktuk, gerisini yavaş yavaş sokacam!” dedi ve yavaş yavaş içimde gidip gelmeye başladı. Her seferinde biraz daha sokuyordu. Ben bir yanda acıdan, bir yanda zevkten neye uğradığımı şaşırmıştım. En sonunda bana doğru eğilip, “Aldın bacım, hepsi amında şu an!” dedi. Ben de hemen boynuna sarılıp dudaklarından öptüm. Bacaklarımı kollarına düşürüp amıma pompalamaya başladı… Artık alışmıştım ve zevkten inliyordum, ama o git gide hızlanıyordu. Ve ilk orgazmımı o anda yaşadım, resmen kasılarak boşalmıştım. “Kalk Mevlüt abi, ben üste çıkayım!” dedim. “Tamam bacım!” diyerek kalktı, yatağa sırtüstü yattı. Hemen üstüne çıktım ve yarağının üstüne oturdum. Hem yarağa alışmıştım, hemde boşalmamın etkisiyle kayarak içime girdi. Üstünde zıplamaya başladım. O da göğüslerimi okşuyordu…

Bir müddet sonra üzerinden kalktım ve yataktan indim, yatağa ellerimi dayayıp ayakta domaldım ve “Hadi Mevlüt abi, geç arkama!” dedim. “Tamam bacım!” diyerek geçti arkama, yarağını amıma kökledi ve pompalamaya başladı… Yine zevk denizinde yüzüyordum. İkinci kez orgazm olmuştum ki, onun da, “Geliyorum bacım!” demesiyle kendime geldim. Hemen önünden kaçıp yere çömeldim, yarağını elime alıp sıvazlamaya başladım, bir yandanda kafasını yalıyordum. Az sonra dölleri fışkırmaya başladı. Ben sıvazladıkça fışkırıyordu ve o kadar yoğundu ki, ağzım, yüzüm, boynum, boğazım, gçğüslerim, heryerim döl olmuştu. Son damlalarını da yaladıktan sonra bunu bıraktım ve soluk soluğa yatağa yaslanıp yere oturdum. O da yatağa sırtüstü yattı yatağa…

Biraz dinlenip kendime gelince kalktım, banyoya gidip duşun altına girdim. Üzerimdeki dölleri temizledikten sonra, bornozumu giyip banyodan çıktım. Yatakodama gittiğimde halen yatıyordu ve yarağı halen yarı kalkıktı. Acaba bir posta daha sikermi ki diye düşündüm ve üzerimdeki bornozu atıp yarağını yalamaya başladım. Ben, bir posta daha siker mi ki diye düşünürken, beni 2 posta daha sikti… Sonrada duş alıp giyindi ve “Teşekkür ederim bacım!” dedi. Ben de, “Herzaman beklerim!” diyerek dudaklarından öptüm ve yolladım. Kendime hayret ediyordum, ayı gibi herife siktirmiştim kendimi ve beni 3 posta sikip kevgire çevirmişti.

Aradan 1 sene geçti ve kapıcı halen beni sikmeye devam ediyor. Bilmiyorum ama, karısı birşeyler anladı herhalde, bana kötü kötü bakıyor. Olsun, bakarsa baksın, beni en sağlam siken o ayı!

Merhaba değerli  okurları ben Burak 25 yaşındayım . Bir pazarlama şirketinde çalıştığım için işim hep yollarda geçiyor.. Şehirler ilçeler falan filan.. Bir gün yine sipariş almak üzere başka bir şehre yol almıştım. Tek başımaydım can sıkıntısı çok fenaydı ama yapacak bir şey yoktu epey bi gitmiştim ki yolda köylü olduğu belli bir bayan otostop çekiyordu ilk aşama durmayayım dedim ama zaten tektik can sıkıntımda gider bana yol arkadaşı olur dedim ve durdum ama korktum sonuçta ne olduğu belirsizdi. Neyse arabaya bindi nefes nefese kalmıştı belliydi bir şeyden kaçıyordu. Durduğum için teşekkür etti ve hızlı hızlı nefes almaya devam etti bende yola devam ettim.. Ara ara süzüyordum onu genç biriydi az bakım yapılsa çok güzel bir şey olurdu ama bu haliyle bile güzeldi.. Muhabbete nasıl gireceğimi bilemiyordum onun konuşmaya başlamasını bekledimde ses çıkmayınca ben açam konuyu dedim.. Merhaba benim adım Burak ya seninki nedir diye sordum.. Bende Kübra dedi ve sustu.. Memnun olduğumu belirttim ama o sadece kafa salladı.. Nasılsın diye sordum iyiyim dedi susmaya devam etti.. Aslında o da korkmuştu mecbur tanımadığı birinin arabasına binmişti.. Daha sıcak olayım diye bin türlü yol deniyordum yol arkadaşım vardı ama sessiz birine denk gelmiştim kötüydü:) ama birinin olduğunu bilmek bile güzeldi.. Neden soluk soluğa kalmış bir halin vardı birindenmi kaçıyorsun dedim.. Evet dedi ve yine susmaya devam etti.. Peki nedenini sormamda bir sakınca varmı acaba diye sordum .. Sakınca yok ama anlatmasam iyi olur dedi.. Bende peki dedim şuan iyi durumdaysan sorun yok dedim. Tekrar teşekkür etti yolumuza devam ettik.. Sonra nereye gideceksin var mı aklında bir yer ? Aslında aklımda bir yer yok beni bir şehir merkezine bıraksan yeterlidir.. Bende tamam dedim.. İlerde bi benzinlik vardı bişeyler atıştırmam gerekiyordu acıkmıştım.. Durdum hadi bişeyler atıştıralım dedim ben aç değilim dedi .. Bende gel bana eşlik et hem belki lavabo ihtiyacın falan vardır dedim.. İndik oturduk bi yere ben bişeyler sipariş ettim ona baktım kafasını eğmişti mahcup bir şekilde neyse aynısından bir tane daha istedim.. Yemeğimiz geldi ben başladım ama o başlamadı lütfen dedim sen yemesen bende yiyemem dedim.. Yemeye bir başladı hepsini silip süpürdü baya bi acıkmıştı.. Daha da yemek istermisin diye sordum ses çıkarmadı bi porsiyon daha sipariş ettim geldi onuda beraber yedik.. Ufak ufak ısınıyordu o da bana.. Lavaboya gittik ihtiyaçlarımızı karşıladık lavabodan çıkarken gözüm bayan tuvletine kaydı kendini düzeltiyordu çok seksi geldi bana … Yol ve yoksunluktan olsa gerek :)) neyse yola devam ettik o uyudu bi benzinlik daha vardı orada da durdum bi kaç parça şey aldım marketten inmeden onu da çağırdım ama uykusu baya bi derindi uyanmadı.. Yola devam ettim tekrardan dürttüm ama uyanmadı yine aklıma ona dokunmak geldi ama uyansa bağırsa hoş olmazdı diye ilerledim.. Sessiz bir yere geldik arabayı çektim sağa tekrardan dürttüm yine uyanmadı çok bitkin görünüyordu zaten bende bunu fırsata dönüştüreyim dedim ve elimi hafiften göğüslerine dokundurdum.. Ses çıkarmadıkça daha sıkı tutmaya başladım elimi bacaklarına attım eteğini kaldırdım pürüzsüz bir vücudu vardı ve elimi ammına doğru attım çok korkuyordum uyanır diye o uyanmadıkça ben dahada cesaretleniyordum elimi kazağının altına attım göğüsleriyle aramda sadece bi sütyen vardı biraz tuttum ve sütyenide hafiften sıyırdım ne olur ne olmaz diye bıçağımıda yakınlarda tuttum kapılarda kilitliydi zaten niyeti fena bozmuştum çünkü.. Dudaklarına yapıştım hafiften gözlerini açtı ve bağırmaya ve çırpınmaya başladı bi elimle ağzını kapadım bi elimlede bıçağı doğrulttum bağırmayı bırak yoksa sana zarar veririm dedim ve şimdi elimi çekecem ve bağırmayacaksın dedim tamam dedi ve bağırsanda zaten kimse seni duyamaz burası ıssız bir yoldur dedim.. Elimi çektim ve yalvarmaya başladı lütfen yapma sen iyi birisin böyle bir şey yapacak biri değilsin.. İyiyim haklısın ama bünye kaldırmıyor beni mazur gör çok fena durumdayım yapmam lazım bir sefer bulaştım bu işe yapmamazlık etmem.. Ben bakireyim dedi bekaretimi alırsan herşeyim biter lütfen düşün biraz bunu.. Bekaretin kalır o zaman dedim ve kalkık olan yarağımı çıkardım.. Bana baktı ne yapacam dercesine.. Ağzına alırmısın diye ricada bulundum hayır kesinlikle yapmam dedi bunun üzerine artık ricadan vazgeçtim tuttum kafasını soktum ağzına yala dedim illa zorlamı yaptıracaz … Ağzına aldı saçından tuttum ve ağzında git gel yapıyordum bıçağı bıraktım bi elimlede göğüslerini sıkıyordum.. camlar filmli olduğundan dışarıdan görünmüyorduk pek yola baktım kimse görünmüyordu bıçağı aldım indim onuda indirdim arka koltuğa geçtik daha rahat olsun diye ufaktan onu soymaya başladım bende soyundum biraz öpüştük sonra göğüslerini ve kıllı ammını yalıyordum .. Kıllı olmasına rağmen çok hoşuma gitmişti.. ammına dil darbelerim değdikçe çırpınmayı kesmeye başladı ve zevk almaya başladı.. şimdi sokma vakti dedim ve dönmesini istedim geçtim arkasına dayadım yarağımı göt deliğine zorlamaya başladım acıyor falan diyince sık dişini biraz yavrum dedim ve yavaş yavaş sokmaya başladım.. Zorda olsa hafiften çığlıklar eşliğinde yarağımı kökledim ufaktan git gel yapıyorum zavallıcık acıdan kıvranıyordu ama bağırmadı gerçi pek geçen yoktu bu yoldan ama olsun .. Yarağımda bi sıcaklık hissetmiştim ama pek sallamadım git gellere devam ettim ve içine boşaldım.. yarağımı çıkarınca kanamış olduğunu gördüm.. Canı acımıştı ama zevkte alıyordu ki sonradan farkettim o da boşalmıştı.. Neyse oturduk biraz götüne biraz peçete soktum kanama dursun diye.. Üzgün olduğumu belirttim ama çok fena olmuştum dedim bişey demedi.. Son bir sefer daha yapalım yolumuza bakalım dedim.. Geçtim arkasına sokacaktım ki götüne acıyordu yapma dedi demek fazla acımıştı bende durdum.. Acıdığını belirtti ağzıma alsam olurmu dedi olur dedim verdim ağzına son defa daha boşaldım sonra giyinip yerlerimize geçtik.. Tekrardan üzgün olduğumu ve özürümü kabul etmesini istedim .. Dİyecek bir şey bulamadı yine sustu.. Az daha geçti ve içini dökmeye başladı.. Onu istemediği halde ondan kat kat yaşlı birine vereceklermiş diye kaçmış ve başına daha kötüsü geldiği için mevcut pişmanlığını dile getirdi.. Ağlıyordu içim parçalandı kendimden utandım.. Alıcı gözüyle bakınca kız güzeldi ve içim baya bi ısınmıştı ona 19 yaşındaydı fiziği on numaraydı bir makyaj yapılırsa manyak güzellikte biri olurdu.. Ona dedim peki bundan sonra ne yapacaksın var mı bir planın? Yok plan falan yapmadım bi merkezde inip yola devam edecem uygun bir yer bulana kadar işte.. Bende benimle gelmek istermisin diye sordum.. Nasıl yani diye gözümün içine baktı mutluluktan parlayan gözleriyle.. Bende gelirsin benim evde kalırsın sonrasında sana bi düzen kurarız falan… Çok güzel olur dedi.. İyi biri olduğunu biliyordum ama işte herkes dört dörtlük olmuyor … İşimi hallettim eve doğru yola çıktık baya bi konşuyorduk ara ara mola verdiğimizde ağzına veriyordum yine.. Ben bundan baya bi hoşlanmıştım ve çok temiz biriydi de .. Dedim sana bi soru soracam evet veya hayır diye cevaplayacan ve bu sorum aramızı bozmayacak hiç bir şekilde tamammı ? Tamam dedi.. Benimle evlenmek istermisin dedim.. Şey ciddimisin sen .. Evet ciddiyim sen gibi temiz iyi ve güzel bir kızı nereden bulacam ki .. Sen istermisin peki düşünmek istersen yolumuz uzun 🙂 O da güldü… Bende senden hoşlanmıştım işte tecavüz ettin bana ama sonrasında yine yardım etme girişimin oldu ve şimdi ise çok büyük bir yardım teklifinde bulundun.. Evlenirim seninle sen istersen tabi.. Geldik eve anamın elini öptürmek için kaçtığını falan söyledim ve müsaaden olursa onunla evleneceğimi belirttim annem kıza baktı iyice kız tam istediği gibiydi ve sen evlenmek istersen bişey demem dedi.. Olaylar hızlıca gelişti tecavüz ettik karımıza :))) artık onu götten sikmiyorum ve bekaretinide düğünden önce aldım :)) Şuan çok mutlu bir beraberliğimiz var bi tanede oğlumuz var… Uzun bir hikaye idi:) yeni uzun  ile karşınızda olabilirim şimdilik görüşmek dileğiyle:)

Herkese slm benim adım Tuğba. Daha önceleri, yani evlenmeden önceleri de sex hikayeleri okurdum. Özellikle karısını siktirenlerin, kocasını aldıp başka erkeklerle sikişen kadınların hikayelerine hayret eder, bunu nasıl yaptıklarına inanamazdım. Ama şimdi inanmayı bırakın, bunu birebir yaşıyorum. Kocam gayet yakışıklı ve bana son derece düşkün bir erkektir. Beni başka bir erkekle, hele ki kankası Burak’la paylaşacağı asla aklıma gelmezdi. 


Haftasonu gece evde kocamla oturmuş film seyrederken kocamın kankası Burak arayıp, bize oturmaya geleceğini söyledi. Burak arasıra gelir, kocamla içki içer, hatta ben de onlara eşlik ederim, sohbet ederdik. Ama bu sefer beni sikmeye geldiğini, ne kocam, ne de ben bilmeden, “Buyur gel!” dedik. Burak saat 23:00 civarı geldi, elinde bir şişe votka ve bir poşet dolusu bira vardı. İçeriye geçip sohbet ederken, konu Burağın bekarlığına gelmişti. Burak, bir erkeğin bekar olmasının çok zor olduğunu söyleyip dert yanarken, bir yandan da içkilerimizi içiyorduk. Mevsim yaz olduğundan Burakta şort ve üzerinde tişört vardı. Benim de üzerimdeaskılı tişört, altımda ise eşofman vardı, tanga giymeyi çok sevdiğim için içimde de tanga vardı. 

Sohbet içkiler eşliğinde ilerlemiş, saat 02:00 civarına gelmişti. Biz kocamla yatıp uyumayı planlarken, gecenin yeni başlayacağını nereden bilebilirdik ki. Kocama, “Tüm vücudum çok ağrıyor, biraz sırtımı ve belimi ovarmısın?” dedim. Kocam da, “Yapamam, zaten işten yorgun argın geliyorum, keşke bana da biri masaj yapsa sevaba girer!” dedi. Burak hemen kocama, “Uzan kanka, yapayım ayıp ediyorsun!” dedi. Kocam hiç ikiletmeden, “Tamam kanka, çok iyi olur!” dedi ve uzandı. Burak kocama masaj yaparken, “Yenge, kocanın masajını bitireyim sana da yapacağım!” dedi. Ben de, “Gerek yok Burakçığım, zaten kocama yaparken yorulacaksın!” dedim. O da, “Yok valla, yorulmam, istersen sana da yaparım yenge!” diye ısrar edince, “Olur!” dedim… 

Sıra bana gelmiş, yere uzanmıştım. Kocam da kendinden geçip koltuğa uzandı. Burak bacaklarımı yavaş yavaş ovarken, kocam da içkinin ve masajın etkisiyle iyice mayışmış, hatta hafiften horlamaya başlamıştı bile. Burak ayak bileklerimden yavaş yavaş yukarıya çıkıyor, popomun yanaklarına doğru parmaklarını değdiriyordu. Parmaklarının popoma değmesi benim de çok hoşuma gittiği için hiç sesimi çıkarmadım. Ben sessiz kaldıkça Burak işi iyice ilerletmiş, hesapta masaj yapıyor, ama resmen popomu okşuyordu. Bir anamımın ıslandığını hissettim. O kadar hoşuma gitmişti ki, resmen kendimi ona bırakmış, sadece kocamın uyanıp uyanmayacağına bakıyordum… 

Burak, “Biraz da omuzlarına yapayım yenge!” diyerek popomun üstüne oturup omuzlarımı ovarken, sikini arkamda hissediyordum ve zevkten nerdeyse boşalacak duruma gelmiştim. Ben sesimi çıkarmadıkça Burak da sikini resmen bastırır duruma gelmişti. Omuzlarımı ovan ellerinin titrediğini hissedebiliyordum. Tekrardan üstümden inip, belimi ve popomu ovalamaya başlamıştı. Benim sesimi çıkarmadığımı görünce, elini yavaş yavaş eşofmanımdan içeri sokmaya başlamış, resmen beni becermek istediğinin sinyalini vermişti. Benim hayatta böyle birşey yapacağım aklımın ucundan bile geçmezken, o anda resmen Burağın beni sikmesini istiyordum. 

Burağın eli bu arada eşofmanımın içinde tangamı kenara çekerek, parmağıyla götümün deliğini okşuyordu. Daha fazla dayanamamış olacak ki, eşofmanımı aşağıya çekip, tangalı götümü görünce, “Ooof Tuğba, çok tatlısın!” dedi. Ben okadar heyecanlıydım ki, hiç sesimi bile çıkarmıyordum. Birden tangamı da aşağıya çekip, popomu öpmeye, hatta yalamaya başladı. O kadar hoşuma gitmişti ki, Burağa, “Kocam uyanmadan sen de indir şortunu!” dedim. Burak şortunu indirdiğinde hayatımda hiç görmediğim bir şeyle karşılaşmıştım, yarrağı resmen bileğim kadardı. Heyecandan kalbim çıkacak gibi atıyor, bir yandan da kocamı gözetliyordum. Kocam yanımızda horlaya horlaya uyurken, ben doğrulup Burağın yarağını yalamaya ve emmeye başladım… 

Burağa biraz sakso çektikten sonra tekrar yüz üstü yattım ve “Hadi gir içime!” dedim. Burağın amıma girmesini beklerken, amımın suları resmen bacağıma doğru akıyordu. İlk defa bukadar sulandığımı hatırlıyorum. Burak o koca sikini yavaş yavaş amıma sürterken kendimden geçecek gibi oluyordum. En sonunda o koca yarrağını içime doğru ittirmeye başlamıştı. Yarrağı okadar büyüktü ki, amımı resmen zorluyordu. Burak gidip gelmelere başladığında, ben de kocamın uyanmasından korktuğumdan bağırmamak için dudaklarımı ısırıyordum… 

Daha sonra beni sırtüstü çevirip bacaklarımı açarak amıma sokarken, bir yandan da göğüslerimi yalıyordu. Burak beni okadar güzel sikiyordu ki, tırnaklarımı sırtına geçirip kendime doğru bastırıyordum. Kocamın bir an uyanması bizim sonumuz olabilirdi, ama o an hiçbir şey umrumuzda değildi. Burak amımı biraz daha siktikten sonra dayanamayıp içime öyle bir boşalmıştı ki, resmen dölleri içimi doldurmuş, amımdan dışarı taşıyordu. Burak boşalmıştı, ama ben daha tatmin olamamıştım… 

Burağı elinden tutup yatakodasına götürdüm. Zevkten adeta çıldırmıştım, Burağın o döllü yarrağını ağzıma alıp kaldırırken, bir yandan da taşşaklarını okşuyordum. Burağın o koca sikini demir gibi yaptıktan sonra, burak beni domalttı ve götüme sokmaya çalıştı. Fakat daha önce götüm hiç sikilmediği için Burağın yarrağı birtürlü girmiyordu. Biraz kremleyip yağlayınca, Burak ta yavaş yavaş götüme sokmaya başlamıştı. Yarrağı okadar büyüktü ki resmen götümü delerek ilerliyordu. Çok acıyordu, ama aldığım zevki anlatmam mümkün değil… 

Biraz alıştırarak siktikten sonra götüm iyice rahatlamıştı, taşşaklarını vura vura sikmeye başlamış, beni adeta uçuruyordu. Daha sonra yarrağını götümden çıkarıp amıma soktu. Daha fazla dayanamayıp boşaldım. Ama canım öyle sikilmek istiyordu ki, Burağın altından hiç kalkmadan kalçalarımı oynatmaya devam ediyordum. Burak ta o koca yarrağını bir amıma bir götüme sokuyor, beni çılgınlar gibi sikiyordu. Sonunda bana dönmemi söyleyip, suratıma öyle bir boşaldı ki, bütün ağzım yüzüm döl olmuştu. “Kocan uyanmadan bu işi burda bitirelim canım!” deyip üstünü giyindi ve beni yatakta öylece bırakıp evine gitti… 

Ama ben yarım kalmış, ikinciyi de istiyordum. Gidip kocamı kaldırdım, yatağımıza kadar getirip, “Sik beni kocacığım!” dedim. Kocam da, “Az önce Burak seni sikti ya, yetmedi mi aşkım?” dedi. Ben dona kalmış, konuşamıyordum. Gülerek, “Korkmana gerek yok aşkım, kızmadım, hatta çok sevindim!” dedi. Ben halen şoktaydım, ağzımı bıçak açmıyordu. Sessizliği yine kocam bozdu ve “Ben uyumuyordum canım, Burakla sikişmeni istediğim için uyuyor rolü yaptım aşkım!” dedi gülerek. Bir an rahatlayıp ben de kocam güldüm ve “Madem öyle, niye sen de aramıza gelmedin ki?” diye sordum. “Sizi yalnız bırakmak istedim canım! Rahat rahat sikişin diye!” dedi. “Eee, ne olacak şimdi?” dedim. “Burağı arasıra çağırır kendini siktirirsin aşkım!” diyerek, dudağıma bir öpücük kondurup, beni çook sevdiğini söyledi ve amıma girmeye başladı. Ve beni daha önce hiç sikmediği gibi heycanla sikti… 

Arasıra Burağı çağırıp kendimi siktiriyorum. Kocam gelince de kocama kendimi siktirirken yaptıklarımızı anlatıyorum. Kocamın eskisine göre daha çok zevk aldığını beni sikmesinden bile anlıyorum. Şimdi gecelerimiz ve seks hayatımız da daha renkli ve zevkli geçiyor. Bu durumda en önemli şey, üçüncü kişinin ağzı sıkı sağlam biri olması. Kocamı çoook seviyorum, ama başka biriyle şikişmek kocamla sikişmekten çooooooook daha zevkli! Anlayışlı kocam seni çok seviyorum!

34 yaşında dışarıda kapalı giyinen bir kadın nadiye yengem 170 boylarında sarışın yeşil gözlü tombulca bir bayan kalçaları

çok geniş memeleride oldukça büyük yolda yürürken kalçalarının geniş olmasından ellerini kalçalarının yapısından dolayı vucuduna fazla yaklaştıramıyor ve kenarlara biraz açarak yürüyor beli çok fazla kalın değil, yani kalçalarla göğüsler arasında harika bir beli var mükemmel dolgun dudakları

olan bir kadın karşında konuşurken sanki dudakları seni emiyormuş gibi hissetiriyor insana ben nadiye yenge ye aydın amca ile

evlendiği günden itibaren hep ilgi duydum aslında onun oturuşlarını yürüyüşlerini falan hep dikkatlice süzerdim evde ve aile arasında çok rahat

bir kadındı giydiği elbiseler bol olurdu çoğunlukla eğildiğinde falan göğüsleri görünürdü ben onun memelerine bayılırdım bize geldiğinde yada onlara gittiğimizde aşağı eğilsede memelerini görsem diye hep onu takip ederdim bu yıllarca hep böyle sürdü bir süre sonra fark ettim ki

nadiye yengem benimle aynı ortamlarda olduğu zaman hep frikikler veriyordu benim onu izlediğimin farkındaydı sanırım ve o bu durumdan hoşlanıyordu

çünkü gereksiz yere hareketler yapıyor ve bacaklarının göğüslerinin görünmesini sağlıyordu. bu durumu fark ettikten sonra ona kendimi sanki daha yakın ve ilgili hissetmeye başladım ara sıra bana el şakaları yapıyordu bir gün yine öyle boynumdan tutup beni kendine doğru çekti sanki güreşci gibi el ense yaptı ve zafer in ( benim adım ) benim gibi şişman bir karısı olsa ne yapar acaba dedi oradaki grupta annem ve annemin zeyzesi birde .

mahalleden bir kaç kadın i vardı bende ne olacak

bir erkek karısıyla ne yapıyorsa ben de onu yapardım dedim bunun üzerine oradan biriside seni biraz haşat ederdi galiba dedi

bende belli olmaz orası ben genç birisiyim orada durun bakalım dedim nadiye yengede oradan bana bakıp gülüyordu. Sonraki gün ekmek almak için az ötedeki markete gittim sabahtı, markete girdiğimde nadiye yengede ekmek alıyordu sonra birlikte çıktık marketten ve eve doğru

yürümeye başladık bana dünkü söylediklerim konusunda özür dilerim ulu orta pek uygun olmadı sanırım senin alay konusu olmana zemin hazırlayan laflar attım ortaya sanırım dedi, ben aslında o amaçla söylemediydim yani oraya varacağını düşünemedim durumun aman sorun etme ben

unuttum bile dedim hem ne olacakki bende cevabını verdim işte senin gibi bir karım olsa onu tatmin etmesini bilirim ben diyerek yürümeye devam ediyorduk sonra bak sen şuna bu laftan bana da pay çıkardın ama sende hani diyerek gülüyordu .

bende sen durup dururken attın ortaya bu lafı ve kendini dahil ettin dedim neyse artık bırakalım bunları diyerek evlerimize gittik. öğle saatleri idi nadiye yenge bize geldi annemin yanına mutfağa gitti onunla bir süre sohbet falan ettikten sonra

ben gidiyorum çok kötüyüm diyerek kapıya doğru yöneldi bende o .

sırada ayakkabılarımı boyuyordum kapının önünde bana doğru bakarak şu zaferin

ahı tuttu herhalde dedi kafamı yukarı kaldırıp hayırdır ne oldu dedim ne olacak boynumu belimi oynatamıyorum tutuldu dedi yok

canım sen ani ters bir hareket yapmışsındır adelelerde kasılma olmuştur benimle ilgili bir şey değil yani dedim eee ne olacak şimdi ya dedi ben yaptım madem sana masaj yaparım geçer diyerek takıldım ona o da yaaa yapsana ölüyorum ağrıdan biliyorsan

dedi ben aslında öylesine söylemiştim ama masaj konusunda oldukça yetenekliyim annemde çok iyi masaj yapıyor yapsın falan deyince tamam demekten başka yol kalmadı hadi gidelim bize dedi ve az ilerde onların eve gittik evde kimse yoktu eşi işteydi iki

kızı vardı onlarda okuldalardı eve gittik oturma odasında kanepenin üzerine uzan sen yüz üstü dedim ben boynuna omuzlarına masaj yapayım dedim tamam bir saniye dedi üzerinde tişört ü vardı onu çıkardı böyle oluyor herhalde değilmi dedi ben aslında evet

ama çıkarmasanda olurdu dedim hadi başla sen dedi bana üzerinde sütyeni vardı ben boynuna omuzlarına masaj yapmaya başladım oradan sırtına

doğru falan indiriyordum ellerimi istersen ellerine takılıyor sütyeni çöz arkadan dedi bende çözdüm ve sırtlarına kollarına boynuna her yerine masaj

yapmaya devam ediyordum çok güzel yapıyorsun sen harikasın dedi bana, ve yüzünü döndü yani sırt üstü uzandı ve birazda bu taraftan devam et dedi döndüğü zaman göğüsleri tamamen açıkta kaldı o kadar diri ve irilerdiki gözlerimi alamadım bir an uçları kocamandı ne o hiç kadın göğüsü görmedinmi daha önce dedi doğrusunu söylemek gerekirse bu kadar iri ve güzel olanı görmedim dedim o arada kendimi onlara dokunmaktan alamadım hiç sesini çıkarmadı sonra hadi devam et masaja dedi bende hem göğüslerini hem

omuzlarını okşamaya devam ettim gözlerini kapatmış öylece yatıyordu o arada erkekliğim o kadar kalktıki pantolonumun içine sığmıyordu artık sıkışmıştı bir kenarda ona çaktırmadan düzelteyim dedim bir elimle ben elimi onun .

üzerinden alınca hafifçe göz ucuyla baktı beni gördü o arada hafifçe gülümsedi bende ne gülüyorsun ben erkeğim ne olmasını bekliyordun bu manzara karşısında sen benim hayallerimdeki kadınsın deyiverdim bir anda bana gözlerini hafifçe açarak baktı ve demek ben senin hayallerindeki kadınım öylemi dedi ne düşünüyordun hayallerinde peki dedi bak bunları

dedim ve eğilip memelerinin uçlarını emdim sonra bana baksen şuna dedi ve başka neler peki al sana gerçeği dedi sanki rüyadaydım kulaklarıma inanamıyordum ellerimi eteğinin altına doğru soktum bacaklarının iç kısımlarını kilotuna kadar ellerimle bir aşağı bir yukarı okşuyordum diğer taraftan da memelerinin uçlarını emiyordum sonra onu ayağa kaldırdım ve .

eteğini , kilo dunuda çıkardım belinden tutup ellerimi arkasından poposunun

ve kalçalarının üzerinde dolaştırıyordum o kadar iri poposu vardıki elimle onları sıkıp hafifçe şamarlıyordum sonra aşağı doğru eğildim o ayakta

bende önünde iğilmiş amını okşamaya başladım bacaklarını araladım ve amını iyice ortaya çıkardım elimle bir taraftan onu tatmin ediyor dilimlede

emmeye devam ediyordum bir süre sonra kalçalarını ileri geri oynaymaya başladı eliylede kafamı amına bastırıyordu ben daha fazla dayanamıyorum dizlerim çözülüyor diyerek uzandı hadi erkeğim al beni dedi sonra seni çok istiyorum daha fazla dayanamıyorum azdım artık çıldırdım diyordu bu arada bende elbiselerimi çıkardım ve unun üzerine doğru uzandım beni öpüyor ve ısırıklar atıyordu arada bir sert ısırıklar oluyor ve

canımı hafif acıtıyordu fakat diğer taraftan da onun bu şehveti benide azdırıyordu boynumun altlarını öyle emiyorduki sanki vakum gibi çekiyordu

bende hafif balık etli bir vucuda sahibim bana harikasın diyerek göğüslerimi sıkıyordu artık bende çıldırmıştım adeta amına sokmaktan başka bir

şey düşünmüyordum bacağının arasını açıp amına sikimi soktum amı çok sulanmıştı kaygandı içi, bir anda sonuna kadar içine girdim

beni kalçalarımdan kollarıyla sıkıca tutup kendine doğru bastırıyordu bende o muhteşem kalçalarını ellerimle okşuyor onu kendime doğru çekip amına girip çıkıyordum sonra sikinin üzerine oturmak istiyorum dedi ben uzandım .

sonra o da ata biner gibi sikimin üzerine oturup kalkmaya başladı onun 85 kiloluk vucudunun ağırlığı ile sikim sonuna kadar içine giriyordu tamamen o beni, bende onu sonuna kadar birbirimizi

hissediyorduk amının derinliklerinde sikimin ucuna bir şey sanki dokunup dukunup çekilmeye başladı bir süre sonra kendini iyice kastı ve tamamen üzerime bastırdı ve orgazm olduğunu hissettim o sırada bende içine boşaldım…

Merhaba seks hikayeleri okurları ben Alanya’dan Nazan, ama arkadaşlarımda bana Naz derler. 19 yaşında, 1.50 boyunda, kumral tenli bir kızım (daha doğrusu kadınım). Etrafımdakiler ne kadar kız bilse de, erkek arkadaşım Metin 2 yıl önce beni zorla kadın yaptı. Bu olay başıma geldiğinde bir butikte çalışıyordum. Halen de çalışıyorum.  Metini o kadar çok sevmediğim halde, biraz arkadaşlarımın sayesinde, biraz da kendimi boşlukta hissetmemden dolayı onunla çıkmaya başlamıştım. Fazla yakışıklı olmasa da, etrafımda popüler birisi olduğu için kabul etmiştim. İşyerim onunkine yakın olduğu için her gün görüyordum, ama fazla oturup konuşma veya gezme fırsatımız olmuyordu. Yine bir gün konuşurken akşam bir yerlere gidip konuşmak istediğini söyledi. Benim işyerinden çıkınca fazla vaktim olmadığından kabul etmedim. Çok ısrar edince biraz erken çıkıp yakın bir yerlerde oturabileceğimizi söyledim. Önce pek istemedi, ama sonra onların işyerinin akşam boş olduğunu, orda oturabileceğimizi söyledi. Bu konuda tereddüt etmiştim, ama kabul ettim. Niye bilmiyorum, ama bir şey beni dürtmüştü.  Akşam olmuştu. Patronumdan arkadaşımla alışveriş yapacağım diye izin aldım. Patronum da kadındı ve kolay kolay izin vermezdi. Babam vefat ettiği için ablam ve annemle kalıyorduk, bu nedenle eve de patronum bırakıyordu. Patronuma, alışverişe gideceğimi annemlere de söylemesini istedim ve çıktım.  Metini aradım, işyerinde olduğunu söyledi. Hızlı hızlı yürüyerek işyerine vardığımda ışıkları kapalıydı. Ama yaklaşınca kapı açıldı, Metin beni bekliyordu. İçeri girdim kapıyı kapattı ve kilitledi. Çalıştığı yer pek temiz değildi. Küçük bir bölmeye geçtik. 1 kanepe, 2 koltuk ve 1 masa vardı, herhalde patronunun ofisiydi burası. Koltuğa oturdum, o da kanepeye oturdu ve yanına geçmemi istedi. Ben istemeyince kolumdan tutarak beni kanepeye çekti. Elini omzumdan atarak göğüslerime dokunmaya çalışıyordu. Ben tam olarak panik halindeydim. Elini ittim ve gitmek istediğimi söyledim. İki eliyle başımı tutarak dudaklarımı öpmeye başladı. Ben çırpınmaya başlamıştım, ama çok güçsüz olduğum için hiçbir şey yapamıyordum…  Birden dudaklarını ısırdım. Başımı bıraktı ve çok sert bir tokat attı. Resmen şoka girmiştim, ağlıyordum, koşarak kapıya gittim, ama kapıyı kilitlemiş ve anahtarı almıştı. Yanıma gelerek kolumdan tuttu ve kendine çevirdi. Beni çok istediğini ve şimdi sahip olacağını söyledi. Bakire olduğumu, yapmak istemediğimi söylesem de fayda etmiyordu. 1.85 boyunda kocaman biriydi ve ben resmen çocuk gibi kalıyordum. Kolumdan tuttu ve beni yine kanepeye götürdü. Üzerimdekileri çıkarmaya çalışıyordu. Ben durmadan ağlıyor ve karşı koymaya çalışıyordum. O anda masanın üzerindeki makası elime geçirdim ve koluna sapladım. O acıyla üzerimden kalktı. Ben tam kaçmaya çalışırken kafama bir şey geldi ve bayılmışım…  Gözümü açtığımda karşımda duruyordu, yarağı elinde bekliyordu. Ben çırılçıplaktım. Gözümü açtığımı görünce üzerime abandı ve “İşte geliyor!” dedi ve koca yarağını amıma bir kerede soktu. Çığlık atmıştım. Eliyle hemen ağzımı kapattı ve sikmeye başladı. Biraz acıdan, biraz panik, biraz korku, biraz da ağzımı kapatmasından olsa gerek, yine bayılmışım…  Tekrar ayıldığımda işini bitirmiş, oturuyordu. Benimse bacaklarım açık vaziyette kanepede yatıyordum. Amımdan kan ve dölleri akıyordu. Çok halsizdim, hareket edemiyordum. Yanıma gelip beni oturttu ve üzerimi giyinmemi söyledi. Hem ağlıyor hem üzerimi giyiniyordum. Amımı temizleyemediğimden ayağa kalkınca bacaklarıma döl ve kan süzülmeye başladı, o halde pantolonumu giydim. İç çamaşırlarımı vermedi hayvan!  Zaten ayakta zor duruyordum, eve nasıl gidecektim bilmiyordum. Metin sessizliği bozdu ve dışarda arabasının olduğunu, beni eve bırakacağını söyledi. Mecburen kabul ettim, dışarı çıktık, arabanın yanına gittik. Camları siyahtı, içerisi görünmüyordu, arka kapıyı açtı ve binmemi istedi. Zar zor girdim, yanıma o da geldi. Şaşırmıştım. Öne baktığımda iki kişi vardı. Resmen şok üstüne şok yaşıyordum. Arkadaşları Metinin beni siktiğini biliyor ve bizi bekliyorlarmış. Bir tanesi gülerek arkaya döndü ve “Geçmiş olsun yenge!” dedi. Hiçbir şey diyemedim. Evin önüne geldiğimizde benim elime bir hap verdi, yutmamı, yoksa hamile kalabileceğimi söyledi. Beni indirip gittiler. Eve çıktım kimseye görünmeden banyoya attım kendimi. Amım halen acıyordu. İçimdeki dölleri parmağımla çıkarttım. Sonradan öğrendim, 3 kere boşalmış hayvan içime, ondanmış bu kadar acı ve döl. Verdiği hapı da yuttum ve yattım. Ama sabaha kadar durmadan ağladım, hem bekaretimin gittiğine, hem de yaşadığım acıya.  Sabah kalktığımda halen yürümekte zorlanıyordum. O gün işe gitmemeyi düşünüyordum ki, telefonuma gelen mesajı görünce şok oldum. Bu akşam da gelmemi istiyordu hayvan. Ama ben onun yüzünü bile görmek istemiyordum. İstemediğimi, bir daha görüşmeyeceğimizi yazıp mesaj attım. O ise, çok güzel resimlerimin olduğunu, gelmezsem internete yayacağını yazıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Güçlükle işe gittim. Patronumun olmadığı bir anda Metin geldi ve telefonundaki fotolarımı gösterdi. Bayıldığımda bir sürü fotoğrafımı çekmiş hayvan. Elime bir hap verdi ve gelmeden 1 saat önce yutmamı söyledi, doğum kontrol hapıymış. Yapacak bir şeyim yoktu, mecburen gidecektim…  Akşam olmaya başlayınca heyecan basmıştı beni. Verdiği hapı yuttum ve beklemeye başladım. Ağrılarım biraz geçmişti, ama akşam daha kötüsü başıma gelecekti. Yine işten erken çıktım ve Metinin yanına gittim. Beni içeri aldı ve istediklerinin hepsini yapmazsam çok kötü olacağını söyledi. Ofise girdik. Hiç vakit kaybetmeden beni soydu ve her tarafımı öpmeye başladı. Yarağını çıkardı ve ağzıma almamı söyledi. Ben geri çekilince saçımdan tuttu ve zorla ağzıma soktu. Gerçekten çok büyüktü, dün niye bu kadar amımın ağrıdığını anlamıştım, ağzıma bile sığmıyordu. Ağzımdan çıkardı ve amıma soktu. Gidip geldikçe, benim de bacaklarımı bağı çözülüyordu. Bacaklarımı omzuna aldı ve götüm biraz daha havaya kalkmıştı. Amımdan çıkardı ve götüme bastırmaya başladı. Acıyordu. Ben, “Acıyor!” dedikçe, o biraz daha bastırıyordu, ama girmiyordu…  O arada telefonu çalmaya başladı. Küfrederek telefonu açtı. “Tamam abi, tamam, hallederiz!” dedi kapattı. Yarağı küçülmüştü, tekrar ağzıma soktu ve kaldırmamı istedi. Kalkınca arkamı dönmemi istedi. Başıma geleceği tahmin ediyordum, ama bir şey diyemiyordum. Arkamı dönünce beni domalttı ve götüme parmağının birini soktu. Fazla acımadı, ama yarağı aklıma gelince korkmaya başlamıştım. “Kımıldama!” diyerek içerden bir krem getirdi ve götüme sürdü. Yarağını götüme dayadı ve yavaş yavaş sokmaya başladı. Başı girince omzumdan tuttu ve bir kerede hepsini soktu. Gözümden yaş gelmişti resmen. Mideme dayandı sandım koca yarak. 20 dakika kadar gidip geldi götümde. Artık alışmıştım, acımıyordu fazla. Götümü yarım saat kadar sikti ve içime boşaldı. Götümden çıkınca deliğim biraz açık kaldı, ama geri kapandı…  Hem amım, hem götüm yarak yemişti artık. Ben bunları düşünerek yatıyordum ki, birden kapı açıldı. Ben toparlanmaya çalışırken içeri dün arabadaki adamlar geldi. Birisi Metine, “Fazla yormayaydın yengeyi!” dedi. Metin de, “Daha ilk postalar, 1 ön, 1 arka!” dedi. Adam da, “Arkayı da mı patlattın hemen?” dedi ve gülmeye başladılar. Ben titreyerek oturuyordum, ve götümden Metinin dölleri akıyordu. Metin adamlara, “Buyurun beyler, artık sizin!” dedi. Adamlardan bir tanesi biraz yaşlıydı, yanıma geldi ve kolumdan tuttu, diz çöktürdü ve yarağını çıkardı. Dimdik, kocamandı ve Metininkinden kalındı. Ağzıma almamı söyledi. Birazı sığdı, nefes alamıyordum. Çıkardı, “Tamam boş ver!” dedi ve beni kanepeye yatırdı. Yarağını amıma bir kerede soktu. İçimi parçalıyordu resmen. 10 dakika o pozisyonda sikti, ama daha gelememişti. Bir anda öyle bir boşalmaya başladı ki, döllerini rahmimde hissettim. Yarağını çıkardığında amım açık kalmıştı. Adam üstümden çekildi ve aynı pozisyonda genç olan da 1 posta sikti. Beni yine evime bıraktılar.  2 ay boyunca, her akşam üçü de birer posta sikmeden bırakmadılar beni. Amım götüm her gün dölleriyle doluyordu. Ama yarak yemeye alışmıştım, artık fazla acımıyordu. İşin ilginç yanı ise, artık ben de sikilmek istiyordum. Ama orospu diye adımın çıkmasını istemiyorum. Şu anda da sadece güvendiğim kişilere veriyorum. Artık yaraksız duramam ben! Yepyeni sex hikayeleri ile karşınızda olacam:))

32 yaşındayım, adım Nahit. Yıllarca bir fabrikanın müdürlüğünü yaptıktan sonra, 7 yıldır tecil ettirdiğim askerliğimi yapmak için müracatta bulundum. Fabrikada tüm personel tarafından sevilen, sayılan, aynı zamanda çok otoriter biriydim. Fabrikanın yemekhaneden sorumlu aşçısı, Erkan isminde genç biriydi ve iki ay önce 17 yaşında bir kızla evlenmişti. Düğününe beni de davet etmiş, ben şehir dışında olduğum için düğünlerine gidememiş ve evlendiği kızı görememiştim, fakat çokta merak ediyordum. Bu arada erkan benden çok korkar, aynı zamanda çokta saygı gösterir, her zaman günlük menü dışında bana özel yemekler yapar, bazen de, “Müdürüm bir gün seninle kafaları çekelim, mezeler benden!” derdi. Ama bir türlü işlerimizin yoğunluğu nedeniyle fırsat bulamamıştık. Neyse günüm geldi işimden ayrıldım ve askere gittim. Askerden geldikten sonra oturduğum apartmanın altında boş olan bir dükkanı kiraladım ve inşaat malzemeleri üzerine bir işyeri açtım. Aradan 6 ay kadar geçmişti, bir gün fabrikaya eski patronumu ziyaret için gittim. Fabrikada benim dönemimden çalışan hiç kimse kalmamış, bütün personel yenilenmiş, patron işleri baya bir küçültmüştü. Çalışanlara yemekhane sorumlusu Erkanı sordum, onun da işten ayrıldığını ve yemeklerin tabildottan geldiğini söylediler. 15 gün kadar sonra bir gün sabah dükkanın önüne bir sandalye atıp güneşlenirken, motorlu birisi önümden geçti ve Erkana çok benziyordu. Ama güneş gözlüğü taktığı için tam emin olamadım. Aynı kişi akşam üzeri tam ters istikamete doğru geçince, ben sabahları ve akşamları yola bakmaya başladım ve her gün geçiyordu. Bir kaç gün sonra akşam geçerken ben bunu durdurdum, evet Erkandı. Beni görünce baya bir şaşırdı, “Oooo müdürüm!” deyip elime sarıldı. Dükkana davet ettim. Hoş beşten sonra, “Bir kaç gündür görüyorum ama emin olamadım, her gün bu caddeden nereye gidiyorsun?” diye sordum. Yeni taşınmışlar, evi caddenin sonundaki varoş mahallesinde imiş ve başka bir fabrikada aşçı olarak çalışıyormuş… Baya bir hasret giderdikten sonra, motoruna bindi, giderken de, “Müdürüm, ailecek te görüşelim, buralarda hiç çevremiz yok, herkes kendi halinde, bari sizinle gidip gelelim, hanımın ve çocuğun çok canı sıkılıyor!” dedi. Okeyleştik ve “İstediğiniz zaman buyurun gelin!” dedim. Akşam durumdan eşime de bahsettim. Bu arada ben 8 yıllık evliyim ve 4 yaşında bir çocuğum var. Erkanın da hemen bir çocuğu olmuş ve bir buçuk yaşına girmiş. Eşim, “Olabilir, eğer hanımı kafadengi birisi ise, benim de canım sıkılıyor aslında, benim içinde iyi olur.” dedi. Erkan bir kaç gün sonra dükkanın önünden motorla geçtiğinde bu sefer arkasında başörtülü, pardesülü kapalı bir bir bayan ve kucağında bir çocuk vardı. Ofisimde olduğum için onlar beni görmedi, ama ben çok şaşırmıştım, karısının kapalı biri olabileceğini hiç düşünmemiştim ve ilk defa görüyordum, fakat çok hızlı geçtikleri için doğru dürüst görememiştim. Cumartesi akşam üzeri Erkan dükkana uğradı ve “Müdürüm, müsaitseniz Pazar günü size gelmek istiyoruz?” dedi. Karıma telefon açıp müsait olup olmadığımızı sorduğumda, karım da, “Müsaitiz müsaitiz, buyursunlar gelsinler, hatta biraz erken gelsinler kahvaltıyı da birlikte yapalım!” dedi. Pazar günleri işyerini açmıyordum, Pazar sabah erkenden kalkıp unlu mamül fırınına giderek Simit, Poaça ve Börek aldım ve beklemeye başladık. Saat 10:00 gibi geldiler, kapıda karşıladık. İçeri geçtiler, “Hoşgeldin!” diyerek eşine elimi uzattım ve tokalaştık. Ama ne tokalaşma! Elleri ateş gibi yanıyordu! Samimi bir şekilde, “Ben Hayriye!” dedi. “Ben de Nahit!” dedim ve ekledim, “Bu arada siz hasta olacaksınız galiba, ateşiniz var!” dedim. Hayriye hafif gülümseyerek, “Yok, benim doğal halim bu!” dedi. Erkan da, “Müdürüm ben kışın soba kullanmıyorum, Hayriyenin teni çok sıcaktır!” dedi, gülüştük. Hayriye minyon tipli, hafif çukur gözlü, beyaz tenli, yüzü ve vücut yapısı süper güzel bir kadındı. Ona bakmaktan kendimi alamıyor, fakat göz göze gelmeye de korkuyordum. Kahvaltı masasına geçtik. Hayriye çocuğu uyutmak için yan odaya geçti. Bu arada biz masaya oturunca, ona benim karşımdaki sandalye kaldı. 5-10 dakika sonra geldi ve karşıma oturdu. Derin bir kahvaltı sohbeti, yaz olduğu için balkon kapısı açık, güzel bir ortam, kakara kikiri 2 saat kadar masada kaldık. Hayriye kapalı olmasına rağmen çok hoş sohbet, biraz utangaç ama konuşkan birisiydi. Kahvaltıdan sonra biz balkonda koyu sohbete dalmışken, hanımlar bulaşık falan derken öğlen oldu ve hanımlar yanımıza gelerek pikniğe gitme teklifinde bulundular. Hazırlıklar yapıldı pikniğe gittik. Vaktimiz çok güzel ve eğlenceli geçiyor, bu arada samimiyetimiz artıyordu. Piknikte çay içerken Hayriye bana “Nahit abi, Erkan 3 yıldır seni öyle anlatıyordu ki, merakımdan çatlamıştım!” dedi. Erkan da lafa girdi, “Ee o benim biricik müdürüm, bana çok babalık yaptı, ondan gördüğüm iyiliği babamdan görmedim ben, gerçi fabrikada yardım etmediği tek işçi yoktu, o fabrikadaki bütün işçilerin babasıydı!” dedi. Hayriye de, “Abi ne zaman bir durum olsa Erkan, şimdi Nahit müdürüm olacaktı ben bu hale düşmezdim diyor, seni anlata anlata bitiremiyor!” dedi. Bu arada eşim bir bana, bir Hayriyeye bakıyor, bir şeyler çözmeye çalışıyordu. Ben ise kötü duygulara girmemek için kendimi zorluyor, fakat Hayriyeden de gözümü alamıyordum. 19 – 20 yaşında, süper güzel bir hatun karşımda ve göz göze gelmemek için resmen kendimle savaşıyorum. Akşam üzeri piknikten döndük, akşam yemeği falan derken saat 22:30 oldu. Herkes pikniğin de etkisiyle baya yorulmuştu. Bunlar, “Artık kalkalım…” dediler. Sabah gelirken minibüsle geldikleri için yine minibüsle gitmeleri gerekiyordu ben, “Olmaz, minibüsle göndermem, sizi ben bırakırım!” dedim. “Ya zahmet etme.” falan dediler. Ben de, “Hem evi de öğrenmiş olurum.” deyince itiraz etmediler. Eşime, “İstersen sen de gel.” dedim. Eşim, “Ben yorgunum, sen bırak gel.” dedi. Neyse ben bunları evlerine bıraktım. Arabadan inerlerken çocuk Erkanın kucağında idi. Vedalaşırken yine tokalaştık, ama Hayriyenin elleri yine ateş topu gibi yanıyor ve içimi fena yapıyordu. Elimi bırakmadan, “Nahit abi her şey için çok teşekkürler, çok güzel bir gündü, en kısa zamanda biz de sizi bekliyoruz!” dedi. Bu arada gözlerimin içine bakıyordu, durduğum yerde yarağım kazık gibi olmuş, yüzüm kızarmıştı. “Abi sen bana diyorsun ama sen hasta olacaksın, yüzün kıpkırmızı ve terliyorsun!” dedi. Ben de güneş çarpmış olabileceğini söyledim. Vedalaştık ve ben eve döndüm. Eşim geceliğini giymiş yatmış, yatakta beni bekliyordu. Soyundum ve yatağa girdim. Biraz sohbet ettik, onları nasıl bulduğunu sordum. Çok beğendiğini, iyi insanlar olduğunu ve görüşebileceğimizi söyledikten sonra bana manalı manalı bakarak, “Umarım bu düşüncelerim yüzünden beni pişman etmezsin!” dedi. (Eşim çok kıskanç bir yapıya sahiptir). “Ne demek istiyorsun?” dedim. “Kız çok güzel ve sana da çok hayran kaldı!” dedi. “Ne alaka? Kocası anlatmış, o da merak etmiş, ne var bunda?” dedim. “Daha çok toy, sen yine de dikkat et!” dedi. “Abartıyorsun! Duymadın mı, bana Abi diyor, ayrıca kapalı birisi!” dedim. “Orası öyle, ama ne bileyim, o kadar güzel ki kıskanmamak elde değil!” dedi. Ben de, “Sen ondan güzelsin karıcığım!” diyerek dudaklarından öptüm ve amını avuçladım ve okşamaya başladım. Sonra karımın külodunu çıkardım, amını yalayıp, az önceki elin sıcaklığının ve konuşmalarında etkisinde kalarak kazık gibi olmuş yarağımı karımın amına geçirdim. Karım, “Offfffff, işte bu huyuna bayılıyorum senin, ne zaman aklımdan geçse yarağını amımda buluyorum!” diyor ve dudaklarını ısırıyordu… Ben ise Hayriyeyi siktiğimi hayal ediyor, karıma köklüyordum. Karım zevke gelmiş çılgınlar gibi inliyor, “Ben bu yarağı kimseyle paylaşamam! Bu yarak bana ait! Sakın o karıyı sikeyim deme!” diyor, kendi kuşkularını dillendiriyordu. “Karıcığım merak etme, Hayriye karşımda soyunup bacaklarını ayırsa bile dönüp bakmam!” diyerek karımın amına pompalıyordum. Karım, “Ben seni bilmezmiyim? On senedir yediğim bu yarağı tanımazmıyım? Öyle bir fırsatı kaçırırmısın sen, bulduğun ilk fırsatta koyarsın kızın amına!” diyor, beni daha da azdırıyordu. 20 dakikadır karımı sikiyordum ve artık son noktaya yaklaşmıştım, hızla pompalıyor, “Merak etme aşkım, siksem bile bana senin kadar zevk veremez!” diyerek karımı rahatlatmaya çalışıyordum. Karım ise ikinci defa boşalıyor olmanın zevkiyle “Sik kocacığım sik, bu yarağa helal olsun, bu yarak ne Hayriyeler hak ediyor! Offfff çıldırıyorum, pompala kocacığım, kökle amıma!” derken, korunmadığı için, yarağımı son bir hamleyle karımın amından çektim ve göbeğine boşaldım. Nefes nefese kalmış bir vaziyette üzerinde 2-3 dakika hareketsiz kaldım, sonra yanına uzandım. Karım dudağıma bir öpücük kondurarak, “Az önce söylediklerimi sakın ciddiye alıp ta kıza birşey yapayım deme haa! Sana belli olmaz, izin verdiğimi falan düşünürsün!” diyerek gülümsedi. Aradan 3-4 gün geçmişti ama Hayriye bir türlü aklımdan çıkmıyor, resmen bütün gün düşüncemi işgal ediyordu. Ellerinin sıcaklığı aklıma geldikçe yarağım kalkıyor, elleri böyleyse acaba amı nasıldır bunun diye düşünmeden edemiyor, bir yandanda arkadaşımın karısı hakkında böyle düşünceler taşıdığım için kendime kızıyor, müthiş bir suçluluk duygusu yaşıyordum. Tam bir ikilem içindeydim. Bir akşam vakti tam dükkanı kapatmayı düşünüyordum ki, Hayriye caddenin karşı kaldırımından kucağında çocuk ile yavaş yavaş yürüyerek evlerinin ters istikametine doğru gidiyor ve sık sık arkasına dönüp bakıyordu. Hemen koşarak yanına gittim ve arkasından, “Hayriye?” dedim. Galiba sesimi tanıyamadığı için birden irkildi, beni görünce de biraz rahatladı. “Bu saatte böyle yaya nereye gidiyorsun? Hayır mı?” dedim. “Abi sorma ya, Erkan gece vardiyasında çalışıyor, işe gitti, ben de annemlere gidiyorum. Minibüsü beklemeyeyim, yavaş yavaş yürüyeyim dedim, ama hep dolu geçiyorlar, almadılar, buraya kadar geldim.” dedi. Ben de, “Yorulmuşsun, gel biraz dinlen, böyle olur mu, o kadar yol kucağında çocukla yürünür mü, gel hadi!” diyerek çocuğu kucağından alarak, biraz da emrivaki bir tavırla işyerime götürdüm… Hayriye yorulmuş, kan ter içinde kalmıştı. Soğuk bir kola ikram ettim. “Abi ben almasaydım, geç oluyor, şimdi minibüsler nöbete düşerse çok geç kalırım!” dedi. Ben de, “Merak etme, seni bu saate minibüsle gödermem, ben bırakırım, rahat ol, al şunu iç, serinle biraz!” dedim. “Nahit abi zahmet etme, ben minibüsle giderim!” dedi. Ben kaşlarımı çatarak “Seni bu saatte böyle göndermem, sonra Erkan duyarsa bana kırılmaz mı?” dedim. Hayriye de çaresiz, “Peki abi!” dedi ve kolayı aldı. Çocuk uyuyordu, koltuğa yatırmıştım. Sohbete başladık, tam karşımda oturuyor ve havadan sudan konuşuyorduk. Ben ise yine gözümü dikmiş öyle derinlere dalmıştım. Bir kaç defa göz göze geldik. Ben hep gözümü kaçırıyordum ve sonuncuda kaçıramadım, bir an sessizlik oldu, 10-15 saniye gözgöze bakıştık. Bu defa o gözünü kaçırdı, ben hemen toparlanmaya çalıştım, ama bu arada masa altında benim yarak yine kazık gibi olmuştu. “Abi ne zaman kapatıyorsun?” dedi. Bende “5-10 dakikaya kadar kapatırım, gideriz!” dedim. Bu arada yukarıyı evi aradım ve bir işim olduğunu, bir yere kadar gidip geleceğimi ve merak etmemelerini söyledim. Masanın altından yarağımı düzelttim, eğer anlarsa rezil olacağımı düşündüm ve sakinleşmek için bir kaç dakika dikkatimi dağıttım, masadaki evrakları dosyaları falan toparladım. Sakinleşince de, “Hadi kalkalım!” deyip çocuğu kucakladım ve arabaya kadar ben götürdüm. Arabaya varınca çocuğu almasını, kapıları açacağımı söyledim. Çocuğu alırken ben biraz çekingen davrandım, ama o çok rahattı ve yanaştı, çocuğu sıkı tutabilmek için sarılarak alırken, benim kolumun birisi çocukla onun arasında kaldı ve pardüsünün üzerinden taş gibi göğüslerini ilk defa hissederken neredeyse kalp krizi geçirecektim. Kapıları açtım, arkaya binmek istedi. “Aşk olsun, bu da ne demek oluyor? Hakaret sayarım bunu!” deyince, “Ay abi özür dilerim, böyle düşüneceğini bilemedim!” dedi ve ön tarafa geçti. Neyse yola çıktık, bu arada hava iyice kararmıştı. Ben acele etmiyor, yolu uzattıkça uzatmaya çalışıyorum. Gideceğimiz yer normal trafikte yarım saatlik yoldu, ama akşam trafiği de işin içine girince baya bir uzadı. Trafik durunca, ben kucağındaki çocuğun yanağını okşamak bahanesiyle ona yanaşıyor, zaman zaman kazara olmuş gibi göğüslerine elimi sürtüyordum… Çaktırmadan kalkmış yarağımı düzelttim ve konu açılsın diye, “Demek Erkan benden çok behsetti ha, öyle mi?” diye sordum. “Sorma Nahit abi, seni yere göğe sığdıramıyor, ben de merakımdan çatlıyordum.” dedi. “Eee merakın geçti mi? Nasıl, merak ettiğin kadar varmıymışım bari?” dediğimde, bir iki saniye sustu ve “Evet, çok iyi bir insansınız!” dedi. “Teşekkür ederim, sizde iyisiniz, Erkanı severim, çok saygılı çok efendi bir çocuk. Onla evli olğun için çok şanslısın! Eminim iyi bir kocadır!” diye zarf attım. Hayriye yine bir iki saniye sustuktan sonra, “Eh işte, öyledir…” dedi. “Ne demek şimdi bu? Nasıl eh işte? Evliliğinizde sorun mu yaşıyorsunuz?” diye sordum. “Abi evlilik olur da sorun olmaz mı?” dedi. “Hayırdır, büyük bir sorun mu? Bak üzüldüm şimdi, oysa ben sizi çok mutlu görmüştüm.” dedim. “Yok, tabi ki mutluyuz, ama bizim de kendimize göre sorunlarımız var tabi, biraz özel sorunlar Nahit abi.” dedi. “Bana güvenebilirsin, eğer paylaşmak istersen seni dinlerim ve elimden geldiğince de çözümü konusunda yardımcı olurum, ayrıca bende sır olarak kalır, bu konuda bana güvenebilirsin!” dedim. “Nahit abi sana güvenmesem bu kadarını da söylemezdim zaten, ama güvensem de daha fazlasını anlatmam doğru olmaz.” dedi. “Peki sen bilirsin!” deyip, torpidodan bir kartvizitimi çıkardım ve uzattım, “Eğer çok daralır da konuşmaya ihtiyaç duyarsan çağrı bırak, ben seni ararım!” dedim. Kartı aldı, “Tamam abi, ararım!” dedi. Bu arada yüzü değişmiş, hüzün, utanma, çekinme ve korku karışımı tuhaf bir ifade almış, gözlerini karşıya dikmiş anlamsızca yola bakıyordu. Bir kart daha çıkardım ve bir kalemle birlikte uzattım, “Buna da sizin numarayı yaz, bende de sizin numaranız bulunsun.” dedim. Numarasını yazdı ve uzattı. Baktım ev numarasını yazmış sadece, “Cep numaranı da yazsaydın.” dedim. “Ben cep telefonu kullanmıyorum, hep evde olduğum için ihtiyacım olmuyor.” dedi. “Peki tamam!” dedim. Bu arada gideceğimiz yere varmıştık. Hayriyeye arabadan inmeden ona, “Sen kötü görünüyorsun, büyük bir sorununuz var galiba?” diye sordum. “Yok bir şey abi, sonra anlatırım!” dedi. “Tamam o zaman, yarın mutlaka telefonunu bekliyorum, anlatacaksın bana!” dedim. “Tamam! Erkan öğleden sonra saat 2:30 gibi evden çıkıyor, ozaman ararım.” dedi. “Tamam o zaman saat 2:30 dan sonra telefonunu bekliyorum, mutlaka ara bak! Bu arada sen geri nasıl döneceksin, saatte epeyce oldu?” diye sordum. “Ben bu gece burada kalacağım abi, kardeşimin düğün hazırlıkları var, yarın alışverişe çıkacağız, alışverişten sonra oradan direkt minibüsle dönerim eve. Abi çok teşekkür ederim, sana zahmet oldu bu geç saatte.” dedi. “Ne zahmeti canım, ne olacak ki, ne zaman arabalık bir durum olursa, gece gündüz farketmez, aramazsan gücenirim!” dedim ve tokalaşmak için elimi uzattım. Çocuğun başını dizine koydu ve tokalaştık. Eli elimde, “Yok bu sıcaklık normal bir şey değil!” diyerek gülümsedim. “Abi benim elim hep böyledir, pek tokalaşmam ama kimle tokalaşsam çocukluğumdan beri hep bunu söylüyorlar, demek ki sıcak kanlı birisiyim!” diyerek o da gülümsedi ve arabadan indi. Hemen geri döndüm, ama içim içime sığmıyordu, eve nasıl vardım bilmiyorum. Gözümün önünden gitmiyordu, ertesi gün öğlene kadar bana bir yıl kadar uzun geldi. Saat 14:30 gibi çıktım dışarıya ve Erkanın geçmesini bekliyorum, ama geçmedi. Saat 15:30 oldu, ne Erkan geçti ne Hayriyeden telefon geldi, kafayı yiyordum. Masama geçip koltuğuma oturup gözlerimi saate diktim, kulağım telefonda. Saat 16:15 oldu hala telefon yok. Ne olursa olsun ben arayacaktım, eğer Erkan açarsa (Haftasonu müsaitseniz, ya siz gelin, yada biz gelelim) deyip bir şekilde olayı kapatacaktım. Kaldırdım telefonu, çevirdim numarayı, daha ilk çalışının ilk saniyesinde telefon açıldı… “Alo.” dedim. Hayriyeden titrek ve kısık bir sesle cevap geldi, “Alo?” dedi. “Ben Nahit, Erkan evde mi?” diye sordum. “Yok Nahit abi, 14:30’da gitti o.” dedi. “Buradan geçmedi, kapıda bekledim ama göremedim?” dedim. “Abi motorla gitmedi, servisle gitti, normalde servis alıyor onu, ara sıra motorla gidiyor.” dedi. “Anladım. Hani arayacaktın, neden aramadın?” diye sordum. “Aramadım işte…” dedi. “Neden? Hani konuşacaktık?” diye sordum. Kısa bir sessizlik oldu, “Boşver Nahit abi, konuşmayalım!” dedi. “Hmmm. Pardon, sanırım aramakla ben yanlış yaptım. Ben konuşacağımızı, bana sıkıntılarını anlatacağını düşünmüştüm.” dedim. Yine kısa bir sessizlikten sonra, “Abi hangi sıfatla dinleyeceksin benim sorunlarımı, yani sana neden anlatayım, seninle neden konuşayım bunları?” dedi. “Dost olduğumuzu düşünüyordum ben.” dedim. “Tamam abi dostuz, ama aile dostuyuz, sorunlarımızla seni meşgul etmek istemem.” dedi. “Sen bilirsin, ama akşam da dediğim gibi, eğer anlatmak, boşalmak istersen dinlerim ve anlattıklarını da bir sır olarak saklarım (burada boşalmak kelimesini özellikle kullanmıştım), her şeyi içine atmak sağlığına zarar verebilir, insanda bazen dışa vurma ihtiyacı doğar.” dedim. “Ya elbette konuşmaya ihtiyacım var, elbette birilerine anlatsam rahatlarım, ama bu neden siz olasınız? İşte benim kafamı karıştıran bu, yoksa birileriyle sıkıntımı paylaşmayı bende isterim.” dedi. “Sen bilirsin, kime güveniyorsan onunla paylaşırsın, güvendiğin birisi varsa ona anlat, ama içinde tutma. Akşam bir ara çok kötü oldun, o halin aklımda kaldı, üzüldüğüm için aradım, onun için anlatmanı istedim, bana güvenebileceğini düşündüm.” dedim. “Güveniyorum…” dedi. “Güveniyorsan anlatırsın.” dedim. “Şimdi değil, ama belki daha sonra anlatırım.” dedi. “Peki ne zaman istersen anlatabilirsin, bilesin ki ben dinlemeye hazırım!” dedim. “Tamam abi bunu bilmek içimi rahatlattı.” dedi. “Seni tutmayayım, eğer işin varsa kapatabiliriz.” dedim. “Yoo işim yok, çocuk uyuyor zaten.” dedi. “İyi, benim de canım sıkılıyordu, sakıncası yoksa öylesine sohbet edelim.” dedim. “Sakıncası yok…” dedi. “Alışverişi yaptınız mı?” diye sordum. “Evet yaptık, çok güzel şeyler aldık.” dedi. “Senin güzel şeylere ihtiyacın yok ki.” dedim. “Bana değil, kardeşime aldık… (Biraz sessizlik oldu) Hem benim neden güzel şeylere ihtiyacım olmasın ki?” diye sordu. Sustum, terledim ve titremeye başladım. Titrek bir sesle, “Sen zaten çok güzelsin, extra güzel bir şeye ihtiyacın yok!” dedim. Yine kısa bir sessizlik ten sonra, “Ciddi ben güzelmiyim?” diye sordu. “Hemde çok!” dedim. “İltifatın için teşekkür ederim, bunu duymak çok güzel!” dedi. Hayriyenin bu sözleri bana cesaret vermişti, artık balık oltaya geliyordu, “İltifat değil, gerçekten çok güzelsin, hatta hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın!” dedim. “Yok artık, o kadar da abartmayın lütfen!” dedi. “Abartmıyorum!” dedim. “Nerem güzel ki?” diye sordu. “Yüzünden başka nereni gördüm ki?” deyince gülüştük… “Beni güzel bulmana sevindim Nahit abi!” dedi. “Sorununuz bu mu yoksa, Erkan seni güzel bulmuyor mu?” diye sordum. “Yok, o da güzel olduğumu söyler ara sıra.” dedi. “Hmmm, tutturamadım!” dedim. “Abi sonunda konuşturacaksın beni, bizim sorunumuz sağlık sorunu!” dedi. “Nasıl yani, sağlık derken? Yoksa hastamısın? Demiştim sana bu sıcaklık normal değil diye.” dedim. “Yok abi, sorun Erkanda, bende değil!” dedi. “Öylemiiii? Peki nesi var? Hemen tedavi ettirelim, ağır bir hastalığı falan mı var? Doktora gittiniz mi?” diye sordum. “Hayır gitmedik! Zaten sorun da bu! Doktora gitmemesi!” dedi. “Nasıl yani? Niye gitmiyor ki?” dedim. “Gitmiyor işte!” dedi. “Ben götürürüm onu, sen hastalığını söyle bana!” dedim. “Gitmez abi! Utanıyor!” dedi. “Yahu sağlığın utanması mı olur, bu nasıl bir zihniyet, doktora gidilmez mi, nesi var bunun? Verem mi? Kanser mi?” diye sordum. “Yok abi, öyle bir şey değil, erkekliği ile ilgili…” dedi. İşte tuzağıma düşmüştü. Biraz sessizlik oldu. “Hmmm, sanırım anlıyorum, ama sağlık sağlıktır, ben öyle düşünürüm, eğer tedavisi olan bir rahatsızlıksa gitmeli doktora!” dedim. “Abi özür dilerim, ama bir şey soracağım, tamam ben sana güveniyorum, ama aynı zamanda da senden utanıyorum, biraz açık konuşsam ayıp olur mu?” dedi. “Ne ayıbı yaa! Sen ne saçmalıyorsun, ayıp falan olmaz, istediğin gibi konuş! Anlat şimdi, nedir sorun?” dedim. “Abi Erkanın erken boşalma sorunu var!” dedi. “Öylemi? Hmmm, anladıımm, peki ne kadar erken?” diye sordum. “Çok erken! Dakika bile sürmeden! Bir defasında içine bile giremeden 3 kere boşaldı, dördüncüde de içine girer girmez boşaldı ve o günde çocuk kaldı. Aslında gerdeği de o gün yapmış olduk, yani düğünden 2 ay sonra! Ara sıra söylüyorum doktora gidelim diye, doktora gideceğimize beni öldür diyor.” dedi. “Hmmm, durum baya vahimmiş, senin adına nekadar üzüldüğümü bilemezsin!” dedim. “Nahit abi bana bunları anlattırıyorsun da, peki yengemle sizin sevişmeniz nekadar sürüyor? Ne sıklıkta yapıyorsunuz?” diye sorduğunda bir üst Level’e geçtiğimizin göstergesiydi bu soru. Zafer kazanma yolunda ilerliyordum. Konuşmanın bundan sonrasını iyi yönlendirebilirsem, Hayriyeyi kesin sikebilecektim. “Yengenle hemen hemen hergün sevişiriz ve 20-25 dakikadan tut da 1 saati geçer bazen!” dedim. Hayriyenin şaşkınlığını telefondan bile hissedebiliyordum, “Yok yaa? Okadar sürüyor mu abi? Okadar süre yengemle ne yapıyorsunuz?” diye sordu. “Vaktimiz kısıtlıysa hemen yengene girerim ve 20-25 dakika yaparım yengeni, fakat vaktimiz bol olduğunda, yarım saate yakın birbirimize Oral yaparız, 69 yaparız, Rus işi, Fransız işi yaparız, Amerikan işi yaparız, değişik Fantaziler yaparız, Dirty Talking yaparız, birbirimizi birer ikişer kez Orgazm ettikten sonra Finali Doggy veya Jokeyle yaparız!” dedim. (Bilerek bu kelimeleri seçmiştim!). Hayriye, “Oral? 69? Dörti Tolkink? Jokey? Dogi? Rus işi…? Abi anlatacaksan Türkçe anlat da anlayayım!” dedi. “Oooo, pardon canım! Haklısın! Örneklelerle anlatsam daha iyi olur aslında, fakat biraz açık saçık olur, sakıncası var mı?” dedim. “Yoo, sakıncası yok, istediğin gibi anlat abi!” dedi. “Bak şimdi, sevişmeden önce, yani sikişmeden önce, ön sevişme denilen birşey var, 69 bunlara en güzel örnek. 69’u sana şöyle açıklayım: Mesela ben yatakta sırtüstü yatıyorum, sen de benim üzerime ters yatıyorsun, ben seninkini yalarken, sen de benimkini yalıyorsun. Bunları yaparken de Dirty Talking yapıyoruz, mesela, Yarrağımı iyi yala Orosopu! Taşaklarımı em amına koduğumun Kaltağı! Birazdan senin bu daracık amcığını sikip parçalayacam! Domaltıp, osurta osurta sikecem seni Fahişe! Yarak hastası azgın Orospu seni! diyorum. Sen de, Sik parçala amcığımı koca yaraklı sikicim, erkeğim, kökle amıma, geçir yarrağını! falan diyorsun!” dedim… Hayriye belliki bu kadar da açık beklemiyordu, sesi kesilmiş, telefonda hızlı hızlı nefes alışını duyabiliyordum. Muhtemelen eli amına gitmişti. Gerçi benim de elim sikimdeydi. Birkaç saniye suskunluktan sonra Hayriye heycanla ve titrek bir sesle, “Eee, sonra…?” diye sorunca, bir üst Level’e daha geçmiş olduk ve anlatmaya devam ettim. Artık resmen telefonda sekse dökmüştüm işi, “Bak mesela, amın kıllı mı?” diye sordum. Hayriye burnundan soluyarak, heyecanla, “Yok değil, devam et lütfen!” dedi. “Ohhh, yani amın kaymak gibi, kaymak gibi amlara bayılırım! Amının dudaklarını ağzıma alıp sündürüyorum, emiyorum, amcığına dilini sokuyorum, götünün deliğini parmaklıyorum! Sen de yarağımı hızlı hızlı emiyor, aynı zamanda amını yüzüme bastıra bastıra sürtüyorsun. İkimiz de birbirimizin ağzına boşalıyoruz, ben senin amının sularını yalarken, sen de benim döllerimi yalayıp yutuyorsun!” deyince, Hayriye köpek gibi soluyarak, telefonda inlemeye başladı. Çok geçmeden, Hayriyeden “Ağıhhhh Ihhhhh…” diye bir inleme çıktı ve hiç birşey söylemeden telefonu kapatıverdi. Kesin Orgazm olmuştu ve utancından kapatmıştı telefonu. Bu arada ben de küloduma boşalmıştım! Ertesi gün yine aynı vakitte aradım. Hemen açtı yine telefonu, “Alo?” dedi. “Alo benim, Nahit! Dün hata ettim galiba, özür dilemek ve vedalaşmak için arıyorum, söz birdaha aramayacam! Kendine iyi bak, bye!” dedim. Hayriye hemen, “Dur kapatma!” dedi. “Efendim canım?” dedim. “Eğer dünkü bir hataysa, bu sadece senin hatan değil, bunu ben de istedim! Bana kızma, dün çok tuhaf oldum, ondan kapattım telefonu! İlk defa kendimi gerçek bir kadın gibi hissettim, ne olur konuş benimle. Beni birdaha aramazsan, ot gibi yaşamaya mahkum olurum, hayatımda hiç heyecan kalmaz!” dedi. Hayriye tam istediğim kıvama gelmişti, biraz daha üstüne gitmeye karar verdim ve “Bak canım, bu yaptığımızın yanlış olduğunu ve de sonunun nereye varacağını sen de biliyorsun, en iyisi burda bitirelim bu işi!” dedim. Hayriye ağlamaklı bir ses tonuyla, “Bunu bana yapma! Eğer yalvarmamı istiyorsan yalvarırım! Ne yapmamı istersen yaparım, nasıl olmamı istiyorsan öyle olurum! Altına yatmaya bile hazırım! Orospun olurum! Kaltağın olurum! Yarağını yalarım, döllerini yutarım! Erkeğim benim, sikicim benim! Domalt sik beni! Geçir yarağını amıma! Götümü sik, parçala!” deyince, dünkü kaldığımız yerden telefon seksine devam ettik… Yaklaşık bir hafta boyunca hergün telefonda seks yaptıktan sonra, arkadaşımın o kapalı ve utangaç karısı Hayriye, artık tam bir Orospu gibi olmuştu ve artık gerçekten sikilmek istiyordu. Ben de dayanamıyordum artık ve nezamandır yüzünü görmemiştim, “Yarın sabah işyerime uğrasana aşkım, seni çok özledim!” dedim. “Kocam evde, çıkamam!” dedi. “Karımdan yemek tarifi almaya gideceğini söylersin, 5 dakika görsem yeter!” dedim. “Tamam bakarız!” dedi. Ertesi sabah saat 08:45 gibi işyerime geldiğinde içim içime sığmıyor, çıldırıyorum. Hemen kapıyı kilitledim, pancurları indirdim ve yanına geçtim. Aman tanrım o ne güzellik! Hafif bir makyaj yapmış, başında desenli saten bir başörtüsü vardı. Pardesüsünü çıkardığında, üzerinde beyaz sıfır yaka bir badi, altında topuklarına kadar inen, tüm hatlarını belli eden, kırmızı dar bir etek. Direk yanına vardım, ellerimi uzattım, ellerimden tuttu. Koltukta oturuyordu, kendime doğru çekerek kaldırdım ve direk dudaklarına yapıştım… Çılgınlar gibi öpüşüyoruz. “Aşkım gel arka odaya geçelim!” dedim, elinden tuttum, arkadaki küçük odada Çekyat vardı, hemen oraya girdik. “Dur yapma, yakalanırsak rezil oluruz!” dedi. “Aşkım ben o riski alacak kadar istiyorum seni! Ya sen?” dediğimde, eteğini kaldırdı külodunu sıyırdı, Çekyata yattı ve “Ben de kocamı ve çocuğumu evde bırakıp sabahın köründe karından yemek tarifi almak gibi sudan bahaneyle buraya gelecek kadar istiyorum! Hadi sik beni!” dedi. Hemen amına yumuldum, bir iki dil darbesi atmak için, fakat sanki hiç am yok, orada incecik bir çizgi varmış gibi duruyordu amcığı. Hayatımda siktiğim karının haddi hesabı yoktur, ama böylesini hiç görmemiştim, 3-4 cm uzunluğunda ince bir çizgi! Aşkım bu ne böyle?” dedim. “Ne var, ne oldu?” dedi. “Aşkım bence Erkanda sorun yok, bu amcığa giremeden boşalmak hastalık değil, kimse dayanamaz buna!” dedim… Hayriye saçlarımdan tutup beni kendine doğru çekti, “Çok konuşma şimdi karın falan gelir, hadi aç şu amcığımı!” dedi. Benim yarak zaten akşamdan beri kazık vaziyette, o amcığı da görünce damarlar patlayacak hale geldi. Hemen kafasını bolca tükürükledim ve Hayriyenin amına aşağı yukarı sürtmeye başladım. Yarağımın kafasını amının dudaklarında hissedince, Hayriyenin gözleri kaydı, “Aşkım, ilk erkeğim sen olacaksın, çok özledim bu anı, hadi sevgilim, geçir artık bana!” dedi. “Aşkım sen doğum yapmadın mı? Bu amcık sanki hiç açılmamış gibi!” dedim. “Sezeryanla doğurdum! Zaten Erkan içine girdi bir defa bile git gel yapmadan patladı, amımın gördüğü yarak bu kadar! Şimdi sen patlat, hadi göster marifetini, Zifaf yaptır bana, acıt canımı!” diyerek habire üstüne çekiyordu. “Hazırmısın aşkım?” dedim. “Hazırım erkeğim! Hemde nasıl hazırım! Anladın mı şimdi elimdeki ateşin sebebini?” dedi. Yüklendim! Sanki yarağımla çarşaf yırtıyorum, o kadar dar amcık! Zar zor yarısına kadar soktum, Hayriye kolunu ısırıyor, gözleri sım sıkı kapalı, sanki nefes almıyordu. Biraz bekledim, kollarını açtım, parmaklarımı parmaklarına geçirdim, “Gözlerini aç sevgilim!” dedim, açtı. Göz gözeyiz, nefeslerimiz birbirine karışıyor, “Hadi kökle erkeğim!” diye inliyor. Bir daha yüklendim ve artık dibindeydim. Gözü gözümde, dişlerini sıkıyor ve öyle bir bakışı vardı ki, gözlerinden birer damla yaş başörtüsüne doğru süzüldü. Sikimi yavaşça geri çektim, tekrar yüklendim. Birdaha, bir daha derken titremeye başladı. O tapılası güzellik altımdaydı ve ben onu sikiyordum, hemde göz göze, inanamıyordum. Saatlerce öyle kalabilirdim, fakat acele etmeliydim, vaktimiz çok dardı, başladım pompalamaya ve gözlerinin içine bakarak, “Aşkımsın! Sevgilimsin! Kadınımsın! Orospumsun! Fahişemsin!” diyordum… Hayriye de, “Erkeğimsin! Sikicimsin! Vurucumsun! Hadi sik beni! Hadi kökle! Vur dibime! Ohhhh yedir yarrağını bana, hadi sik Erkanın karısını, hadi vur koçum, vur erkeğim, çatır çatır sik, doyur amımı! Ohhhh, ilk erkeğimsin! Kökle Orospuna! Kökle Fahişene! Hadi hadi sik beni! Sik arkadaşının karısını! Senin Orospunum hadi!” diyordu. Bir süre pompaladım ve Hayriye sara hastası gibi titreyerek Orgazm oldu ve “Ben bittim, hadi sen de boşal erkeğim!” dedi. “Korunuyormusun?” dedim. “Hayır, fakat patla amıma, fışkırt, dibimi dölle erkeğim!” deyince ben de öyle bir patladım ki, 15 yıldır böyle boşalmamıştım. 3-4 dk. içinden çıkmadan üzerinde yattım dudak dudağa. Sonra hemen kalktık toparlandık. Pancurları ve kapıyı açtım hem caddeye bakıyoruz hem konuşuyoruz. “Harikaydın aşkım, bana kadınlığımı tattırdın!” dedi. “Sen de öyle aşkım, o nasıl amcık öyle, neredeyse hiç olmayacakmış, resmen yarağımı acıttın!” dedim. “Bendeki amcık amcık da, siken yarak olmayınca amcık ne yapsın? Aşkım ben gideyim artık, kimseyi şüphelendirmeyelim!” dedi. “Tamam aşkım, yalnız bu sikişi ben saymıyorum! Bu akşam geleceğim, seni evinde doya doya sikeceğim, olur mu canım?” diye sordum. “Aşkım çok korkuyorum gören olur diye!” dedi. “Yok ben kimseye görünmeden gelirim aşkım. Saat tam 20:30 da sendeyim, tamam mı Hayriye?” dedim, “Tamam Nahit!” dedi, gitti. Heyecanla akşamı beklemeye başladım. Akşam saat 20:30 da evinin önünden geçerken sokak kapısının açık olduğunu gördüm ve hemen içeri daldım. Kapıdan içeri girer girmez kapı arkamdan kapandı. Baktım kapıya sırtını dayamıs öyle bekliyordu. Evin ışıkları tamamen sönüktü, ancak sokak lambasının ışıkları pencereden sızıyor ve evin içini loş bir aydınlık kaplamıştı. Hemen kucağıma aldım ve odaya götürdüm hiç konuşmuyorduk. Öpmeye başladım. Yavaşça çömeldi ve gözlerimin içine bakarak fermuarımı açtı, yarağımı ağzına alarak öyle bir emmeye başladı ki, daha bir dakika olmamıştı, benim yarak beton gibi olmuştu bile. Bende onu yalamak istiyordum, yarağımı iki eliyle kavradı, “Hayır ben bunu istiyorum hemen, sen sonra yalarsın, vaktimiz çok nasıl olsa!” dedi. Hemen birbirimizi soyduk, yere uzandı, “Hadi koçum! Hadi benim hovardam! Göster şu erkekliğini! Yarağa doyur şu amcığımı!” dedi. Hiç beklemedim, hemen bacaklarının arasında yerimi aldım, yarağımı amının dudaklarında aşağı yukarı gezindirmeye başladım. Hayriye çıldırmıştı, kıvaranıyor, “Geçir kökle artık, ne olur dayanamıyorum, sok koca yaraklım, sok orospun olayım, sok artık!” diye yalvarıyordu. Öyle bir kökledim ki yarağımı, sanki kızgın bir taşın deliğine sokmuşum gibi acı duydum. Onun ise çığlıkları evin içini doldurdu. Gözleri hafif kaydı, bayılacak sandım. Derin derin nefes alıyordu. Ben yarağımı amından yavaşça geri çekip, çok sert bir şekilde tekrar yüklendim. Kısık bir sesle inliyor, boynumu ve kulaklarımı yalıyor, küçük ısırıklar konduruyordu. Ben hızlanmıştım, kısık kısık nefes alıyordu, “Vur erkeğim, dibime vur! Vur koçum! Sik, becer beni! Sen benim ilk erkeğimsin, yırt şu amımın yarak görmeyen yerlerini, yırt aşkım, kocacığım, koca yaraklı hovardam, sik parçala amımı koca yaraklım, sikemeyenin amını böyle sikerler, off dayanamıyorum, içimi yakıyorsun, pompala canım, hadiiiiii geçirrrrr aslanım!” dedikçe hayvanlaşmıştım… Hayriye amının kaslarını sıkarak adeta yarağımı bırakmamacasına eziyordu. Amcığı gevşeyeceğine sanki dahada sıkılıyor, daralıyordu. Susmak bilmiyor, haykırıyordu, “Açım koca yaraklım, açım yarağa, açım sikilmeye! Of ne güzel sikiyorsun! Seni ilk gördüğümde amımdan akan suyu görseydin oracıkta Erkanın yanında tecavüz ederdin bana, Erkana da başımı tuttururdun!” dedi. “Tutarmıydı?” diye sordum. “Böyle siktiğini görse eminim beni kendisi siktirir sana, zaten tapıyor sana!” dedi. Bunları duyunca anladım ki, o hanım hanımcık, çıtı pıtı, kapalı kadının fantazi dünyası sınırsızmış, sikişirken konuşmak ve özellikle kocasını aşağılamaktan müthiş zevk alıyordu. Hemen ben de buna yardım etmeye başladım, “Senin o boynuzlu kocanın amına koyayım ben! Karısını siktiğimin pezevengi!” dedim. “Oooohhh, eveeet, sik Erkanın karısını! Pezevenk kocamın sikemediği amına koyyy errkeğimmm. Sik, boynuzlat arkadaşını, Erkana boynuz taktır bana, sikicim sen ol, boynuzlu pezevengim o olsun, yırt amımı, yırt götümü, sana kendimi o pezevengin kucağında siktirmezsem bu yarrak bana haram olsun sikicim!” diye haykırıyordu. “Sen tam bir Orospuymuşsun, amına koyduğumun Kahpesi, amının ateşi vücuduna, eline vurmuş, anlasaydım ilk fırsatta zorla sikerdim seni, adi Fahişe!” dedim. “Evet tecavüz etmeliydin bana, zorla, bağırta bağırta, ağlata ağlata sikmeliydin, o gün arabanla dağa kaldırmalıydın beni!” dedi. “Sende bu Orospuluk varken seni daha öyle sikerim ki, o pezevenk kocanın boynuzları caddelere sığmaz, merak etme!” dedim. “Ooohhh sik erkeğim Erkanın karısının tazecik amcığını! Daha bu orospu kocasının taptığı bu arkadaşına neler verecek!” dedi. “Neler vereceksin?” dedim. “Amcığımı verecem!” dedi. “Onu zaten verdin amcık karı, dalga mı geçiyorsun, amına koyduğumun Orospusu seni!” dedim. “Götümü de verecem, bakire el değmemiş götümün de sahibi sen olacaksın erkeğim!” dedi. “İşte bu güzel!” dedim. “Götümü de siktirecem sana, fakat önce şu doymamış amcığımı doyurmalısın, sik Nahitim! Sik erkeğim, hovardam benim! Oohhh! Kocam olacak o pezevengin boynuzları uzasın, arkadaşının altında amımı siktiriyorum, ohhhh! Hadi vur! Sakın durma! Oooof, aaaah dayanamıyorum, bana birşeyler oluyor, içim gidiyor, sakın durma, kökle birtanem, kökle! Ahhhh…” dedi ve titremeye başladı. Boşalmak üzereydi, zevk alması için yarağımı geri çektim, başının yarısına kadar çıkardım ve tekrar kökledim ve öyle bir bastırdım ki, dibinde bekledim ve boşaldığını hissettim. Ben ise hızımı daha alamamıştım, kendimi sıkıyor boşalmamak için direniyordum… Yaklaşık 45 dakika sonra Hayriye dördüncü kez boşalırken, ben de patlamak üzereydim ve makina gibi hızlandım, “Geliyorum Orospu, nerene boşalayım?” dedim. Hemen bacaklarını sımsıkı belime, kollarını da boynuma doladı, gözlerimin içine bakıyor, sıktığı dişlerinin arasından, “İçime boşal koçum, içime boşal aslanım! Her yerim senin, istediğin yerime boşalabilirsin, ama önce şu Orospunun döle susamış taze amını döllerinle bir sula, arkadaşının sikemediği karısını dölle, bu am senin döllerine kurban olsun, hadi sikicim, hadi fışkırt amıma, fışkırt döllerini!” dedi. “Ya hamile kalırsan?” deyince, “Offff, hadiii, fışkıırrrrt aşkımm, bırak kendini, hadiii ak içimeee, ak amımaa, ohhh hadi sikicim, yolla döllerini hadiii, kalırsam sana hamile kalayım, senin çocuğunu doğurayım, hadiiii!” diye bağırdı. Öyle tahrik olmuştum ki, artık bu sözler üzerine o anda patladım! Ama ne patlayış, amının içi, en ücra köşesine kadar dolmuştu. Adeta kısa bir baygınlık geçirdi… O gece Hayriyeyi defalarca siktim (Götten de siktim!) ve ilişkimiz 3 yıldır sürüyor. Her fırsatta amdan, götten, ağzından, neresi denk gelirse orasından çılgınca siktim. Şimdi benden hamile kalınca kocasına her şeyi anlatmış, kocası önce kızmış, ama sonra çaresiz olduğu için kabullenmiş…

Geçen hafta yaşadığım muhteşem erotik sex hikayemi anlatmadan önce, az da olsa kendimden bahsetmek isterim. Adım kenan 1,87 boyunda 90 kilo ve yakışıklı bir erkeğim, büyük bir beyaz eşya mağazasında müşteri temsilcisi ve halkla ilişkiler uzmanı olarak çalışmaktayım. Sattığımız her malın durumunu kontrol ederiz, müşteri aldığı maldan ne kadar memnun diye anketler düzenleriz, bazen telefonla bazen de gerekirse evlere gidiyorum anket doldurup müşteri memnuniyet seviyesini belirlemek için.

İşte yine bir gün mağazada otururken yaşlı bir karı koca geldi ve yeni aldıkları çamaşır makinesinden memnun olmadıklarını ifade ettiler. Kayıtlarıma baktım ürün satışından sonra ilgilenilmiş ve olumlu geribildirim alınmış ürün hakkında, durum böyle olunca direk eve gidip ürünün performansını yerinde görmek istedim. Ve eve gittim kapıyı çok güzel bir bayan açtı yeliz hanım, sonradan öğrendim asker yolu bekleyen çok azgın bir bayanmış, durumu izah ettim, evet dedi memnun değiliz dedi, bizim için müşteri memnuniyeti çok önemli olduğu için ilgilendim ve yardımcı olmaya çalıştım.

Ürünü çalıştırmak istedim tmm dedi gitti içerden çamaşırlarını getirdi, ve çamaşırları makineye koyarken beni çileden çıkarırcasına tangalarını, sütyenlerini, kendine ait ne varsa gözümün önünde makineye attı. O an onunla, porno sikiş izlerken beğendiğim bir pozisyonda düzüşmek istedim. Benim mal şahlandı tabi, elimle falan kapatmaya uğraşıyorum, görmesin istiyorum, ama çok sexi ve kendine bakan bir bayan olduğu giydiği çamaşırlarından belliydi. Daha sonra burayı fazla uzatmayayım çay demlemiş bana ısrar etti, kırmadım aklımda da hala o sexi iç çamaşırları var aklıma geldikçe benim yarak yerinden fırlıyor.

Neyse çayı yudumladık beraber o benim karşıma oturdu üzerinde askılı dizlerine kadar gelen bir elbise vardı, benim karşımda bacak bacak stüne atmış çayını yudumluyordu, muhabbeti ilerlettik yaşı 25 kocasının askerde olduğunu öğrendim kayın babası ve annesiyle aynı evde kalıyor kocası gelene kadar, kocasının mühendis olduğunu ve askerliğinin bitmesine 2 ay kaldığını öğrendim. Zamanla yeliz bana frikik vermeye başladı, bacakları nefis, harika, elbisesi yukarı sıyrılmış bacaklarına gözüm takıldı, çok hafif altındaki iç çamaşırını görüyorum, kıpkırmızı çok sexi duruyor. Neyse benim çayım bitti tazeleyeyim dedi yeliz hanım önüme bardağı almak için geldiğinde eğilip bana süper göğüs şov yaptı resmen, göğüsleri harika, kırmızı sütyenin içinde nefis duruyorlar, benim gözler takılı kaldı, o da farkında olacak ki bir süre öyle kaldı.

Sonra içeri gitti demli aldı geldi ve tekrar çay doldurdu yavaş yavaş sanki göğüslerini gözümün içine sokar gibi, beni delirtiyordu, yarağıma artık hakim olamıyordum pantolondan fırlayacak gibi olmuştu, ben bunu fırsat bilip yeliz hanım biliyor musunuz çok güzelsiniz , harika bir kadınsınız, sizi görüp de etkilenmeyecek erkek yoktur dedim, bundan çok hoşlanan yeliz hanım bu sefer karşıma değil de yanıma oturdu, gerçekten öyle miyim dedi, ben atık sikimi gizlemiyordum, ne olacaksa olsun diyordum içimden, yeliz hanımın heyecanlandığını hissettim yanıma oturunca evet dedim yeliz hanım fiziğiniz çok düzgün, mankenlere taş çıkarırsınız dedim, makineye çamaşırlarınızı koyarken sizin ne kadar sexi ve kendine bakmayı seven bir bayan olduğunuzu anladım dedim.

Yeliz hanım artık benim yarağa odaklanmış gözünü alamıyordu, belikli uzun süredir sikilmiyordu, ben de artık ona yaklaşmanın vakti geldiğini düşünüp gözlerimi gözlerine kilitleyip yavaş yavaş ona doğru yöneldim ve dudaklarına yapıştım, o ne kadar güzel dudaklar, nefis, ateş gibi yanıyor dudakları, benim dudaklarımı bir öpüyor bir yalıyor diliyle vantuz gibi emiyordu. Ben bu esnada fırsat buldukça bebeğim süpersin aşkım harikasın diyordum, yeliz babamlar emekli aylıklarını çekecek ve Pazar yapacaklar dedi onlar gelmeden bitir işimi dedi. Ben aceleye gelmem ama tmm dedim yelize, 3 aydır sikilmiyorum dedi amım şişti dedi, hadi becer beni dedi, ben dudaklarını yiyip içtikten sonra yelizi oturduğumuz çekyata yatırdım, işimi acele yapmam asla hele sex işini asla, partnerimin zevki benim zevkimden önemlidir.

Yelizin ayaklarını öpmeye başladım öpüyordum yalıyordum ayak parmaklarını ağzıma alıp emiyordum, yeliz inliyordu çekyatta, yavaş yavaş ayak bileklerine geldim emiyordum yelizi, yeliz bundan büyük keyif alıyordu devam et aşkım, kocacım yala bitir beni diyordu, ben yavaş yavaş bacaklarına yukarı çıkıyordum emerek öpörek yalayarak yelizin o nefis bacaklarının keyfine varıyordum, gerçekten harikaymış bacakları, sonra kafamı yelizin elbisesinin altından sokup yelizin altına giriyordum yavaş yavaş, kalçalarını bacaklarını elleyip öpüyordum, dilimle yalaya yalaya yukarı çıktım, kafam artık yelizin amındaydı, o ne sexi tanga o ne güzellik inanılmaz güzeldi yelizimin amı, tangasını çıkarmadan dilimle yelizin amını yalıyordum. Resmen full porno film çeviriyorduk. Yeliz kafamı bastırıyordu amına doğru sanki çıldırmış gibi, hadi devam et, sik onu, o senin, yar amımı diyordu bana.

Sonra ben yelizin amını tangasının üzerinden epeyce yadlıktan sonra yelizin amı vıcık vıcık olmuştu, ıslak amı harika kokuyordu. Dişimle tangasını ağzıma aldım eteğin altında ve kendime doğru çekerek yavaş yavaş geriye doğru çekilmeye başladım. Ben geriye doğru çekilirken kıpkırmızı sexi tangası amından sıyrılıp geliyordu benimle, ve tangasını çıkardım yelizin sonunda. Yelizin nefes alışları hızlandı nefesinden ne kadar istkli olduğunu anlıyordum, yeliz sürekli beni tahrik eden sözler söylüyordu, hadi aşkım ohhhhhhh harikasın sik artık amımı bekletme beni diyordu. Tangasını çıkardıktan sonra aldım kokusunu içime çektim tanganın bundan çok etkilendi yeliz, kocam beni hiç böyle sikmez diyordu, artık kocam sensin diyordu. Tangasının altında nefis harika süper bir am vardı, yeliz traşını yeni yapmış ama amının üzerinde üçgen yapmış kıllarla, harikasın dedim aşkım, o da senin sikine layık aşkım dedi.

Amını bir süre yaladım amının sularını emdim, dilimle amını siktim resmen 10 dk falan dilimle amını yaladım supsulu olmuştu amı. Yelizin sözleri beni daha da tahrik ediyordu kafamı bastırıp siiiiiiiiik diyordu yalaaa diyordu, aşşşşşşşşşşşşkım demesi beni çıldırtıyordu. Daha sonra yelizin dudaklarına yapıştım tekrar dudakları daha da alevlenmiş yelizin, beni yiyecek gibi emiyordu. Boğazını boynunu öpüyordum, kulak memelerini öpüyordum kulağına sexi bebeğim çok güzelsin, azgın bebişim süpersin sen diyordum, bunları hiç duymayan yeliz çok hoşuna gidiyordu ve bana karşılık veriyordu. Boğazından aşağa doğru öpe öpe iniyordum artık elbisesinin üzerinden göğüslerini okşamaya başladım, ellerimle yoğuruyordum göğüslerini, göğüsleri ben elledikçe taş gibi oluyordu sanki yelizin, askılı elbisenin bir kolunu indirdim yavaşca ve kırmızı nefis duran o sütyeni ve içindeki bombalar gözükmeye başladı.

Bana çay koyarken hayal ettiğim göğüsler artık elimdeydi, diğer askısını da indirdim ve göğüslerine yapıştım sütyenin içinden taşacak gibi harika duruyorlardı, ikisini de epey yoğurup elledikten sonra sütyenini indirdim yavaşca. Yelizin nefesi kesilecek gibiydi sanki aldığı zevki anlatamam, inliyordu resmen altımda, sütyenini elime alıp doyana kadar kokladım, içime çektim kokusunu. Göğüslerinin ucunda dilimle daireler çiziyordum, göğüs uçlarını hafif hafif ısırıyordum, yeliz ayyyyyyyyyyy, oooooooooooooffffffffffff, diyordu, ben göğüslerini birbirine yaklaştırıp emiyordum, yalıyordum, göğüs arasını kokluyordum. Nefis kokuyordu yelizim nefisssss anlatılmaz, bebekler gibi.

Göğüslerini epey yalayıp yedikten sonra yavaş yavaş aşağa doğru inmeye başladım, yelizin tüm tenini öpüyordum, dilimle yalayarak aşağa iniyordum, göbeğindeyim artık yeliz eliyle göğüsleriyle oynuyor elliyordu. Göbeğinin etrafında dilimle daireler çizdikten sonra artık amına doğru tekrar gidiyordum, yeliz bunun farkındaydı ve heyecanı daha da artıyordu, sanki ilk defa sikilecek bir kız gibi heyecanlıydı. Ben ona daracık amını yaracağım diyordum o da hadi erkeğim seninim artık sik beni, yar amımı, amımın içini doldur sikinle, epeydir sike hasret bu am sana nasipmiş dedi. Ben yarağımı çıkardım ve füze gibi olmuş yarağı yelize yalamasını söyledim, istemedi daha önce kocasının sikini hiç yalamadığını söyledi.

Hadi aşkım yala rahat girsin dedim, sexi bebeğim dedim ve yeliz ucunu hafiften yalamaya başladı benim yarağın, yaladıkça zevkini ve tadını aldığını fark ettim biraz daha ağzının içine sokmaya başladı ama daha önce hiç yalamadığı için acemi gibi yalıyordu. Ben zevkten uçuyordum ona en güzel sözleri söylüyordum, azgın fahişem harikasın, em yarağımı ağzına amına layık hadi aşkım, hadi sevgilim diyordum. Nihayet yarak yalamanın tadına varan yeliz sikimi artık bırakmıyordum şeker emen çocuklar gibi emiyordu sikimi, delirtiyordu beni azgın fahişem, ben sikimi yüzüne yanaklarına şap şap vuruyordum, sikimi vıcık vıcık yaptı sexi yelizim. Yeliz erkeğim artık sik berni ne olur diyordu, o sikini içimde hissetmek istiyorum diyordu, dayanamıyorum onu amıma dibine kadar geçir diyordu.

Ben yelizin beline çekyatın üzerindeki yastığı koydum kıllarla şekil yapılmış yarağa susamış amı artık kabak gibi karşımdaydı, sikim yerinden fırlayacak gibi, demir gibi, yeliz onu sok amıma hadi aşşşşşşşşkım diyordu, yelizin bacaklarını yalayarak omzuma kaldırdım ve sikimi amının üzerine getirdim, yelizin nefes alışalrı artık daha belirgindi heyecanından olsa gerek, sikimi amının üzerinde gezdiriyordum, sikimi amının kenarlarına, amının üzerindeki üçgen şekilli kıllara sürüyordum geri çekiyordum, yeliz altımda inliyor, ve artık aşkım sok ne olur diye yalvarıyordu, ben sikimi amına getirip şap şap diye vuruyordum amına, elimle amını şamarlıyordum şap şap şap şap, aşkım delirecem siiiiiiiiiiiiiikkkkkkkkkk beni aşkkıııııııııııııııım diyordu yeliz.

Ben sikimi çıkarıp yelizin amına bastırdım yelizden bir zevk sesi geldi inanılmaz anlatamam, ohhhhhhhhhhhhhhhhhhhhh dedi ohhhhhhhhhhhhhhhh harika uçuyorum aşşşşşşşşşşkımmmmmm benim erkeğimmmmmm dedi yeliz, bu sözler beni daha da iştahlandırdı amına bastıkca basıyordum soktukça sokuyordum, yelizin amı fırın gibiydi ateş gibiydi sanki sikimi içine alıp hiç vermeyecek gibi sikişiyordu benim azgın sexi kadınım, böylece yelize epey bir süre git gel yaptıktan sonra yeliz aşkkkım boşalıyorum dedi müthiş bir zevkle, ben de kendimden geçip geliyorum aşkım dedim amına mı boşalayım dedim bebeğim, evet dedi yeliz evettttt amımın içine döllerini akıt dedi, döllerini içimde istiyorum dedi ve öyle bir boşaldık ki beraber ikimiz de iliklerimize kadar boşaldık, yeliz ayyyyyyyyyyyyy aaaaaaaaaaaa ohhhhhhhhhh ııııııııııııııııııııı gibi sesler çıkararak boşalıyordu, zevkten bulutların üstündeydi sanki.

Çok uzattım ama herşeyi anlatmak istiyorum arkadaşlar kısa keseyim daha sonra yeliz telaşlandı bizimkiler gelebilir dedi, ben aşkım doymadım sana dedim yeliz ben de aşkım ama vakit daralıyo dedi, daha sonra yelizi domalttım ve amından ve hiç sikilmediği güzel götünden de siktim, banyoda da bir güzel yıkadım yelizimi ve banyo da da siktim yelizi. Beraber yıkandık aceleyle, yeliz beni yanaklarımdan dudaklarımdan ve çok beğendiği sikimden öperek uğurladı, anlıyacağınız müşteri memnuniyeti kesinlike tamamlandı. Yeliz telimi aldı ara sıra masturbasyon yaparken bana msjlar çekiyor, beni düşünerek amını parmaklıyormuş, müsait bir zamanda tekrar beni sikeceki dedi, kocamın gelmesini bekleyemiyecem dedi, ok dedim aşkım. Sonuçta sex bir sanattır ve her sanatın usatları ve duayenleri vardır, işte o duayen benim…

allltanm@hotmail.com msn adresim..

hepinize selamlar. Öncelikle kendimden bahsedip, hemen aldatma hikayemi yazmak istiyorum. Bana Hatice diyebilirisniz, İstanbulda yaşıyorum, 23 yaşındayım, 1 yıllık evliyim ve henüz çocuğum yok. Oldum olası sekse ve porno sex filmlerine çok meraklıyımdır. Evkadını olduğum için, kocam işe gidince, ben de evin günlük işlerini bitirip, akşam yemeği için gerekli hazırlıkları da yaparım, sadece pişirmesi kalır. Onu da kocam işten gelmeden yarım saat önce pişirmeye başlarım. Onun dışında kalan vaktimi hergün internette porno izleyerek, seks hikayeleri okuyarak geçiririm. Okurken de aynı zamanda da mastürbasyon yaparım tabii. Elim sürekli amımdadır, günde 5-6 kez kendimi tatmin ederim. Bunda biraz da kocamın sekse benim kadar düşkün olmamasının payı var. Kocamla son zamanlarda haftada 1-2’ye düşen sikişmelerimiz, kocamın yeni araba almak için çektiği kredinin stresi yüzünden daha da seyrekleşmiş ve ayda 1’e düşmüştü.

Geçenlerde yine ilginç bir seks hikayesi okumuş ve kendimi tatmin etmiştim. Okuduğum hikaye okadar güzeldi ve beni almış götürmüştü ki, kendimi o sikilen kadının yerine koyarak okumuş ve tam 3 kere orgazm olmuştum. Hem de işercesine boşalmıştım. Amımın suları külodumu ıslatmış, hatta eşofmanıma geçmişti ıslaklık. Hemen yatakodasına gidip külodumu değiştirdim ve ıslak külodumu kirli sepetine atmaya banyoya gittim. O sırada gördüm ki, banyoyu su götürüyor, lavabonun altından sürekli su akıyordu. Tesadüfen bizim alt katta da tesisatçı usta oturur, bazen işe gider bazen gitmez, o geldi aklıma. 1 yıldır komşuyuz, ama pek samimiyetimiz yoktu, arada sırada kapıda karşılacınca selmlaşırdık, hepsi o kadar. Komşulardan duyduğuma göre kendisi dul imiş, karısından boşanmış.

Hemen indim alt kata, zilini çaldım. Adam evdemi değilmi onuda bilmiyordum. Evdeymiş, kapıyı açtı, kibarca, “Buyrun Hatice hanım?” dedi. Ben de banyodan su aktığını söyledim ve gelip bir bakmasını rica ettim. “Siz çıkın, 5 dakikaya geliyorum!” dedi. Teşekkür edip evime çıktım. Ama birşey dikkatimi çekmişti, ben daha adamın adını bilmiyordum, fakat o bana ismimle hitap etmişti. İsmimi bildiğine göre, demek ki adamın ilgisini çekiyordum. Nedense bu beni keyiflendirmişti, herhalde beni beğeniyordu. Neyse, 5 dakika olmadan zil çaldı ve geldi. Üstünde eşofman vardı, bende de eşofman vardı. Adamı içeri buyur edip, banyoda su akıtan yeri gösterdim. Yeni de çay demlemiştim, “Taze çayım var, içermisin?” dedim. “Zahmet olmazsa…” dedi. “Yok canım ne zahmeti!” deyip mutfağa çay almaya gittim. Tam çayları doldurdum salona götürecektim, içime kurt düştü, banyoya doğru kafamı uzattığımda, off ne göreyim, biraz önce çıkardığım külodumu kokluyor, diliyle amımın sularıyla ıslanan kısma dokundurup, tadına bakıyor, bir eliyle de eşofmanının üstünden yarağını ovuşturuyordu…

Resmen tahrik olmuştum, tam 3 haftadır kocamla sikişmemiştim, amım karıncalanmaya başlamıştı. Oysa kocam bügüne kadar amımı bile yalamamıştı, bırakın kullandığım külodumu koklayıp yalamayı. Çayları geri mutfağa bırakıp, ne olacaksa olsun diye düşündüm ve banyoya daldım. Adam beni görünce şok oldu, elinde külodumla öylece kaldı, ne diyeceğini bilemedi. “Çok mu hoşuna gitti kokum?” dedim. Cevap veremedi, kekeledi sadece. Külodu elinden alıp sepete attım ve “Koklamak istiyorsan burda canlısı var!” diyerek kollarımı boynuna doladım. Birden dudaklarıma yapıştı, vahşi kurt gibiydi, öpmüyor adeta yiyordu dudaklarımı. Onun da nezamandır sikişmediği hemen belli oluyordu. Boynumu boğazımı öpüyor yalıyor, elleri kalçalarımda, avuçluyor okşuyordu. “Lütfen morartma, kocam anlamasın!” dedim, ama aldırmıyordu, “Hep seni hayal ediyordum! Yerim seni!” diyordu…

Ve kucaklayıp beni yatak odama götürdü ve yatağın üzerine bıraktı. Önce badimi ve sutyenimi çıkardı. Memelerimi emmeye başladı. Aşağı doğru indiğinde çıldırıyordum, biran önce sikmesini arzu ediyordum. Derken eşofmanımı çıkardı. Külodumun üzerinden amımı kokluyordu. Yavaşça külodumu da çıkardığında, amım tabak gibi meydandaydı. Bir, Offf! çekti ve “Düşündüğümden de güzelmiş!” dedi. Amımı uzun uzun kokladıktan ve yaladıktan sonra, bacaklarımı havaya dikti. Şimdi de götümü kokluyordu. İşte o an ben bittim ve boşaldım. Götümün koklanması mahvetmişti beni. Ama daha istekliydim, o yarağı da yiyecektim. O ise en küçük parmağını götüme sokup bana yalatıyordu, kendisi de amımı yalıyordu. Hayatımda böyle bir zevk almadım. Sonra amımla karışık götümü yalamaya başladığında, ben zevkten çıldırıyordum, “Yarağını sok artık!” diye inliyordum…

Sonunda eşofmanını indirip yarağını çıkardı, amımın dudakları arasında gezdire gezdire yavaşça soktu. Ama girmiyordu bir türlü. Bana, “Kız amı gibi amın var, kocan olacak pezevenk hiç sikmiyor mu seni?” dedi. Ben de, “Evet aşkım, kocam sikemiyor beni, 3 haftadır sikilmiyorum! Hadi sik beni, kökle amıma!” dedim. Ben öyle deyince birden kökledi ve beni kucağına aldı. O kalın yarak amıma tamamen girmişti. Canım çok yanıyordu, ama bir yandan da acayip zevk alıyordum. Ben kucağındayken bir parmağını götüme sokuyor çıkarıyor, önce kokluyor, sonra bana da koklatıyordu. Acayip olmuştum. Yaklaşık 10 dakika böyle amımı siktikten sonra beni indirdi ve yarağını ağzıma verdi. Ben yarağını yalarken arada bir ağzımdan çekip, yarağını Jop gibi suratıma vuruyordu…

Sonra beni domalttı. Oldum olası domaltılmayı severdim. Ve götümü koklayıp yalamaya başladı. Biraz yaladıktan sonra, “Kocan götünü hiç sikti mi?” dedi. “Hayır, götüm bakire!” dedim. “Amına koduğumun pezevengi, bu göt sikilmez mi lan?” deyip, götümü tükürükleyip yarağını dayadı götüme. Yavaş yavaş sokuyordu, ama çok canım yanıyordu. “Çıkar erkeğim!” diyordum, ama dinlemiyordu. Sonunda komple soktu yarağını götüme. Hepsi girince biraz rahatlamıştım ki, birden çekti çıkardı yarağını. Çıkarken daha çok acımıştı. Hemen parmağını soktu götüme. Götümü parmaklıyor, sonra parmağı çıkarıp bana yalatıyordu. Sonra da benim elimi götüme götürdü, busefer benim parmağımı soktu götüme ve çıkarıp dakikalarca kokladı, emdi parmağımı. Sonra yine yarağını soktu götüme, hem götümü sikiyor, hem popomu tokatlıyordu. Yarağını götümden çıkarıyor amıma sokuyor, amımdan çıkarıp götüme sokuyordu. Keşke grup sex pornolardaki gibi bikaç kişiyle olsaydım diye aklımdan geçirdim.

Kaç kere boşaldım hatırlamıyorum bile. Ama oldukça bir yorulmuş, ter içinde kalmıştık. En sonunda götüme ılık ılık döllerini fışkırttı. Sonra da yarağını götümden Flop! diye çekti çıkardı. Götümü aynaya doğru dönderdi bakmam için, baktım götümün deliği resmen mağara gibi olmuş, kalçalarım kıpkırmızıydı. Uzanıp birer sigara içtik. Bana, “Hoşuna gitti mi kadınım?” dedi. Ben de, “Hayatımda ilkkez böyle sikildim, teşekkür ederim erkeğim!” dedim. Gülerek kalktı giyindi, lavabonun akıtan yerini tamir etti. “Götünün acısı geçince çağır beni!” dedi, kirli külodumu da cebine koydu gitti.

Yaklaşık 10 gün götümün üstüne oturamadım. 10 gün sonra yine çağırdım ve siktirdim kendimi. Artık resmen sikicim olmuştu. Pencereden bakıyorum, işten gelirken koridora çıkıyorum, parmağımı götüme sokup koklatıyorum, deli oluyor 🙂

İstanbul Fatih semtinde bir apartmana taşındık. Oturanların hepsi tutucu aileler. Bazıları çarşaflı, bazıları
türbanlı. Karım açık giyinir ama fazlada açık olmayı sevmez. Apartmana taşınalı bir ay geçmesine rağmen
hiçbir komşu hoşgeldine gelmediler. Erkekler bana, kapalı kadınlarda karıma selam vermiyorlardı. Bizi
dışlamışlardı. Komşular hoşgeldine gelmeyince, karım kek pasta falan pişirmiş, onları çaya davet etmiş, ama
kimse gelmemiş. Akşam karımın gözlerinden yaşlar akarak bana şikayet etti ve “Buradan taşınalım!” dedi. Ne
olduğunu sorduğumda, komşular (Biz açık bir kadının pişirdiklerini yemeyiz!) demişler.
Benim de canım çok sıkıldı, fakat, “Taşınmayıp sabredelim, nasıl olsa bir aileyle bir gün samimiyet kurarız.”
dedim. Ama 1 yıl kimseyle konuşamadan apartmanda oturduk. Birgün karşı komşumuz çarşaflı Menekşe
hanımla apartman girişinde karşılaştım. Elinde çok büyük bir karton kutu vardı, taşımakta zorlanıyordu. Başını
öne eğerek bana, “Komşu, yardım edermisin?” dedi. Ben de, “Hayhay efendim!” dedim ve elinden aldım,
yukarıya kadar taşıdım. Karton gerçekten çok ağırdı, içinde Çelik Tencere takımı varmış. Kapısının önüne
kadar götürüp bıraktım. Menekşe hanımın sadece gözleri görünüyordu ve gözleri gülerek bana teşekkür etti.
Birkaç gün sonra Menekşeyle tekrar kapıda karşılaştık. Bana selam verdi, gözleri yine gülüyordu. Bu sefer
gözlerine dikkatli bakınca çok güzel olduğunu fark ettim. O da benim gözlerime derin derin baktı ve “Komşu,
kocam sizinle tanışıp bir çay içmek ister, bize gelirmisin?” dedi. Ben, karımın bir aylığına annesine gittiğini,
evde yalnız olduğumu söyleyip, “Karım gelince beraber ziyaret edelim.” dedim. O da, “Siz yalnız gelseniz de
olur…” dedi. “Hayhay! Geleyim ozaman.” dedim.
Akşam yemeğinden sonra kapılarını çaldım. Menekşe açtı ve buyur etti. Beni oturma odasına aldı. Kocası
yatakta uzanıyordu, beni görünce yarım oturdu ve “Komşu hoşgeldin, kusura bakma, ben biraz rahatsızım,
ayağa kalkamıyorum.” dedi. Ben, “Önemli değil.” dedim. Kısaca tanıştık ve karısına yardımım için çok
teşekkür etti. Kocası tutucuydu, ama neşeli bir adamdı, kısa zamanda muhabbete başladık. Altı ay önce trafik
kazası geçirmiş ve belinden aşağısı felç olmuştu, her şeyiyle karısı ilgileniyordu.
Menekşe hanım çaylarımızı getirdi, çarşafını çıkarmadan odaya oturdu. Üçümüz biraz daha konuştuk ve
erkenden ayrıldım. Menekşe hanım kapıdan uğurlarken ona, “Bir ihtiyacınız olduğunda söylemeniz yeterlidir,
elimden geleni yaparım.” dedim. Güzel gözleriyle gülerek teşekkür etti.
Menekşenin gözlerini unutamıyordum. Çok güzeldi. Uyurken dahi hayal kurmaya başlamıştım, Menekşenin
gözlerine bakarak onu öptüğümü düşünerek uyuyordum.
Bir akşam geç vakitte kapım çaldı, hemen açtım. Karşımda Menekşe duruyordu. Gözleri bu sefer daha da
güzeldi, çünkü gözkapaklarını pembe ile renklendirmişti. Çarşafının yüz kısmını açarak, “Mesut bey, size bir
tabak börek getirdim, alırsanız memnun olurum.” dedi. İlk defa yüzünü tam görmüştüm ve içimden (Aman
Tanrım!) dedim. Parlak kırmızı rujlu dudakları, bembeyaz inci gibi dişleriyle, karşımda sanki bir manken vardı.
Ne diyeceğimi bilemeden dondum kaldım. Menekşe benim şoka girdiğimi görünce tabağı elime tutuşturdu.
Elini elime hafifçe değdirince kalbim duracak gibi oldu. “Menekşe hanım zahmet etmişsiniz, teşekkür ederim,
tabağınızı boşaltıp hemen getiriyorum, biraz bekleyin lütfen.” dedim.
Hiç beklemedim bir cevap verdi, “Mesut bey müsadeniz olursa ben boşaltayım.” dedi. Hemen kapıdan
çekilerek, “Buyurun.” dedim. Kapıyı kendisi örttü ve mutfağa girdi, ben de arkasından gittim. Bir melek gibi
süzülerek yürüyordu. Çarşafının altında uzun topuklu ayakkabı vardı. Çarşafını biraz yukarı çekmiş,
ayakkabısının ve ince siyah çorabının güzelliği ortaya çıkmıştı. Tabağı masaya koydu. Ben korkarak
sandalyeyi çektim, “İsterseniz biraz oturun.” dedim. Hemen oturdu, ben de karşısına oturdum. “Kocanız
nasıl?” dedim. Gözleri bir an sulandı ve “Çok kötü Mesut bey, çok ağır ilaçlar kullanıyor ve sürekli uyuyor,
biraz önce yine uyudu, sabaha kadar top atsan uyanmaz artık!” dedi. Canının çok sıkıldığını ve biraz
dertleşmek istediğini söyledi. Karımın olmadığını bildiği halde çarşaflı şuh bir hanımla evde yalnızdım ve şeytan
(Tamam oğlum köşeyi döndün!) diyordu.
Menekşe biraz havadan sudan anlattı ve esas konuya girdi. Kocasının belinden aşağısıyla birlikte erkeklik
organı da işlev görmüyormuş ve iyileşmesi yıllar alacakmış. Menekşe hanım benden ilk defa yardım istediğinde
gözlerindeki gülümsemeyi anımsadım, ilk mesajını ta o zaman vermişti. Genç ve güzel kadın 6 aydan beri bir
erkeğe açtı. Aklımdan bunlar geçerken, Menekşe hanım gözlerime bakarak, “Mesut bey ben çok özledim…”
dedi. Anladığım halde, “Neyi?” diye sordum. “Biliyorsun… Bir kadın en çok neyi özlüyorsa onu…” dedi ve
gözleriyle (Beni sik!) diye yalvarırcasına bakmaya başladı.
Ben de neredeyse 1 aydan beri karım olmadığından iyice sekse susamıştım. Yavaşça Menekşenin
yanaklarından tuttum ve rujlu dudaklarını emmeye başladım. Belime sarılarak amını sertleşen yarağıma dayadı
ve dilini ağzıma soktu. Dilini ısırdım, o da benim dilimi emdi ve ısırdı. Çarşafının üstünden poposuna yapıştım,
altında külot yoktu ve ipek çarşafın yumuşaklığıyla poposunun sertliği beni çıldırtmaya yetmişi. Gözlerine
bakarak, “Siz evdeyken makyaj yaparmısınız?” dedim. “Hayır, ilk defa bugün kocam uyuduktan sonra gizlice
yaptım.” dedi. “Neden?” dedim. “Seni çıldırtmak ve kendimi siktirtmek için!” dedi. Çarşafını bir hamlede
üzerinden çıkardım…
Memeleri çok güzel ve dimdikti. Siyah külotlu çorap giymişti. Ben külotlu çorap fetişiydim, onu öyle görünce
yarağım biraz daha büyüdü ve kazık gibi oldu. Rujlu dudaklarıyla yarağımı yalamaya emmeye başladı. Ben de
çorabının üzerinden amını yalamaya, öpmeye ısırmaya başladım. İkimiz de çıldırmıştık. Çorabının önünü yırttım
ve dilimle içini yaladım. Başımdan tutarak kendine çekti, “Sik artık beni, dayanamıyorum, tam 6 aydan beri
amıma yarak girmedi, sok artık, sok!” diye bağırdı. Siyah başörtüsüyle altımda sikilmeye hazır bir karı vardı.
Ağzımla ağzına yapıştım. Nefes alamıyordu ama dilimi ısırıyor ve eliyle tuttuğu yarağımı amına sokmaya
çalışıyordu. Amı vıcık vıcık ıslanmış köpürmüştü. Çok dar ve küçük bir amı vardı. Benim yarak ise hayli
büyüktü, girerken zorlayacağı belliydi.
Menekşeye “Benim yarak biraz büyük galiba, sokarken acıtabilirim, kusura bakma.” dedim. “Evet Mesut bey,
yarağınız çok büyük, kocamınkinin iki katı, sokun artık!” dedi. Birden ve de çok hızlı sokmalıydım altımdan
kaçmasın diye. Bağırmamasını söyledim ve ağzımı ağzına iyice bastırdım, ki çığlık atarsa duyulmasın diye.
Yarağımı amına en son hızımla soktum, Menekşenin çığlığı ağzımın içinde boğuldu ve gözlerinden yaş geldi.
Altımdan kaçmaya çalışıyor fakat yaraktan kurtulamıyordu. Yavaşça çektim yavaşça soktum ve ağzını serbest
bıraktım. Zevkten inlemeye başladı ve yüzlerce kez (Sik beni!) diye yalvardı.
15-20 dakika yavaş yavaş siktim ve Menekşe 2 kez orgazm oldu, elleri yana düştü. Birkaç kez dölüm
gelmeden beklemiş ve geciktirmiştim. Birkaç kez geciktirince benim yarak küser ve dölü fışkırtmazdı. Kendi
karımı da bu yöntemle en az bir saat sikerdim. Karım da (Ne olur boşal artık amım felç oldu!) diye yalvarırdı.
Menekşe de aynı karım gibi başladı, gözlerime bakarak, “Hadi boşal artık, fışkırt dölünü, doldur içimi,
korkma korunuyorum!” dedi. Ben de dölümün ancak bir saat daha amını sikersem veya götüne sokarsam
fışkıracağını söyledim. “Tamam, nasıl olsa orospu olduk, götümü de sik ki tam orospu olayım!” dedi ve
arkasını dönüp domaldı…
Menekşenin götüne hiç yarak girmediği belliydi. Amından akan sularla göt deliğini yarağımla yağladım. Sonra
yarağımın başını göt deliğine dayayıp yavaş yavaş soktum. Bağırmasını ve kaçmasını bekliyordum, ama öyle
olmadı. Başı girince, “Acımıyor mu?” diye sordum. “Acıyor, ama aldığım zevk daha fazla, yavaş yavaş sok
canım!” dedi. Götünün o dar deliğine yavaş yavaş gitgeller yaparak giriyordum. 5 dakika içinde delik iyice
genişledi ve dibine kadar gömünce Menekşe derin bir zevk çığlığı attı. Artık hızlı hızlı sokup çıkarıyordum. 5-6
dakika kadar daha götünü siktim, dölüm gelmek üzereydi. Dölüm tam fışkırmak üzereyken götünden çekip
amına gömdüm ve boşalttım. Yarağımı amından çıkarmadan bir süre arkasına abanmış halde kaldım. Sonra
amından çıkıp bunu sırtüstü yatırdım ve dudaklarına yapıştım. 10 dakika öpüştük. Menekşe aniden kalktı
giyindi ve hiçbir şey söylemeden kaçtı gitti.
Ertesi akşam eve gelirken Menekşeyi tekrar sikmeyi hayal ediyordum. Ama birdaha uğramadı. Birkaç gün
sonra da (ben işteyken) taşınmışlar. Kapıcıya nereye taşındıklarını sordum, bilmiyordu. Birdaha da Menekşeyi
bulamadım.

Adım Nesli. 37 yaşında, 1.65 boy, 58 kilo, kumral, kocamın zoruyla kapalı giyinen, sexy bir kadınım.
Kocamla monoton bir evlilik yaşıyordum ve mutsuzdum. Ehliyet kursuna gitmeye karar vermiştim, kocamı
zorlada olsa ikna ettim ve kursa başladım. Kursum akşam olduğu için bazen beni kocam bırakıp alıyordu,
bazende yalnız gidip geliyordum. Kursun ilerleyen günlerinde sınıfta yanımda oturan Alirıza ile aramızda
duygusal bir bağ oluşmuştu. Önceleri aramızda kaçamak bakışmalarla başlayan bu macera daha sonra aşka
dönüştü. Alirıza da bende evliydik, ama ikimizde mutsuzduk.
Bir akşam arkadaşından emanet aldığı bir arabayla geldi. Kursu asıp, biraz araba ile dolaşmaya çıktık. Derken
tenha bir yerde durduk. Alirıza beni çok sevdiğini ve arzuladığını söyleyip bacaklarımı göğüslerimi okşuyor, bir
yandan da ateşli bir şekilde öpüşüyorduk. Ben hem Alirızayı istiyordum, hemde kendime engel olmaya
çalışıyordum. Ama daha fazla dayanamadım ve Alirızaya karşılık vermeye başladım. Pantolonunun üstünden
kalkmış yarrağını sıkıca kavradım, dudaklarını, boynunu öpüyordum. Rahat etmek için arka koltuğa
geçtiğimizde Alirıza de yavaş yavaş eteğimi kaldırıp külotumun kenarından elini sokup amcığımı
parmaklıyordu. Offf! Bunu yapması beni çıldırtıyordu, onun o kocaman yarrağını bir an önce içimde
istiyordum…
Alirıza gömleğimin düğmelerini açtı, sütyenimi sıyırıp göğüs uçlarımı dişleyerek emiyor, bir yandan da külotumu
çıkarmaya çalışıyordu. Bende onun fermuarını açtım ve kocaman damarlı yarrağını çıkarıp yumuldum,
dillemeye ve yalamaya başladım. Ağzıma zor aldığım yarrağını daracık amcığıma nasıl alırım diye düşünürken,
Alirıza ilk postayı böğürerek ağzıma boşalmıştı. Döllerini son damlasına kadar yuttum. Okadar güzeldi ki tadı,
yalamaya doymamıştım. Tekrar öpüşmeye başladığımızda, bir yandan da sönmüş yarağını okşuyordum. Bir
süre sonra yarağı yeniden eski sertliğine kavuştuğunda Alirıza, “Seni sikmek istiyorum Nesli, benim olmanı
istiyorum!” dedi. “Ben de seninle sikişmek istiyorum, sikkk beni aşkım!” dedim ve tekrar yarrağını ağzıma
aldım ve yaladım. Gırtlağıma kadar köklüyordu ve “Off aşkımmm senin o amcığını sikip parçalıyacam, benim
olacaksın, tüm döllerimi akıtacam dolduracam amcığını!” diyordu.
Bu şekilde sözleri beni daha da çıldırtıyor, ben de ona, “Sik aşkımmm, sikkk beni, parçala amımı, bu am
senin, doldur, tüm deliklerim sana feda olsun!” diyordum. Beni arka koltuğa uzatıp kendi tarafındaki kapıyı
açtı ve yere indi, sonra da ayaklarımdan başlayıp yalayarak amıma kadar çıktı. Dilini amıma sokup çıkartıyor,
klitorisimi emiyordu. Off! Zevkten deliye dönmüştüm, amım su gibi olmuştu. Dayanamıyordum, “Sokkk artık!
Sikkk beni!” diye bağırmamla, Alirıza kocaman yarrağını amıma kökledi. “Ohhh Neslim! Kadınımmm!”
diyerek yarım saate yakın git gel yapıp, sonunda, “Geliyorummmmm!” diye böğürdü. Amcığıma tüm sıcaklığını
akıtırken, ben de, “Ohhh aşkımmm, erkeğimm, sikicimmm!” diye çığlık çığlığa, onunla aynı anda boşaldım.
Birer sigara içtik ve beni eve bıraktı. Artık her fırsatta buluşup sikişiyoruz. Onu çok seviyorum, o da beni
seviyor. Eşlerimizden boşanıp birbirimizle evlenmeyi düşünüyoruz.
Herkese bol sikişli günler diliyorum, byee.

Ben Sedat. 46 yaşındayım. Kumral uzun boylu yakışıklı biriyim. Eşimse 42 yaşında bembeyaz tenli harika
vücutlu biri. İyi bir işim var, gelir düzeyim de oldukça yüksek. Oğlumuz ilköğretimi bitirince onu yurtdışında
okutmaya karar verdik. Uzun arayışlardan sonra İngilterede bir okula yerleştirdik. Eşimle hiçbir sorunumuz
yok. Birbirimizi de deliler gibi seviyoruz. Yatakta da sınır tanımayız. Her şeyi deneyebiliyoruz. Oğlum
yurtdışına gittikten sonra evde yalnız olduğumuz için cinsel hayatımız daha da renklendi. Fakat eşimin çocukluk
arkadaşı Sibelin tayini İstanbula çıkıp gelince hayatımız biraz değişti. Sibel kısa boylu, minyon tipli, çok hoş bir
kız. Mimar olarak çalışıyor. Ona bize yakın bir ev tuttuk. Evini taşıdı, oldukça sempatik bir ev olmuştu. Eşimle
de çok iyi anlaşıyorlardı. Sık sık bize geliyor, biz de ona gidiyorduk. Oldukça güzel bir kız olmasına rağmen
daha evlenmemişti. Konuşmalarımızda hep ona evlenmesini falan tavsiye ediyorduk. O da, “Buldukta mı
evlenmedik?” diye geçiştiriyordu. Aramızda teklif yoktu. Ama ben ona cinsel açıdan hiç bakmıyordum.
Aslında buna da ihtiyacım yoktu. Çünkü harika bir karım vardı ve her türlü ilişkiyi deniyorduk.
Bir gece eşimle birlikte dışarıda yemekteydik. Ama eşim o gece çok farklıydı. Sanki vücudu elbisesinin
dokunuşundan bile tahrik oluyordu. “Geç kalmayalım, eve gitmek istiyorum!” dedi. Saat 23 gibi kalktık. Daha
yolda sarkmaya başlamıştı. Eve zor girdik, antrede öpüşmeye başladık, yatakta devam ettik. Harika olmuştu
her zamanki gibi. Göğsümde yatarken konuşmaya başladık. İlk geceyi, gerdek gecemizi unutamadığını söyledi.
Karım benimle evlenmeden önce hiç erkek arkadaşı olmamış, eline erkek eli değmemişti. Cinsel bilgisi sadece
arkadaşlarının anlattığı kadarmış, düğün günü yaklaştıkça içindeki korku büyüyormuş. Düğün gecesinin
heyecanı ve korku hepsi birbirine karışmış, ben hiç hissetmemiştim. Ama benim anlayışımla eşimin ilk gece
korkularını yenmiş ve düşündüğünün aksine sexten zevk almış, nasıl girecek, nasıl patlayacak korkusunu
atmıştı üzerinden.
Eşim gerçektende o gece çok heyecanlıydı. Düğün gecesi balayı otelimizdeki süitte ben sanki o gece gerdek
gecesi değil de özel bir buluşmaymış gibi davranmıştım. Eşimi sikmek isteğimi belli etmemiştim. Konuştuk
gülüştük, sonra yatağa girdik sarıldık, sabaha kadar öyle devam etti. Ertesi gün öğleden sonra bozmuştum
eşimin kızlığını. O da kendi isteğiyle olmuştu ve bir nevi ben onu değilde, kendi bozmuştu kendini. Ben sırt üstü
yatmıştım, o da üzerime oturup amını sikime sürtüyordu. Daha sonra sikimin başını amına yerleştirdi ve çok
zevklendiği bir anda kendini bıraktı. Sikim önce kızlığına dayandı. Bir hamle daha yaparak tamamını içine aldı.
Sikimin kenarından ince bir kan sızıntısı oldu. Ve sonrasında ilk orgazmını yaşadı.
Yıllar sonra bunun için tekrar teşekkür etti bana, ama benden o geceyi bir kez daha yaşatmamı istiyordu. Ben
de, “Nasıl olacak?” dedim. “Ben planlarım, sen kendini bana bırak!” dedi. Yeniden sevişmeye başladık, ikimiz
de daha coşkulu orgazm olduk. Ertesi gün eşim bir otelin balayı suitini tutmuş hafta sonu için. Anlatmaya
başladı: “Çarşambadan itibaren bana dokunmayacaksın. Cumartesi günü ikimiz ayrı ayrı otele gideceğiz.
Birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranacağız. Ben odaya yerleşeceğim. Seninle havuzda karşılaşacağız, orada
tanışacağız. Daha sonra neler olacağını sen halledeceksin. Beni ilk kez tanıştığın biriymiş gibi tavlayıp
sevişmeye ikna edeceksin!” dedi. “Tamam!” dedim, ama Çarşambadan Cumartesiye dokunmamak hoşuma
gitmemişti. Ne yapalım katlanacaktık. Salı gecesi harika bir seks yaşadık ve perhize başladık. Gerçekten
Cuma gününe kadar gerekli olmadıkça konuşmadı benimle ve ayrı yattık.
Cuma günü işime gittim. Saat 13 gibi telefonum çaldı, arayan eşimdi. Annesi hastalanmış, gitmesi
gerekiyormuş. Üzüldüm, ama bütün plan da bozulmuştu. Ve ben 3-4 gün daha perhize devam edecektim.
Uçak biletini almış, Otelin rezervasyonunu gelecek haftaya ertelemiş. Uçağı saat 18 de kalkacakmış. Ne
yapalım, tüm düşüncelerimiz haftaya kalmıştı. Saat 16 gibi işten çıktım, evden eşimi alıp hava alanına
götürdüm. Yolcu ettim ve hava alanından çıktım. Evde yemek yoktu, dışarıda yemek yiyip eve gidip
dinlenmek istedim. Yoldayken telefonum çaldı. Arayan Sibeldi. Eşimin ona telefonda annesinin hastalandığını
söylediğini, geçmiş olsun dileklerini iletti. “Evde yemek yoktur şimdi, istersen bana gel, yemeğim var birlikte
yeriz!” dedi. Ben de olur dedim. Evinin önüne gelinceye kadar saat 20 olmuştu. Güzel bir sofra hazırlamış,
balık yapmış. Yemeğe başladık. “Balık Rakısız olmaz!” dedi, hadi Rakı ile devam ettik. Çok güzel
geçiyordu…
Eşim aradı. Ulaşmış, annesinin ciddi bir şeyi yokmuş, ama yine de gittiği iyi olmuş. Ne yediğimi sordu. Ben de,
“Sibelde Balık Rakı yapıyoruz!” dedim. “Sibeli verir misin?” dedi. Sibel telefonumun hoparlörünü açtı. Eşim,
“Kız kocama iyi bak, aç bırakma, sana emanet, sakın çapkınlık falan yapmaya kalkmasın!” dedi, gülüştük.
Telefonu kapattık. Yemek faslı bitince Sibel, “Ben sofrayı toplayayım!” dedi. Birlikte topladık. Masayı
temizledik. Meyve getirdi, koltuklara geçtik. Birer duble daha Rakı koydu. Onu da bitirdik. Yeniden
tazeledik. Çakır keyf olmuştuk ikimiz de. Bir ara mutfağa gitti, dönerken bileği burkuldu ve elindeki çerez
tabağı yere düşüp kırıldı. Dizlerinin üzerine kapaklandı. Hemen fırladım kaldırdım, kanepeye yatırdım. Ayak
bileğini ovuyordu. Sanırım zedelenmişti. Tabağı, dökülenleri topladım. “Hadi seni yatağına götüreyim!” dedim.
Kolunu boynuma doladı belinden tutup götürdüm. Yatağa uzattım. Bileğine baktım, bir şeyi yok gibiydi, ama
yine de ağrıdığını söyledi…
Ben biraz ovaladım iyi gelmişti. Banyoda ağrı kesici merhem olduğunu, onunla ovmamı istedi. “Tamam, ama
geceliğini giy, taytla olmaz.” dedim. “Tamam.” dedi. Banyoya gittim Pomatı aldım biraz oyalandım,
döndüğümde kapıyı tıklattım, “Giyindin mi?” dedim. “Evet, gelebilirisin!” dedi. Kapıyı açtım, aman Tanrım,
kısacık bir gecelik ve içinde birşey yok, heryeri görünüyor, ama memeleri harika. Yinede aklıma kötü birşey
getirmedim, çünkü onu yazlıkta da bikiniyle ve bir seferinde duşta çıplak görmüştüm. Yatağın kenarına
oturdum ayağını avuçlarıma aldım, biraz okşadım. Tam elime Pomat sürecekken doğruldu, iki elimi tuttu,
“Ayağımda birşey yok…” dedi ve ağlamaya başladı. Sonra da, “Sedat abi senle konuşmak istiyorum!” dedi.
Şaşırmıştım, “Dinliyorum?” dedim. “Ben bu güne kadar evlenmedim ve elime erkek eli değmedi. Çıkan
taliplerimi de bir erkeğin bana dokunmasından, kızlığımın bozulmasından korktuğum için reddettim. Şimdi bir
erkek arkadaşım var ve benimle evlenmek istiyor. Ama ben korkudan yine red edeceğim. Kızlığımı değer
verdiğim, güvendiğim birinin bozması ve bu korkumu yenmemi sağlamasını istiyorum. Bunu da ancak sen
yaparsın, çünkü sana güveniyorum!” dediğinde daha da şaşırmıştım…
“Bak Sibel… Kızlığını sevdiğin adama vermelisin, bunda korkulacak birşey yok. Ayrıca sen eşimin
arkadaşısın, bunu benimle yapman doğru değil. Ben eşime ihanet etmek istemiyorum.” dedim. “Hayır… hayır
yapamıyorum. Bir erkeğin bana dokunması çıldırtıyor beni. Bunu ancak sen yapabilirsin. Bunu ihanet olarak
görme lütfen, ben de arkadaşımın kocasını ayartan biri değilim. Bu işi sadece tıbbi bir işlem olarak yerine getir.
Çünkü senden başka bir erkeğin bana dokunmasına dayanamıyorum!” dedi. Şok olmuştum. Kafam
karmakarışıktı. Salona geçtim bir duble Rakı koydum kendime. Karanlıkta oturuyordum. Düşünüyordum.
Nasıl yapardım böyle birşeyi, nasıl ihanet ederdim eşime, hem de en samimi arkadaşıyla. Yapmamalıydım,
ama Sibel de zor durumdaydı. En iyisi burdan gitmek diye düşünürken Sibel geldi salona, kanepeye yanıma
oturdu. Ağlıyordu. “Yapmak istemiyorsan yapma!” dedi ve bundan kesinlikle eşime bahsetmememi istedi.
Bana yakındı, kolumu boynuna doladım, başını göğsüme koydu, titriyordu…
Parmağımın ucuyla kolunu okşamaya başladım, kasıldı. “Dur, sakin ol, bu sorununu çözelim birlikte.” dedim.
Işığı yakmadan güzel bir müzik hazırladım ve onu dansa kaldırdım. Sarıldı boynuma dans ediyorduk. Sırtını
okşamaya başladım, irkildi. Ben de 3 gündür sikişmemiştim ve kollarımın arasında dipdiri bir vücut vardı.
İncecik geceliğin üzerine giydiği incecik sabahlık bir yerini örtmüyordu aslında, memelerinin ucunun sertleştiğini
hissediyordum. Uzun süre dans ettik. Bir an sırtındaki sabahlığı çıkardım, önce direndi ama sonra vazgeçti.
Sikim kalkmıştı. Göbeğine değiyordu. Geceliğini de sıyırdım. Şimdi kollarımda çırıl çıplaktı. Titriyordu
kollarımda. Kulağına eğildim minicik bir öpücük kondurdum, “Hiç sik elledin mi?” dedim. Kalbi hızlı hızlı
çarpıyordu, “Hayır, korkuyorum! Sadece bir kere seni yazlıkta duşta gördüm. Kocamandı.” dedi.
“Gel o zaman!” dedim. Yatak odasına götürdüm onu. Gardrobundan iki ipek fular çıkardım, biriyle gözlerini
bağladım. Yatağa sırt üstü yatırdım. Ben de soyundum, sikim taş gibi oluş, şaha kalkmıştı. Ama ne yazık ki
bizim ürkek ceylanı sikmek kolay olmayacaktı. Beyaz ipek fuları alnında gözlerinde gezdiriyordum irkiliyordu.
Yavaşça boynuna indim, kıpırdamaya başladı. Memelerinin etrafında dolaşmaya başladım, inliyordu. Sol
ayağını sağ ayağının üzerine koydu ve amını bacak arasında sıkmaya başladı. Bir hayli gezdirdim fuları
vücudunda. Derken göbeğine doğru indim, daha çok kasılmaya başladı, inliyordu. Kasıklarına indim. Külot
çizgisinde dolaşıyordum. Bacaklarını sıkıyor, kalçalarını kaldırıp indiriyordu. Birden ağlamaya başladı.
Kasılıyordu. Kalçalarını vurmaya başladı yatağa, hıçkıra hıçkıra orgazm oluyordu. Memeleri daha dikilmiş,
harika görünüyor, bacaklarını sıkıp bıraktıkça amından sular akıyordu. Titreyerek sarsılarak boşaldı.
Ben bir sigara yaktım. Sırt üstü yattım. Hep bu şekilde bacaklarını sıkarak masturbasyon yaptığını, bacağını
açtığında kesinlikle boşalamadığını söyledi. Gözleri kapalıydı. “Şimdi sıra sende. Sen de benim vücudumu
tanıyacaksın!” dedim. “İmkansız, dokunamam!” dedi. “Dene bir kere!” dedim. El yordamıyla fuları aramaya
başladı. “Hayır, sen parmak uçlarınla gezeceksin!” dedim. Parmak uçlarını dudaklarıma götürdü, burnuma,
kaşlarıma. Sadece yüzümde geziyordu. Nefes alışları sıklaşmıştı. Hiç müdahale etmiyordum. Yüzümde
oldukça oyalandı, nihayet boynuma indi, göğsümde geziyordu şimdi. Bir an bacağı sikime değdi, titredi,
kasıldı. Devam etti, göbeğime geldi. Şimdi kolu sikime değiyordu, taş gibi dikilmişti sikim. Aşağı indi. Sikimin
etrafında dolaştı uzun müddet. Bir türlü cesaret edip dokunamıyordu. Hiç acele etmiyordum, mutlaka merakı
galip gelecekti. Yaklaşmaya başladı, artık sikime kaçamak dokunuyordu. Harika oluyordu, içim geçiyor, sikim
hiç olmadığı kadar sertleşiyordu…
Bir an tamamını tuttu. Bir anda bırakıp gözlerini açmak istedi. Engelledim. “Hayır gözlerini açma, istemiyorsan
dokunma!” dedim. “Çok büyük, korkuyorum!” dedi. Serbest bıraktım, ürkek ceylan yine çekingen, sikimin
etrafında dolaşmaya başladı. Ama biraz daha cesaretliydi, parmağının birini sikimin ucunda dolaştırıyordu
şimdi. Memelerinin ucu sertleşmiş, kasıklarıma değiyordu. Bir anda tüm eliyle kavradı, geri çekti elini, tekrar
kavradı. Alışmıştı. Okşamaya başladı. Harikaydı, boşalmamak için zor tutuyordum kendimi. Sikimin ucuna bir
minik öpücük kondurdu, açılmıştı artık. Biraz sonra ürkek öpücük yerini müthiş bir oral sexe bırakmıştı.
Harika emiyor, sıvazlıyordu. Uffff nefisti… Artık zor tutuyordum kendimi, ama ağzına da boşalmak
istemiyordum doğrusu. Kıpırdadım yerimden. Durdu. Onu sırt üstü yatırdım. Boynundan kulak memelerinden
öpmeye başladım yeniden kıvranmaya başladı. Yavaşçacık dudaklara geldim, önce kaçırdı dudaklarını, sonra
teslim etti. Hiç öpüşmemişti bu güne kadar, acemice öpüyordu. Sonra kendini bana bıraktı. Dudaklarını
araladım. Dilim diliyle dans etmeye başladı. Artık ustalaşıyordu.
Yavaş yavaş boynundan aşağıya doğru indim. Kıvranıyordu. Memelere gelince yine kasıldı. Ama dilim
memelerinin etrafında dolaştıkça aldığı zevk arttı. Meme uçlarına dil attım, üzüm gibi şişmişti. Yavaş yavaş
göbeğine doğru indim, ayaklarını yine üst üste koydu amını sıkmaya başladı. Aşağı indim, bacaklarını hafifçe
aralamak istedim. Kastı kendini. Anlaşılan açmayacaktı. Başka formül bulmalıydım. Yüzü koyun çevirdim.
Ensesinden öpmeye başladım. Aşağıya doğru indikçe ürperiyor, kıvranıyordu. Bel çukurunda dilimle daireler
çizdim. Kalçalarını kaldırmaya başladı, bacakları hala sımsıkı kapalıydı, sıkıp gevşetiyordu. Belinin iki yanından
tutarak kalçalarını kaldırdım, başını yastığa gömdü, ama bacakları yine bitişikti. Arkadan harika görünüyordu.
Amına dilimi gömdüm, emmeye başladım. Kalçaları daha çok dikildi. Emdikçe suları akıyordu. Dilimi sokup
çıkarıyordum derinliklerine. Uzun süre devam ettim böyle. Sonra sikimi elime alıp amında gezdirmeye
başladım. Fark etmemişti. Dilliyorum sanıyordu, ama bacaklarını da açmıyordu.
Bacaklarını bacaklarımın arasına aldım. Sikimi dayadım, kıvranıyor, memelerini yastığa sürtüyor, inliyordu
şimdi. Hala dayadığım sikimi farketmemişti, dilliyorum sanıyordu. Biraz bastırdı kendini, başı girmişti. Kızlığına
dayanmıştı. İnliyordu. Hafif hafif girip çıkıyordum, sel gibi suları akıyordu. Bir anda kalçalarını geriye verdi,
sikim önce kızlığına takıldı sonra yağ gibi girdi yarıya kadar, iniltisi odayı dolduruyordu. Kıpırdamadım ben,
kendisini ileri geri oynatarak gidip geliyordu. Biraz sonra birden bastırdım, şimdi köküne kadar içindeydi.
“Ahhhh!” diye bir ses çıktı. Sikimin kenarından kan sızıyordu. Biraz durdu, ileri geri oynatmaya başladı. Artık
kendimi tutamıyordum. Fışkırmalıydım amına… Bir anda patladım. Şaşırmıştı. Kasıldı. “Çok güzel emiyorsun,
içime sıcak birşeyler akıyorrrr, harikaaaa!” diye hızlandı. O hala sikimin farkında değildi. Hızlandı, hızlandı ve
kasılmaya başladı. Titreyerek boşaldı, yığıldı yatağa, ben de üzerine yığıldım…
İpek beyaz fularla sızan kanı sildim. Görmeyeceği yere koydum. Yana devrildim. İkimiz de soluk soluğaydık.
Birer sigara yaktık. Çarşafı göğüslerine çekti. Çok farklı şeyler hissettiğni söyledi, “Çok güzel emdin beni, ama
içime fışkıran o sıcak şey neydi?” dedi. Anlaşılan sikildiğinin, o çok korktuğu kızlığının bozulduğunun farkında
değildi. Güldüm, dudaklarına bir öpücük kondurdum. Fuları aldım elime, “Artık sen kadınsın!” dedim. Şaşırdı.
Gözlerinden iki damla yaş süzüldü, “Ne yani, oldu mu şimdi?” dedi. “Evet… Bak bu kan senin kadınlığa
geçişini simgeliyor!” dedim. Öptüm, kokladım, “Hadi şimdi banyoya gir!” dedim. Kalktı yataktan, müthiş
vücuduyla banyonun yolunu tuttu. Ben de yatağa uzandım bir sigara yaktım. Hiç düşünmediğim şeyler
yaşamıştım. Eşim bilse ayrılmaya bile kalkardı…
Biraz sonra banyodan bornozla geldi, yanakları pembe pembe idi. Yaramıştı ona. Kafam karmakarışıktı.
Yataktan kalktım banyoya gittim. Sıcak su iyi gelmişti. Biraz kafamı toplamıştım. Niyetim duşumu alıp giyinip
evimin yolunu tutmaktı. Banyodan çıktım, yatak odasına geldim, külodum pantolonum toplanmış asılmıştı. Ama
Sibel yoktu. Gecenin saat 3’ü olmuştu. Seslendim. “Salondayım…” dedi. Belimde havluyla oraya yürüdüm.
Siyah bir gecelik giymiş ve ortadaki sehpanın üzerini boşaltmış, üzerine çikolata meyve çerez tabaklarını
yerleştirmiş, kristal bir kasenin içine kızlık kanını sildiğim bembeyaz ipek fuları yerleştirmiş ve buz kovasının
için de bir şampanya şişesi. “Hayrola?” dedim. “Bunu kutlamalıyız!” dedi. “Tamam, giyinip geleyim.” dedim.
“Yok… Giyinmene gerek yok, öyle gelebilirsin!” dedi. “Olmaz!” dedim. “O zaman sadece külodunu giy!”
dedi. Giyip geldim. Beni oturttu. Şampanya şişesini aldı. Patlattı. İyiki fazla ses çıkmamıştı, yoksa
apartmandakiler ayaklanabilirdi. Kadehlerimizi doldurdu. Yanağıma minicik bir öpücük kondurdu, “Teşekkür
ederim! Beni büyük bir sorundan kurtardın!” dedi.
Ben de, “Bu işi arkadaşınla yapmalıydın!” dedim. “Yapamadım. Olmadı. Olamıyor. Hem arkadaşıma bakire
olmadığımı söylemiştim!” dedi. Şampanyalarımızı yudumlamaya başladık. Yanıma oturdu. Sırtını kanepenin
yanına dayadı. Ayaklarını kucağıma uzattı. Şeffaf geceliğin altında külot yoktu. Pırıl pırıl amı kadınlığının
gururuyla gülümsüyordu sanki. Neden böyle bir korkusu olduğunu sordum. Ailesinin tek kızıymış. Çok iyi bir
yaşantıları ve çok güzel bir annesi varmış. Küçükken annesinin odasından sesler geldiğini, annesinin
inlemelerini, Ahhhh ve Offff’larını duydukça, başını yastığın altına sokup ağladığını, babasının annesine işkence
yaptığını sandığını anlattı. Sibel biraz daha büyüdüğünde, bir gece sesler o kadar artmış ki, kalkıp mutfaktan
bir bıçak almış, annesinin yatak odasının kapısına gelmiş, içeri dalmayı ve annesini kurtarmayı düşünmüş.
Fakat bir anda aklına kapının anahtar deliğinden içeriye bakmak gelmiş. Eğilmiş bakmış…
Babası sırt üstü yatmış, annesini üzerine oturtmuş. Annesi de, “Ohhh, sik hadi, kökle!” diye zevkten ve
mutluluktan kıvranıp duruyormuş. Sibel tabii şaşırmış. Bakmış ki annesi hiçte işkence görüyor gibi değil, geri
odasının yolunu tutmuş. Biraz sonra annesi banyoya gitmiş. Banyodan çıktığında Sibel annesini kapıda
karşılamış. Annesi, yüzünde güller açmış bir halde, Sibelin yanağını sıkmış, “Noldu kızım uyuyamadın mı? Hadi
yat uyu!” demiş ve gülümsemiş, yatak odasına gitmiş. O geceden sonra Sibel babasının annesine yaptığı şeyin
kötü birşey olmadığını düşünmüş ve onların her sevişmelerinde seslerini dinleyerek masturbasyon yapmış.
Üniversiteyi kazandıktan sonra da birçok erkek arkadaşı olmuş, ama iş ilerleyince içindeki korku büyümüş.
Dokundurtmamış kimseyi kendine. Birçok talibini de reddetmiş. Şimdi biriyle arkadaşmış. Onu da bu
korkusundan dolayı reddetmek üzereyken aklına ben gelmişim. Bana karşı, diğer erkeklere duyduğu gibi
korku duymadığını, beni yazlıkta duşta çıplak gördüğünde anlamış. Orada ilk kez bir erkeğin sikini okşamak
istediğini düşünmüş. Ve benden yardım istemeye karar vermiş…
Şampanyalarımız bitmişti. Kalkıp yeniden doldurdu kadehlerimizi. Ayağını yeniden kucağıma uzattı.
Etkilenmiştim. Ayak bileklerini okşamaya başladım. Ürperdi. Dizlerine kadar çıktım. Bu arada sikim de
yeniden taş gibi olmuştu. Ayağının birini kaldırıp kanepenin sırtına koydum. Amı yine sulanmıştı. Yavaş yavaş
yukarıya doğru hareketlendim. Açıldı iyice, parmağımı amının etrafında gezdirmeye başladım. İnliyordu, gözleri
kapalıydı. Parmağımla klitorisine baskı yapmaya başladım. İyice ıslandı. Memelerini geceliğinin üzerinden
sıkmaya başladım. Bir çırpıda geceliğini çıkardı, pırıl pırıl pürüzsüz tüysüz vücudu karşımdaydı. Gömdüm
ağzımı amına, içime çeke çeke emmeye başladım. Çıldırmıştı. İnlemeye başlamıştı. Kaldırdım, sırtımı kanepeye
yasladım, ata biner gibi üzerime aldım. Sikim tam amının ağzındaydı. Başını sürtüyordum şimdi. Suları
akıyordu. Azıcık eğildi, memelerini dudaklarıma verdi. Sonra da bir anda kendini sikimin üzerine bıraktı.
Köküne kadar içindeydi şimdi. Ağzından bir, Ahhhhh!” döküldü. Komşular duymadıysa iyi… Zıplamaya
başladı üzerimde. Çığlık çığlığa boşalıyordu. Bende zor tutuyordum kendimi. Bir anda fışkırtmaya başladım.
Kasıldı, o da geliyordu. Çılgın gibi inip kalkıyordu. Daha sonra üzerime yığılıp kaldı.
Kalktık yeniden duşa girdik birlikte, birbirimizi yıkadık, sonra yatak odasına geçip sarıldık birbirimize. Zaten
gün ağarmış, sabah olmuştu. Sarıldık öylece uyuduk. Derin uyurken bir elin sikimle oynadığını hissettim
uyandım, saat 11’i geçiyordu. Bizim ürkek ceylan sikimle oynuyordu, “Hayrola?” dedim. “Uyanmalı artık!”
dedi, emmeye başladı. Amı sıcak ve ıslaktı yine. Sikim yine taş gibiydi, bu sefer ben de azmıştım. Birden
döndürüp sırt üstü yatırdım, bacaklarını omzuma aldım, kökledim, gerçek sikilmeyi görmeliydi. Çıldırmıştı yine,
kökledikçe inliyor, bağırıyordu. Kalçalarına vura vura siktim, yine biraz sonra çılgın gibi içine fışkırtım. O da
boşalıyordu. Harikaydı. Bittik ikimiz de. Yığıldım kaldım üzerine. Kalktık banyoya girdik. Ben banyodan
çıkıncaya kadar kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yaptık. Giyindim evden çıktım. En yakın eczaneye
uğrayıp ‘Ertesi Günü’ haplarından aldım. Geri döndüm, ürkek ceylanıma içirdim. Ne olduğunu sordu.
Söyledim, “Seni kocana açık göndereceğim, ama hamile göndermek istemem!” dedim, gülüştük.
Dudaklarımdan öperek uğurladı.
Evime gittim. Yatağı yatılmış gibi bozdum. Akşam eşim gelecekti. Hava alanından alacaktım onu. Sanki
kahvaltı yapmışım gibi çay demledim. Kahvaltı sofrası hazırladım. Her şey eşimin şüphelenmeyeceği şekildeydi
artık. Biraz uzanıp dinlendim. Ve akşam 19 da hava alanının yolunu tuttum. Gelmişti fıstığım. Eve geldik,
yemek hazırladık, birlikte yedik. Biraz sonra Sibel telefon açtı, “Hoş geldin!” dedi. Eşim de, “Kız kocama iyi
baktın mı? Aç falan bırakmadın değil mi?” dedi. Sibel de, “Yok yok, çok iyi baktım. Balık Rakının üzerine
kaymaklı kadayıfta yedirdim!” 🙂 dedi. Gülüştüler. Ben birşey anlamamıştım, ama meğerse iş başkaymış…