Mesajlar Etiketlendi ‘erotik hikaye’

Merhaba. Ben Seda, 43 yaşında, 2 çocuk annesi, evli bir kadınım. Kocam gemi kaptanı, o yüzden pek görüşemiyoruz. Oğlum 20, kızım ise 19 yaşında, ikisi de üniversitede okuyorlar, yani onlarla da pek görüşemiyoruz. Evde tek başıma oturup duruyorum. Bir gün çarşıdan taksiye bindim. Direksiyonda 25 yaşlarında yakışıklı biri vardı, hoş, konuşkan biriydi. Gözüm devamlı dikiz aynasındaydı, o da bunu farketmiş, arada bakıyor, sonra da bakışlarını kaçırıyordu. Evin önüne vardığımızda ücreti ödedim ve “Telefon numaranı versen, taksi lazım olduğunda seni arasam gelirmisin?” dedim. “Tabii!” diyerek bir kağıda telefon numarasını yazdı, ismini de üstüne yazıp verdi. İsmi Emre idi.

Eve girdiğimde kendime inanamyordum, resmen şöförü gözüme kestirmiştim. Akşamı zor ettim, dayanamayarak aradım. Telefonu açtığında, “Merhaba, şeyyy, ben Seda, hani bugün bırakmıştın ya?” dedim. “Evet hatırladım, buyrun?” diyerek cevapladı. “Şeyyy, çarşıya inecektim de, beni evden alabilirmisin?” dedim. “Ben şu anda çalışmıyorum, ama kendi arabamla gelebilirim, yanlız biraz da alkollüyüm, size sorun olmazsa geleyim?” dedi. “Sorun olmaz, sen gel yeter!” dedim. Evin önüne geldiğinde aşağı indim hemen, yanına oturup, “Merhaba!” dedim. “Merhaba, nereye gideceğiz?” diyerek arabayı sürmeye başladı. Ben de, “Sen karar ver, tabi işin yoksa?” dedim. “İşim yok ta, siz nereye gitmek istiyorsanız oraya götüreyim!” dedi. Ben de, “Evde canım sıkıldı, şöyle gezeyim dedim, senin işin yoksa beraber gezelim, bir iki kadeh birşey içeriz, sonra beni bırakırsın!” dedim. “Peki!” diyerek devam etti, çarşıya indik.

Barın birine girip birşeyler içtik, muhabbet ettik. Sonra Emre, “Ne yapalım, yeter mi bukadar?” dedi. Ben de, “Evde viski var, içersen evde devam edelim?” dedim. “Tamam!” dedi. Hesabı ödedim ve bardan çıktık. Eve geldiğimizde heyecan içindeydim, çünkü eşimi ilk defa aldatacaktım. Dolaptan viskiyi aldım, iki de bardak alıp yanına oturdum, birer duble doldurdum. Onları içtikten sonra Emre’ye baktığımda, o da bana bakıyordu. Sessizlik olmuştu. Emre yavaşça yanıma sokulup dudaklarıma yapıştı, ben de ona karşılık verdim. Beni koltuğun üstüne yatırıp, boynumu falan öpmeye, eliyle de göğüslerimi okşamaya başladı. Ben de onu üstümden ittirip kalktım. Emre bana bakıyordu, arkamı dönüp yatak odama gittim ve üzerimdekileri çıkardım. Emre geldiğinde çırılçıplak yatakta yatıyordum.

Emre de hemen üstündekileri çıkarıp, üzerime uzandı ve dudaklarıma yapıştı. Deli gibi öpüşüyorduk. Emre aşağılara öperek inmeye başladı. Amımı yalamaya başladığında, artık ben kendimi kaybetmiştim. Bir süre amımı yalayıp, tekrar dudaklarıma çıktı ve öpmeye başladı. O sırada amımda yarrağını hissettim, içime ittirmeye başlamıştı. Zaten sırılsıklam olan amım yarrağını tümden içine almış ve Emre de gidip gelmeye başlamıştı. Ben de bacaklarımı beline dolayıp, “Sik beni!” diye inlemeye başaldım. Fazla geçmeden de orgazm olup boşalmaya başladım. Bacaklarımı beline sıkıca kenetlemiştim. Kollarımla da boynuna sarıldım, resmen kasılmıştım, Emre hareket edemiyordu. Bir süre sonra serbest bıraktım, o da içimden çıkıp başucuma geldi ve yarrağını ağzıma uzattı. Hemen yarrağını yalamaya başladım. Kocam hiç böyle yapmazdı. Amımın sularıyla sırılsıklam olmuş yarrağını yalamak harika bir duyguydu.

Sonra yatağa sırtüstü uzandı, ben de üstüne çıkıp yarrağının üstüne oturdum ve zıplamaya başladım. Arada aşağıdan öyle bir pompalıyordu ki, resmen gözlerim kararıyordu. Birden beni üstünden indirip, domalttı. Arkamdan amıma sokup sikmeye devam etti. Elini de klitorisime atıp, okşamaya başladığında, ben tekrar kasılıp orgazm oldum ve yüz üstü yatağa yattım. İçimden çıkmıştı. Aniden beni çevirip sırt üstü yatırdı. Bacaklarımın arasına girip, yarrağını amıma soktu ve seri bir şekilde sikmeye başladı. Herhalde o da gelmek üzereydi. Ama okadar sert ve seri bir şekilde sokup çıkarıyordu ki, ben altında duramıyordum, çarşafı çekiştiriyor, deli gibi, “Sik beni! Ohhh! Sik beni!” diye inliyordum. En sonunda amımdan çıkıp ağzıma getirdi. Ben de hemen yarrağını yalamaya başladım ve Emre inleyerek ağzıma boşaldı. İlk defa döl tadına bakıyordum, biraz değişik gelmişti, ama hepsini yuttum…

Boşalması bitince yanıma uzandı. İkimiz de ter içinde, soluk soluğa yatıyorduk. Biraz soluklandıktan sonra duş almak için banyoya gittim. Duşumu alıp çıktığımda Emre salonda oturmuş viski içiyordu, eli de yarağındaydı. Hemen üzerimdeki havluyu atıp, önünde çömeldim ve yarağını yalamaya başladım. Yarağını kıvama getirdikten sonra kucağına oturdum. Oturup kalkarken arada dudaklarını öpüyordum, o da kalçalarımı sıktırıyordu. Birden beni kucağına alıp kalktı ve yanımızdaki masasının üzerine oturttu ve gidip gelmeye başladı. Ben de ayağımı beline dolamış, sikilmenin zevkini çıkarıyordum. Ama tekrar orgazm olmak üzereydim ve boşalmaya başladım. Emre halen sokup çıkarıyordu. Birden durdu ve kulağıma, “Arkadan yapalım mı?” dedi. Ben de o zevkle düşünmeden, “Neremden sikmek istersen oramdan sik beni!” dedim. Bunca yıllık evliliğimde kocam bu soruyu hiç sormamıştı.

Hemen beni masadan indirip, yerde halının üzerinde domalttı. Sonrada arkamda çömelip, amımla karışık götümü yaladı. Parmaklarıyla biraz alıştırdıktan sonra yarağını bakire götüme dayadı ve ittirmeye başladı. Biraz zorlayarak yarısını soktu, ama benim beynimde şimşekler çakmıştı, “Emre dur lütfen!” dedim. Emre durdu. Bir süre sonra ben, “Devam et!” deyince, yavaş yavaş gidip gelmeye başladı. Daha sonra yavaş yavaş hızlandı. Artık köküne kadar hızı bir şekilde sokup çıkarıyordu, tabii ben de alışmıştım ve zevkten inliyordum. Emre yine son vuruşlarını yaptıktan sonra inleyerek götümün derinliklerine boşaldı ve içimden çıkıp yanıma yattı. Ben de yattım, ona bakıp gülümsüyor, kendi kendime (Ne iyi yapmışım da kendimi siktirmişim!) diye düşünüyordum…

Sonra kalkıp tekrar banyonun yolunu tuttum. Tam duşun altında götümdeki dölleri temizlerken Emre girdi içeri. Yanıma gelip gülümseyerek, “Temizleme istersen, nasıl olsa şimdi birdaha dolduracağım!” dedi. Ben de gülümseyerek, “Doldur, birdaha temizlerim!” dedim. Götümdeki dölleri temizledikten sonra, Emre yarrağını ağzıma verdi, yalattı bir süre. Banyoda da bir posta götten siktikten sonra, duşumuzu alıp yattık. Sabah uyandığımda (Rüya mı gördüm?) diye düşündüm, kafamı çevirip Emre’yi uyuyor gördüğümde (Ohhh, rüya değilmiş!) diye sevindim.

Şu anda Emre benim ikinci kocam, ama beni kocamdan çok o sikiyor ve bana kadın olduğumu hatırlatıyor.

Merhaba ben Ahmet 31 yaşındayım. Eşim Ayşin ise 26 yaşında. 5 yıllık evliyiz. Eşimle neredeyse bütün tabuları yıktık. Sex hayatımız oldukça renklidir.

 

Eylül 2007 de eşimle başbaşa mangal yapmak için dağa çıkmıştık. Dağda çok güzel saatler geçirdik mangalımızı yaktık, bol bol içki içtik ve özgürce seviştik. Dönüş için yola koyulduğumuzda dağ yolunda arabamız arıza yaptı. Hava kararmaya başlamıştı ne yapalım diye düşünürken yakınlarda bir kulübe gördük ve kulübeye doğru yürümeye başladık. Hava karardıkça soğumaya başlamıştı. Kulübeye vardığımızda kapıyı çaldık. Kapıyı açan 18-19 yaşlarında bir gençti. Arabamızın arızalandığını ve dağ başında kaldığımızı söyledik. Bizi içeri davet etti. İçeriye girdiğimizde aynı yaşlarda bir genç daha vardı. İki arkadaş çobanlık yapıyorlarmış. Çobanlar bizi sofraya buyur ettiler. Eşimde mini etek olduğundan yer sofrasına oturduğunda bacaklarının bütün güzelliği gözler önüne serildi. İki genç gözlerini Ayşin’in bacaklarından ayıramıyorlar. Ayşin’de arada bir bacaklarını aralayarak kırmızı külodunu gösterip gençleri azdırıyordu. Gençlerin önlerindeki çadırlara bakılırsa yarakları oldukça büyüktü. Eşim Ayşin’in fantazilerinde hep büyük yarakla sikilmek vardı. Bu aklıma gelince, gençlere arabamızda bira olduğunu alıp gelirlerse içebileceğimizi söyledim. Adı Murat olan arabanın anahtarını alarak biraları alıp geldi. Birer bira açarak hepbirlikte içmeye başladık. Ayşin’in eteği iyice sıyrılmış bacaklarının arasından kırmızı külodu iyice meydana çıkmıştı, arada bir eğilerek muhteşem göğüslerinide gençlere sergiliyordu. Ayşin tuvalete gitmek istediğini söyleyince dışarıda olan tuvalete beraber gittik. Dışarıda karıma ne yapmak istediğini sorduğumda görmedinmi çobanların önündeki çadırları eminim yarakları çok büyüktür, müsaade edersen fantazimi gerçekleştirmek istiyorum, hem sende seyredersin dedi. Karım ihtiyacını giderdikten sonra kulübeye geri döndük.

 

Artık amacımız belliydi Ayşin bu gençlere kendini siktirecekti. Benden onay aldıktan sonra daha rahat hareket etmeye başlamıştı. Ayşin artık her tarafını çobanlara sergiliyordu. Sohbetimizde giderek sekse dönmüştü. Gençlere evli olup olmadıklarını sordu. Hayır cevabını alınca onlara hiç bir kadınla yatıp yatmadıklarını sordu. Gençler utanarak yatmadıklarını söylediler. Ayşin o zaman siz hiç çıplak kadında görmemişsinizdir dedi, onlarda canlı olarak görmediklerini ancak resimlerde gördüklerini söylediler. Bunun üzerine Ayşin ayağa kalkarak başladı yavaş yavaş soyunmaya resmen çobanlara striptiz yapıyordu.

 

Üzerinde sadece küloduyla südyeni kaldığında Murat’la Can’ın arasına oturup pantalonlarının önündeki çadırlara el attı. Gençler şok olmuşlardı. Sonrada onları soymaya başladı. Önce Murat soyundu karım Murat’ın kilodunu indirdiğinde gözlerime inanamadım aleti en az 20 cm di. Sonra Can’ın kilodunu indirdi onunki Murat’ınkinden biraz kısaydı ama çok kalındı. Benimkide fena sayılmaz 16 cm ama çobanların yarakları porno filmlerde gördüklerimiz gibiydi. Ayşin önce Murat’ın yarağını ağzına alıp emmeye başladı fakat ancak yarısını alabiliyordu ağzına. Bir eliylede Can’ın yarağını sıvazlıyordu. Bu arada bende soyundum ve başladım karımın amını yalamaya. Karımın hiç bu kadar sulandığını görmemiştim. Amının suları bacaklarından akıyordu. Beni iterek sen bu gece sadece seyredeceksin dedi. Ardından çobanların yer yatağına uzandı, bacaklarını iki yana ayırarak karnına doğru topladı ve Murat’ın yarağını eliyle tuttu, kafasını amının dudaklarına sürterek ıslatıp deliğine dayadı.

 

Murat bir yüklendi 20 cm yarağı köküne kadar tek hamlede soktu o an Ayşin’in gözleri yerinden fırladı. Canı fena yanmıştı ve çığlığı bastı. Eeee çoban ilk defa am sikiyor ne bilsin böyle büyük bir yarrağın alıştırmadan sokulmayacağını. Sonra karımın amı alıştı bu koca yarrağa ama Murat birkaç gitgelden sonra boşaldı. Karım bu sefer Can’ı yatırdı ve ata biner gibi üstüne oturup Can’ın çok kalın olan sikini amının dudakları arasına sürtüp güzelce ıslattı. Sonra deliğine dayayıp yavaş yavaş oturuyor, ama o kalın yarağı köküne kadar almakta çok zorlanıyordu. Son bir hamle ile dibine kadar almıştı. Oturup kalkarak Can’ın kalın yarağının tadını çıkarıyordu. Can’la aynı anda boşaldılar, karım Can’ın kalın yarağının üzerinden kalktığında amından hem Murat’ın hemde Can’ın dölleri bacaklarına doğru sızıyordu. Eşim Ayşin iyice azmıştı başladı tekrar Murat’ın yarağını emip yalamaya genç çobanın yarağı hemen kazık gibi oldu. Murat’ın önünde domaldı o an anladım ki göttende siktirecek çobanlara ama amından zor aldığı yarakları götten nasıl alacak diye merak ediyordum. Amından akan menileri eliyle götüne sürüyor bir parmak iki parmak derken üç parmağınıda götüne sokarak deliğini alıştırmaya çalışıyordu. Sonra Murat’ın yarağını tekrar ağzına aldı. Büyük bir iştahla yalıyordu, ağzında iyice tükürükleyerek daracık göt deliğine dayadı. Murat’a yavaş yavaş sokmasını söyleyip eliyle kontrol ederek yavaş yavaş o kocaman yarağı götüne almaya başladı. Kafası girdiğinde gözünden yaşlar süzülüyordu ama vazgeçmeye niyeti yoktu. Bu şekilde biraz bekledikten sonra yavaş yavaş itmesini söyledi. Artık tamamı içindeydi. Alıştıktan sonra Murat’a kökle, ayır kalçalarımı, parçala götümü diye diye götünü siktirdi. Murat bu sefer hemen boşalmadı karımı bağırta bağırta sikip döllerini karımın götüne doldurdu. yarağını çıkardığında karımın götü bir müddet kapanmadı Murat’ın dölleri dışarı sızıyordu. Bu sefer Can geçti karımın arkasına Can’ınki çok kalındı karıma istersen vazgeç Can götünü parçalar dedim. Ama o kararını vermişti vazgeçmeyecekti. Böyle kalın bir yarağa götünü siktirmek istediğini söyledi.

 

Can yarağının kafasını küçücük deliğe dayadı yükleniyor ama sokamıyordu, kalın yarak bir türlü girmiyordu karımın daracık göt deliğine, Can karımın kalçalarından sıkıca tutup öyle bir yüklendi ki karımdan acı bir feryat koptu, avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Dağ başında olmasak, bizim evde olsak herhalde bütün mahalle toplanırdı ne oluyor diye. Can yarağının sadece kafasını sokmuştu ama karım çıkar diye bas bas bağırıyor yalvarıyordu. Can korkudan geri çekilince yarağının kafası karımın götünden çıkarken ploop diye bir ses çıkardı. Tabi karımdan bir feryat daha koptu. Tam vazgeçeceğini düşünürken, karım bu sefer Can’ı yere yatırdı ve sikini ağzına alarak yalamaya başladı iyice tükürükleyip ıslandığına emin olduktan sonra göt deliğini yarağın kafasına ayarlayıp yavaşça oturmaya başladı hem acıdan bağırıyor hemde hepsini almak için uğraşıyordu. Bağıra bağıra köküne kadar almıştı. Can’ın yarrağı gerçekten çok kalındı gözlerime inanamıyordum. Götünden kan sızıyordu ince ince. Artık alışmıştı acı yerini zevke bırakmıştı. Hızla üzerine oturup kalkıyordu. Zevkini çıkara çıkara Can’a götünü siktirdi. Sabahın ilk ışıklarına kadar Murat ve Can’la sikişmişti.

 

Ayşin iyice yarağa doymuştu ama bir hafta götünün üzerine oturamadı. Bana gene gidelim çobanların yanına bu sefer ikisini birden amıma götüme istiyorum. Birini amıma diğerini götüme sokturup o koca yarrakların arasında tost olmak istiyorum diyor.

Merhaba. Ben 26 yaşında, sarışın, bakımlı, sexy ve evli bir kadınım. Anaokulu öğretmeniyim, fakat atanamadığım için, iyi bir ailenin 1 yaşındaki kızlarına bakıyordum. Berna hanım hastanede çalışıyor, kocası Mete bey ise bir fabrikada müdür. Benim de kocamla mutlu bir birlikteliğimiz var. Fakat kocamla sex hayatımda ilk başlarda sorun olarak görmediğim erken boşalması, daha sonradan benim için problem olmaya başladı. Tam kocam beni sikerken motive oluyorken, kocam içime girince çok tahrik olduğundan hemen boşalıyordu. Ben ise orgazm olamadan öylece kalıyordum. Kocama, bir doktora görünmesini ve bu erken boşalma meselesine bir çözüm bulmasını defalarca söylediğim halde hiç oralı olmuyordu.

Berna hanımla kadın kadına ettiğimiz bir sohbet esnasında, kocasının çok iri bir penise sahip olduğunu ve her seferinde en az yarım saat 45 dakika falan seks yaptıklarını anlatmıştı. O günden sonra artık ben de öyle sikilmek istiyordum ve Mete beye farklı gözle bakıyordum. Mete bey eve eşinden 2 saat önce geliyordu. Ben Berna hanım gelene kadar evden ayrılmıyordum. Mete bey eve gelince kendime çeki düzen veriyor, güzel ve iri göğüslerimi, kalçalarımı ön plana çıkartmaya çalışıyordum. İlk başlarda bana ilgisiz gibi görünen Mete beyin daha sonradan vücuduma gizli kaçamak bakışlarını yakalıyordum. Mete bey çok yakışıklı bir adamdı. 1,85 boyunda, geniş omuzlu, fit bir vücuda sahipti. Her gece rüyalarımda Mete beyle deliler gibi sevişiyordum ve onunla artık gerçek anlamda da sikişmek istiyordum.

Bir sabah kalktım, duşumu aldım, dekoltesi bol olan bir elbise giydim. Şans benden yanaydı, Mete bey normalde eve saat 5’te gelirken, o gün saat 3’te gelmişti. Çok heyecanlanmıştım. Kapıyı açtığı gibi dudaklarına yapışmamak için kendimi zor tutmuştum. Biraz sohbet ettikten sonra Mete bey bilgisayarının başına oturdu, ben de bu arada kızları Eceye yemek yediriyordum. Aklıma o anda bir cinlik geldi, Ecenin bütün yemeğini üstüme döktüm ve Mete beyin duyacağı şekilde hayıflanmaya başladım. Mete bey, “Hayırdır, ne oldu?” diyerek yanıma geldi. “Üstüme yemek döküldü, elbisemi değiştirmem lazım, elbisem kuruyana kadar bana giyecek birşey verirmisiniz? Berna hanımın geceliklerinden biri olabilir mesela…” dedim. Mete bey tamam dedi ve içeriden eşinin geceliklerinden birini getirdi verdi…

Getirdiği gecelik askılı, kısa, saten bir gecelikti. Özellikle en sexy olanını seçip getirmişti. İşte fırsat bu fırsattı. Artık ok yaydan çıkmıştı. Banyoya gidip sütyenimi çıkarttım ve bütün vücudumu sergileyen geceliği giydim geldim. Mete bey bilgisayarın başında heyecandan terlemeye başlamış ve kaçamak bakışlarla beni süzüyordu. Ben Eceyi odasına götürüp uyuttum ve tekrar salona geldim. Mete beyin sandalyesine arkadan yanaşıp, “Ece uyudu, birşey içmek istermisiniz Mete bey?” diyerek, göğüslerimi hafifçe omuzlarına dokundurdum. Üstten bakınca sikinin kazık gibi olduğu belli oluyordu. Başını çevirip, “Evet, çay olabilir…” dedi ama o anda göğüslerimle de burun buruna gelmişti. Ben de az değilim hani, nerdeyse adamın ağzına dayamıştım göğüslerimi. Göğüslerime sürmüş olduğum parfüm çıldırtmıştı Mete beyi. Öyle biraz daha kalsam göğüslerimi yalamaya başlayacaktı. Mete beye davetkar bir şekilde gülümseyip, “Çayınızı hazırlayım.” dedim ve mutfağa gittim…

Bardakların olduğu dolabın kapağını açarak, sanki ulaşamıyormuşum gibi dolaba uzandım ve “Mete bey, bardaklara ulaşamıyorum, yardım edermisiniz?” diye seslendim. Tabii boyu zaten kısa olan geceliğin arkası yukarı toplanmış ve tangam görünüyordu. Mete bey gelip arkamdan dolaba uzanınca, sert siki kalçalarıma yapışmıştı. Ben istifimi bozmayınca biraz daha yüklendi arkama. Biliyordum, benim onu istediğim gibi, o da deli gibi beni istiyordu. Ben de kalçamı sikine bastırınca, bardakları bırakıp ellerini vücudumda gezdirmeye ve okşamaya başladı. Göğüslerimi sıkmaya başladığında benim de zevk sularım gelmeye başlamıştı. Birden döndüm ve öpüşmeye başladık. Mutfakta biraz öpüştükten sonra bana, “Yeter artık dayanamıyacam, benim olmalısın!” dedi. “Ben de seni istiyorum!” dedim. Beni kucağına aldı ve yatakodasına götürdü…

Geceliği tek hamlede üstümden sıyırdı, tek tangamla kalmıştım karşısında. O da soyundu. Gözlerimi sikinden alamıyordum, siki hakikaten Berna hanımın dediği kadar vardı. Beni yatağa uzatıp üstüme geldi. Göğüslerimi yalıyor, emiyor, ısırıyor, bir yandan da elini tangamın içine sokmuş, amımı okşuyordu. Ben ise gözlerimi kapatıp kendimi ona bırakmış, zevkten ölüyordum. Göbeğimi öperek yavaş yavaş aşağı indi, tangamı çıkarttı ve daha dün traş ettiğim amımı öpüp koklayama başladı. Amımın dudaklarını ayırıp amımı, klitorisimi yalamaya başladı. Yalamak değil, resmen diliyle sikiyordu beni. Zevkten bayılacak gibiydim, inliyor ve çığlıklar atıyordum. Amımı yalanırken müthiş bir orgazm oldum. Uzun zamandır yaşamadığım duyguları yaşamak mükemmel birşeydi…

Sonra o güzel yarrağını ağzıma verdi. Heryerini yaladım, emdim. Artık o yarrağı amımda istiyordum, resmen amım zonkluyordu. Yarrağının mantar gibi başını amımın dudakları arasına sürterek, “İstiyormusun aşkım?” dedi. “Evet aşkım, deli gibi istiyorum!” dedim. Birden yüklenerek içime girdi. Acıyla karışık zevkle çıldırıyor, deli gibi inliyor, bağrıyordum. Rüyalarım gerçek olmuştu ve Mete bey kendi evinde, kendi yatağında beni sikiyordu. Yaklaşık yarım saat beni sikip 3 kez orgazma ulaştırdıktan sonra, içime boşalmadan çıktı ve göbeğime fışkırttı. Abartmak istemiyorum, herhalde yarım çaybardağını doldururdu dölleri. Siki daha inmemişti, kazık gibi duruyordu. Döllerini göbeğime ve göğüslerime sıvadıktan sonra sikini tekrar yaladım…

O gün eşi Berna hanımın eve geliş saatine kadar defalarca sikiştik, her pozisyonda sikti doyurdu beni. Ertesi günlerde de bu sikişmelerimiz devam etti. Ama artık çocuklarına bakmıyorum. Mete bey garsonyer gibi bir daire kiraladı, haftanın 2-3 günü orda buluşup, istediğimiz herşeyi yapıyoruz. Maddi anlamda da beni mükemmel yaşatıyor, artık çok daha mutluyum. Birşeyden haberi olmayan kocamla da aram gayet iyi. Artık kocamın erken boşalmasına takmıyorum, nasıl olsa Mete bey beni müthiş orgazmlara uçuruyor.

Bayanlar hayatınızı yaşayın, istediğinizi elde etmek sizin elinizde!

[Sara]

34 yaşında dışarıda kapalı giyinen bir kadın nadiye yengem 170 boylarında sarışın yeşil gözlü tombulca bir bayan kalçaları

çok geniş memeleride oldukça büyük yolda yürürken kalçalarının geniş olmasından ellerini kalçalarının yapısından dolayı vucuduna fazla yaklaştıramıyor ve kenarlara biraz açarak yürüyor beli çok fazla kalın değil, yani kalçalarla göğüsler arasında harika bir beli var mükemmel dolgun dudakları

olan bir kadın karşında konuşurken sanki dudakları seni emiyormuş gibi hissetiriyor insana ben nadiye yenge ye aydın amca ile

evlendiği günden itibaren hep ilgi duydum aslında onun oturuşlarını yürüyüşlerini falan hep dikkatlice süzerdim evde ve aile arasında çok rahat

bir kadındı giydiği elbiseler bol olurdu çoğunlukla eğildiğinde falan göğüsleri görünürdü ben onun memelerine bayılırdım bize geldiğinde yada onlara gittiğimizde aşağı eğilsede memelerini görsem diye hep onu takip ederdim bu yıllarca hep böyle sürdü bir süre sonra fark ettim ki

nadiye yengem benimle aynı ortamlarda olduğu zaman hep frikikler veriyordu benim onu izlediğimin farkındaydı sanırım ve o bu durumdan hoşlanıyordu

çünkü gereksiz yere hareketler yapıyor ve bacaklarının göğüslerinin görünmesini sağlıyordu. bu durumu fark ettikten sonra ona kendimi sanki daha yakın ve ilgili hissetmeye başladım ara sıra bana el şakaları yapıyordu bir gün yine öyle boynumdan tutup beni kendine doğru çekti sanki güreşci gibi el ense yaptı ve zafer in ( benim adım ) benim gibi şişman bir karısı olsa ne yapar acaba dedi oradaki grupta annem ve annemin zeyzesi birde .

mahalleden bir kaç kadın i vardı bende ne olacak

bir erkek karısıyla ne yapıyorsa ben de onu yapardım dedim bunun üzerine oradan biriside seni biraz haşat ederdi galiba dedi

bende belli olmaz orası ben genç birisiyim orada durun bakalım dedim nadiye yengede oradan bana bakıp gülüyordu. Sonraki gün ekmek almak için az ötedeki markete gittim sabahtı, markete girdiğimde nadiye yengede ekmek alıyordu sonra birlikte çıktık marketten ve eve doğru

yürümeye başladık bana dünkü söylediklerim konusunda özür dilerim ulu orta pek uygun olmadı sanırım senin alay konusu olmana zemin hazırlayan laflar attım ortaya sanırım dedi, ben aslında o amaçla söylemediydim yani oraya varacağını düşünemedim durumun aman sorun etme ben

unuttum bile dedim hem ne olacakki bende cevabını verdim işte senin gibi bir karım olsa onu tatmin etmesini bilirim ben diyerek yürümeye devam ediyorduk sonra bak sen şuna bu laftan bana da pay çıkardın ama sende hani diyerek gülüyordu .

bende sen durup dururken attın ortaya bu lafı ve kendini dahil ettin dedim neyse artık bırakalım bunları diyerek evlerimize gittik. öğle saatleri idi nadiye yenge bize geldi annemin yanına mutfağa gitti onunla bir süre sohbet falan ettikten sonra

ben gidiyorum çok kötüyüm diyerek kapıya doğru yöneldi bende o .

sırada ayakkabılarımı boyuyordum kapının önünde bana doğru bakarak şu zaferin

ahı tuttu herhalde dedi kafamı yukarı kaldırıp hayırdır ne oldu dedim ne olacak boynumu belimi oynatamıyorum tutuldu dedi yok

canım sen ani ters bir hareket yapmışsındır adelelerde kasılma olmuştur benimle ilgili bir şey değil yani dedim eee ne olacak şimdi ya dedi ben yaptım madem sana masaj yaparım geçer diyerek takıldım ona o da yaaa yapsana ölüyorum ağrıdan biliyorsan

dedi ben aslında öylesine söylemiştim ama masaj konusunda oldukça yetenekliyim annemde çok iyi masaj yapıyor yapsın falan deyince tamam demekten başka yol kalmadı hadi gidelim bize dedi ve az ilerde onların eve gittik evde kimse yoktu eşi işteydi iki

kızı vardı onlarda okuldalardı eve gittik oturma odasında kanepenin üzerine uzan sen yüz üstü dedim ben boynuna omuzlarına masaj yapayım dedim tamam bir saniye dedi üzerinde tişört ü vardı onu çıkardı böyle oluyor herhalde değilmi dedi ben aslında evet

ama çıkarmasanda olurdu dedim hadi başla sen dedi bana üzerinde sütyeni vardı ben boynuna omuzlarına masaj yapmaya başladım oradan sırtına

doğru falan indiriyordum ellerimi istersen ellerine takılıyor sütyeni çöz arkadan dedi bende çözdüm ve sırtlarına kollarına boynuna her yerine masaj

yapmaya devam ediyordum çok güzel yapıyorsun sen harikasın dedi bana, ve yüzünü döndü yani sırt üstü uzandı ve birazda bu taraftan devam et dedi döndüğü zaman göğüsleri tamamen açıkta kaldı o kadar diri ve irilerdiki gözlerimi alamadım bir an uçları kocamandı ne o hiç kadın göğüsü görmedinmi daha önce dedi doğrusunu söylemek gerekirse bu kadar iri ve güzel olanı görmedim dedim o arada kendimi onlara dokunmaktan alamadım hiç sesini çıkarmadı sonra hadi devam et masaja dedi bende hem göğüslerini hem

omuzlarını okşamaya devam ettim gözlerini kapatmış öylece yatıyordu o arada erkekliğim o kadar kalktıki pantolonumun içine sığmıyordu artık sıkışmıştı bir kenarda ona çaktırmadan düzelteyim dedim bir elimle ben elimi onun .

üzerinden alınca hafifçe göz ucuyla baktı beni gördü o arada hafifçe gülümsedi bende ne gülüyorsun ben erkeğim ne olmasını bekliyordun bu manzara karşısında sen benim hayallerimdeki kadınsın deyiverdim bir anda bana gözlerini hafifçe açarak baktı ve demek ben senin hayallerindeki kadınım öylemi dedi ne düşünüyordun hayallerinde peki dedi bak bunları

dedim ve eğilip memelerinin uçlarını emdim sonra bana baksen şuna dedi ve başka neler peki al sana gerçeği dedi sanki rüyadaydım kulaklarıma inanamıyordum ellerimi eteğinin altına doğru soktum bacaklarının iç kısımlarını kilotuna kadar ellerimle bir aşağı bir yukarı okşuyordum diğer taraftan da memelerinin uçlarını emiyordum sonra onu ayağa kaldırdım ve .

eteğini , kilo dunuda çıkardım belinden tutup ellerimi arkasından poposunun

ve kalçalarının üzerinde dolaştırıyordum o kadar iri poposu vardıki elimle onları sıkıp hafifçe şamarlıyordum sonra aşağı doğru eğildim o ayakta

bende önünde iğilmiş amını okşamaya başladım bacaklarını araladım ve amını iyice ortaya çıkardım elimle bir taraftan onu tatmin ediyor dilimlede

emmeye devam ediyordum bir süre sonra kalçalarını ileri geri oynaymaya başladı eliylede kafamı amına bastırıyordu ben daha fazla dayanamıyorum dizlerim çözülüyor diyerek uzandı hadi erkeğim al beni dedi sonra seni çok istiyorum daha fazla dayanamıyorum azdım artık çıldırdım diyordu bu arada bende elbiselerimi çıkardım ve unun üzerine doğru uzandım beni öpüyor ve ısırıklar atıyordu arada bir sert ısırıklar oluyor ve

canımı hafif acıtıyordu fakat diğer taraftan da onun bu şehveti benide azdırıyordu boynumun altlarını öyle emiyorduki sanki vakum gibi çekiyordu

bende hafif balık etli bir vucuda sahibim bana harikasın diyerek göğüslerimi sıkıyordu artık bende çıldırmıştım adeta amına sokmaktan başka bir

şey düşünmüyordum bacağının arasını açıp amına sikimi soktum amı çok sulanmıştı kaygandı içi, bir anda sonuna kadar içine girdim

beni kalçalarımdan kollarıyla sıkıca tutup kendine doğru bastırıyordu bende o muhteşem kalçalarını ellerimle okşuyor onu kendime doğru çekip amına girip çıkıyordum sonra sikinin üzerine oturmak istiyorum dedi ben uzandım .

sonra o da ata biner gibi sikimin üzerine oturup kalkmaya başladı onun 85 kiloluk vucudunun ağırlığı ile sikim sonuna kadar içine giriyordu tamamen o beni, bende onu sonuna kadar birbirimizi

hissediyorduk amının derinliklerinde sikimin ucuna bir şey sanki dokunup dukunup çekilmeye başladı bir süre sonra kendini iyice kastı ve tamamen üzerime bastırdı ve orgazm olduğunu hissettim o sırada bende içine boşaldım…

Üyemiz den gelen hikayedir.. Başka yerde yok..!!

 

Herkese merhaba Burada hikayeleri okudukça çok keyif alıyorum ve bende kendi maceramı yazmak istedim. Kullanacağım isimler sahte olaylar gerçektir , adım Selin sua 39 yaşında bir çocuk annesi 4 yıldır dul bir bayanım seksi çok severim ama dul olmam sebebiyle ve ailemle sorun yaşamamak adına bir sevgili girişimimde olmamıştı aslen bir erkek ile birlikte olmayı çok özlüyordum ama yapacak bir şey yoktu . Erkek kardeşim ve babamla beraber işlettiğimiz bir şirketimiz var merkez ofiste ben işlere ben bakıyorum babam ve kardeşim de şantiyeler ve diğer ofisler ile ilgileniyorlar . Zaten olayda şirkete yeni aldığımız yemek yapan bayan ile daha doğrusu kocası ile tanışmamız ile başladı . lafı çok uzatmayacağım merkez ofisteki 13-14 kişi için çay servisi ve öğle yemeğini yapması için bir bayan işe aldım 35 yaşlarında oldukça cana yakın bir bayandı geçen zaman içinde oldukça yakın olmuştuk patron işçiden çok iki dert ortağı gibi sohbet edebiliyorduk işe başlayalı 6 ayı geçmişti arada eşi onu ziyarete geliyordu birkaç kez karşılaşmıştık oldukça yakışıklı 30 – 35 yaşlarında irice atletik yapılı biriydi .İlk kez gördüğümde etkilenmiştim ondan içimden şöyle bir sevgilim olsa diye geçirmiştim. Esin hanım kıskanmadım desen yalan olur neyse Esin ile konuşurken eşinden bahsediyorduk bir kurumun bilgi işlem biriminde çalışıyormuş ve 4 0 yaşındaymış ama hiç göstermiyor dedim Esin de öyledir kendine çok dikkat eder bazen bu kadar genç hissetmese iyi olur aslında dedi gülerek neyi ima ettiğin anlamıştım ama safa yattım ve nasıl yani dedim anladın işte çok azgın beni hiç rahat bırakmıyor dedi hala 20 lik delikanlı gibi dedi . Bende daha ne istiyorsun her kadın böyle erkek arar sen bulmuşsun bunuyorsun dedim oda ya ben onun kadar istemiyorum 15 – 20 günde bir yeterde artar böyle olunca da hep sorun oluyor bu aramızda dedi.Bu cümle beni çileden çıkarttı içimden kadına bak bulmuş azgın adamı kıymetini bilmiyor diye geçirdim ve aklımda bazi fikirler uçuşmaya başladı adam yakışıklı idi evdeki cinsel hayatı kötüydü bu adam karısın aldatır diye düşündüm, Esin’e ee adam dışarıya gitmesin dedim sen böyle yapıyorsan adamın gözü dışarıda olur dedim. Oda bana bulaşmasın da ne hali varsa görsün yeter ki yarın bir gün kolunda başka biriyle karşıma çıkmasın dedi. Anlam veremedim aslında ve nasıl yani dedim adam dışarı gitsin diyorsun yani kıskanmayacak mısın dedim bana bulaşmasın eve de huzur bozacak bir şey yaşatmadığı sürece hiç te kıskanmam dedi. Kendimce bu adamı ayartmak kolay olur karısının da umurun da değil nasıl olsa bende arada kendi keyfime bakarım diye düşündüm ama nasıl olacaktı adamı nasıl tavlayacaktım bunu üzerine planlar yapmaya başladım bilgi işlemde çalışıyor olduğu aklıma geldi evdeki bilgisayarı bozarak onu tamir etmesi için davet etmeyi planladım ama nasıl bozacağımı bilmiyordum bu konuda biraz araştırma yaptım internetten bazı dosyaları silersem başarabileceğimi öğrendim birkaç gün uğraş sonucunda başarmıştım ertesi gün şirkete gittiğimde Esin bana çay servisi yaparken bilgisayarımın bozulduğunu mümkün ise eşinin gelip bir bakıp bakmayacağını sordum oda tabi ki ne demek ben söylerim bakar ne zaman isterseniz dedi bende peki dedim o zaman onun müsait olduğu zamanı söylersin dedim eşin buraya gelsin ben burada eve götürürüm dedim anlaştık Esin de onlar cumartesi günleri çalışmıyor cumartesi biz beraber geliriz bakar dedi günlerden Perşembe idi o iki günü nasıl heyecanlı geçirdim bilemezsiniz. Cuma günü kuaföre gittim tüm vücut ağda yatım çocuğu babasına gönderdim hafta sonu onunla kalsın diye cumartesiye hazırlıyordum kendimi ne yapıp edip bu adamı elde edecektim sonuçta karısı benim yanımda çalışıyordu bir şey diyemezdi , diyeceğini sanmam zaten neyse cumartesi işe gittim her zamanki gibi oldukça seksi ve bakımlı idim ofisime çıktım Esin çay getirdi eşim 1 saate kadar gelecek diye haber verdi ve aradan bir saat sonra Esin yanında kocası ile geldi oldukça rahat birisi idi bilgisayardaki sorunları sordu bende anlattım işimiz biraz sürer sizin için sıkıntı olur mu dedi yok canım ne sorunu olacak dedim düzelsin de dedim ve ofisten çıktık arabam bindik benim eve doğru gidiyorduk mini olan eteğim arabada iyice açılmıştı farkındaydım ama hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordum onunda fart ettiğin anlaya biliyordum ona göz ucuyla her baktığımda gözlerini bacaklarımda yakalıyordum yol bira uzun olduğu için sohbet ediyorduk yalnızlığın zorluğundan bahsediyordum gerekli sinyalleri veriyordum ve oda çok zekice sorular ile lafı iyice açıyordu artık eve gelmiştik içeri girdik önce ona bir kahve ikram ettim sonra bilgisayarın başına geçtik bilgisayara bir CD taktı birkaç işlem yaptı bilgisayar kendine gelmişti hemen ben şaşırmıştım bu kadar kolay mıydı diye sordum oda hafifçe gülümseyerek bu dosyaları silmek yerine koymaktan daha zordur baya bir çaba sarf etmiş olman gerekir dedi o anda gözlerimin içine bakıyor du başka onarmamı istediğin bir şey var mı dedi cevap vermedim direk olarak dudaklarına yapıştım çok ihtiraslı bir şekilde öpüşmeye başladık beni kucağına aldı ve yatak odasını sordu kucağında yatak odasına kadar taşıdı ve yatağın zerine bıraktı gömleğini e pantolonunu çıkartı üzerinde sadece bir baksır vardı ben ise halen giyiniktim uzanıp gömleğimin düğmelerin çözmeye başladı ben ayağa kalktım önde gömleğim sonra eteğimi çıkarttım çamaşırlarımla kalmıştım dudaklarımız birleşti sütyenimin kopçalarını açtı ve çıkartıp kenara attı sona göğüslerimle oynamaya onları emmeye diliyle uyarmaya başladı bnde onun saçların okşuyor ve inliyordum elllri daha aşağı inip üzerimdeki son parçayı çıkarttı ve eliyle kadınlığı okşamaya başladı beni yatağa yatırdı ve kadınlığımı diliyle keşfetmeye başladı öyle güzel bir histiki o kadar zamandan sonra ilke defa bir erkek amımı yalıyor beni uçuruyordu bir süre böyle devam etti ve sonra oda baksırı çıkarttı ve 69 olduk o beni dili ile uçururken bende onu aletini emmeye başlamıştım çok ri bir aleti yoktu bir süre daha devam ettik ve artık içine girmek istiyorum diyerek beni sırt üstü ytırdı bacaklarımı omzuna aldı içime girmeye başladı o an aldığım zevki nasıl anlatsam bilemiyorum sanki ilk kez ilişkiye giriyor gibi hissetim kendimi ve artık kasıklarımız birleşmişti git gel yapmaya başladı öne yavaş yavaş ve osnra giderek hızlandı öyle hızlı girip çıkıyordu ki içime anlatamam ve ilk orgazmımı yaşadım o halaen içimde devam ediyordu kendini geri çekti yanıma uzandı beni üzerine çekti ve tekrar içime girmeye başladı bana devamlı iltifat ediyor çok dar amın var harikasın diyordu ben inlemekten cevap veremiyordum ve ben onun üzerine kapaklanmışken omuzlarımda iterek beni dik hale getirdi üzerinde zıplamaya başlamıştım beni durdurdu alttan beli ile iyice içime doğru bastırdı ve benim belimden kavrayarak beni ileri geri sarsmaya başladı yok böyle bir zevk hem onun aleti en derin yelerimde geziniyor hem de klitorisim ikimizin kasıkları arsında skışıyor ve ben uçuyordu çok kısa sürede tekrar boşalmıştım o halen devam ediyordu ve üçüncü orgazmıma doğru yola çıkmıştım bile hemde ne orgazm öyle şiddetli boşaldığımı hiç hatırlamıyorum benim halim kalmamıştı sik beni doyur erkekliğine diye inliyordum oda doyuracağım taltım her yeri dolduracağım bütün vücudun benim olacak diyordu arıtk üzerine yığılmıştım o ise alttan halen pompalıyordu kulağına haid arıtk boşal dedim az kaldı sabret dedi ben üzerinden indirdi ve domal bakalım birazda öyle sikeyim seni dedi hemen önünde domaldım arkama geçti ve tekrar içime girdi kalçalarım okşuyor çok güzel götün var sikme çok eğelnceli olacak diyordu ben sik aşkım istediğin gibi sik götümün bekaretini sen al dedim ilkmi olacak dedi ben evet dedim kocan salğın tekiymiş böyle bir göt sikilmezmi dedi bende o çok istedi ben vermedim ama sana hayır diyecek halim yok kölen olurum senin dedi peki deid bir yandan içime girip çıkarken amımddam akn sıvıları alıp arka deliğime sürüyor ve parmağı ile baskı yapıyordu bir süre sonra parmağını arkama sokmayı başardı ve devam ediyordu muhteşemdi biraz sonra ikinci parmağını sokmaya başladı hem amımda erkeliği gidip geliyor hemde arkamda iki parmağı deliğim genişletiyor ve beni zevkten uçuruyordu bira sonra içimden çıktı ve aletini kara delğimin ağzına dayadı bende ellerm arkaya atakrak kalçalarımı iki yana yırdım ona yardımcı olmak için ve itmeye başladı zorlanıyorduk ama biraz uğraş ile girmiş ti artı k ve yavaş sakin hareketlerle ilerliyordu canım bira acıyordu ama öyle dayanılmayacak bir acı değildi ve en sonunda kasıklarıın kalçalarımda hissettiğimde öylece bekledi bir süre içimde kalp gibi atıyordu işte bu en sevdiğim sey bayılıyorum ama karım vermiyor diyordu bende kaçırdığını bilmiyor dedim ne zaman istersen ben sana veririm erkeğim bundan sonra benimsin dedim seve seve dedi ve hareketlenmeye bşaladı ben iyice alışıncaya kadar yavaş devam etti ve sonra yine arkamda piston gibi çalışmaya başladı bir taraftan da eli ile amımla oynuyordu gelmek üzere idim geliyorum diye haykırarak iyice hızlandı nefes alışları hırıltıya dönüştü öyle sert vuruyordu ki çıkan sesler herhalde apartmanın her yeniden duyulmuştur ve içimde kalp gibi atmaya başladığında bende tekrar boşalmıştım öylece yatağa yığıldık halen arka deliğimin içinde kalp gibi atıyordu muhteşem bir histi onun sıcacık meniler içimi doldurmuştu resmen biraz öyle kaldıktan sonra içimden çıktı dudaklarıma uzanarak harikasın diye bir öpücük kondurdu bende sende harikasın diyerek onu öptüm dönüp göğsünde yatma başladı sigara ister misin dedi evet dedim gidip sigaralarımızı getirdi beraber birer sigara içtik ben onun göğsünde yatarken oda saçlarım okşuyordu o sırada gözüm saate ilişti eve geleli nerdeyse iki saat olmuştu ben bir anda heyecanlandım iki saat olmuş geç kalmayalı karın şüphelenmesin dedim oda daha dur yeni başladık bugün benimsin bu ilk seferdi ikinci olmadan asla bırakmam seni bugün seni sikilmeye doyuracağım ilk tanıştığımız günden beri seni sikmek istiyordum sen endin istedin çok güzel oldu dedi ve bak ufaklık senden ilgi bekliyor biraz em de kendine gelsin dedi hemen onu ağzıma aldım ve emmeye başladım kıs sürede taş gibi olmuştu başım kaldırdım ve neremi sikmek istersin önce dedim o da muhteşem götünü bir kez sikmek isterim dedi bende peki dedim o yatarken üzerine çömeldim ve sikini arka deliğime hizalayarak üzerine oturmaya başladım ço kolay girmişti içime ve acayip zevk alıyordum daha önce bir bana arkamdan bu kadar zevk alacağımı söylese alsa inanmazdım ama gerçekten hoşuma gitmişti hızla üzerinde zıplıyordum çok büyük zevk alıyordum oda boş durmuyor ve amımla oynuyor benim aldığım zevki ikiye katlıyordu muhteşem bir şeydi epeyce bir süre böyle devam ettik onun gözlerindeki mutluluk beni de mutlu ediyordu ve beni durdurdu sırt üstü yatırıp bacak aram başını gömdü klitorisimi emiyor hem amımı hem de arak deliğim parmağı ile uyarıyordu bu şekilde çok kısa sürede boşalmaya başladım ben boşalmaya başlayınca hemen içime girdi ve hızla pompalamaya başladı anlamadığım hisler yaşıyordum çığlık çığlığa tekrar tekrar boşalıyordum hiç yaşamadığım zevkler yaşıyor kendimden geçiyordum sadece sik beni sik beni diye inliyordum hayatımda ilk kez böyle bir şey yaşıyordum inanın hiç halim kalmamıştı artık resmen pelte olmuştum beni tekrar ters çevirdi yine arkama sokmaya başladı onun beni götümden sikmesi öyle hoşuma gidiyordu ki sik erkeğim doldur götümü bu göt ne zaman istersen senin diyordum oda daha hırsla sikiyordu aldığım zevk dayanılmazdı bana hiç yaşamadığım şeyler yaşattın senin yaşamak istediğin bir şey var mı diye sordum oda evet dedi iki şey vardı birini şu an yaşıyorum diğeri de ağıza boşalmak dedi bende tabi ki dedim zira kocamda severdi bende döl yutmayı severim dedim peki o zaman dedi ve arkamdan çıkıp tekrar amıma soktu öyle hızlandı ki anlatama m ben tekrar boşalmıştım ve geliyorum dedi hemen döndün ve onu ağına aldım emmeye başladım hem de öyle vakumluyordum ki anlatamam ve ağzımın içinde patladı sıcak dölleri damağıma öyle şiddetli çarpıyordu ki hiç tatmadığım kadar güzel bir tadı vardı hepsini yuttum ve iyice temizlene kadar emmeye devam ettim her damlasını sonuna kadar yutmuştum beni yukarı çekti ve dudaklarıma yapıştı uzun bir öpücük kondurdu ve gözlerimin içine bakarak bunda sonra sen benimsin haberin olsun her canım istediğinde seni sikeceğim mazeret kabul etmem dedi bende ne zaman istersen erkeğim dedim ve kalktık duşlarımızı aldık toparlandık ofise geçtik ben Esin’ çok teşekkür ettim oda ne demek problem olduğunda haber verin yeter eşim halleder bende eminim halleder hatta ben onun becerisinden sizin de faydalanmanızı sağlayacağım arkadaşlarıma iletirim bir arıza olduğunda eşini göndeririz ücretini alır dedim Esin sevinmişti bilse ki ben kocasına kendimi siktirmek istediğim zaman için bahane bulmuştum ne derdi acaba ve öğünden beridir haftada en az bir gün beni deliler gibi sikiyor ikimizde halimizden memnunuz.

anlattıklarım yıllarca o anları düşünerek mastürbasyon yapmamı sağlamıştı. Aradan yıllar geçmesine rağmen
o anları unutamıyor ve inanılmaz zevkler alıyordum. Geçen
bu zaman sürecinde aklıma takılan bir başka konuda, Soner abinin
benimle ilgili hisleriydi. O kendisinden 5 yaş küçük ve cinsel deneyimi
olmayan bir kıza mastürbasyon yaptırırken nekadar zevk
almıştı acaba? Yıllarca hep bunu merak ederek yaşadım.

Artık evli bir kadındım ve hayatımda bazı
sorumluluklar vardı. Kocamla çok mutluydum, her nekadar bazı geceler
yataktaki erkeğin Soner abi olduğunu düşlesem de, kocamla evli
olmak harika birşeydi. Evliliğimizin ilk 2 senesi maddi zorluklarla
geçti. Kirada geçen zorlu 2 yılın ardından, kocamın ailesinin
de desteğiyle bir ev aldık ve taşındık. Güzel bir evdi.
Çocukluğumun ve evliliğimin ilk 2 yılının geçtiği
yoksul semtlerden kurtulmuş, daha lüx bir semte, İzmir’in denizle iç
içe güzel semti Küçükyalı’ya taşınmıştık. Evimizin
balkonundan görünen güzel körfez manzarası ve sabahları içimizi açan
deniz kokusuyla, kocamla günlerimiz mutluluk içinde geçiyordu.

Komşuluğun olmadığı bir yerde yaşamak, benim gibi
insanların iç içe olduğu kenar semtlerde büyümüş bir kadın
için biraz garipti belki, ama yine de hayatımdan memnundum. Komşusuzluktan
sıkılmışken, apartmana giriş çıkışlarda
selamlaştığım Eda hanım adındaki, benden 10
yaş büyük bir bayan içimi ısıtıyor, beni yaşadığım
eve dahada bağlıyordu. Güler yüzlü, sevecen bir hanımdı ve
onla sohbet etmek hoşuma gidiyordu. Defalarca birbirimizi davet etmemize
rağmen, bir türlü gelip gitmek kısmet olmamıştı. Bu
durum benim evde yumurtanın kalmadığı bir gün, Eda
hanımdan ödünç yumurta almaya gitmemle son buldu. Bir kat
altımızdaki evlerinin kapısına giderek kapıyı
çaldım. Sanırım evde kimse yoktu, çünkü kapı
açılmamıştı. Tam tekrar eve çıkıyordum ki,
kapının tıkırtısıyla arkamı döndüm…

Kapı açıldığında biraz şaşkındım,
çünkü kapıyı (sonradan 16 yaşına yeni girdiğini
öğrendiğim) Serhat açtı ve “Buyrun?” dedi tebessümle. “Merhaba, Eda
hanıma bakmıştım ben ama…” dedim. “Annem evde yok abla,
markete kadar gitti, birazdan gelir!” dedi. Ben de, “Tamam canım, ben üst
komşunuzum, yeni taşındık, adım Merve, daha sonra uğrarım,
tekrar teşekkürler!” dedim. “Oldu abla, söylerim anneme!” dedi ve
kapıyı kapattı. Güler yüzlü, kendince
yakışıklı bir çocuktu Serhat, ilk görüşte kanım
kaynamış, sevmiştim keratayı. Eve geldiğimde
aklımda markete gidip yumurta ve diğer ihtiyaçlarımı almak
vardı. Üstüme birşeyler giyip gideyim diye düşünürken, kapım
çaldı. Kapıya koşup baktığımda, kapıdaki Eda
hanımdı. Dışarı çıkmak için hazırlandığımdan
altım giyinik olmasına rağmen üstümde sütyenimle geziyordum, “Bir
saniye!” diye seslenip, kapıdan göğüslerim görünmeyecek şekilde
sadece başımı çıkararak, “Pardon Eda hanım, giyiniyordum
da, üstüm çıplak… Gelin siz, buyurun!” dedim.

Eda hanım gülümseyerek, “Önemli
değil… Bana gelmişsiniz, Serhat söyledi.” dedi. “Evet evde yumurtam
bitmişti de, o yüzden rahatsız etmiştim. Ama şimdi ben de
markete çıkmak için giyiniyordum.” dedim. “Aaa, lafı mı olur canım,
komşuyuz şurda, ben getireyim hemen, hem market
kapanmıştır artık, boşuna gidersin!” dedi. Aslında
gerçektende saat geç olmuştu, market akşamları saat 8.30 – 9
gibi kapanıyordu. “Peki ozaman, sağolun, ama olmadı böyle…”
dedim. “Önemli değil, ben getiririm birazdan!” deyip aşağı
kata yöneldi. Ben de kapıyı tam kapatmadan, üstüme birşey
geçirmek için odama geçiyordum ki, odama girer girmez, Eda hanım koşar
adım kapıya gelmişti bile, kapıyı tıklattı. Ben
de, “Buyur buyur, kapı açık!” diyerek yine sütyenimle odamdan çıktım.
Ama birden şok geçirmiştim. Çünkü gelen Serhat idi ve beni sütyenimle
göğüsler fora bir şekilde görmüştü. Birden, “Ayy pardon!”
diyerek, ikimiz de özür diledik ve ben odama kaçtım. Serhat da
kafasını öbür tarafa çevirerek beklemeye başladı…

Hemen elime ilk geçen Body’yi üstüme geçirip dışarı
çıktım. Serhat hemen, “Özür dilerim abla, sen gel içeri deyince ben de
girmiş bulundum, annem yumurta yolladı!” deyip yumurtaları uzattı.
“Asıl ben özür dilerim ablacığım, annen sandım seni!”
dedim. Serhat ta tekrar, “Pardon abla!” deyip, geldiği gibi yine
koşar adım evine gitti. O yaştaki çocuğa resmen göğüs
şovu yapmıştım elimde olmadan. Ama benim üzüldüğüm
konu o değil, çocuğu utandırmış olmamın
verdiği burukluktu.

Aradan geçen zamanla, Eda hanımla samimiyetimiz ilerlemiş, artık
ona abla diye hitap etmeye başlamıştım. Eda ablanın
kocası genç yaşta vefaat etmişti ve oğlu Serhatla
yaşıyorlardı. Eda abla bir muhasebecinin yanında
çalışıyordu. Serhat ise Liseye gidiyordu. Okul tatil olduğu
için Serhat evde yalnız kalıyor ve babasının erken
vefaatı sebebiyle, insanlarla fazla konuşmayan, içine kapalı bir
genç olarak zamanını geçiriyordu. Anlayacağınız çok az
arkadaşı vardı ve tekbaşına Bilgisayar başında
zaman geçiriyordu. Eda ablayla artık samimiyetimiz ilerlediği için, bana,
bazı günler o yokken evine gidip Serhat’a yiyecek birşeyler
hazırlayabilirmiyim diye sormuştu. Ben de, “Olur abla, ne olacak elime
mi yapışacak!” diye kabul etmiştim.

Ertesi gün öğlen alt kata inip Serhat’a birşeyler hazırlamak
kapıyı çaldım. Serhat açtı kapıyı, “Merhaba Merve
abla, gel buyur, yemek işi sana kaldı ha, annem söyledi, zahmet olacak!”
dedi. Ben de, “Yok canım olur mu öyle şey!” deyip içeri girdim. “Ne
istersin? Ne hazırlayım sana?” dedim. Kıymalı makarnaya
bayılırmış, yapmak için mutfağa girdim ve “Sen bak
işine, ben hazırlarım!” dedim. Serhat teşekkür edip
odasına gitti.

Yemeği hazırlamıştım. Serhat’a seslendim, “Serhatçığım
makarna hazır, istediğinde yiyebilirsin, ben çıkıyorum eve!”
dedim. Ama içerden cevap gelmedi. “Serhat?” diye ikinci seslenmemde de karşılıksız
kalınca, usulca yarım açık olan kapısından içeri
baktım. Serhat yatağına uzanmış, gözleri kapalı,
kulağında kulaklıkla müzik dinliyordu. Üstündeki kolsuz tişörtten,
yaşına göre kaslı kolları ve altındaki şorttan
belli olan önündeki kabarıklık, yıllar önce Soner abiyle
yaşadığım günleri aklıma getirmişti ve içim bir
hoş olmuştu birden. Ses çıkarmadan bir süre izledim ve sonra kapıdan
içeri bir adım girip, biraz daha yüksek bir sesle, “Serhattt!!!” diye
seslendim. Bu kez duydu ve “Merve abla kusura bakma müzik dinliyordum!” deyip
ayağa kalktı. Kalkmaz olaydı, ayağa kalkmasıyla
birlikte, önünde, şortundan dışarı çıkmak istercesine
duran o kabarık yarağı gözüme çarptı ve beni mahfetti. Gerçekten
de Serhat’ın yarağı çok büyük görünüyordu. Yıllardır
kocamla çok mutluydum, sex hayatımız da harikaydı, ama
serhatın yarağı aklıma Soner abinin yarağını
getirmişti ve çok tahrik olmuştum…

Yanıma gelerek teşekkür etti ve beni kapıya kadar yolcu etti. Eve
döndüğümde içimde yıllar öncesinden kalan Soner abinin yarağının
görüntüsü vardı. Ve amım sırılsıklam olmuştu. Hemen
odama geçip, Soner abinin yarağını düşünerek, amımı
okşamaya başladım. Hayalimde o koltuğun üstünde oturuyor, ben
de yarağını yalayarak ağzıma alıyorum, emiyorum
ve o da ağzıma, yüzüme, boynuma ve göğüslerime boşalıp
bana sperm banyosu yaptırıyordu. Ama bu kez farklıydı,
çünkü hayalimdeki yarak Soner abinindi, ama yüz Serhat’ın yüzü olmuştu
birden. Ve bu beni dahada tahrik ediyordu. Hayalimdeki Soner abi modelinin
yerini Serhat aldı, artık onun sikini yaladığımı
hayal etmeye başladım ve hayalimde onun yüzüme boşalmasıyla,
ben de sessiz sessiz, “Serhat sik beni! Sik beni Serhat!” diye diye
boşaldım. Kendime geldiğimde bu düşündüklerimden utanmıştım,
nede olsa artık evli barklı bir kadındım ve bu tür
şeyler çocukluğumda kalmıştı. Artık kocamdan
başka bir erkek düşünemezdim ve bunu küçük bir kaçamak kabul ederek duşa girdim.

Aradan birkaç gün geçmişti
ve ben tekrar yemek hazırlamak için Eda ablanın avine indim. Serhat
açtı kapıyı ve buyur etti, sonra herzamanki gibi odasına geçti
ve ben mutfakta yiyecek birşeyler hazırladım. Bir ara Serhat’ı
mutfağın kapısında gördüm. Gülümsedim ve “Ne dikiliyorsun
orda?” dedim. O da gülümseyerek, “Hiiç… Seni izliyorum… Çok güzel kokular
geliyor, ne pişiriyorsun?” dedi. “Tavuk sote yapıyorum!” dedim. Gelip
tavaya baktı ve “Oooo gerçekten harika kokuyor!” dedi. Ama bu sırada
arkamdan bana oldukça yaklaşmıştı ve sanki benim kokumdan
bahsediyor, benim kokumu içine çekiyordu. Bu beni
heycanlandırmıştı ve aklıma evde yaptığım
mastürbasyon geldi. Serhat tavaya bakarken, “Çok güzel kokuyor, nefissss!”
deyip biraz daha yaklaştı ve azda olsa popoma dokundu. Ben artık
iyice ıslanmıştım. Acaba bilerek mi yapıyor diye
düşünürken, “Abla ben duşa girsem ayıp olurmu?” dedi. “Yok
ablacığım, neden ayıp olsun, bak işine!” diyebildim
sadece.

Banyodan su sesi gelmeye başlamıştı. Ama ben hiçte iyi
değildim, içimden bir ses gidip Serhat’ı röntgenlememi söylüyordu. İçimden
sanki bir orospu konuşuyordu, (Serhat’ın yarağını merak
etmiyormusun? Git ve bak!) diyordu. Daha fazla dayanamayıp banyonun kapısına
gittim, anahtar deliğinden baktım ve tam karşımda,
duşun altında 31 çeken Serhat’ı gördüm. Yarağı kocamandı
ve hızlı bir şekilde okşuyordu. Bir anda amım
sırılsıklam olmuştu, adeta şelale gibi akıyordu sularım.
Dayanamadım ve delikten bakarken amımı okşamaya
başladım. Altımda ince penye bir eşofman vardı. Sularımın
eşofmanın önünü ıslatmasından korkuyordum ve biraz aşagı
sıyırıp külodun üstünden okşamaya başladım. Serhat
ta iyice hızlanmıştı. O anda içeri girip kendimi ona
siktirmek için yanıyordum, ama cesaret edemiyordum buna. Bu
düşüncelerin arasında Serhat’in boşaldığını
gördüm ve o anda kendime gelip hızlıca toparlandım ve mutfağa
kaçtım. Serhat banyodan çıkmış ve odasına
girmişti. Aklımda onla yatmak vardı sadece, kendimi zor tutuyordum.
Serhat’a, “Yemeğin hazır canım, ben çıkıyorum
yukarı!” deyip, hemen kaçtım ordan. Eve geldim ve Serhat’in
yarağını düşünerek matürbasyon yaptım, kendimi tatmin ettim.

Akşam üstü olmuştu,
kocamın eve gelip beni sikmesi için sabırsızlanıyordum. Çünkü
ancak kocamla bu azgınlığım üstümden gidecekti. Kocamı
aradım ve “Aşkım ne zaman geleceksin?” dedim. Ama aksilik bu ya, “Hayatım
bu gece biraz geç kalacağım, yetiştirmem gereken işler var!”
dedi. Umutlarım yıkılmıştı ve çaresiz geç saatte de
olsa kocamın gelmesini bekleyecektim. Saat daha 6 idi ve kocam eve erken
geldiğinde bile 9 da anca evde oluyordu. Yani bu gece saat 11-12’ye kadar
kudurmaya devam edecektim. Ben de gece için hazırlanmaya karar verdim, bir
duşa girdim ve vücudumdaki bütün kılları aldım. Duştan
çıkıp saçımı makyajımı yaptım ve
kocamın sevdiği siyah iççamaşır takımımı
giydim. Dantelli ve sexy bir takımdı, kocam beni böyle görünce deli gibi
sikecekti. Üstüme de dizüstü eteğimi giydim ki, kapı çaldı. Saate
baktım, 9.30 idi, kocam erken gelerek bana sürpriz yapmıştı.
Üzerimde sütyenle kapıya koştum yine. Kapıyı açtım ve “Bekle
1 saniye, girme daha!” dedim. Ses gelmedi, bekliyordu. Eteğimi biraz
yukarı çekerek koltuğun üstüne hafif domaldım. Çok sexy
göründüğümden emindim ve şuh bir sesle, “Gel tamam!” dedim…

Ama birkez daha şok olmuştum, çünkü gelen yine Serhat idi. Çocuk içeri
girdi ve ne oldugunu anlamadan öylece donakaldı. Ben de
şoktaydım. (Bu Serhat’in evime ikinci gelişiydi ve beni yine yarı
çıplak görüyordu. Ama bu kez farklıydı, çünkü ben de onu banyoda
çıplak görmüştüm!). Gözüm hemen sikine kaydı. Siki kalkmıştı
ve dışarı çıkmak ister gibi şortunu zorluyordu. “Pardon
abla!” deyip kafasını öbür tarafa çevirdi. Ben de en yakın odaya
kaçtım. İyice delirmiştim, ben kendimi ona siktirmemek için zor dururken,
o sürekli yarı çıplak yakalıyordu beni. Odanın
kapısına yaklaştı ve “Abla pardon yaa, yine kaza oldu! Annemden
haberin varmı? Geç gelecekmiş te, yiyecek birşey varmı
sende diye bakmaya gelmiştim!” dedi. Benden ses çıkmayınca, “Ama
boşver abla, yemesemde olur, beklerim annemi…” dedi. Üzülmüştüm,
sonuçta suç bendeydi, çocuk nerden bilsin onu kocam sandığımı.

“Bekle bekle!” dedim odadan çıktım, ellerimle göğüslerimi
kapatıyordum. Onun ise siki halen sopa gibiydi. İçim iyice tuhaf oldu.
O da bana bakıyordu. Güldüm ve “Alıştın artık beni
böyle görmeye haa?” dedim. Güldüğüm için o da rahatlamıştı ve
gülümsedi. “Gel mutfağa bakalım!” dedim. Artık tahrik
olmamın da verdiği rahatlıkla ellerimi göğüslerimden çektim.
Ama onun arkamdan popoma baktığını hissediyordum. İyice
orospuluk damarlarım kabarmıştı, resmen istiyordum 16
yaşındaki çocuğu. Buz dolabının kapağını
açtım ve eğildim. Önünde kısa eteğimden popomun
göründüğünden emindim. Artık çok azmıştım, kafamı
ona çevirip, “Yemek istediğin özel birşey varmı? Yoksa ben ne
verirsem ona razımısın?” dedim gülümseyerek. Bakışları
çok farklıydı, bana yıllar önce benim Soner abiye baktığım
gibi bakıyordu. “Sen ne verirsen yerim Merve abla!” dedi, ama artık
gülmüyordu. “Gel bakalım!” dedim. Yanıma yaklaştı. Ben halen
eğilmiş bakıyordum. İyice yaklaştı ve artık
tam arkamdaydı…

Kendimi ona doğru götürdüm
ve popomu sikine temas ettirdim ve arkamı döndüm, “Ooooo Serhat, ne
değiyor bana öyle?” dedim sexy bir sesle. Birşey diyemedi
çocukcağız. Popomu sikine biraz daha bastırarak, “Nekadar
kalın, sopa mı?” dedim. Serhat fazla dayanamadı ve belimden
kendine çekti, iyice yerleşti siki götüme ve “Hayır merve ablacığım,
o benim şeyim!” dedi. İyice azmıştım ve “Neyin Serhat?
Söyle hadi!” dedim. Gözlerimde sikilmeye hazır bir bakışla ve
sexy sexy söylüyordum bunu. Serhat delirmiş gibi bakıyordu ve “Yarrağım
Merve abla!” dedi. Gülümsedim, “Ooo nekadar sert o öyle! Peki nereye
değiyor şuan farkındamısın?” dedim. “Hayır Merve
ablacığım, söyle nerene?” dedi. Sanki yıllar önce Soner
abiyle yaşadığım an gibiydi herşey. Gözlerine baktım
ve “Amcığıma değiyor canım!” dedim ve bir hamlede külodumu
yana çekip, “Bak görüyormusun amcığımı? Yalamak istermisin?
Hadi yala amcığımı!” dedim.

Serhat delirmişti, birden amıma yumuldu ve yalamaya başladı.
“Oohh Merve abla, çok tatlı amın!” diyordu ve beni delirtiyordu. İyice
kendimden geçmiştim ve dönüp sikini okşamaya başladım. Sonra
sikini dışarı çıkarıp amıma sürüp
başını ıslattım, artık içime girmeye
hazırdı. Sikinin başını amımın deliğine
yerleştirip, “Hadi!” dedim. Ve Serhat içime girip çıkmaya
başlamıştı. Okadar kalın ve sıcaktı ki,
dayanamıyordum. Yaklaşık 4-5 dakika o şekilde amıma pompalayıp
beni boşalttı. O daha boşalmadan, “Yeter!” deyip ayağa
kalktım ve “Şimdi sıra benim isteğimde!” dedim ve salona
götürdüm, onu koltuğa oturttum. Siki kocamandı ve önümdeydi. Yıllarca
Soner abiye yaptığımı hayal ettiğim ve son zamanlarda
aynı şeyi Serhat’a yapmak için delirdiğim şeydeydi
sıra. Sikinin başını iştahla emip yalamaya
başladım. Serhat delirmişti ve “Oohhh, Merve ablamm benimm,
karıcığımm benimmm!” deyip, saçımdan tutup
ağzıma vermeye devam ediyordu. Ben de ona yıllar önce aynı Soner
abiye dediğim gibi, “Sik beni Serhat! Amımı, götümü,
ağzımı, heryerimi sikkk erkeğimmm!” diye inliyordum….

Serhat daha fazla dayanamadı ve şiddetli bir biçimde ağzıma yüzüme fışkırtmaya başladı. Ağzımdan çenemden akan spermler göğüslerime doğru süzülüyordu ve ben halen Serhat’ın yarrağını yalamaya devam ediyordum. Serhat’i boşaltmıştım,
şimdi ben de boşalmalıydım. Onu yatırdım koltuğa ve amımı ağzına dayayıp sürtünmeye başladım. Saniyeler içinde ikinci kez boşalıp Orgazm oldum. Serhat’ın da ağzı yüzü amımın sularıyla yıkanmıştı…

Hemen kalktım ve “Birazdan kocam gelir, çabucak gitmen lazım aşkım!” deyip onu da kaldırdım ve dudaklarından öpüp evine yolladım…

Merhaba. Adım Zehra. 42 yaşında, 1.60 cm boyunda, 51 kg, vücut yapısı normal, esmer bir bayanım. 2 yetişkin kızım var. Eşim öleli 2 yıl kadar olmuştu. Eşim öldükten sonra seks hayatım hiç olmadı. Kızlarım evlendikten sonra evde tamamen tek başıma kalmıştım. Deniz manzaralı bir sitede oturuyorum. Ama adım çıkar diye korktuğumdan kimseyle sikişmiyordum. Kızlarım kocaları ile ara sıra yatıya gelirler, evimin içinde sınırsızca sikişirler, ben de onların sikişme seslerini dinleyerek, kendim sikiştiğimi hayal ederek amımı parmaklayıp orgazm olurdum.

Bir gün çamaşırları balkona asarken iç çamaşırlarımdan birkaç tanesi elimden düştü. Külodum alt katın çamaşır ipine takılıp kaldı, diğerleri ise yere düşmüştü. Bahçeye inip yerdekileri aldım. Alt katta kimin oturduğunu bilmiyordum, çünkü evin kapısı ara sıra açılır, kim yaşar, kaç kişiler bilmiyordum. Zili çaldım kapıyı açan olmadı. O gün sürekli olarak alt kata inip zile basıyordum. İkindi saatlerinde tekrar alt kata inip zile bastım, çünkü kırmızı külodum onların balkonunda bayrak gibi asılı duruyor, herkes balkona bakıyordu. Bir an önce külodumu alma peşine düşmüştüm. Israrla zili çaldım, 20 yaşlarında bir erkek atlet ve şortla, uykulu uykulu bir halde kapıyı açtı. Gözüm hemen şortunun içinde kazık gibi duran sikine takıldı. Özür dileyerek külodumun balkonlarına düştüğünü ve almak istediğimi söyledim. Genç, “Tamam abla getireyim!” dedi ve kapıyı aralık bırakarak külodumu getirmek için balkona gitti…

Kapının aralığından içeriye baktığımda, koridora bakan odada üç genç erkeğin yattığını gördüm. Üzerileri açıktı ve sadece külotlarıyla uyuyorlardı. Koridordaki aynadan balkona giden genci görebiliyordum, külodumu telden aldı, inceledikten sonra koklayıp külodumu şortunun içine sokarak sikine taşaklarına biraz sürtüp çıkardı ve elinin içine sıkıştırıp ovalayarak getirdi. Ben tabi bunu gördüğümü belli etmedim. Külodumu bana verirken sikine baktım, resmen kalkmış şortunun önü çadır kurmuştu. Şortunun sikinin başına gelen kısmında bir damla ıslaklık görünce, işte o zaman koptum ve “Telaşla tanışamadık, Ben Zehra, üst katta oturuyorum, eşiniz veya anneniz yok mu evde?” dedim. “Ablacığım burayı biz bekar arkadaşlarla tuttuk, iş çıkışı otel gibi kullanıyoruz, çoğu zaman evde kimse olmaz.” dedi. Ben de, “Yaa öyle mi? Neyse, teşekkür ederim!” diyerek ayrıldım evime çıktım. Hemen mutfağa koştum, bulduğum en uzun ve ince patlıcanı alarak onunla herzamanki seks fantazimi yaptım, patlıcanla amımı iyice haşat ettim. Alt kattaki gençlerin arasına girdiğimi, beni siktiklerini düşünerek defalarca boşaldım.

O günden sonra artık alt kata kim geliyor kim gidiyor onu izliyordum. Yine bir akşam üzeri eve dördü birden girdiler. Gece yarılarına kadar müzik, televizyon ve muhabbet sohbet sesleri geliyordu. Derken sesler kesildi. Balkona çıkıp baktığımda, benim kattan ve alt katımdan başka yerde ışık yanmadığını gördüm. İçim içimi yiyordu. Ne yapayım edeyim derken aklıma sigortalar geldi. İçeriden sigortaları gevşettim ve alt kata inerek kapının ziline bastım. Kapıyı bu sefer geçen sefer açan değilde bir başka genç açtı. 25 yaşlarında, esmer, iri yapılı, üstünde bir şeyi olmayan sadece altında Boxer şekline yakın şortu olan bir genç, “Buyrun?” dedi. Ben yine etkilenmiştim ve kem kümlerle çocuğun sikine bakarak şaçmalıyordum. O arada içerden, “Kim miş?” diyerek iki genç daha geldiler. Bunların hepsi de evde sadece şortla geziyordu. Ben iyice aptallaşmıştım siklerine bakarken. İmdadıma, o ilk günkü genç (ismi Celal) kapıya gelerek yetişti ve diğer gençler salona geçtiler tekrar…

Celal, “Buyur abla? Bu sefer ne düştü?” dedi. Ben de, “Şeyy, sizde elektrik var ama benim dairede yok, elektrikten anlayanınız var mı?” dedim. Celal da içeriye seslenerek sordu, “Cemil, Akın, Hasan, elektrikten anlayanınız var mı?” diye. Sonunda Hasan ile Cemil birlikte bakmaya karar verip, üzerlerine birer tişört giyip, yanlarına kontrol kalemi alarak benim eve çıktık. Kapıyı açtım içeri buyur ettim. Prizleri falan kontrol ettikten sonra, “Sigortalar eski sistem, onlara bir bakalım abla.” diyerek benden merdiven istediler. Merdivenin olmadığını söyleyerek sandalye getirdim. Hasan sandalyeye çıktığında sikinin tamamen kazık gibi olmuş olduğunu gördüm. Sigortalar yüksekte olunca Hasan ulaşmaya çalışırken, düşmesin diye Hasanın bir bacağından Cemil tuttu, öteki bacağından da ben. Ama elimi Hasanın sikine atmamak için kendimi zor tutuyordum…

Hasan sigortaları sıkarak, “Abla sigortaların gevşemiş, sıktım ama bunlar kendi başına gevşemezler, bunları birisi gevşetmiş, hiç elleyen oynayan oldu mu?” dedi. Ben de, “Kendiliğinden gevşemiş olabilir, kocam öldüğünden beri kimse ellemiyor.” dedim. Hasan sırıtarak, “Neye abla?” dedi. Ben de, “Sigortalara!” dedim. Cemil de pis pis gülerek, “Nezaman gevşerse biz gelir sıkarız be abla, sen yeter ki iste!” dedi. Ben ilk başta lafların içindeki ipneliği sezmemiştim, sonradan jeton düştü ve “Tamam sıkılacağı zaman çağırırım!” dedim. Bunun üzerine Hasan, “Abla hazır gelmişken başka sıkılacak, yapılacak ne varsa söyle de icabına bakalım!” dedi. Ben teşekkür ederek hemen, “Size soğuk bir şeyler ikram etmek isterim.” dedim ve salonu gösterdim. İtiraz etmeden içeri geçtiler oturdular. (Benim kendilerini görmediğimi ve duymadığımı sanıp) kendi aralarında alçak sesle konuşuyorlar, “Gevşeyenleri iyi sıkarız!” diyerek siklerini sıvazlayarak gülüşüyorlardı…

Ben kolalarla içeri girdiğimde toparlanıp sustular. Gülüşmelerinin sebebini sordum. Hasan da, “Abla yanlış anlama ama, bu sigortanın kendiliğinden gevşeme hikayesi bayat. Çamaşır düşürme hikayesi de eski bir numara, şimdi sen üstümüze kola da dökersin…” dedi. “Niye dökeyim ki?” dedim. “Abla bayanların taktiğidir bu, gözüne birisini kestirdiler mi önce çamaşır düşürürler, sonra sigorta gevşer, daha sonra da üzerine kahve yada kola dökülür… Biz bu yolun yolcularıyız, senin derdin ne? Aramızda yabancı yok, anlat derdini, dinleyip çare olalım! Sen erkek mi istiyorsun?” dedi. Elim ayağım titremiş, donup kalmıştım. Bir şey diyemiyordum, aklım durmuş, beynim boşalmış gibi bön bön bakıyordum. Hasan bana yaklaşarak elimdeki kola tepsisini aldı, “Kolalar üzerimize dökülmesin, sen şöyle bir gel bakalım!” diyerek elini belime attı ve Cemilin yanına doğru çekti beni…

Ben de ne isterse onu yapıyordum. Kola tepsisini sehpaya bıraktı ve iki eliyle askılı elbisemin altından tutarak eteğimi yukarı kaldırıp, “Cemil bak bakalım mal sağlam mı, dağılma var mı?” dedi. Cemil hemen önüme diz çöktü ve yukarı sıyrılmış eteğimin altındaki beyaz külodumu eliyle bastırarak amımı biraz yoğurdu. Sonra külodumu kenara çekti ve “Dağılmamış, ağzı burnu buruşuk değil, kıllardan hoşlanırsan iş görür!” dedi. Hasan da, “Oğlum boşuna dememişler amın kıllısı makbuldür diye, bu gün de kıllı ama takılalım, beğenmezsek sonra birlikte traş ederiz!” diyerek gülüştüler. Ben hipnotize olmuş gibi, ses çıkartamıyor ve tepki veremiyordum. Galiba sikilecektim, gidiş onu gösteriyordu. Hasan arkamdan beni kucakladığı gibi kendisine çekerek sikine yapıştırdığında götüme kazık batıyordu sanki. Bir eliyle memelerime dokunarak, “Oohhoo memeler sımsıkı, hiç ellenmemiş bunlara sanki!” dedi. Cemil de, “Hadi gevşetelim o halde!” dedi ve ayağa kalkıp elbismin askılarını indirdi, memelerime yumuldu ve emmeye başladı…

Birden bacaklarımın titrediğini ve bir şeylerin süzüldüğünü hissettim. Boşalıyordum. Hasan arkadan elini külodumun içine sokup amımı yoklayınca, “Çoktan geçmişsin be abla, daha başlamadık bile! İkimize birden ayak uydurabilecekmisin? İstersen seç birimizi de o kalsın senle!” dedi. Ben ikisinin de tişörtlerine yapıştım ve sımsıkı tuttum, ikisini de bırakmak istemiyordum, ama dilim tutulmuş gibi de konuşamıyordum. “Demek iki yarak birden istiyorsun!” diyerek tişörtlerini çıkardılar. Sonra Hasan arkadan askılı elbisemi bir çırpıda çıkarttı, sütyen ve külotla kalmıştım. Cemil göbeğime bir kaç kez vurup kalçamı tokatladıktan sonra, “Abla biraz göbeklenmişsin, oranda buranda biraz büzüşme ve buruşma var, ama sikmesini bilene am amdır, sikmesini biliyorsan istediğin gibi sikersen, tazecik kız amı gibi sikersin!” dedi. Ben de bir elimi arkamdaki Hasanın sikine, diğer elimi de önümde sütyen içindeki memelerimi elleyip sıkıp emen Cemilin sikine attım ve ellemeye başladım. İkisinin siki de çok sert ve kazık gibiydi…

Şortlarını indirdiler ve Hasan, “Abla tecrübenle bizi ihya et bakalım!” dedi. Ben de tamam şeklinde başımı salladım ve çöküp Cemilin sikini ağzıma aldım. Cemil, “Oğlum bu dilini yuttu, keşke iki kişi gelmeseydik, yaşlı da zaten, heyecandan kalp krizi falan geçirip ölmesin!” dedi. Hasan, “Yok lan birşey olmaz, karı yarak hastası sadece, zaten amı follaşmıştır iyicene, yine de 31 çekmekten iyidir, amın darı genişi olmaz, yeter ki sulanıp içi sıcak olsun, hatta diğerlerini de ara gelsinler, grup yapalım amına koyim!” dedi. Cemil diğerlerini arayıp, “Üst kata gelin, alem yapacağız, kılıf getirin!” dedi. Bu arada Hasan beni halıya dört ayak domaltıp götümü parmaklamaya başlamıştı, “Cemil lan, ilk sıra benim, sen otur dinlen, iki kişi aynı anda yapmayalım, sırayla dinlene dinlene sabaha kadar sikeriz bunu, of sabahlar olmasın!” dedi. Cemil de sikini sıvazlayarak koltuğa oturdu…

Hasan sonra götümün deliğini emerek arkadan amıma parmağını sokmasıyla benim “Ahhhhh!” demem bir oldu. Hasan gülerek, “Bakıyorum da dilin açıldı abla!” dedi. Ben de, “Devam et gülmeye bakalım, beni sabaha kadar sikince gülmeye haliniz kalacak mı!” diyerek aniden dönüp Hasanın dudağına yapıştım. Dudağını vantuz gibi çekiyordum. Hasan elimden kurtulmak için çırpınıyordu. Benim sevişmeye aç olmamdan dolayı iyice azmış ve biraz da yapılı olduğumdan dudaklarına var gücümle saldırmıştım. Hasan dudağını dudağımdan zar zor kurtarıp, “Abla beni öldüreceksin, sıkma o kadar!” dedi. Ben hemen diz çöktüm ve Hasanın sikine sarılarak yalamaya ve emmeye başladım. Okadar azmıştım ki, okadar iştahla emiyordum ki, Hasan beni itip, “Yavaş olsana azgın orospu, sikimi koparacaksın!” diyerek beni sikinden uzaklaştırdı. “Napıyım dayanamıyorum, kocamdan sonra ilk erkeğimsiniz, kocamı bile boynuzlamadım, ama iki senedir yarağa hasretim ve sikilmeyi çok istiyorum!” dedim.

Hasan, “Başlayalım madem! Burda mı istersin, yatak odana mı geçelim? Nerde rahat edersin?” dedi. Ben de, “Biran önce sikin de nerede sikerseniz sikin!” dedim. Hasan, “Ozaman burda başlayalım, gerekirse sonra yatak odasına geçeriz!” diyerek beni tekrar halının üzerinde dörtayak domaltıp arkama geçerek, “Ben önce senin götünü sikeceğim!” dedi ve elini arkadan öne atıp memelerimi sıkmaya ve sikini götüme sürtmeye başladı. Hasanı geri itip, “Götümü siktirmem! Amımı sikeceksen sik, sikmeyeceksen kapı orada, zorla seni içeri almadım, amdan başka yerimi siktirmem, haberiniz olsun, sonra gider tecavüze uğradım diye şikayet ederim!” dedim. Bunun üzerine Hasan, “Kızma be abla, daracık götün varken amın sikilir mi!” dedi. “Daha amımı sikmeden önyargılı davranıyorsun, önce sik bak bakalım!” dedim ve kalktım…

O anda Cemil oturduğu yerden kalktı ve “Abla ben sikerim amını!” diyerek amımı elleyerek memelerimi emmeye başladı. Hasan ise biraz bozulmuştu ama götümü avuçlamaktan da vaz geçemiyordu, kafayı takmıştı bir kere götüme. Cemil beni yatak odasına götürdü ve orada diz çökertti, sikini ağzıma verdi. Kapının tıklamasıyla Hasan kapıyı açmaya gitti ve iki arkadaşıyla (Akın ve Celal ile) birlikte geldi. Akın, “Ooooo aleme bak beee! Sabaha kadar sikiş var desenize!” diyerek, Celal ile birlikte soyunarak karşıma geçtiler. Akınla Celalın siki diğer ikisine nazaran daha büyük ve kalın idi. Cemil, “Akın oğlum o ne lan öyle? Nerede büyüttün lan hayvan gibi azmanı!” diyerek beni yatağa sırt üstü yatırdı ve amımı yalamaya başladı. Akın, Hasan ve Celal da başucuma geçtiler. Üçü de siklerini yüzüme vuruyorlardı, üç yarrak gözümün önünde idi ve üçü de birbirinden güzel görünüyordu. Yarak tarlasında gibi hissediyordum kendimi. Ama önce hangisini ağzıma alacağımı bilemiyordum. Sonunda küçüğünden büyüğüne doğru gitmeye karar vererek, aralarında diğerlerine nazaran küçük olanın siki aldım ağzıma…

Bu arada Cemilin bacaklarımı beline dolamasıyla amıma birden girmesi, sikinin tamamını sokması ve hızlı hızlı sikmeye başlaması bir oldu. 3-5 dakika amıma hızlı hızlı pompaladıktan sonra yavaşladı ve “Ulan korktuğumuz gibi amı bol değilmiş, baksanıza sikim girerken amının dudakları da içeri giriyor, çıkarken de vantuz gibi sikimi sıvazlayarak çıkıyor!” diyerek yeniden hızlı hızlı sikmeye devam etti. Amıma öyle bir sokuyordu ki, sikinin tamamını girdiriyor, tekrar başına kadar geri çekiyordu. Birden daha da hızlanarak, “Kimde prezervatif varsa o gelsin siksin, ben daha boşalmak istemiyorum!” dedi. Ben de, “Tüpler bağlı, içime boşalmanızı istiyorum!” diyerek içimden çıkmasına izin vermedim. Cemil bir kaç git gelden sonra belime sarılarak hışımla içime boşaldı…

Sonra Akın, sonra Celal, sonra da Hasan, hepsi sırayla sikiyor sırayla amımın derinliklerine boşalıyorlardı, ama halen amımdan dışarıya döl akmıyordu. İşin en ilginç yanı ise hepsi de götümü sikmek için can atıyor, fakat hiç birine izin vermiyordum. Daha sonra tekrar Cemil amımı sikerken, Akın da Cemilin arkasına geçip Cemilin götüne sikini sürtmeye başlayınca, Cemil birden üstümden kalktı ve Akına tokatı yapıştırarak, “Ulan yavşak, burda karı varken benim götüme niye sulanıyon lan ibne!” dedi. Akın da, “Ne yapıyım oğlum, biriniz am sikerken biz burda azıyoruz, ablam izin verse de birimiz de götünden siksek bari, böyle tadı çıkmıyor!” dedi. O arada Hasan amımı sikmekle meşguldü, birden beni kucakladığı gibi, siki amımdayken yuvarlandı ve kendisi altta ben üstte bir şekilde, belimden sarılarak göğüslerimi göğsüne yapıştırdı ve “Sikin lan orospunun götünü!” dedi…

“Götüme dokunmayın lan orospu çocukları!” diye çırpınmama kimse aldırış etmeden, hepsi birden ayaklanıp götüme saldırdılar. Kimin götümü elleyip, kimin tükürüklediği, kimin parmakladığı ve kimin sikini sürttüğü belli değildi. Hasan alttan amıma köklerken bir yandan da bağırmayım diye eliyle ağzımı kapatıyordu. Akın diğerlerini itekleyerek, “Önce ben alacağım bu daracık götün kızlığını! Biriniz de ağzına versin, boş deliği kalmasın orospunun!” dedi ve sikinin başını götümün deliğine dayadı ve zorlamaya başladı. Götümün acısından amımdaki Hasanın yarrağını hissetmiyordum bile. Akının götümün yanaklarını tutarak götümü yukarı kaldırmasıyla Hasan, “Oğlum sikimi amdan çıkarmadan siksene!” dedi. Akın yavaş yavaş götüme girdirmeye başladığında acıdan Hasanın elini ısırıyordum. Akın epey uğraştı, o götüme girmeye çalıştıkça ben büzüğümü ve amımı sıkıyordum. Ben sıktıkça da Hasanın siki acıyor, beni çimdikleyip amımı gevşetmemi istiyordu…

Baktılar böyle olmayacak, Hasan alttan götümün yanaklarını iki eliyle açarak, “Şimdi kökle lan!” dedi. Akın da, “Biraz bu tarafa kayın lan!” diyerek, Hasanın bacaklarından tuttu ve yatağın ayakucuna kadar çekti bizi. Bacaklarımın yere düşmesiyle kalçam tamamen boşa çıkmıştı. Aynı zamanda da Hasanın siki amımda nefes almıştı ve altımdan hızlı hızlı sikmeye başladı. Akın okadar uğraşıp yine de götüme sokamayınca, sikini Hasanın yarrağının yanından amıma sokmak istedi bu sefer. İkisi birden amıma bastırıyordu. Akının sikinin bir kısmı amıma bayağı girmişti ki, Hasan, “Oğlum sikim acıyor, sen götünü siksene!” dedi. Fakat Akın beklenmedik bir şekilde böğürerek amıma boşaldı. O sırada Celal geldi ve Akını itekleyerek, “Çekil lan kenara, bir götü sikemedin amına koyum!” dedi. Akın çekildi kenara, Celal yanaştı götüme ve sikini dayayıp sokmasıyla tamamının götüme girmesi bir oldu. Omuzlarımdan tutup kanırtarak sokuyor ve Akına, “Bu amına koduğumun götü işte böyle sikilir yavşak!” diyordu…

Amımda bir yarak, götümde bir yarakla, ikisinin arasında tost olmuştum. Resmen piston gibi ritim tutturdular, sırayla bir birisi götüme sokuyor çekiyor, bir öteki amıma sokup çekiyordu. Birkaç git gelden sonra artık büzüğümü de amımı da kasamıyordum, amım da götüm de uyuşmuş gibiydi. Kendime inanamıyordum, müthiş zevkli bir şeydi bu, artık bağırmaya çalışmıyor ve sadece zevkten inliyordum. Hasan da artık elini ağzımdan çekince, Cemil sikini ağzıma verdi. Cemilin sikini hışımla emmeye başladım. Bu arada Celal tamamen abanarak birden götümün derinliklerine boşalmaya başladı. Bir kaç git gelden sonra tamamen büzüşen sikini götümden çıkarttı ve Cemile, “Çekil!” diyerek sikini ağzıma uzattı, “Şimdi yala bakalım!” dedi. Ben Celalin sikini emerken, daha kapanmamış götümün deliğine bu sefer Akın kolayca sokmuştu. Hasan hala altımdan amımı pompalıyordu ki, birden o da amıma boşalıverdi…

Hasan altımdan çekildiğinde amımdan döller akıyordu. Cemil eline tülbentimi sararak enlini amımın içerisine sokup bir kaç kez git gel yaptı, amımdan akan dölleri bu şekilde temizledikten sonra yattı altıma ve amımı sikmeye başladı. O boşalınca öteki geldi, o da çekilince diğeri geliyor, ne amımı ne götümü boş bırakmıyorlardı. Sırayla değişerek hepsi amımdan ve götümden beni defalarca siktiler. Dört kişiden kaç kere kaç yarrak yediğimi, kaç kere orgazm olduğumu sayamadım. Herkesin pili bitince, beşimiz birlikte birbirimize önlü arkalı sarılarak yattık. Hayatımda ilk kez dört yarrak birden vardı yatağımda. Birisi götüme yarı girmiş, birisi amıma sürtünüyor ve iki yarrakla da elimle oynayarak uyumuşum…

Ertesi gün gözlerimi açtığımda, sikicilerimin hepsi pert olmuş bir halde uyuyorlardı. Kalktım önce banyo yaptım, daha sonra mutfakta sikicilerime mükellef bir kahvaltı hazırladım. Sonra da hepsini siklerinden öperek uyandırdım, “Sikicilerim hadi kalkın, kahvaltınız hazır!” dedim. Kahvaltıdan sonra, “Son kez bir dörtlü daha yapalım ayrılalım!” dediler, ama o gece de saat 02:30’a kadar defalarca sikiştik. Yani nerdeyse bütün bir haftasonunu sikişerek geçirdik. Onlar gittikten sonra çarşafı tazelerken gördüm, çarşafın her tarafı kat kat katmerleşmiş döl ve kan lekeleriyle doluydu. Tabii amım da götüm de iyice uyuşmuştu, bir hafta evden dışarı çıkamadım. Sonraki günlerde evlerine ben inmeye başladım…

İki sendir yaraksız kaldıktan sonra, şimdi her gece en az ikisiyle sikişiyorum. Üçlü ve arada bir de yine dörtlü sikiştiğimiz de oluyor. Bayılıyorum grup yapmaya, çünkü kimin nasıl ve ne şekilde siktiğini bilmediğiniz için hepsi en iyi sikiciniz oluyor. Üç aydır grup seksin uygulayıcısıyım, artık tek kişinin sikmesi tatmin etmiyor. Sizlerin de grup seks yapmanızı tavsiye ederim. Hele dört genç erkekten aynı anda yarrak yemek kadar güzeli yok, hiç bir deliğiniz boş kalmıyor!

Herkese iyi sikişmeler diliyorum arkadaşlar!

hepinize selamlar. Öncelikle kendimden bahsedip, hemen aldatma hikayemi yazmak istiyorum. Bana Hatice diyebilirisniz, İstanbulda yaşıyorum, 23 yaşındayım, 1 yıllık evliyim ve henüz çocuğum yok. Oldum olası sekse ve porno sex filmlerine çok meraklıyımdır. Evkadını olduğum için, kocam işe gidince, ben de evin günlük işlerini bitirip, akşam yemeği için gerekli hazırlıkları da yaparım, sadece pişirmesi kalır. Onu da kocam işten gelmeden yarım saat önce pişirmeye başlarım. Onun dışında kalan vaktimi hergün internette porno izleyerek, seks hikayeleri okuyarak geçiririm. Okurken de aynı zamanda da mastürbasyon yaparım tabii. Elim sürekli amımdadır, günde 5-6 kez kendimi tatmin ederim. Bunda biraz da kocamın sekse benim kadar düşkün olmamasının payı var. Kocamla son zamanlarda haftada 1-2’ye düşen sikişmelerimiz, kocamın yeni araba almak için çektiği kredinin stresi yüzünden daha da seyrekleşmiş ve ayda 1’e düşmüştü.

Geçenlerde yine ilginç bir seks hikayesi okumuş ve kendimi tatmin etmiştim. Okuduğum hikaye okadar güzeldi ve beni almış götürmüştü ki, kendimi o sikilen kadının yerine koyarak okumuş ve tam 3 kere orgazm olmuştum. Hem de işercesine boşalmıştım. Amımın suları külodumu ıslatmış, hatta eşofmanıma geçmişti ıslaklık. Hemen yatakodasına gidip külodumu değiştirdim ve ıslak külodumu kirli sepetine atmaya banyoya gittim. O sırada gördüm ki, banyoyu su götürüyor, lavabonun altından sürekli su akıyordu. Tesadüfen bizim alt katta da tesisatçı usta oturur, bazen işe gider bazen gitmez, o geldi aklıma. 1 yıldır komşuyuz, ama pek samimiyetimiz yoktu, arada sırada kapıda karşılacınca selmlaşırdık, hepsi o kadar. Komşulardan duyduğuma göre kendisi dul imiş, karısından boşanmış.

Hemen indim alt kata, zilini çaldım. Adam evdemi değilmi onuda bilmiyordum. Evdeymiş, kapıyı açtı, kibarca, “Buyrun Hatice hanım?” dedi. Ben de banyodan su aktığını söyledim ve gelip bir bakmasını rica ettim. “Siz çıkın, 5 dakikaya geliyorum!” dedi. Teşekkür edip evime çıktım. Ama birşey dikkatimi çekmişti, ben daha adamın adını bilmiyordum, fakat o bana ismimle hitap etmişti. İsmimi bildiğine göre, demek ki adamın ilgisini çekiyordum. Nedense bu beni keyiflendirmişti, herhalde beni beğeniyordu. Neyse, 5 dakika olmadan zil çaldı ve geldi. Üstünde eşofman vardı, bende de eşofman vardı. Adamı içeri buyur edip, banyoda su akıtan yeri gösterdim. Yeni de çay demlemiştim, “Taze çayım var, içermisin?” dedim. “Zahmet olmazsa…” dedi. “Yok canım ne zahmeti!” deyip mutfağa çay almaya gittim. Tam çayları doldurdum salona götürecektim, içime kurt düştü, banyoya doğru kafamı uzattığımda, off ne göreyim, biraz önce çıkardığım külodumu kokluyor, diliyle amımın sularıyla ıslanan kısma dokundurup, tadına bakıyor, bir eliyle de eşofmanının üstünden yarağını ovuşturuyordu…

Resmen tahrik olmuştum, tam 3 haftadır kocamla sikişmemiştim, amım karıncalanmaya başlamıştı. Oysa kocam bügüne kadar amımı bile yalamamıştı, bırakın kullandığım külodumu koklayıp yalamayı. Çayları geri mutfağa bırakıp, ne olacaksa olsun diye düşündüm ve banyoya daldım. Adam beni görünce şok oldu, elinde külodumla öylece kaldı, ne diyeceğini bilemedi. “Çok mu hoşuna gitti kokum?” dedim. Cevap veremedi, kekeledi sadece. Külodu elinden alıp sepete attım ve “Koklamak istiyorsan burda canlısı var!” diyerek kollarımı boynuna doladım. Birden dudaklarıma yapıştı, vahşi kurt gibiydi, öpmüyor adeta yiyordu dudaklarımı. Onun da nezamandır sikişmediği hemen belli oluyordu. Boynumu boğazımı öpüyor yalıyor, elleri kalçalarımda, avuçluyor okşuyordu. “Lütfen morartma, kocam anlamasın!” dedim, ama aldırmıyordu, “Hep seni hayal ediyordum! Yerim seni!” diyordu…

Ve kucaklayıp beni yatak odama götürdü ve yatağın üzerine bıraktı. Önce badimi ve sutyenimi çıkardı. Memelerimi emmeye başladı. Aşağı doğru indiğinde çıldırıyordum, biran önce sikmesini arzu ediyordum. Derken eşofmanımı çıkardı. Külodumun üzerinden amımı kokluyordu. Yavaşça külodumu da çıkardığında, amım tabak gibi meydandaydı. Bir, Offf! çekti ve “Düşündüğümden de güzelmiş!” dedi. Amımı uzun uzun kokladıktan ve yaladıktan sonra, bacaklarımı havaya dikti. Şimdi de götümü kokluyordu. İşte o an ben bittim ve boşaldım. Götümün koklanması mahvetmişti beni. Ama daha istekliydim, o yarağı da yiyecektim. O ise en küçük parmağını götüme sokup bana yalatıyordu, kendisi de amımı yalıyordu. Hayatımda böyle bir zevk almadım. Sonra amımla karışık götümü yalamaya başladığında, ben zevkten çıldırıyordum, “Yarağını sok artık!” diye inliyordum…

Sonunda eşofmanını indirip yarağını çıkardı, amımın dudakları arasında gezdire gezdire yavaşça soktu. Ama girmiyordu bir türlü. Bana, “Kız amı gibi amın var, kocan olacak pezevenk hiç sikmiyor mu seni?” dedi. Ben de, “Evet aşkım, kocam sikemiyor beni, 3 haftadır sikilmiyorum! Hadi sik beni, kökle amıma!” dedim. Ben öyle deyince birden kökledi ve beni kucağına aldı. O kalın yarak amıma tamamen girmişti. Canım çok yanıyordu, ama bir yandan da acayip zevk alıyordum. Ben kucağındayken bir parmağını götüme sokuyor çıkarıyor, önce kokluyor, sonra bana da koklatıyordu. Acayip olmuştum. Yaklaşık 10 dakika böyle amımı siktikten sonra beni indirdi ve yarağını ağzıma verdi. Ben yarağını yalarken arada bir ağzımdan çekip, yarağını Jop gibi suratıma vuruyordu…

Sonra beni domalttı. Oldum olası domaltılmayı severdim. Ve götümü koklayıp yalamaya başladı. Biraz yaladıktan sonra, “Kocan götünü hiç sikti mi?” dedi. “Hayır, götüm bakire!” dedim. “Amına koduğumun pezevengi, bu göt sikilmez mi lan?” deyip, götümü tükürükleyip yarağını dayadı götüme. Yavaş yavaş sokuyordu, ama çok canım yanıyordu. “Çıkar erkeğim!” diyordum, ama dinlemiyordu. Sonunda komple soktu yarağını götüme. Hepsi girince biraz rahatlamıştım ki, birden çekti çıkardı yarağını. Çıkarken daha çok acımıştı. Hemen parmağını soktu götüme. Götümü parmaklıyor, sonra parmağı çıkarıp bana yalatıyordu. Sonra da benim elimi götüme götürdü, busefer benim parmağımı soktu götüme ve çıkarıp dakikalarca kokladı, emdi parmağımı. Sonra yine yarağını soktu götüme, hem götümü sikiyor, hem popomu tokatlıyordu. Yarağını götümden çıkarıyor amıma sokuyor, amımdan çıkarıp götüme sokuyordu. Keşke grup sex pornolardaki gibi bikaç kişiyle olsaydım diye aklımdan geçirdim.

Kaç kere boşaldım hatırlamıyorum bile. Ama oldukça bir yorulmuş, ter içinde kalmıştık. En sonunda götüme ılık ılık döllerini fışkırttı. Sonra da yarağını götümden Flop! diye çekti çıkardı. Götümü aynaya doğru dönderdi bakmam için, baktım götümün deliği resmen mağara gibi olmuş, kalçalarım kıpkırmızıydı. Uzanıp birer sigara içtik. Bana, “Hoşuna gitti mi kadınım?” dedi. Ben de, “Hayatımda ilkkez böyle sikildim, teşekkür ederim erkeğim!” dedim. Gülerek kalktı giyindi, lavabonun akıtan yerini tamir etti. “Götünün acısı geçince çağır beni!” dedi, kirli külodumu da cebine koydu gitti.

Yaklaşık 10 gün götümün üstüne oturamadım. 10 gün sonra yine çağırdım ve siktirdim kendimi. Artık resmen sikicim olmuştu. Pencereden bakıyorum, işten gelirken koridora çıkıyorum, parmağımı götüme sokup koklatıyorum, deli oluyor 🙂

Ben Sedat. 46 yaşındayım. Kumral uzun boylu yakışıklı biriyim. Eşimse 42 yaşında bembeyaz tenli harika
vücutlu biri. İyi bir işim var, gelir düzeyim de oldukça yüksek. Oğlumuz ilköğretimi bitirince onu yurtdışında
okutmaya karar verdik. Uzun arayışlardan sonra İngilterede bir okula yerleştirdik. Eşimle hiçbir sorunumuz
yok. Birbirimizi de deliler gibi seviyoruz. Yatakta da sınır tanımayız. Her şeyi deneyebiliyoruz. Oğlum
yurtdışına gittikten sonra evde yalnız olduğumuz için cinsel hayatımız daha da renklendi. Fakat eşimin çocukluk
arkadaşı Sibelin tayini İstanbula çıkıp gelince hayatımız biraz değişti. Sibel kısa boylu, minyon tipli, çok hoş bir
kız. Mimar olarak çalışıyor. Ona bize yakın bir ev tuttuk. Evini taşıdı, oldukça sempatik bir ev olmuştu. Eşimle
de çok iyi anlaşıyorlardı. Sık sık bize geliyor, biz de ona gidiyorduk. Oldukça güzel bir kız olmasına rağmen
daha evlenmemişti. Konuşmalarımızda hep ona evlenmesini falan tavsiye ediyorduk. O da, “Buldukta mı
evlenmedik?” diye geçiştiriyordu. Aramızda teklif yoktu. Ama ben ona cinsel açıdan hiç bakmıyordum.
Aslında buna da ihtiyacım yoktu. Çünkü harika bir karım vardı ve her türlü ilişkiyi deniyorduk.
Bir gece eşimle birlikte dışarıda yemekteydik. Ama eşim o gece çok farklıydı. Sanki vücudu elbisesinin
dokunuşundan bile tahrik oluyordu. “Geç kalmayalım, eve gitmek istiyorum!” dedi. Saat 23 gibi kalktık. Daha
yolda sarkmaya başlamıştı. Eve zor girdik, antrede öpüşmeye başladık, yatakta devam ettik. Harika olmuştu
her zamanki gibi. Göğsümde yatarken konuşmaya başladık. İlk geceyi, gerdek gecemizi unutamadığını söyledi.
Karım benimle evlenmeden önce hiç erkek arkadaşı olmamış, eline erkek eli değmemişti. Cinsel bilgisi sadece
arkadaşlarının anlattığı kadarmış, düğün günü yaklaştıkça içindeki korku büyüyormuş. Düğün gecesinin
heyecanı ve korku hepsi birbirine karışmış, ben hiç hissetmemiştim. Ama benim anlayışımla eşimin ilk gece
korkularını yenmiş ve düşündüğünün aksine sexten zevk almış, nasıl girecek, nasıl patlayacak korkusunu
atmıştı üzerinden.
Eşim gerçektende o gece çok heyecanlıydı. Düğün gecesi balayı otelimizdeki süitte ben sanki o gece gerdek
gecesi değil de özel bir buluşmaymış gibi davranmıştım. Eşimi sikmek isteğimi belli etmemiştim. Konuştuk
gülüştük, sonra yatağa girdik sarıldık, sabaha kadar öyle devam etti. Ertesi gün öğleden sonra bozmuştum
eşimin kızlığını. O da kendi isteğiyle olmuştu ve bir nevi ben onu değilde, kendi bozmuştu kendini. Ben sırt üstü
yatmıştım, o da üzerime oturup amını sikime sürtüyordu. Daha sonra sikimin başını amına yerleştirdi ve çok
zevklendiği bir anda kendini bıraktı. Sikim önce kızlığına dayandı. Bir hamle daha yaparak tamamını içine aldı.
Sikimin kenarından ince bir kan sızıntısı oldu. Ve sonrasında ilk orgazmını yaşadı.
Yıllar sonra bunun için tekrar teşekkür etti bana, ama benden o geceyi bir kez daha yaşatmamı istiyordu. Ben
de, “Nasıl olacak?” dedim. “Ben planlarım, sen kendini bana bırak!” dedi. Yeniden sevişmeye başladık, ikimiz
de daha coşkulu orgazm olduk. Ertesi gün eşim bir otelin balayı suitini tutmuş hafta sonu için. Anlatmaya
başladı: “Çarşambadan itibaren bana dokunmayacaksın. Cumartesi günü ikimiz ayrı ayrı otele gideceğiz.
Birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranacağız. Ben odaya yerleşeceğim. Seninle havuzda karşılaşacağız, orada
tanışacağız. Daha sonra neler olacağını sen halledeceksin. Beni ilk kez tanıştığın biriymiş gibi tavlayıp
sevişmeye ikna edeceksin!” dedi. “Tamam!” dedim, ama Çarşambadan Cumartesiye dokunmamak hoşuma
gitmemişti. Ne yapalım katlanacaktık. Salı gecesi harika bir seks yaşadık ve perhize başladık. Gerçekten
Cuma gününe kadar gerekli olmadıkça konuşmadı benimle ve ayrı yattık.
Cuma günü işime gittim. Saat 13 gibi telefonum çaldı, arayan eşimdi. Annesi hastalanmış, gitmesi
gerekiyormuş. Üzüldüm, ama bütün plan da bozulmuştu. Ve ben 3-4 gün daha perhize devam edecektim.
Uçak biletini almış, Otelin rezervasyonunu gelecek haftaya ertelemiş. Uçağı saat 18 de kalkacakmış. Ne
yapalım, tüm düşüncelerimiz haftaya kalmıştı. Saat 16 gibi işten çıktım, evden eşimi alıp hava alanına
götürdüm. Yolcu ettim ve hava alanından çıktım. Evde yemek yoktu, dışarıda yemek yiyip eve gidip
dinlenmek istedim. Yoldayken telefonum çaldı. Arayan Sibeldi. Eşimin ona telefonda annesinin hastalandığını
söylediğini, geçmiş olsun dileklerini iletti. “Evde yemek yoktur şimdi, istersen bana gel, yemeğim var birlikte
yeriz!” dedi. Ben de olur dedim. Evinin önüne gelinceye kadar saat 20 olmuştu. Güzel bir sofra hazırlamış,
balık yapmış. Yemeğe başladık. “Balık Rakısız olmaz!” dedi, hadi Rakı ile devam ettik. Çok güzel
geçiyordu…
Eşim aradı. Ulaşmış, annesinin ciddi bir şeyi yokmuş, ama yine de gittiği iyi olmuş. Ne yediğimi sordu. Ben de,
“Sibelde Balık Rakı yapıyoruz!” dedim. “Sibeli verir misin?” dedi. Sibel telefonumun hoparlörünü açtı. Eşim,
“Kız kocama iyi bak, aç bırakma, sana emanet, sakın çapkınlık falan yapmaya kalkmasın!” dedi, gülüştük.
Telefonu kapattık. Yemek faslı bitince Sibel, “Ben sofrayı toplayayım!” dedi. Birlikte topladık. Masayı
temizledik. Meyve getirdi, koltuklara geçtik. Birer duble daha Rakı koydu. Onu da bitirdik. Yeniden
tazeledik. Çakır keyf olmuştuk ikimiz de. Bir ara mutfağa gitti, dönerken bileği burkuldu ve elindeki çerez
tabağı yere düşüp kırıldı. Dizlerinin üzerine kapaklandı. Hemen fırladım kaldırdım, kanepeye yatırdım. Ayak
bileğini ovuyordu. Sanırım zedelenmişti. Tabağı, dökülenleri topladım. “Hadi seni yatağına götüreyim!” dedim.
Kolunu boynuma doladı belinden tutup götürdüm. Yatağa uzattım. Bileğine baktım, bir şeyi yok gibiydi, ama
yine de ağrıdığını söyledi…
Ben biraz ovaladım iyi gelmişti. Banyoda ağrı kesici merhem olduğunu, onunla ovmamı istedi. “Tamam, ama
geceliğini giy, taytla olmaz.” dedim. “Tamam.” dedi. Banyoya gittim Pomatı aldım biraz oyalandım,
döndüğümde kapıyı tıklattım, “Giyindin mi?” dedim. “Evet, gelebilirisin!” dedi. Kapıyı açtım, aman Tanrım,
kısacık bir gecelik ve içinde birşey yok, heryeri görünüyor, ama memeleri harika. Yinede aklıma kötü birşey
getirmedim, çünkü onu yazlıkta da bikiniyle ve bir seferinde duşta çıplak görmüştüm. Yatağın kenarına
oturdum ayağını avuçlarıma aldım, biraz okşadım. Tam elime Pomat sürecekken doğruldu, iki elimi tuttu,
“Ayağımda birşey yok…” dedi ve ağlamaya başladı. Sonra da, “Sedat abi senle konuşmak istiyorum!” dedi.
Şaşırmıştım, “Dinliyorum?” dedim. “Ben bu güne kadar evlenmedim ve elime erkek eli değmedi. Çıkan
taliplerimi de bir erkeğin bana dokunmasından, kızlığımın bozulmasından korktuğum için reddettim. Şimdi bir
erkek arkadaşım var ve benimle evlenmek istiyor. Ama ben korkudan yine red edeceğim. Kızlığımı değer
verdiğim, güvendiğim birinin bozması ve bu korkumu yenmemi sağlamasını istiyorum. Bunu da ancak sen
yaparsın, çünkü sana güveniyorum!” dediğinde daha da şaşırmıştım…
“Bak Sibel… Kızlığını sevdiğin adama vermelisin, bunda korkulacak birşey yok. Ayrıca sen eşimin
arkadaşısın, bunu benimle yapman doğru değil. Ben eşime ihanet etmek istemiyorum.” dedim. “Hayır… hayır
yapamıyorum. Bir erkeğin bana dokunması çıldırtıyor beni. Bunu ancak sen yapabilirsin. Bunu ihanet olarak
görme lütfen, ben de arkadaşımın kocasını ayartan biri değilim. Bu işi sadece tıbbi bir işlem olarak yerine getir.
Çünkü senden başka bir erkeğin bana dokunmasına dayanamıyorum!” dedi. Şok olmuştum. Kafam
karmakarışıktı. Salona geçtim bir duble Rakı koydum kendime. Karanlıkta oturuyordum. Düşünüyordum.
Nasıl yapardım böyle birşeyi, nasıl ihanet ederdim eşime, hem de en samimi arkadaşıyla. Yapmamalıydım,
ama Sibel de zor durumdaydı. En iyisi burdan gitmek diye düşünürken Sibel geldi salona, kanepeye yanıma
oturdu. Ağlıyordu. “Yapmak istemiyorsan yapma!” dedi ve bundan kesinlikle eşime bahsetmememi istedi.
Bana yakındı, kolumu boynuna doladım, başını göğsüme koydu, titriyordu…
Parmağımın ucuyla kolunu okşamaya başladım, kasıldı. “Dur, sakin ol, bu sorununu çözelim birlikte.” dedim.
Işığı yakmadan güzel bir müzik hazırladım ve onu dansa kaldırdım. Sarıldı boynuma dans ediyorduk. Sırtını
okşamaya başladım, irkildi. Ben de 3 gündür sikişmemiştim ve kollarımın arasında dipdiri bir vücut vardı.
İncecik geceliğin üzerine giydiği incecik sabahlık bir yerini örtmüyordu aslında, memelerinin ucunun sertleştiğini
hissediyordum. Uzun süre dans ettik. Bir an sırtındaki sabahlığı çıkardım, önce direndi ama sonra vazgeçti.
Sikim kalkmıştı. Göbeğine değiyordu. Geceliğini de sıyırdım. Şimdi kollarımda çırıl çıplaktı. Titriyordu
kollarımda. Kulağına eğildim minicik bir öpücük kondurdum, “Hiç sik elledin mi?” dedim. Kalbi hızlı hızlı
çarpıyordu, “Hayır, korkuyorum! Sadece bir kere seni yazlıkta duşta gördüm. Kocamandı.” dedi.
“Gel o zaman!” dedim. Yatak odasına götürdüm onu. Gardrobundan iki ipek fular çıkardım, biriyle gözlerini
bağladım. Yatağa sırt üstü yatırdım. Ben de soyundum, sikim taş gibi oluş, şaha kalkmıştı. Ama ne yazık ki
bizim ürkek ceylanı sikmek kolay olmayacaktı. Beyaz ipek fuları alnında gözlerinde gezdiriyordum irkiliyordu.
Yavaşça boynuna indim, kıpırdamaya başladı. Memelerinin etrafında dolaşmaya başladım, inliyordu. Sol
ayağını sağ ayağının üzerine koydu ve amını bacak arasında sıkmaya başladı. Bir hayli gezdirdim fuları
vücudunda. Derken göbeğine doğru indim, daha çok kasılmaya başladı, inliyordu. Kasıklarına indim. Külot
çizgisinde dolaşıyordum. Bacaklarını sıkıyor, kalçalarını kaldırıp indiriyordu. Birden ağlamaya başladı.
Kasılıyordu. Kalçalarını vurmaya başladı yatağa, hıçkıra hıçkıra orgazm oluyordu. Memeleri daha dikilmiş,
harika görünüyor, bacaklarını sıkıp bıraktıkça amından sular akıyordu. Titreyerek sarsılarak boşaldı.
Ben bir sigara yaktım. Sırt üstü yattım. Hep bu şekilde bacaklarını sıkarak masturbasyon yaptığını, bacağını
açtığında kesinlikle boşalamadığını söyledi. Gözleri kapalıydı. “Şimdi sıra sende. Sen de benim vücudumu
tanıyacaksın!” dedim. “İmkansız, dokunamam!” dedi. “Dene bir kere!” dedim. El yordamıyla fuları aramaya
başladı. “Hayır, sen parmak uçlarınla gezeceksin!” dedim. Parmak uçlarını dudaklarıma götürdü, burnuma,
kaşlarıma. Sadece yüzümde geziyordu. Nefes alışları sıklaşmıştı. Hiç müdahale etmiyordum. Yüzümde
oldukça oyalandı, nihayet boynuma indi, göğsümde geziyordu şimdi. Bir an bacağı sikime değdi, titredi,
kasıldı. Devam etti, göbeğime geldi. Şimdi kolu sikime değiyordu, taş gibi dikilmişti sikim. Aşağı indi. Sikimin
etrafında dolaştı uzun müddet. Bir türlü cesaret edip dokunamıyordu. Hiç acele etmiyordum, mutlaka merakı
galip gelecekti. Yaklaşmaya başladı, artık sikime kaçamak dokunuyordu. Harika oluyordu, içim geçiyor, sikim
hiç olmadığı kadar sertleşiyordu…
Bir an tamamını tuttu. Bir anda bırakıp gözlerini açmak istedi. Engelledim. “Hayır gözlerini açma, istemiyorsan
dokunma!” dedim. “Çok büyük, korkuyorum!” dedi. Serbest bıraktım, ürkek ceylan yine çekingen, sikimin
etrafında dolaşmaya başladı. Ama biraz daha cesaretliydi, parmağının birini sikimin ucunda dolaştırıyordu
şimdi. Memelerinin ucu sertleşmiş, kasıklarıma değiyordu. Bir anda tüm eliyle kavradı, geri çekti elini, tekrar
kavradı. Alışmıştı. Okşamaya başladı. Harikaydı, boşalmamak için zor tutuyordum kendimi. Sikimin ucuna bir
minik öpücük kondurdu, açılmıştı artık. Biraz sonra ürkek öpücük yerini müthiş bir oral sexe bırakmıştı.
Harika emiyor, sıvazlıyordu. Uffff nefisti… Artık zor tutuyordum kendimi, ama ağzına da boşalmak
istemiyordum doğrusu. Kıpırdadım yerimden. Durdu. Onu sırt üstü yatırdım. Boynundan kulak memelerinden
öpmeye başladım yeniden kıvranmaya başladı. Yavaşçacık dudaklara geldim, önce kaçırdı dudaklarını, sonra
teslim etti. Hiç öpüşmemişti bu güne kadar, acemice öpüyordu. Sonra kendini bana bıraktı. Dudaklarını
araladım. Dilim diliyle dans etmeye başladı. Artık ustalaşıyordu.
Yavaş yavaş boynundan aşağıya doğru indim. Kıvranıyordu. Memelere gelince yine kasıldı. Ama dilim
memelerinin etrafında dolaştıkça aldığı zevk arttı. Meme uçlarına dil attım, üzüm gibi şişmişti. Yavaş yavaş
göbeğine doğru indim, ayaklarını yine üst üste koydu amını sıkmaya başladı. Aşağı indim, bacaklarını hafifçe
aralamak istedim. Kastı kendini. Anlaşılan açmayacaktı. Başka formül bulmalıydım. Yüzü koyun çevirdim.
Ensesinden öpmeye başladım. Aşağıya doğru indikçe ürperiyor, kıvranıyordu. Bel çukurunda dilimle daireler
çizdim. Kalçalarını kaldırmaya başladı, bacakları hala sımsıkı kapalıydı, sıkıp gevşetiyordu. Belinin iki yanından
tutarak kalçalarını kaldırdım, başını yastığa gömdü, ama bacakları yine bitişikti. Arkadan harika görünüyordu.
Amına dilimi gömdüm, emmeye başladım. Kalçaları daha çok dikildi. Emdikçe suları akıyordu. Dilimi sokup
çıkarıyordum derinliklerine. Uzun süre devam ettim böyle. Sonra sikimi elime alıp amında gezdirmeye
başladım. Fark etmemişti. Dilliyorum sanıyordu, ama bacaklarını da açmıyordu.
Bacaklarını bacaklarımın arasına aldım. Sikimi dayadım, kıvranıyor, memelerini yastığa sürtüyor, inliyordu
şimdi. Hala dayadığım sikimi farketmemişti, dilliyorum sanıyordu. Biraz bastırdı kendini, başı girmişti. Kızlığına
dayanmıştı. İnliyordu. Hafif hafif girip çıkıyordum, sel gibi suları akıyordu. Bir anda kalçalarını geriye verdi,
sikim önce kızlığına takıldı sonra yağ gibi girdi yarıya kadar, iniltisi odayı dolduruyordu. Kıpırdamadım ben,
kendisini ileri geri oynatarak gidip geliyordu. Biraz sonra birden bastırdım, şimdi köküne kadar içindeydi.
“Ahhhh!” diye bir ses çıktı. Sikimin kenarından kan sızıyordu. Biraz durdu, ileri geri oynatmaya başladı. Artık
kendimi tutamıyordum. Fışkırmalıydım amına… Bir anda patladım. Şaşırmıştı. Kasıldı. “Çok güzel emiyorsun,
içime sıcak birşeyler akıyorrrr, harikaaaa!” diye hızlandı. O hala sikimin farkında değildi. Hızlandı, hızlandı ve
kasılmaya başladı. Titreyerek boşaldı, yığıldı yatağa, ben de üzerine yığıldım…
İpek beyaz fularla sızan kanı sildim. Görmeyeceği yere koydum. Yana devrildim. İkimiz de soluk soluğaydık.
Birer sigara yaktık. Çarşafı göğüslerine çekti. Çok farklı şeyler hissettiğni söyledi, “Çok güzel emdin beni, ama
içime fışkıran o sıcak şey neydi?” dedi. Anlaşılan sikildiğinin, o çok korktuğu kızlığının bozulduğunun farkında
değildi. Güldüm, dudaklarına bir öpücük kondurdum. Fuları aldım elime, “Artık sen kadınsın!” dedim. Şaşırdı.
Gözlerinden iki damla yaş süzüldü, “Ne yani, oldu mu şimdi?” dedi. “Evet… Bak bu kan senin kadınlığa
geçişini simgeliyor!” dedim. Öptüm, kokladım, “Hadi şimdi banyoya gir!” dedim. Kalktı yataktan, müthiş
vücuduyla banyonun yolunu tuttu. Ben de yatağa uzandım bir sigara yaktım. Hiç düşünmediğim şeyler
yaşamıştım. Eşim bilse ayrılmaya bile kalkardı…
Biraz sonra banyodan bornozla geldi, yanakları pembe pembe idi. Yaramıştı ona. Kafam karmakarışıktı.
Yataktan kalktım banyoya gittim. Sıcak su iyi gelmişti. Biraz kafamı toplamıştım. Niyetim duşumu alıp giyinip
evimin yolunu tutmaktı. Banyodan çıktım, yatak odasına geldim, külodum pantolonum toplanmış asılmıştı. Ama
Sibel yoktu. Gecenin saat 3’ü olmuştu. Seslendim. “Salondayım…” dedi. Belimde havluyla oraya yürüdüm.
Siyah bir gecelik giymiş ve ortadaki sehpanın üzerini boşaltmış, üzerine çikolata meyve çerez tabaklarını
yerleştirmiş, kristal bir kasenin içine kızlık kanını sildiğim bembeyaz ipek fuları yerleştirmiş ve buz kovasının
için de bir şampanya şişesi. “Hayrola?” dedim. “Bunu kutlamalıyız!” dedi. “Tamam, giyinip geleyim.” dedim.
“Yok… Giyinmene gerek yok, öyle gelebilirsin!” dedi. “Olmaz!” dedim. “O zaman sadece külodunu giy!”
dedi. Giyip geldim. Beni oturttu. Şampanya şişesini aldı. Patlattı. İyiki fazla ses çıkmamıştı, yoksa
apartmandakiler ayaklanabilirdi. Kadehlerimizi doldurdu. Yanağıma minicik bir öpücük kondurdu, “Teşekkür
ederim! Beni büyük bir sorundan kurtardın!” dedi.
Ben de, “Bu işi arkadaşınla yapmalıydın!” dedim. “Yapamadım. Olmadı. Olamıyor. Hem arkadaşıma bakire
olmadığımı söylemiştim!” dedi. Şampanyalarımızı yudumlamaya başladık. Yanıma oturdu. Sırtını kanepenin
yanına dayadı. Ayaklarını kucağıma uzattı. Şeffaf geceliğin altında külot yoktu. Pırıl pırıl amı kadınlığının
gururuyla gülümsüyordu sanki. Neden böyle bir korkusu olduğunu sordum. Ailesinin tek kızıymış. Çok iyi bir
yaşantıları ve çok güzel bir annesi varmış. Küçükken annesinin odasından sesler geldiğini, annesinin
inlemelerini, Ahhhh ve Offff’larını duydukça, başını yastığın altına sokup ağladığını, babasının annesine işkence
yaptığını sandığını anlattı. Sibel biraz daha büyüdüğünde, bir gece sesler o kadar artmış ki, kalkıp mutfaktan
bir bıçak almış, annesinin yatak odasının kapısına gelmiş, içeri dalmayı ve annesini kurtarmayı düşünmüş.
Fakat bir anda aklına kapının anahtar deliğinden içeriye bakmak gelmiş. Eğilmiş bakmış…
Babası sırt üstü yatmış, annesini üzerine oturtmuş. Annesi de, “Ohhh, sik hadi, kökle!” diye zevkten ve
mutluluktan kıvranıp duruyormuş. Sibel tabii şaşırmış. Bakmış ki annesi hiçte işkence görüyor gibi değil, geri
odasının yolunu tutmuş. Biraz sonra annesi banyoya gitmiş. Banyodan çıktığında Sibel annesini kapıda
karşılamış. Annesi, yüzünde güller açmış bir halde, Sibelin yanağını sıkmış, “Noldu kızım uyuyamadın mı? Hadi
yat uyu!” demiş ve gülümsemiş, yatak odasına gitmiş. O geceden sonra Sibel babasının annesine yaptığı şeyin
kötü birşey olmadığını düşünmüş ve onların her sevişmelerinde seslerini dinleyerek masturbasyon yapmış.
Üniversiteyi kazandıktan sonra da birçok erkek arkadaşı olmuş, ama iş ilerleyince içindeki korku büyümüş.
Dokundurtmamış kimseyi kendine. Birçok talibini de reddetmiş. Şimdi biriyle arkadaşmış. Onu da bu
korkusundan dolayı reddetmek üzereyken aklına ben gelmişim. Bana karşı, diğer erkeklere duyduğu gibi
korku duymadığını, beni yazlıkta duşta çıplak gördüğünde anlamış. Orada ilk kez bir erkeğin sikini okşamak
istediğini düşünmüş. Ve benden yardım istemeye karar vermiş…
Şampanyalarımız bitmişti. Kalkıp yeniden doldurdu kadehlerimizi. Ayağını yeniden kucağıma uzattı.
Etkilenmiştim. Ayak bileklerini okşamaya başladım. Ürperdi. Dizlerine kadar çıktım. Bu arada sikim de
yeniden taş gibi olmuştu. Ayağının birini kaldırıp kanepenin sırtına koydum. Amı yine sulanmıştı. Yavaş yavaş
yukarıya doğru hareketlendim. Açıldı iyice, parmağımı amının etrafında gezdirmeye başladım. İnliyordu, gözleri
kapalıydı. Parmağımla klitorisine baskı yapmaya başladım. İyice ıslandı. Memelerini geceliğinin üzerinden
sıkmaya başladım. Bir çırpıda geceliğini çıkardı, pırıl pırıl pürüzsüz tüysüz vücudu karşımdaydı. Gömdüm
ağzımı amına, içime çeke çeke emmeye başladım. Çıldırmıştı. İnlemeye başlamıştı. Kaldırdım, sırtımı kanepeye
yasladım, ata biner gibi üzerime aldım. Sikim tam amının ağzındaydı. Başını sürtüyordum şimdi. Suları
akıyordu. Azıcık eğildi, memelerini dudaklarıma verdi. Sonra da bir anda kendini sikimin üzerine bıraktı.
Köküne kadar içindeydi şimdi. Ağzından bir, Ahhhhh!” döküldü. Komşular duymadıysa iyi… Zıplamaya
başladı üzerimde. Çığlık çığlığa boşalıyordu. Bende zor tutuyordum kendimi. Bir anda fışkırtmaya başladım.
Kasıldı, o da geliyordu. Çılgın gibi inip kalkıyordu. Daha sonra üzerime yığılıp kaldı.
Kalktık yeniden duşa girdik birlikte, birbirimizi yıkadık, sonra yatak odasına geçip sarıldık birbirimize. Zaten
gün ağarmış, sabah olmuştu. Sarıldık öylece uyuduk. Derin uyurken bir elin sikimle oynadığını hissettim
uyandım, saat 11’i geçiyordu. Bizim ürkek ceylan sikimle oynuyordu, “Hayrola?” dedim. “Uyanmalı artık!”
dedi, emmeye başladı. Amı sıcak ve ıslaktı yine. Sikim yine taş gibiydi, bu sefer ben de azmıştım. Birden
döndürüp sırt üstü yatırdım, bacaklarını omzuma aldım, kökledim, gerçek sikilmeyi görmeliydi. Çıldırmıştı yine,
kökledikçe inliyor, bağırıyordu. Kalçalarına vura vura siktim, yine biraz sonra çılgın gibi içine fışkırtım. O da
boşalıyordu. Harikaydı. Bittik ikimiz de. Yığıldım kaldım üzerine. Kalktık banyoya girdik. Ben banyodan
çıkıncaya kadar kahvaltıyı hazırlamıştı. Birlikte kahvaltı yaptık. Giyindim evden çıktım. En yakın eczaneye
uğrayıp ‘Ertesi Günü’ haplarından aldım. Geri döndüm, ürkek ceylanıma içirdim. Ne olduğunu sordu.
Söyledim, “Seni kocana açık göndereceğim, ama hamile göndermek istemem!” dedim, gülüştük.
Dudaklarımdan öperek uğurladı.
Evime gittim. Yatağı yatılmış gibi bozdum. Akşam eşim gelecekti. Hava alanından alacaktım onu. Sanki
kahvaltı yapmışım gibi çay demledim. Kahvaltı sofrası hazırladım. Her şey eşimin şüphelenmeyeceği şekildeydi
artık. Biraz uzanıp dinlendim. Ve akşam 19 da hava alanının yolunu tuttum. Gelmişti fıstığım. Eve geldik,
yemek hazırladık, birlikte yedik. Biraz sonra Sibel telefon açtı, “Hoş geldin!” dedi. Eşim de, “Kız kocama iyi
baktın mı? Aç falan bırakmadın değil mi?” dedi. Sibel de, “Yok yok, çok iyi baktım. Balık Rakının üzerine
kaymaklı kadayıfta yedirdim!” 🙂 dedi. Gülüştüler. Ben birşey anlamamıştım, ama meğerse iş başkaymış…

Merhaba arkadaşlar, bu siteyi uzun zamandır beğenerek okuyorum. Adım Nurhayat, 38 yaşındayım.
Düsseldorf’ta yaşıyorum. Görücü usulü evlendim. Ben Karadeniz bölgesinde yaşayan, fakir bir ailenin en
küçük kızı idim. Hali vakti yerinde diye beni şuanki kocama verdiler. Kocam kısa boylu, göbekli, saçı baya
dökülmüş biri. Ben ise nerdeyse ondan uzun boylu, güzel bir vücut sahibi bir bayanım. Evlenene kadar hiç
kimse ile ilişkiye girmedim. Uzaktan beğendiğim erkekler olmuştur ama, öyle konuşmadan fazla hiç asla ileri
gitmedi. Elimden bile tutturmadım. Sex konusunda hiç tecrübem yoktu yani.
Almanya’da düğün yaptık ve gerdek gecesi kocamla ilk yatmamız çok kötü geçti. Kocam, şimdi anladım ki,
hem Penisi küçük, hem de kadının zevkini hiç düşünmez bir insanmış. Doğru dürüst sarılıp öpmeden direk
içime girdi ve kızlığımı bozup, 3 dakika sürmeden içime boşaldı. İnanın ne olduğunu bittiğini anlamadım bile.
Sadece kendi kendime, (Hepsi bu mu? Yani kız arkadaşlarımın ballandıra ballandıra anlattıkları bu mu?) diye
düşündüm. Günlerim ve gecelerim iyice ızdırap olmuştu. Sonra ilk çocuğumu dünyaya getirdim ve aradan pek
fazla geçmeden ikinci çocuğumu. Çocuklar büyüdü, ama ben halen ne kocamdan nede hayatımdan hiç zevk
almadım.
Kocamın kendine ait işyeri açması onu çok değiştirdi. Bencilliği yetmezmiş gibi, birde kendini çok yükseklerde
görmeye başladı ve bu hali dahada çekilmez etti onu. Sex hayatımız 2 haftada nerdeyse 1’ e düştü. Kocamın
dışarılara gittiğini biliyordum, ama inanın tek benden uzak dursun da, ne yaparsa yapsın diyordum.
Bir ara kadın arkadaşlarla gün yapmaya başladık. Benim için bir değişiklik oluyordu. Kadınlar bana hep
imrenirdi. Arabam vardı, param vardı, ama mutlu olmadığımı kimse bilmiyordu. Konu bazen Sex’ten açılınca,
kadınlar öyle şeyler anlatırdı ki, inanın tabiri caizse öküzün trene baktığı gibi bakardım. Günlerimizi, gece Türk
restoranlarında yaptığımızdan arabayla gidiyordum. Bir gün gece eve dönerken arabamın tekeri patladı.
Kocamı aradım, ama maalesef telefonu kapalıydı. Şaştım kaldım. Gece yarısı yol ortasında kaldım. Derken
yanıma bir araba durdu. İçerisindeki adama bakınca öyle sevindim ki anlatamam. Kocamın arkadaşı, Hakan.
“Hayırdır yenge hanım, bir sorun mu var?” dedi. Ben de, “Tekerim patladı, kocama ulaşamıyorum, şaşırdım
kaldım!” dedim. Hakan kahkaha atarak güldü, “İlahi yenge, bu mu sorunun?” dedi. Hemen indi arabadan,
bagajdan yedek tekeri çıkardı ve 10 dakika sürmeden tekeri değiştirdi. Ona, “Hakan bey çok zahmet oldu,
eliniz çok kirlendi, ilerde bir Cafe var, orada elinizi yıkayın, bir de soğuk bir şey ısmarlayım!” dedim, ama zor
kabul ettirdim. O önden, ben arkadan Cafeye vardık. Elini yıkadı, masaya geldi. Soğuk birşeyler sipariş
verdik. Öyle karizmatik, öyle yakışıklı bir insandı ki, bir de Türk erkeklerinde, kusura bakmayın ama pek
bulunmayan efendi ve naziklik vardı ki, resmen mest olmuştum. Cafede çalışan garson kız bile resmen yanımda
Hakana asıldı. 10-15 dakika oturup sohbet ettikten sonra müsade istedi ve kalktık. Giderken bana kartını
bıraktı, “Olur da kocana ulaşamaz, bir derdin olursa ara, elimden geldiği kadar yardım ederim!” dedi. O gece
elimde olmadan onu hayal ederek uyudum. Kocam denen insan müsvettesi ise sabah sormadı bile, gece neden
aradın diye.
Aradan iki gün geçmeden, kocam bir gece beni aradı ve “Ben şu an Türkiye’deyim, haberin olsun! dedi. Son
zamanlarda sürekli birşeyler bahane eder ve Türkiye’ye uçardı. Çocuklarım da 3 günlüğüne gitmişlerdi.
Kaldım yine yalnız. Çantamı karıştırırken Hakanın kartı elime geçti. Çok düşündüm ve en sonunda, “Selam!”
diye mesaj attım. 5 Dakika sonra, Hakan da, “İyi akşamlar, kimsiniz?” diye cevap yazdı. “Nurhayat ben,
umarım rahatsız etmedim?” dedim. İnanın heycandan tir tir titriyordum. Ne yaptığımın bile farkında değildim.
“Hayırdır, yolda mı kaldınız yine?” diye geri yazdı ve arkasından beni aradı. Laf lafıı açtı, nerdeyse 1 saat
sohbet ettik telefonda. Kendimi çok kötü ve yalnız hissettiğimi söyleyince, “İsterseniz birazdan uğrayayım
size?” dedi. Ben de biraz çekinmeme rağmen kabul ettim.
Aradan 20 dakika geçmedi, kapımın zili çaldı. Hakan gelmişti. Kapıyı açtığımda ayaklarım titredi. İçeri buyur
edip, çay demledim. Oturduk sohbet etmeye başladık. Nerdeyse tüm hayat hikayemi anlattım. Hakan 1.80
boyunda, çok sportif bir vücuda sahip ve mükemmel konuşmasını bilen bir insan. O konuştukça ben
kendimden geçiyordum. Bir ara Lavobaya kalktı ve dönünce direkt yanıma oturdu. Sohbete devam ederken,
bir ara elini dizime dokundurdu. Ben tepki vermeyince saçlarımı okşamaya başladı. Ben genç kız gibi utanıp
kızarırken, Hakan beni kendisine çekip, önce yanaklarımdan, sonra boynumdan öperken, ürkek kedi gibi
titremeye başladım. Vücudum resmen yanıyordu. Hakan sağ eli ile eteğimin altına girdi ve bacak aramı
okşamaya başladı. Sonra birden dudaklarımı öpmeye başladı. Ne yapacağımı bilmiyordum, dilini ağzımın içine
sokup öpüyordu beni. Alt dudağımı emip, elini külotumun içine sokunca, titreyerek amımdan sular aktı.
Utancımdan yerin dibine geçecektim, ama Hakan normalmiş gibi devam etti amımı ellemeye.
15-20 dakikaya yakın öpüştükten sonra beni kucaklayıp bir kat yukarı, yatak odama götürdü. Beni biryandan
öperek, bir yandan da çırılçıplak soydu. Göğüslerimin arasına kafasını sokup, göğüslerimi ve uçlarını öyle
ustaca öpüp emiyordu ki, bir kez daha titreyerek amımdan sular aktı. Bu yaşımda ilk bu gece ve şu an ikinci
kez boşalmış ve Orgazm dedikleri şeyi tatmıştım. Göğsümden yalayarak göbeğime, ordan da bacak arama
indi. Aman Tanrım, ne yapiyor bu demeye kalmadan, kafasını bacak arama sokup, amımı yalamaya başladı.
Amımın ıslak olması umrunda değildi. Öyle yalıyordu ki, resmen uçuyorum sandım. Bir yandan yalıyor, bir
yandan da parmaklarını amıma öyle ustaca sokup çıkarıyordu ki, inanın hatırlamıyorum kaç kez boşaldım.
Bir saat am yalanır m? İnanın yaladı! Perişan oldum iyice. Sonra birden sırtüstü yattı, geriye doğru çekilip
sırtını karyolanın baş kısmına yaslayıp, “Sıra sende birtanem!” dedi. Gözüne aval aval bakakaldım. Gülmeye
başladı, “Ne o? Hiç yalamadın mı sen?” diye sordu. Kafamı yere eğip, “Hayır, ne yaladım, ne de bu yaşıma
kadar amım yalandı!” dedim. Hakan birden, “O kocayın aklını sikeyim, seni hiç sikmemiş desene!” diye argo
konuşunca, daha da bir etkilendim. Bu sefer ben onu soymaya başladım. Pantolon, gömlek, atlet derken
külotunu bir indirdim… Öyle bir kocaman yarağı vardı ki, kocamınkinin en az 2, bilemediniz 3 katı uzun ve
bileğim kadar kalın! Gözüm fal taşı gibi açıldı. Sikinin başını öpüp kenarlarını yalamaya başladım. Öyle tatlı bir
tadı ve öyle temiz bir siki vardı ki, bir tane kıl yoktu. “Bebeğim başını ağzına al, dondurma yalarmış gibi!” dese
de, başı ağzıma zor giriyordu.
10 dakika kadar yaladım ve beni yukarı çekti, “Gel sana ata binmeyi öğreteyim!” diye gülerek üzerine aldı ve,
“Aşkım ağzına almada zorlandığına göre, amına da zorlanırsın. Sana bırakıyorum, alışa alışa al!” dedi. Amım
zaten seller sular gibi akmış, yarağını amıma denkleyip üzerine oturayım dedim, ama nerde. Başı bile girmiyor.
Ama Hakan öyle sabırlı, öyle tatlıydı ki, mecburdum onu almaya. Kendimi rahat bırakıp sürekli denedim. En
sonunda kafası biraz girdi, ama gözümden de yaş aktı. Ben zorlayıp almaya uğraşırken, Hakan, “Aşkım zorla
deneme, bırak o kendiliğinden girer!” dedi ve beni öpmeye başladı. Boynumu, göğüslerimi ve dudaklarımı
öpüyordu. Yarağının kafasına resmen akıyordum. Dediği gibi, kendiliğinden yavaş yavaş girmeye başladı.
Sanki kızlığımı bozuyordu, resmen içim yırtılıyor sandım. İnanın, baya sürdü, ama en sonunda içime alınca,
kocaman bir ‘Ohhh!’ çekip boynuna sarıldım. Hakan ise, “Bak aşkım, aldın sonunda! Şimdi işi akışına bırak,
kendin in kalk!” dedi. O koca yarak içimi doldurmuş, ben ardı ardına Orgazm olurken, dayanamadım
başladım inip kalkmaya…
Ya bir erkek bu kadar kendine sahip olabilir mi? Kocam 3 dakikada biterdi. Hakan beni 1 saate yakın, her
pozisyonda, kanırta kanırta sikti, perişan etti. Son sözü, “Korunuyor musun aşkım?” idi. Ben de,
“Korunuyorum canım, korunmasam bile doldur içimi döllerinle, kurban olsun Nurhayat bu yarağa!” dememle,
sanki hortumdan su akar gibi içime sıcak sıcak döllerini fışkırttı. O boşalırken, ben de son kez gelip
dudaklarına yapıştım. Sonra o koca yarağından inip göğsüne yattım. Dünyalar benim olmuştu. “Hakan,
yalvarırım, beni kötü bir kadın sanma, kocamdan sonra ilk defa seninle böyle birşey yaşadım, ama inan ki
pişman da değilim!” dedim ve sikini bir daha ağzıma alıp, o kol gibi yarağın içinde bir damla döl bırakmadım…
Sonra beraber kalkıp duşa girdik. Ama inanın yürüyüşüm değişmiş, bacaklarım birbirinden ayrık yürüyordum.
Hakan ise gülerek, “Merak etme aşkım, sabaha bir şeyin kalmaz!” dedi ve götümü okşayarak, “Sen daha
benim bu yarağı arkana bile alacaksın zamanı gelince!” diyerek gülüyordu. Sabaha kadar Hakan amımı 2 kez
daha o koca yarağına doyurdu. Sabah beraber kahvaltı yaptık ve Hakan da evine döndü. O da evli ve çok
şanslı bir karısı var. Ben onun evliliğine göz dikmiş bir bayan değilim. Tanrı yuvasını bozmasın, ama beni de
yaraksız bırakmasın. O günden beri Hakan’la sürekli buluşup sevişiyor ve sikişiyoruz, ilerde onun o koca
yarağını arkamdan da alacağım. Bu yaptığımdan pişman değilim, kocam bunu hak etti…
Kendinize iyi bakın! (Beyler hanımlarınızı ihmal etmeyin!)

Merhabalar, ben İstanbul’dan Meltem, 25 yaşında, 1.65 cm boyunda, 55 kilo, kapalı bir bayanım. Hikayemin başladığında evlyidim ve evliliğim iyi gitmiyordu, hatta kocamla yataklarımızı bile ayırmıştık. Bir gün evde boş boş oturuyordum, sıkıntıdan patlamak üzereydim. Öylesine TV’de kanalları gezerken bir müzik kanalında kaldım ve o güne kadar hiç ilgimi çekmeyen kanala ismini yazan ve numaralarını bırakan kişileri okumaya başladım. Onlarca insan biraz kendinden bahsedip numaralarını yazmışlar. O sırada can sıkıntımın çözümün bulmuştum: İstanbul dışından birini arayıp, biraz makara yapacaktım. Öyle de yaptım, birine çağrı attım. Aradan 2 dakika geçmeden beni aradı ve hikayem burada başladı.

Bir anda o aradığım numarayı telefonumda görünce, nedenini bilmediğim bir heyecen kapladı içimi. Açıp açmamakta kararsız kaldım, sonunda merakım ağır bastı ve açtım, “Efendim?” dedim. Karşımdaki ses, “Kiminle görüşüyorum?” deyince, ne söyleyeceğimi bilemedim ve “Yanlış oldu, kusura bakmayın!” deyip kapattım. Ama içim içimi yiyordu. Karşımdaki ses o kadar sempatikti ki, dayanamadım 3 dakika sonra tekrar çağrı attım. Tekrar beni aradığında açtım ve az önceki davranışım için özür diledim ve konuşmaya başladık.

İsminin Mehmet olduğunu ve Balıkesir’de yaşadığını söyledi. 27 yaşında, 1.79 boyunda, 65 kiloda, sempatik, güler yüzlü olduğunu belirtti. Güvenlik görevlisiymiş. Nasıl bir iliski beklediğimi sordu. Ben de, “Sadece canım sıkıldığı için çağrı attım, başka bir amacım yok!” dedim. İlerleyen dakikalarda Mehmet evli olduğunu söyledi. Ben de ona karşı yalan söyleyemiyordum. Yüzünü görmediğim, hiç tanımadığım bir kişiye ufaktan ufaktan ısınmaya başlamıştım. Benim de evli olduğumu, ancak kocamla anlaşamadığım için ayrı yataklarda yattığımızı söyledim. Ve bu şekilde tanışmayla başlayan konuşmamız tam 3 saatten fazla sürdü. Zamanın nasıl geçtiğinin farkında değildik ikimiz de. Ancak telefonu kapatmak zorundaydım, akşam oluyordu ve kocam gelmek üzereydi. Müsade isteyip, bu gece fırsat bulursam çağrı atacağımı söyleyip kapattım.

Yemek hazırlarken kocam geldi. Yemek yedik. Bulaşıkları yıkadım. Biraz TV seyrettik. Kocam eve herzaman yorgun geldiği için, biraz TV seyrettikten sonra yatmaya gitti. Benim de beklediğim buydu. Biraz derin uykuya dalmasını bekledim ve Mehmet’e çağrı attım. Aradı, tekrar konuşmaya başladık. Saatler ilerledikçe konu yavaş yavaş sekse gelmeye başladı. Bunun farkındaydım, ama kendimi Mehmet’e karşı frenleyemiyordum. Ne olacaksa olsun deyip, kendimi olayın akışına bıraktım ve artık telefonda sex yapmaya başladık. O kadar azdırıcı konuşuyordu ki, sanki telefonda değil de yanımdaydı. Adeta beni telefonda sikiyordu, her konuşmamızda mutlaka orgazm oluyordum.

Bu şekilde günler günleri, haftalar haftaları, aylar da ayları kovaladı ve aradan 6 ay geçti. Ama içim dışım tamamen Mehmet olmuştu, her fırsatta telefonda konuşuyor ve mesjlaşıyorduk, MSN’de chat yapıyorduk. Birgün bana, artık daha fazla dayanamayacağını, yıllık izine ayrılıp, 10 günlüğüne İstanbul’a yanıma gelmek istediğini söyleyince, dünyalar benim oldu. 6 aydan beri telefonda konuşup, sadece MSN’den tanıdığım sevgilimi sonunda gerçekten görüp tanıyacaktım. Ancak onun otel odalarında kalmasına gönlüm razı olmadı. Aklıma biricik arkadaşım Serpil geldi. Serpil dul bir kadındı ve tekbaşına yaşıyordu, Mehmet onun evinde kalabilirdi.

Hemen Serpil’i aradım ve durumu anlattım. Serpil direkt, “Canım benim, gelsin, istediği kadar kalabilir!” dediğinde, sevincim bin kat daha arttı. Böylelikle ev işini de halletmiştim, hemen Mehmet’i aradım ve Serpil’de istediği kadar kalabileceğini söyledim. O da bu habere çok mutlu oldu.

Aradan 3 gün geçti ve sabırsızlıkla beklediğim sevgilim bu gece gelecekti. Balıkesir’den yola çıkarken beni aradı ve “4 saat sonra yanındayım aşkım, artık bu hasret bitecek ve 10 gün boyunca unutamayacağın anlar yaşatacağım sana!” diyordu. Hemem kocamı aradım ve 9-10 gün Serpil’de kalacağımı söyledim. Kocam herzamanki gibi, “Umurumda değil, istersen hiç gelme!” dedi. Bu şekilde cevap beklediğim için hiçte garipsemedim, zaten formalite icabı söylemiştim :)) Hemen birkaç parça giysi aldım yanıma ve uçar adımlarla Serpil’e koştum. Hazırlanmaya başladım, makyajımı yaptım, üzerime dizimin 4 parmak üzerine gelen siyah eteğimi ve beyaz gömleğimi giydim, türbanımı yaptım, üzerime ince bir tunik aldım. Serpil’le birlikte gidecektik Beşiktaş’a Mehmet’i karşılamaya. Serpil de hazırlandı, o da benim kadar güzel ve alımlı olmuştu. Beklenen saat geliyordu, artık aşkımı karşılamaya gidebilirdik.

Serpil’le Besiktaş’a indik ve bir cafeye girdik. Mehmet gelinceye kadar bir kahve içip heyecanımı dindirmem gerekliydi. Derken telefonum çaldı, sevgilim arıyordu, açtım. “Ben indim, Barbaros meydanında deniz kenarında bekliyorum!” dedi. Heyecanım hafiften azalmışken yine tavan yaptı, “Tamam 5 dakika içinde oradayız!” dedim ve hemen hesabı ödeyip çıktık ve Barbaros meydanına gittik. Mehmet arkası bize dönük, bankta oturmuş, bir sigara yakmış, denizi seyrediyordu. Heyecandan ölmek üzereydim, ayakta duramıyordum, Serpil bu durumu farketti ve hemen koluma girdi. Sakin adımlarla arkasından yavaşca yaklaşıp ön tarafına geçtim ve Final anı…

Mehmet’i görünce nutkum tutuldu, o kadar yakışıklı ki, tarif edemem. “Merhaba ben Meltem!” der demez hemen ayağa kalktı ve birbirimize sarıldık. Sanki senelerdir tanışıyormuşuz ve uzun zaman sonra tekrar buluşmuşuz gibi birbirimizi bırakamıyorduk. Serpilin, “Piişşttt ben de burdayım, beni unuttunuz!” sözüyle ayrıldık ve Serpil’i tanıştırdım. Sonra hiç vakit kaybetmeden atladık Serpil’in arabaya, yola koyulduk. Biran önce eve gitmek için sabırsızlanıyorduk. Arabada biraz sohbet ettik. Yarım saat sonra sokağın başına geldiğimizde, bizi beraber görmemeleri için Mehmet’i indirdik. Ben Serpil’le, Mehmet de arkamızdan apartmana girdik. Hep beraber asansöre bindik ve Serpil’in daireye çıktık.

İçeriye girip, Serpil kapıyı kapatır kapatmaz, hemen sevgilimin üzerine atlayıp, “Tekrar hoşgeldin aşkım!” deyip dudaklarına yapıştım. Serpil’in yanımızda oluşuna aldırmadan uzun uzun ateşli bir şekilde öpüştük. O kadar arzulu ve tatlı öpüyordu ki, beni kendimden geçirmeye yetmişti. Serpil’in götüme şaplak atmasıyla kendime geldim. Serpil, “Mehmet kendi evinde gibi rahat hisset kendini canım, geç istediğin yere otur. Müsadenizle ben üzerimi değiştireyim…” diyerek odasına gitti. Biz de salona kanepeye geçip oturduk. Gözlerimizi birbirimizden alamıyorduk. Az önceki ateşli öpüşme beni kendimden geçirmiş ve amım ıslanmıştı. Ama acelemiz yoktu, daha önümüzde tüm gece vardı.

Serpil çok rahat bir kadın olduğu için, dizlerinin üzerinde bir şort ve sıfır kol bir tişörtle geldi, Mehmet’e, “Tekrar hoşgeldin!” diyerek karşımıza oturdu. Kısa bir sessizliğin ardından ben Mehmet’e, “Ya aşkım sormayı unuttum, ne içersin? Soğuk sıcak?” dedim. Bir bardak meyva suyu istedi. Hemen kalktım, mutfağa gidip hepimize birer bardak meyva suyu koydum ve salona geri geldim. Baktım Serpil ve Mehmet muhabbete başlamışlar konuşuyorlardı. Servisi yaptıktan sonra ben de katıldım muhabbete, konuşmaya devam ettik. Muhabbet koyu olduğundan vaktin nasıl geçtiğini anlamadık.

Bu arada karnım acıkmaya başladı. Mehmet’e, “Aşkım sen acıkmadın mı yaa? Ben acıktım! Sen üzerini değiştir, biz Serpil’le birşeyler hazırlayalım, yiyelim!” dedim. Mehmet Serpil’e, “Bir mahsuru yoksa ben bir duş almak istiyorum, yol beni biraz yordu.” dedi. Serpil, “Aşk olsun canım yaa, kendi evin gibi rahat ol!” dedi ve biz mutfağa, sevgilim de duşa girdi. Serpil de gerçekten benimkini çok yakışıklı bulmuş ve onun da benim gibi dibi düşmüştü.

Biz mutfakta uğraşırken sevgilim duşunu alıp, üzerinde bir şort ve tişörtle mutfağa yanımıza geldi, bana arkadan sarılarak, “Kolay gelsin aşkım!” diyerek boynumdan öptü. Benim oramdan çok zevk aldığımı ona daha önce telefonda söylemiştim. “Sabırsızlanma aşkım, daha önümüzde koskoca 10 gün var, biraz bekle, önce yemek yiyelim!” dedim. Oturduk yemek yedik, biraz daha sohbet ettik. Serpil, “Arkadaşlar ben yatıyorum, siz ister oturun, ister yatın!” diyerek yanımızdan ayrıldı. Ben de, “Aşkım sen salona geç, ben masayı toplayıp geliyorum!” dedim. Masayı toparladım, salona geçtim.

Serpil elinde nevresim ve bir yastıkla geldi. “Napıyorsun kız?” dedim. Serpil, “Misafiri kanepede yatıracak halim yok ya, yatak odası sizin, ben burada yatarım!” dedi. Bütün çabalarıma rağmen, “İtiraz istemiyorum!” diyerek salonda yatacağını söyledi ve “Artık siz de yatın, çok geç oldu!” dedi. Tam biz yatakodasına giderken arkamızdan, “Fazla ses çıkarmayın, gerçi uyanmam, ama uyanırsam benim de canım ister!” dedi ve kahkahayı patlattı. Biz de sevgilimle gülüşerek, sarmaş dolaş yatak odasına girdik.

Kapıyı kapatır kapatmaz yine aynı şekilde ayakta öpüşmeye ve yiyişmeye başladık. Ama bu sefer ellerimiz de boş durmuyor, birbirimizin vücudunu keşfediyordu. Bir yandan öpüşüyor bir yandan birbirimizi soyuyorduk. Kısa sürede ikimiz de çırılçıplak kaldık. Yatağa geçme vakti geldi ve lambayı kapatıp, duvar dibindeki kırmızı spot ışıkları açtım. Serpil zevkine düşkün olduğu için özel yaptırmıştı bunları. İçerisi loş ışıkla tam bir fantazi odası olmuştu. Hemen yatağa geçtik ve kaldığımız yerden öpüşmeye devam ettik. Mehmet’in üzerine çıkmıştım ve yarağını

amıma sürttürüyordum. Onu dudaklarından başlayarak aşağı doğru yalaya yalaya yarağına indim ve elime alıp
başladım yalamaya. Yarısını bile ağzıma almakta zorlanırken kendimi alıştıra alıştıra daha fazlasını almaya
çalışıyordum. Kısa bir süre sonra 69 olduk, birbirimizi birer aç kurt gibi yalıyorduk. Amımı okadar güzel ve
profesyonelce yalıyordu ki, bu işi çok iyi biliyordu. Kimbilir bu güne kadar kaç tane kadınla birlikte oldu, ama
artık hiç birşey umrumda değildi. Artık beraberdik ve bu anın tadını çıkarmalıydık.
Sevgilim amımı ve götümü yalarken, ben de yarağını yalıyor, biryandan da zevkten inliyordum. Daha fazla
dayanamadım, kasılarak, titreyerek ve bağıra bağıra boşalmaya başladım. Sevgilim benim boşalacağımı
anladığı anda amımın tamamını ağzının içine almış, içine çekiyordu. Hayatımda ilk defa bu kadar siddetli ve
zevk alarak boşaldım. Gerçekten işini çok iyi biliyordu sevgilim. Bütün am sularımı temizlemiş, halen yalamaya
devam ediyordu. Ben de onun yarağını yalamaya devam ediyordum, ama onun daha boşalmaya niyeti yoktu.
Üstünden yavaşca doğruldum ve ona doğru döndüm. Elime yarağını alarak vıcık vıcık amıma sokmaya
başladım. Amım nekadar ıslak da olsa, yarağı büyük olduğu için almam kolay olmuyordu. Alıştıra alıştıra
yavaşca üzerine oturuyordum. Biraz canım yanıyordu, ama aldığım zevk acıyı biraz olsun bastırıyordu. Acı ve
zevki beraber yaşamak çok güzel bir duyguydu.
Artık yarısından fazlası girmiş ve kalanı halen amımın duvarlarını zorlaya zorlaya giriyordu. Biryandan içime
alırken, bir yandanda ufak ufak hareketlerle oturup kalkıyordum. Zevkten ölmek üzereydim, çığlık atmamak
için alt dudağımı ısırıyordum. Sonunda tamamı içimdeydi artık. Kısa bir süre hareketsiz kaldıktan sonra hafif
tempoyla oturup kalkmaya devam ettim. Sonra da hızlanmaya başladım. Duyduğum acı yerini tamamen zevke
bırakmış, ikimiz de bulutların üzerinde uçuyorduk.
Bu pozisyonda bir süre sikiştikten sonra artık üstte durmaktan yoruldum ve sevgilimle yer değiştirdik. Ben
sırtüstü yattım, sevgilim bacaklarımı omuzuna aldı ve bir seferde amıma geçirdi. Elimde olmadan öyle bir
bağırdım ki, salonda yatan Serpil mutlaka duymuştur. Bu pozisyonda sevgilimin hareketleri daha sert olmaya
başladı. Amımı hızlı hızlı sikerken, göğüslerimi de yoğuruyordu. Yaklaşık 15 dakika da bu şekilde siktikten
sonra artık sonunda boşalacaktı. Kendini kontrol etmesini çok iyi biliyordu. Ben de gelmek üzereydim, ikimiz
de inleyerek aynı anda boşaldık. Sevgilim döllerini amımın içine akıttı ve yarağı amımın içindeyken üzerime
uzandı kaldı. Ter su içinde kalmıştık.
Bir süre üzerimde yattıktan sonra kalktı. Ben de hemen amıma bir peçete koydum, dölleri her yere akmasın
diye ve doğru banyonun yolunu tuttum. Peşimden sevgilim de geldi ve bana banyoda arkadan sarılarak
teşekkür etti. Ben de ona daha bunun bir başlangıç olduğunu söyleyince, ikimiz de gülüştük. Bu arada sesimize
Serpil uyanmış, uyku sersemi kalkmış, sesimize doğru gelmişti. Serpil banyoda bizi o şekilde çıplak görünce,
üçümüz de afallamıştık. Serpil özür dileyerek salona döndü. Biz de temizlenip hemen tekrar yatak odasına
geçtik, birbirimize sarılarak birer sigara yaktık.
Tabi 6 ayın hasreti hemen öyle bir kerede bitmez. Uzun zamandan beri yarak yüzü görmüyordum zaten ve
Mehmet’le tanıştığımızdan beri kendimi parmaklamaktan bıktım. Artık bu yarağın tadını çıkarmamın zamanı
geldi. Sigaralarımız bitti ve yine öpüşmeye başladık. Bu sefer yine sevgilim benim üstüme çıktı ve
dudaklarımdam kulak memelerime, oradan boynuma aşağı yalayarak göğüslerime indi ve göğüslerimin uçlarını
dişleyerek emmeye başladı. Bu arada elleri boş durmuyor, ıslanan amıma 2 parmağını sokup çıkartıyordu.
Göbeğimi yalaya yalaya amıma indi. Bacaklarımı iyice açtırdı, bir yandan klitorisimi emiyor, bir yandan da
parmaklarını sert bir şekilde amıma sokuyordu.
Artık inlemelerim bağırışlara dönüştü ve Serpil’in içeride oluşuna aldırış etmeden çılgınlar gibi sevişiyorduk. Bir
süre daha bu şekilde parmakladıktan sonra daha fazla dayanamadım ve tekrar kasılarak boşalmaya başladım
Sevgilim durdurak bilmeden beni zevkin doruklarına çıkarıyordu. O koca yarağı busefer götümde istiyordum
ve “Götümü sik aşkım, orospun yap beni!” demeye başladım. Gerçektende ağzımdan istem dışı çıkmış
kelimelerdi bunlar. Mehmet benim bu şekilde konuştuğumu duyduktan sonra, sanki benden bu kelimelerin
çıkmasını beklermiş gibi, o da başladı, “Sikeceğim tabi amına soktuğumun orospusu! Amını da sikeceğim
götünü de! Bundan sonra benim orospum olacaksın!” gibi argo kelimeler kullanmaya başladı. Bu şekilde
küfürlü konuşması okadar çok hoşuma gitti ki, aldığım zevk bir kat daha arttı.
Serpil daha önce bana, çekmecede kayganlaştırıcı krem olduğunu ve kullanabileceğimi söylemişti. Çekmeceyi
açtım, kayganlaştırıcı kremi aldım, Mehmet’e verdim ve önüne dörtayak domaldım. Kayganlaştırıcıyı götüme
bolca sürüp, götüme başparmağını sokmaya başladı. Ben de, “Hadi aşkım yarağını sok götüme, götümden sik
beni, parçala götümü!” diyerek onu gaza getiriyordum.
Bir süre sonra başparmağını götümden çıkardı ve 2 parmağını soktu götüme. Derken götümdeki parmak sayısı
3 oldu. Parmaklarını götüme deli gibi sokup çıkarıyordu. Bu arada götüm de iyice kıvama gelmişti, “Yeter
aşkım, yarağını götümde hissetmek istiyorum!” dedim. Mehmet daha fazla dayanamayarak yarağının kafasını
da biraz yağlayıp, amımın dudakları arasından kaydırarak yavaşca götümün ağzına getirdi. Kendimi
kasmamam gerektiğini, kasarsam daha çok acıyacağını söyleyerek beni motive ediyordu.
Yavaş yavaş, milim milim götüme girmeye başladığında, ben zevkten kudurmak üzereydim. Kendimi ne kadar
sıkmamaya çalışsam da, kocam götümü anca 3 yada 4 sefer sikmiştir ve yarağı Mehmet’in yarağından çok
daha ufak olduğundan kendimi azda olsa kasıyordum. En sonunda tamamı götümdeydi. Yavaş hareketlerle
gidip geliyordu. Bir zaman sonra zevk almaya başlayınca, ben de götümü yarağına bastırıyor, köküne kadar
girmesine yardımcı oluyordum. Mehmet kendinden geçmiş, bana küfürler yağdırırken, ben de ona küfürlerle
karşılık veriyordum. Mehmet hızlı hızlı götüme pompalarken, bir eliyle de amımı okşuyor ve orgazm olmamı
sağlıyordu. Götümü yaklaşık yarım saat siktikten sonra götüme boşaldı. Yarağını götümden çıkardığında
hemen döndüm yarağını ağzıma aldım, yarağında kalan dölleri bir güzel emip yuttum.
Biraz dinlenip, birer sigara içtikten sonra Mehmet beni kucaklayıp doğru banyoya götürdü. Birlikte duş aldık
çıktık, üzerimizi giymeden yatağa girdik, birbirimize sarılıp oynaştık. Gözlerimiz kapandığında gün ağarmak
üzereydi.
Bir ara gözlerimi açtığımda saat öğleden sonra 5 olmuştu. Açlıktan karnım zil çalıyordu. Kalktım, sutyen ve
külot giydim ve odadan çıktım. Yürümekte zorluk çekiyordum. Salondan sesler geliyordu. Baktım Serpil TV
seyrediyordu. Beni görür görmez gülerek, “Tünaydın kız orospu, gece neydi öyle yaa? Hem kendiniz
uyumadınız, hem beni uyutmadınız! Sabaha kadar sizin sikişmelerinizi dinledim!” dedi. Ben de, “Bundan sonra
biraz daha az ses çıkartırız! Kızım ne yapayım yaa, kocaman yarağı var, almak zor oluyor!” dedim.
Serpil yine gülerek, “Valla gece sizin sesinizi duyduktan sonra çok canım cekti yaa, nerdeyse yanınıza
gelecektim, kendimi zor tuttum!” dedi. Ben de, “Gelseydin ya kız, grup yapardık! Madem canın çekti, neden
gelmedin kızım? Valla bana uyardı!” dedim ve beraber gülmeye başladık. Serpil, “İlk gece sizi rahat bırakmak
istedim, hem biz bu şekilde konuşuyoruz da, bakalım Mehmet isteyecek mi beni?” dedi. Ben de, “Orası kolay
kızım yaa, sen biraz sonra şöyle bir yarım saatliğine falan dışarı çık, ben ağzını ararım, seni nasıl bulduğunu
falan sorarım, ona göre ayarlarız birşeyler!” dedim. Serpil, “OK! Zaten markete gidecektim!” dedi.
Ben mutfağa gidip yiyecek birşeyler hazırladım, sonra da üzerimi giyinip, Mehmet’i uyandırdım, birlikte
atıştırmak için. Serpil yanımıza geldi ve “Mehmet, ben markete gidiyorum, bir ihtiyacın var mı?” diye sordu.
Bizimki de, “Ya sigaram bitti, hem senin için bir mahsuru yoksa bira da alırmısın?” dedi. Serpil, “OK!” deyip
çıktı. Ben de bizimkinin ağzını aramaya başladım, “Eee aşkım, Serpil’i nasıl buluyorsun? Güzel kız değil mi?”
dedim. “Valla aşkım böyle bir arkadaşın olduğu için çok şanslısın! Çok iyi, temiz kalpli, gerçekten güzel ve
alımlı bir kız!” dedi. Benim kıskanç olmadığımı bildiği için bu şekilde herşeyi rahat rahat konuşabiliyordu.
“Biliyormusun, bütün gece sesimizden uyuyamamış!” deyince, “Hadi be, tühh yaa, desene daha ilk geceden
rahatsız ettik kızı!” dedi. Ben de, “Yok aşkım yaa rahatsız olmamış da, sadece bir ara canı çok istemiş!
Aşkım, mesela biz sevişirken yanımıza gelse, bizimle sevişmek istese, o anda ne yaparsın?” dedim. Bizimki,
“Valla nerden bileyim aşkım, seninle telefonda 6 aydan beri konuşuyoruz, senin huyunu suyunu biliyorum, ama
Serpil’i daha dün gece tanıdım. Bilmem ki nasıl olur? Ayrıca bu sana karşı yanlış bir hareket olmaz mı?” dedi.
Gerçekten sevgilimin bu cevabını takdir ettim, “Valla bana uyar aşkım, eğer sen de istersen, Serpil’i de aramıza
alalım!” dedim. O da, “Sen bilirsin aşkım!” diyerek topu bana attı. “Serpil gelmek üzeredir, sen salona geç, ben
bulaşıkları makinaya atıp geliyorum!” dedim.
Az sonra Serpil marketten döndü, biraz sebze meyve almış, birkaç tane bira, bir karton da sigara almış.
Sigarayı ve biraları salonda oturan Mehmet’e verdi, sebze meyvelerle mutfağa yanıma geldi. Bana göz
kırparak, “Ne oldu? Ağzını aradın mı? Ne diyor?” diye sordu. Ben de gülerek, “Hadi iyisin orospu, o iş
tamam!” dedim. Serpil, “Ben ozaman üzerimi değiştireyim! Gel bana yardımcı ol kız, ne giyeyim?” dedi.
Birlikte yatakodasına gittik, Serpil dolaptan iççamaşırlarını çıkardı bana gösterdi. Ben de, “Pembe tanga külot
takımını giy!” dedim. Yanımda soyunup, söylediğim takımı giydi. Üzerine de kısa bir etek ve bol bir askılı
giydiğinde, gerçekten çok seksi olmuştu. Götüne bir şaplak atıp, “Seni azgın orospu seni, tam sikilmelik
oldun!” dedim, gülüştük.
Mutfağa gidip meyve tabağı ve çerezleri ayarladık, salona geçtik. Bizimki Serpil’i görünce, “Oooo, bu ne
Serpil yaa? Özel bir gün mü bugün?” dedi. Serpil de, “Yok yaa, senin için giyindim!” dedi, oturdu. Ben de
üzerimi değiştirip geleceğimi söyledim. Şimdi hazırlanma sırası bendeydi. İçeri geçtim, Serpil’in
iççamaşırlarından bir tane tanga takım da kendime seçtim, giydim. Üzerine de sadece çok kısa ve bol bir şort
giydim, şort ve sutyenle salona çıktım.
Bizimkiler biraları açmışlar içmeye başlamışlardı bile. Beni o şekil gören Serpil, “Bu ne kız, üzerini giymeyi
unutmuşsun!” deyip güldü. Ben de, “Yok kızım yaa, unutmadım, hava zaten sıcak, evde de bir sevgilim, bir sen
varsın, sizden mi utanacağım?” dedim ve oturdum. Hemen bir bira da bana açıp verdiler. Üçümüz birlikte hem
içiyor, hem sohbet, muhabbet, gırgır yapıyorduk. Derken Serpil hafif hafif amını götünü bizimkine sergilemeye
başladı. Ben Serpil’e göz kırparak, “Bu ne kızım yaa, amın götün meydanda, kıçında etek var mı yokmu belli
değil, bari üzerindekileri çıkar da rahat ol!” dedim. Serpil de, “Tamam hayatım, seni mi kıracağım!” diyerek
eteğini ve askılıyı çıkardı. Bizimkinin gözleri fal taşı gibi açıldı. Önüne baktım, yarrağı çoktan çadırı kurmuştu.
Ben rahat dururmuyum, hemen kalktım, ben de şortumu sutyenimi çıkardım ve bizimkinin kucağına bıraktım
kendimi, dudaklarına ateşli bir öpücük kondurdum ve yarağını acuçlayarak, “Yarağın taş gibi olmuş aşkım,
yoksa Serpil’le sevişmek mi istiyorsun?” dedim. Mehmet de, “Sadece Serpil’le değil, ikinizle de istiyorum!”
dedi ve film orda koptu. Serpil hemen geldi ve yapıştı bizimkinin dudaklarına. Bir Serpil öpüyor, bir ben,
deliler gibi öpüşüyoruz. Mehmet’in de bir eli Serpil’in amında, bir eli benim amımdaydı.
Oradan kalktık yatak odasına geçtik. Mehmet sırt üstü uzandı yatağa. Serpil’le birlikte üzerimizde kalanları da
soyunup, Mehmetin şortunu çıkardık, birimiz yarağını birimiz taşaklarını yalıyoruz. Serpil hemen bizimkime
amını döndü ve onlar 69 oldular. Mehmet Serpil’in amını yalarken beni de ihmal etmiyor, hem amımı hem
götümü parmaklıyordu. 3 kişi grup daha harika oluyormuş. Birbirilerini yaladıktan sonra Serpil hemen yatağa
uzandı ve bacaklarını açtı, “Hadi erkeğim gir içime!” demeye başladı. Ben de, “Hadi aşkım sik şu orospuyu da
aklı başına gelsin! Amını götünü sik parçala orospunun!” dedim. Mehmet Serpil’in bacak arasında yerini aldı
ve yarağını bana biraz yalattıktan sonra 3 hamlede Serpil’in amına kökledi. Serpil kaçmaya çalışıyor, ama
bizimki tutmuş bir kere, bırakır mı, seri bir şekilde sikmeye başladı. Serpil çığlık üstüne çığlık atıyor, ama
dinleyen kim!
Kısa bir süre sonra Serpil, “Hadi aşkım, kökle, hızlı hızlı sik, parçala heryerimi, bu amım da götüm de feda
olsun sana!” demeye başladı. Serpil Mehmet’e bunları söylerken, bir eli de benim bacaklarımda dolaşıyordu.
Birden bacağımdan tuttu, beni kendine doğru çekip, “Gel kız, amını yalamak istiyorum senin!” dedi. Serpil’in
bu isteği ilk baştan tuhaf geldi bana, daha önce hiç böyle bir yaklaşımda bulunmamıştı. Mehmet de ordan,
“Yalayın birbirinizi orosular!” deyince, amım Serpil’in ağzına gelecek şekilde çıktım üstüne ve Serpil yalamaya
başladı. Aman Tanrım, bu ne güzel birşeydi, daha ilk dil darbesinde beni uçurmaya yetti. Mehmet Serpil’in
amından çıkıp benim götüme girmeye başladı. Dün gecekinden daha rahat ve zorlanmadan almıştım. Mehmet
beni götümden sikerken, Serpil’in ve benim dudaklar birleşmiş, lezbiyenler gibi birbirimizi somurup
duruyorduk. Mehmet daha fazla dayanamayıp götümün içine patladı.
Yatakta uzanmış, biz sigara içerken, Serpil daha doymamış olmalı ki, Mehmet’in inik yarağını ağzına almış,
kaldırmaya çalışıyordu. Tabi bu arada bir eli de benim amımdaydı. Serpil en sonunda emeline kavuştu,
Mehmet’in yarağını kaldırdı ve yarağın kafasına bolca tükürüp, hemen üstüne oturdu ve zıplamaya başladı. Az
önce amına ilk kez alırken bağıran Serpil, şimdi zevk çığlıkları atıyordu. Biraz sonra Mehmet bunu üstünden
kaldırıp önüne domalttı. Şimdi götten sikilme sırası Serpil’deydi. Serpil götten sikileceğini anlayınca
çekmeceden kaydırıcı kremi çıkartıp verdi bana, ben de kremi götüne güzelce yedire yedire sürdüm. Aşkım
yarağını Serpil’in göt deliğine dayadı, hafif bastırıp çekiyor, fakat sokmuyordu. Serpil yalvarmaya başladı,
“Hadi daha fazla delirtme beni, sok şunu götüme, sik parçala götümü!” diye. Aşkım da yavaşca sokmaya
başladı. Soktukça Serpil inliyor, çığlıklar atıyordu. Sonunda hepsini götüne almayı başardı…
Sevgilim buraya tatile gelmişti, ama onu daha çok yoruyorduk. 10 gün boyunca, üçümüz birlikte yedik içtik,
dinlendik ve sikiştik. Ve ayrılık vakti geldi, aşkım memleketine geri döndü. Ama biz Serpil’le karar vermiştik,
aşkımı buraya alacaktık. Burada ona bir iş ayarladık ve tekrar çağırdık. Mehmet karısından boşanıp geldi. Şu
anda burada özel kişilerin koruması olarak, düzgün bir maaşla çalışıyor. Ben de kocamdan boşandım ve
üçümüz Serpil’in evinde yaşamaya başladık. Mehmet en sonunda bana evlenme teklifi yaptı. Çünkü yeni
kayınvalidem torun sevmek istiyormuş.
Mehmet’le evlendim ve şu anda 7 aylık hamileyim. Şu günlerde ben sikişemiyorum, ama kocam, ben ve Serpil
çok mutluyuz. En azından gözüm arkada kalmıyor, acaba başka kadınlara gidiyor mu diye düşünmüyorum.
Nasılsa evde her daim emrine amade Serpil var. Hem başka kadınlara gidiyorsa da yarağı sağolsun, kocama
tüm amlar feda olsun!
Meltem

Öncelikle benim gibi Seksi çok seven herkese merhaba. Ben Konyadan Ayla. 21 yaşında, orta boylu, iri
göğüslü, siyah uzun saçları olan, siyah gözlü, evli bir bayanım. 1 yıl önce şimdiki kocamla evlendim.
Bekarlığımdan beri sexi çok severim, sexe aşırı bir düşkünlüğüm vardır. Fakat kocamla evlenince hayatım
zindan oldu. Kocam çok tutucu ve yobaz bir adam. Kocamın siki de çok küçük, aynı çocuk bülüğü gibi
birşey. Kocam yatakta hep kendini düşünüyor, beni hiç tatmin etmiyor, bacaklarımı ayırıp sikini amıma
sokuyor, Horozun Tavuğu siktiği gibi 2 dakika sikiyor ve içime boşalıyor, sonra da arkasını dönüp horul horul
uyuyor. Kocam daha amımı hiç yalamadı, eliyle dokunmadı bile. Amımı bırak, göğüslerimi bile öpüp
koklamıyor, okşamıyor. Kaymak Gibi Sikilen Amlar sitesindeki hikayeleri okudukça, artık dayanamıyordum,
kadınlığımı dişiliğimi hissetmek istiyordum.
Çalıştığım yer Ofisi başka bir yere taşıyordu, bu sırada ben eski Ofisimizde yalnız kalıyordum. Telefon hatlarını
taşımak için elemanlar geldi. Bende, “Yetkili kimse yok.” dedim. Telefoncu çocukların başındaki adam
(Patronları), “Ben bekleyim, siz dükkana dönün…” diye elemanları gönderdi. Adam 35-40 yaşlarında, hafif
beyaz saçlı, iri yapılı, gayet efendi bir beydi. Ben masamda, O da tam karşımda oturuyordu. Konuşmaya
başladık. Tanıştık, ismi Kenan’mış. Havadan sudan konuşmalarımız devam ediyordu. (Bu arada ben göğüs
dekolteli kıyafetleri çok severim, yine üstümde dekolteli kırmızı bir bluz vardı). Adamın bakışlarının göğüsüme
gittigini fark ediyor, heyecanlanıyordum. Bende onu tahrik edecek ufak ufak hareketler yapıyordum,
saçlarımla oynuyor, enseme, boynuma dokunuyordum. Koca Ofiste yalnızdık. Ve ikimizin de aklından aynı
şey geçiyordu. Sandalyesini daha da yanaştırdı ve bana iltifatlar etmeye başladı. Tam arzuladığım, dişiliğimi
bana hissetirecek erkek işte karşıma çıkmıştı…
İri elleri dikkatimi çekiyordu, (Nasılda avuçlar, okşar…) diye düşünüyor, Kedinin ciğere baktığı gibi adama
bakıyor, iç çekiyordum. Bana, “Evlimisin?” diye sordu. “Evet, evliyim.” diye cevapladım, ama ağzımdan,
“Maalesef…” kelimesi kendiliğinden kaçtı. Adam hafif bir gülümsemeyle, yanağıma dokundu ve “Benim senin
kadar güzel bir karım olsa asla çalıştırmazdım!” dedi. Bende, “Yaa, sende evlisin demek, çocuk var mı, karın
kaç yaşında?” gibi sorular sormaya başladım. “4 çocuğum var, karım 37 yaşında.” dedikten sonra, aynı benim
ağzımdan kaçrıdığım gibi, O da, “Maalesef…” diye ekledi. Bende, “Karın yaşlıymış, çoktan ununu eleyip eleği
asmıştır duvara…” dedim. “Çoktaaann!” dedi. Adamın haline üzüldüm nedense, “Sana aslında benim gibi
genç, ateşli birisi lazım…” dedim. “Senin gibi birini bulsam, biran bile tereddüt etmem, anında birlikte
olurdum!” dedi…
Sinyaller gayet açık ve netti ve artık her ikimiz için de yanlış anlaşılacak bir durum yoktu. Adamın elini tuttum
ve göğüslerimin üzerine koydum. O iri elini dekoltemden içeri soktu ve göğüslerimi okşamaya, yoğurmaya
başladı. Hiç ses çıkarmıyordum, çok hoşuma gidiyordu ve amım sırılsıklam olmuştu. Birbirimize daha da
yaklaştık, boynumu, kulak mememi emiyordu, dili göğüslerimin arasında geziyor, bir yandan göğüslerimi
avuçluyordu, bir eli de amımım üstünde geziniyordu. Amımın ıslaklığını hissedince gülümsedi. Ben biraz
utanmıştım. Beni oturduğum sandalyeden kaldırdı, masanın üstündeki eşyaları masanın kenarına sıyırıp, beni
masaya oturttu. Sonra bacaklarımı ayırdı ve eteğimi yukarı kaldırdı. Minicik Tanga külodum amımın sularıyla
ıslanmış, şeffaf hale gelmişti. Amımın dudaklarına kadar, yarığına kadar külodumdan belli oluyordu ve
gözlerinin önündeydi…
Parmağıyla önce biraz külodumun üzerinden amımı okşadı ve sonra külodumu kenara sıyırarak amımı inceledi,
amımın dudaklarını ayırdı, klitorisimle oynadı. “Çok tazesin…” diyordu sürekli, “Hiç sikilmemiş gibi amın var,
daracık amın var sevgilim…” diyordu. Amımı biraz inceledikten sonra külodumu sıyırıp çıkardı bacaklarımdan.
Sonra bacak arama yumuldu ve dilini amımda gezdirmeye başladı. Çok hoşuma gidiyordu, heyecandan
delirecek gibi oluyordum, mükemmel bir zevkti. Bende onun saçlarından tutup, kafasını amıma daha da
bastırıyordum. Resmen diliyle sikiyordu beni ve orgazm üstüne orgazm oluyordum. Amımdan akan bütün
sularımı içiyordu. Kocam bir kere dahi amıma dokunmamıştı, ama Kenan bey sanki kocama inat dilini sokup
çıkarıyordu, amımın dudaklarını ağzına alıp sündürüyor, inletiyordu beni. Daha sonra parmaklarını amımın
deliğine sokmaya başladı. Amımı iyice parmaklıyor, parmaklarına gelen am sularımı yalıyor, sonra parmağını
yeniden amıma sokuyordu. Parmaklarıyla amımı mükemmel sikiyordu. Kadın olduğumu, dişi olduğumu
hissediyordum…
“Sıra sende Küçük Orospum!” diyerek, beni masadan indirdi, saçlarımdan sıkı sıkı tutup yüzümü
pantolonunun önüne yapıştırdı, “Bunu mu istiyorsun? Canın yarak yemek mi istiyor?” diyordu. Sanki az önceki
efendi adam gitmiş, yerinde sert, küfürbaz bir adam gelmişti, “Merak etme, bütün deliklerini sikecem senin!”
diyordu, “Artık benim orosbum olacaksın!” diye inliyor, burnundan nefes alıyordudu. Pantolonunu ve
külodunu dizine kadar indirdiğinde, yarrağı kocamınkinden hem uzun hemde çok kalındı, başı çok büyüktü, ilk
defa böyle bir yarrak görüyordum. Saçlarımdan asılarak yarağını ağzıma hızlı hızlı sokmaya başladı. Kusacak
gibi oluyordum, ama onun umurunda değildi, “Hadi kaltak somur! Yala yarrağımı Orospu!” diye inliyordu. İşte
tam aradığım gibi, bana Hanyayı Konyayı gösterecek bir erkek diye düşünüyor ve mutlu oluyordum. Seve
seve yarağının hepsini ağzıma sokuyor, yalayarak çıkartıyor, sonra başını dilliyordum. Yarrağı ağzımda kazık
gibi sert olmuştu. Ağzımdan çekti yarağını, eliyle yanaklarımı sıkarak dudaklarımı ve ağzımı açtırdı ve ağzıma
tükürdü, “Yut amına koduğumun Orospusu!” dedi. Tükürüğünü yuttum. Arada sırada da, “Seni Zilli! Seni
Kahpe!” diyerek kıçıma tokat atıyordu. Nedense bana bu şekilde davranması çok hoşuma gidiyordu. Tam bir
hayvan olmuştu…
Patronun odasına geçtik, ordaki deri koltuklar duruyordu, daha taşınmamıştı. Beni koltuğa oturttu, bacaklarımı
açtı, biraz daha amımı yaladı ve koca yarrağını amıma öyle bir kökledi ki, çığlığı bastım. Kocama bekaretimi
verdiğimde bile bu kadar acı hissetmemiştim. “Ne o kaltak? Bunu istemiyormuydun? Niye çığlık atıyorsun? Al
sana yarrak!” diyor, köklüyordu. Amım ilk defa böyle bir yarrak görüyordu, sırılsıklam olmuştum, müthiş zevk
alıyordum. O bana, “Al sana yarrak Orospu!” dedikçe, bende ona, “Hadi erkeğim, daha sert sik, daha hızlı
becer beni, sik amcığımı, parçala!” diye inliyordum. Bunlar dahada hoşuna gidiyor, daha hızlı, daha sert
sikiyordu beni. “Aslan sikicim, kökle hadi dar amıma! Bu taze amın sahibi sensin bundan sonra kocacığım!”
diye inliyordum. Yaklaşık 20 dakika deli gibi sikti amımı. Amımdan yarrağını çıkartıp beni koltuğun üzerinde
domalttığında, olacaklar beni korkutuyordu…
Götümün yanaklarını o iri elleriyle ayırıp, göt deliğimi yalamaya başladı. “Herşeyinle, bütün deliklerinle bana ait
olacaksın Orosbu! Götünü de sikecem senin! O Gavat kocan da adamım diye gezsin dursun…” diye küfürler
ediyordu. Götümün deliğini yaladıktan sonra parmaklamaya başladı. Parmağını soktuğunda çok kasılmıştım,
“Kasma kendini, serbest bırak sevgilim, acıtmayacam…” diye beni hazırlıyor, yalayıp öyle parmaklıyordu. İlk
defa bir erkek göt deliğimle ilgileniyordu ve ben zevkten deliye dönüyordum. Beni böylesine mutlu eden,
heyecanlandıran bir adam benden göt istiyorsa, feda olsun ona diyordum içimden. “Sik sevgilim! Götümü
sikmek istiyorsan sik! Heryerim sana ait!” diyordum. Götüme iyice tükürdü, amımın sularından sürdü göt
deliğime. Sikinin başını hisssediyordum götümün deliğinde, sikinin başını sürtüyordu. “Yavaş sok nolursun! İlk
defa olacak!” diye uyardım. “Sokmayacam…” diyordu, sikinin başını götümün deliğinde gezdirip, sokuyormuş
gibi yapıyor, çekiyordu…
Hiç beklemediğim bir anda birden soktu ki götüme, canım nasıl yandıysa, feci bir çığlık atmışım. Umarım
kimse duymamıştır. Ağzımı eliyle kapattı ve biraz bekledi içimde. İkimiz de hiç kımıldamadan, öylece donduk
kaldık biran sanki. Götüm, içindeki yarrağa alışınca, ben götümü oynatmaya başladım. O da bunu hissedince
yavaş yavaş sokup çıkarmaya başladı. Az sonra yarrak götüme seri bir şekilde girip çıktıkça, acı geçmiş zevk
almaya başlamıştım. Götüm sikiliyordu, kocaman bir erkek bütün heybetiyle üstümdeydi ve “Amını götünü
siktiğimin orosbusu, söyle neyimsin benim?” diye küfür ediyordu. Bende, “Senin Orospunum! Fahişenim!
Kulunum, Kölenim! Sik götümü Sahibim! Doldur döllerini götüme erkeğim, Sikicim!” diye inliyordum. Kocam
hiç böyle şeyler söylemez günah diye, ama benim çok hoşuma gitmişti. Kendimi hiç hissetmediğim kadar dişi
hissediyordum…
Götümü  10-15 dakika kadar siktikten sonra götümün içine boşaldı. Yarağını götümden çıkardığında,
götümden döller akıyordu koltuğua. Ensemden tutup, koltuğa akan dölleri bana yalattıktan sonra toparlandık,
üstümüzü başımızı giyindik. Birbirimize Cep numaralarımızı verdik ve kimse görmeden Ofisten uğurladım onu.
Kısa bir süre sonra ben çalıştığım işten ayrıldım ve onun Ofisinde işe başladım. Hergün severek işe gidiyorum,
yeni patronumla doyana kadar sikişip, akşam evime geliyorum. Yeni patronumu çok seviyorum, o da benden
vazgeçemiyor!
Herkese bol sikişmeli günler…
[Ayla]

Kocam telefon ettiğinde banyoda duştaydım. Telefonun çalan zilini duyar duymaz duşun altından çıkıp, havluyu ıslak
vücuduma sarıp acele koştum. Telefon alıcısını kulağıma aldığımda havluyla kurulanmaya çalışıyordum bir yandan da.
Kocam, “Hayatım, Ankara’dan arıyorum!” dedi direkt olarak. Şaşırdım, “Ankara mı? Nasıl yani? Nerden çıktışimdi
bu? Daha önce bahsetmemiştin…” dedim. “Acil iş çıktı, şirketin bir sorunu vardı, koşuşturmaktan seni arayamadım
bile, kusura bakma ne olur… Uçaktan yeni indik, hemen seni aradım!” dedi. Arka planda hava alanının bildik
gürültüsü, anons sesleri yankılanıyordu.
Biz demesi dikkatimi çekti, “İndik derken? Kim var yanında? Şırfıntı sekreterinle mi gittin oraya yoksa?” dedim.
“Aşkım, yine gereksiz kıskançlıklara başlama… Sana sonra anlatırım uzun uzun… Ben kapatıyorum. Semra’yı
arayayım, bu gece sana gelsin, yalnız kalma!” dedi. Elimde ötüp duran telefona bakakaldım. Kan beynime hücum
ediyordu. Kocam yanında o şırfıntı, seksisekreteriyle beraber Ankara’daydı ve benim elimden bir şey gelmiyordu.
Holdeki boy aynasına ilişti gözüm. Uzun sarı saçlarım ıslak tenime yapışmış, su damlacıkları vücudumda yol bularak
aşağılara doğru iniyordu. İri göğüslerim, incecik belim, kalçalarım, uzun bacaklarım… Bir haftalık rahatsızlıktan sonra
bu akşam seks perhizini bozmanın, kocamla sevişme planlarımın heyecanıyla temizleyip pırıl pırıl yaptığım amım…
Aklım kocama gitti yine. Bir hafta o minik sikini bana sokamadı diye, yine o aptalsarışınla yatağa mı girdi yoksa bu
adam? Gözümün önüne otel lobisinde oturan kocamla sekreteri geldi. Odaya beraber çıkmaları. Asansör. Ayrı oda
mı tuttular? Geceyi aynı odada mı geçirecekler? Oda servisine şampanya siparişi verir mi? Bayılır böyle jestlere
zampara herif! Para bok gibi tabi! 12 santimlik sikinin açığını böyle şeylerle kapatmayısever.
Öfkeyle telefonu koltuğun üzerine fırlattım. Ne yapacaktım ben bu herifle? Ayrılmayı istedim, yapamadım. Bana
sağladığı lüks, güzel yaşamı bırakamadım bir türlü. Ne yapabilirdim? İlk beni aldattığını öğrendiğimde öyle tartıştık ki.
Boşanmak istediğimde, beni şirketin avukatlarısayesinde dımdızlak ortada bırakmakla tehdit etti. Eski, parasız, zibidi
günlerime geri mi dönecektim? Mecburen kalmak, herşeyi bile bile yutmak zorunda kaldım.
Artık karısı olmak bir görev, bir iş gibi geliyordu bana. Altına yatıyor, küçük sikiyle işini görmesini bekliyordum
bacaklarım açık. Hırıltılarla boşalıp yana devrildiğinde, bana bakmasına aldırmadan klitorisimi okşaya okşaya
kendimi tatmin ediyordum. Kocamın yanında, aşk yatağımızda ben kıvrıla kıvrıla orgazm olurken, o da utanmadan,
sikini okşayarak beni izliyordu genelde.
Ben bunları düşünürken kapının zili çaldı. Havluyu göğsüme sarıp kapıya gittim. Semra gelmişti. Kocamın kız kardeşi,
görümcem. 22 yaşındaydı. O da abisi gibi zamparanın tekiydi. Küçük yaşına rağmen kırmadığı fındık kalmamıştı
orospunun. Kısacık boyuyla, seksi giyimi, kıvrımlı vücuduyla yanında hep başka başka erkeklerle görürdüm. Bir
tanıştırdığı oğlanı, bir daha göremezdim. Aslında severdim görümcemi. Dert ortağımdı. Abisinin yaptıklarını yana
yakıla anlatırdım, o da bana sevgililerinden yediği kazıkları anlatır, dertleşirdik.
İçeri aldım, o otururken ben de giyindim. Beraber çıktık, akşama kadar alışveriş yaptık, kafelerde oturduk, gezdik.
Akşam yemeğimizi, dışarıda güzel bir restoranda yedikten sonra eve geldik. Soyunup dökündük, geceliklerimizi giyip
benim yatak odasında, yatağın üzerinde oturup sohbet etmeye başladık. Yemekte aldığımız birer kadeh şarap
kesmemişti, yenisini açtım, ellerimizde kadehlerimizle yatağa serilmiştik.
Son sevgilisini anlatıyordu yana yakıla. Benim aklım kocamın yediği haltlarda, yarım kulakla dinliyordum onu. Bir şey
yüzünden kavga mı etmişler, küsmüşler mi, ağlaya ağlaya anlatıp duruyor, kadehleri arka arkaya deviriyordu
üzüntüsünden. “Ne isterse verdim. Ne isterse yaptım. Beyimizin canı sevişmek istedi, gece demedim yanına gittim.
Paraya sıkışmış, çıkarıp verdim. Ama ufacık bir şey için beni kırıyor, üzüyor, kavga ediyor Aylin! Ben ne yapayım bu
adamla?” diye dert yanıyordu. Bu arada dördüncü kadehi doldurdu.
“Ayrıl sen de!” diye akıl verdim, “Sırtında yumurta küfesi yok ya? Bırak gitsin. Başkasını bulursun. Bu kadar
üzülmene gerek yok ki!” dedim. “Ahhh, ahh! Ayrılamam ki yenge!” dedi. “Neden kızım, siktiri çek gitsin, bu kadar
basit!” dedim. “Öyle deme, onsuz yapamam ben!” dedi. “Neden? Ne özelliği var bu zibidinin?” dedim. “Ah yenge,
sorma! Anlattırma bana nelerinin olduğunu!” dedi. “Anlatsana kız, merak ettirdin beni şimdi!” dedim. “Yaaa, yatakta
müthiş bu herif Aylin! Öyle bir sevişiyor ki, öyle bir doyuruyor ki! Bu kadar sevgili değiştirdim, bunun gibisini
görmedim. Sırım gibi! Hele aletini görme! Nah bu kadar!” dedi, dirseğini kıvırmış, boylu boyunca gösteriyor,
kalınlığını anlatırken bileğini işaret ediyordu.
Bir anda ilgimi çekmişti konu. Gözümde canlandırmaya çalıştım. Pornolardaki Zenciler geldi gözümün önüne. Beyaz
sarışınların amına, ağzına girip çıkan, almakta zorluk çektikleri kocaman, kara yarakları. Yutkundum, “Offf! Hadi
yaa? Gerçekten mi?” diyebildim. “Sana yemin ederim. Akşam başlıyor, nerdeyse sabaha kadar bırakmıyor coştuğu
zaman. Canımı çıkarıyor. Üç gün kendime gelemiyorum. Turşu gibi dolaşıyorum ortalıklarda. Ne önüm kalıyor, ne
arkam. Darmadağın ediyor!” dedi. “Tamam tamam, anlatma! Vazgeçtim! Zaten dertli olduğumu, yaralı olduğumu
biliyorsun, bir de bunları anlatıyorsun ballandıra ballandıra!” dedim.
“Ya, kusura bakma Aylincim. Senin yanında anlatıyorum bunları, ama çok dertliyim yaa! Kendi derdimden senin
derdini unutmuşum. Abimin seni aç bıraktığını, doyuramadığını… Ne oldu, sana aldığım hediye iş görmüyor mu?”
dedi. Bana aldığı Vibratörden bahsediyordu. Yine böyle içki alıp dertleştiğimiz bir akşam ona her şeyi anlatmıştım.
Abisinin sikinin küçüklüğünü, doyuramadığını, çok seyrek seks yaptığımızı, onun da 5 dakikada bittiğini. Kızcağız
üzülmüş, ertesi günü elinde bir paketle çıkıp gelmişti. Paketi merakla açtığımda içinden 25 santimlik, damarlı,
kocaman bir titreşimli vibratör çıkmıştı. Kızarıp iade etmek isteyince de, paketi bırakıp gitmişti. O günden beri o
vibratörle idare etmeye çalışıyordum.
“Vibratör iş görüyor, merak etme!” dedim gülümseyerek. Yalnız gecelerimde içimde titreşen koca aletin verdiği zevk
geldi aklıma, uzandığım yerde gerindim. O kasıklarımdaki karıncalanma hissini duydum yine. Semra da başını eline
dayamış, yattığı yerde beni izliyordu. O da gülerek, “Evet, görüyorum, seni iyi doyuruyor galiba?” dedi hınzırca. “Ama
canlısının yerini tutmaz ki kızım! Sadece içime girip çıkıyor. Hani içime girerken beni ezecek erkek? Hani beri sarıp
okşayacak kollar? Dilleyecek diller?” dedim sıkıntıyla.
“Doğru söylüyorsun. Gerçek erkeğin yerini tutar mı hiç? Hele benimkinin! Ahmet’im burada olsaydışimdi… Sarsaydı,
altında ezseydi beni… Amıma gömseydi o aletini…” dedi. Dudaklarını büzmüş, yine sevgilisi aklına gelmiş, gözünden
pıtır pıtır yaş dökülmeye başlamıştı. Alkolün de verdiği etkiyle ağlıyordu baya. Dayanamadım, uzanıp sarıldım, teselli
etmeye çalıştm. Başını kucağıma koydu, hem ağlıyor, hem bacaklarımı okşuyordu. Eline vurdum, “Yapma canım!
Lezbiyenlik huyum yok biliyorsun!” dedim. Gözünün yaşıyla güldü, “Ah, bilsen neler kaçırıyorsun Aylin bu güzel
vücudunla!” dedi. “Deli kız, bırak şimdi bunu. Daldan dala atlıyorsun. Gel şu Ahmet’i arayalım, çağır buraya,
konuşalım, aranızdakisorunu çözelim, ne dersin?” dedim.
“Gelmez ki! Telefonuma cevap bile vermiyor. Konuşmuyor benimle!” dedi. “Dur sen, ben arayayım. Numaramı
bilmiyor, açmamazlık yapmaz!” dedim. “Arama şunu! Götü kalkacak! Bir sürü hakaret etti bana! Tamam, benisiksin
diye ölüyorum ama, arayamam!” dedi. “Ver şu telefon numarasını, karışma gerisine!” dedim. Aradım. Tok bir erkek
sesi. Kim olduğumu, neden aradığımı anlattım, gelirse diye evimin adresini verdim ve tarif ettim. Gelmeyeceğini, ısrar
etmememi söyledi. Kapattı. Bizimki yine zırlamaya başladı, “Söylemiştim sana! İstemiyor beni artık!” diye. Bir şey
diyemedim. Birer kadeh daha doldurdum. Yavaş yavaş içtik konuşmadan.
Artık gözlerim kapanmaya başlamıştı ki, kapının zili çaldı. Saate baktım, 24:00’ü geçmiş, bu saatte kim olabilir ki diye
düşündüm. Biraz korku, biraz çekingenlikle kapıya gittim. Gözetleme deliğinden baktığımda, kapıda bir adamın
durduğunu gördüm. Semra’nın anlattığı kadarıyla bu olsa olsa Ahmet olabilirdi, yanisevgilisi. Heyecanla kapıyı açtım.
Telefondaki gibi tok, erkek sesiyle, “Merhaba!” dedi. “Merhaba?” dedim. “Ahmet ben, az önce konuştuk. Semra’yla
ilgili. Gelmeyeceğimi söylemiştim ama, dayanamadım, çıkıp geldim!” dedi. Elimi uzattım, tokalaştık. “Memnun oldum.
Ben de Aylin!” dedim. “Biliyorum, Semra çok bahsetti sizden!” dedi. “Gelsene içeriye Ahmet, kapıda durma öyle!”
dedim.
Esmer, koyu tenli adamın mavi mavi boncuk gözleri, her an üzerime atlayacakmışcasına benim üstümde, içeriye girdi.
Tuhafıma gitti bakışları. Neye bakıyor bu adam böyle derken, gözüm aynaya ilişti. Hay aksi! Gecelikle açmıştım
kapıyı. Altımda bir külot vardı sadece. Meme uçlarımın siyahlığı, tanga külodum, mini gecelik eteğinin açıkta bıraktığı
bacaklarım. Hepsi meydandaydı. İçeriye seslendim, “Semra, gelsene buraya!” diye. Çıktı geldi. O da benimle aynı
durumda, geceliğiyle çıkıp gelivermişti öylesine. Ahmet’i görünce gözleri açıldı şaşkınlıktan. Soğuk bir tavırla, “Hoş
geldin Ahmet!” dedi.
Ben hemen yatak odasına koşup üzerime bir sabahlık geçirdim, geldim. Salona girdiğimde onlar halen karşılıklı
bakışıyorlardı. Bakışlarıyla anlaştılar herhalde, Semra bir adım atıp sımsıkı sarıldı oğlana. O da karşılık verdi. Ayakta
birbirlerine sarıldılar, kaldılar. Semra’nın minyon yapısının yanında adam dev gibi görünüyordu. Aralarında nerden
baksan 50 santim boy farkı vardı. Semra parmak uçlarında yükselerek uzandı, dudakları birleşti. Ahmet de beline
sarılarak kendine yapıştırdı kızı, ayakta emişmeye başladılar.
Beni unutmuşlar, kendilerinden geçmişlerdi. Görüşmeyeli epey zaman olmuştu sanırım. Semra’nın göğüsleri adamın
göğsünde eziliyor, adamın kocaman elleri belinde, kalçasında dolaşıyordu. Neden sonra ayrıldılar. Ben gülerek,
“Madem bu kadar özlediniz, neden ayrı durdunuz bunca zaman?” dedim. Birbirlerine baktılar, elleri ayrılmamıştı.
“Hadi oturun, size bir şeyler getireyim, konuşalım. Ne alırsın Ahmet?” dedim. “Siz bilirsiniz, ne varsa, fark etmez!”
deyince büfede duran eski Viskiyi alıp birer kadeh doldurdum. Geniş koltuğa yan yana oturan sevgililere uzattım.
Karşılarındaki tekli koltuğa geçip oturdum ben de. Onlar hem viskilerini yudumladılar, hem konuştular. Dakikalarca.
Ahmet konuşup tartışmanın hararetiyle Viskiyi çabuk çabuk içiyordu. İki, üç, dördüncü kadehi doldurduğumda, o da
bizimle aynı ayara gelmişti. Semra yatakta içtiğimiz şarabın üzerine ikinci Viski kadehini yuvarlamış, sevgilisinin
yanında mutluluktan yanakları, gözleri parlıyor, dili şakıyordu. Ahmet’in kolunun altına girmiş, kene gibi yapışmıştı
çocuğa.
Arada ben de lafa karışıyor, neşelerine ortak oluyordum. Ahmet’i süzüyordum. Sarışın, yakışıklı, uzun boylu, dalyan
gibi dedikleri türden bir şeydi. Sarı saçlarını uzatmış, yanık teniyle kızılderili gibi duruyordu. Kirli sakalı, tek kulağında
parlayan küpesi, üzerindeki kaliteli gömlek, kot pantolonla harika görünüyordu.
Semra bir yandan konuşuyor, bir yandan oğlanın tepesine çıkacak gibi sarılıyor, sarmaşıyor, yanaklarını okşuyor,
öpüyordu. Ahmet biraz sıkılgan, gözü bende, kulağı Semra’da, onun saldırılarına karşı durmaya çalışıyor gibiydi. En
son Semra dudaklarına uzanınca, Ahmet, “Rahat dur kızım! Azmışsın sen iyice! Baksana, Aylin var!” dedi. Semra
umursamadı bile, öpmeyisürdürdü, “Yabancı değil o, halden anlar! Merak etme, seni nasıl özlediğimi, nasıl istediğimi
o da biliyor!” dedi. Ahmet kurtulmaya çalışarak, “İyi de, bu kadar…” dedi. Bu sefer ben söze karıştım. Televizyonun
kumandasını alarak bir film açtım, “Siz bana bakmayın çocuklar, rahatınıza bakın! Yabancı değilim ya, Film izliyorum
ben!” dedim.
Avizenin kumandasını alıp ışığı da kıstım iyice. Avizenin loş ışığı ve televizyondan gelen ışık kalmıştı salonda. Ahmet
ortamın rahatlığını görünce, Semra’nın sarılmalarına karşılık vermeye başlamıştı. Çekingenliği üzerinden atmış,
dudaklarıyla kızın dudaklarını örtmüş, kürek gibi elleri vücudunun her tarafında dolaşıyordu. Parmakları mengene gibi
kızın etini kıstırınca, Semra’dan, “Ayyy!” diye bir inleme duyuluyor, dudak şapırtıları filmden gelen sesleri
bastırıyordu. Kendilerinden geçmiş gibiydiler. Şarap ve Viski aşırı rahatlatmıştı sevgilileri. Kendi dünyalarına
dalmışlar, beni unutmuşlardı bile.
Ahmet’in koca ellerinin Semra’nın geceliğinin üstünden memelerini avuçladığını, nefes almak için dudaklarını
araladıklarında birbirinin içine girip çıkan, okşayan dillerini gördüm loş ışıkta. Semra memeleri avuçlanınca yine inledi.
Hamur gibi yoğuruluyordu diri memeleri. İnlememek mümkün mü o avuçların içinde. Sonra o eller aşağıya indi.
Geceliğin eteğinin altından külodunu avuçladı…
Ne yapacağımışaşırmıştım. Televizyona bakıyordum, ama hiçbir şey görmüyordum. Bütün duyargalarımla yan tarafta
sevişenlere kilitlenmiştim. Yan gözle görebildiğim vücutların sarmaşmaları, kıpırdanışları, kısık inlemeler. İçimde,
kasıklarımda ateşler yanmaya başladı. Amımdan sular geliyordu. Çaktırmamaya çalışarak elimi apış arama götürdüm.
Amımın dudakları yanıyor, kaşınıyor, ıslanıyordu. Elimi, parmaklarımı bastırdım üstüne, sus der gibi. Ama ne
mümkün. Parmaklarım kasıldı, am dudaklarımı sıktım parmaklarımın arasında. Korkunç zevk alıyordum. İstekle
yanıyordum. Bacaklarımısımsıkı kasıp bırakıyor, am dudaklarımı, klitorisimi eziyordum…
Artık televizyona bakma numarası bile yapamıyordum. Direkt onlara kilitlenmiştim. Sanki canlı porno izliyordum.
Sadece üzerlerinde giysiler vardı. Ben olmasam içeride, çoktan onları sıyırıp birbirlerine dalmışlardı, eminim. Ben
onlara bakarken, Ahmet’in gözlerinin bende olduğunu fark ettim birden. Bir yandan kucağındaki Semra’nın saçlarını
kavramış, dudaklarını öpüyor, bir yandan beni izliyordu. Ne yapıyordu bu adam? Neden bana bakıyordu ki? Ama
hoşuma gitmişti beni izlemesi. Elimin hareketlerini kesmedim, kendimi okşamaya devam ettim. Şimdi Ahmet’in
bakışları üzerimdeyken onları izlemek daha çok tahrik etmişti beni…
Yavaşça sabahlığımı sıyırdım omuzlarımdan. Geceliğim meydana çıktı. Yakasını parmak uçlarımla araladım. Çıplak
memelerim meydana çıktı. Uçları zevkle dikilmişler, sertleşmişlerdi. Koltukta kaykıldım iyice, uzun bacaklarımı
araladım. Gözümü Ahmet’ten ayırmıyordum. O da benden. Yaptıklarımı izliyordu. Bir elimi meme ucuma götürürken,
diğerini kasıklarıma, bacak arama götürdüm. İçkinin, seks isteğinin verdiği sıcaklık tüm damarlarımda dolaşıyordu.
Amımın şiştiğini, kanla dolduğunu hissediyordum. Kendimi okşadım uzun uzun. Külodumun içine soktuğum
parmaklarım sularımdan ıslanmıştı. Çıkardım, dudaklarıma götürdüm. Ahmet’e göstere göstere yaladım parmaklarımı,
tek tek. Gözleri bana sabitlenmişti. Sanki kucağında yatan Semra’yı değil, benisikmek üzereydi. Eli kızın külodunun
içine dalmıştı. Amını kurcalayıp duruyor, parmaklarınısokuyordu içine…
Semra boğuk bir sesle, “Ohhh!” diye inledi ve “Aşkım yapma! Beni delirtiyorsun!” dedi. Onun da eli Ahmet’in önünü
okşuyor, parmaklarının arasında ovalıyordu. Fermuarını açıp içeriye dalan parmaklar, içerde oynaşıp duruyor,
Ahmet’in inlemesine sebep oluyordu.
Anlaşıldı ki, ben burada oldukça bunlar ilerleyemeyecek, öpüşmekle kalacaklardı. Gözlerim Ahmet’te, yerimden
zorlukla doğruldum. Sabahlığı koltukta bırakmıştım. Onu ilk geldiğinde karşıladığım vaziyette, minişeffaf geceliğimle,
yüksek topuklu ev terlikleriyle ayakta durup onlara baktım. Şehvetten buğulanmış bir sesle, “Çocuklar, siz rahat
edemiyorsunuz. Ben en iyisi gidip yatayım, siz de rahat rahat sevişin!” dedim. Semra başını çevirip baygın baygın
bana baktı. Onun durumu da iyi değildi. “İyi olur valla Aylincim, benim dayanacak halim kalmadı. Ah benim anlayışlı
yengecim!” dedi. “Abine söylemek yok tabi bunu yaptığımı. İyi geceler size. Uyuyabilirseniz tabi…” dedim gülmeye
çalışarak.
Aslında hiç gülecek halim yoktu. Gözüm Ahmet’in bacak arasında fermuarı açık kotunun önünü şişiren
kabarıklıktaydı. Ne vardı bunun içinde? Nasıl bir şey vardı ki, Semracık onun hasretiyle yanıp tutuşuyor,
yokluğundan karalar bağlıyordu? Mutlaka görmeliydim o şeyi. Çıkmak için arkamı dönerken Ahmet’e baktım tekrar.
Gözleriyle bir şey işaret ediyordu sanki. Salondan çıktım. Daha doğrusu çıkar gibi yaptım. Yatak odasının kapısını
sesli bir şekilde kapatıp açtım, içeri girmeden tekrar salonun kapısına çöreklendim…
Tam tahmin ettiğim gibiydi. Semra büyük bir açlıkla koltuğun üzerine yatırdığısevgilisinin üstüne tırmanmış, Koala gibi
sarmalamıştı. Ahmet yattığı yerden kendini ona bırakmıştı. Semra erkeğinin üstünde doğruldu, geceliğini telaşla
çıkarıp fırlattı. İçinde sütyen olmadığından bir anda sadece külotla kalıvermişti. Memeleri 22 yaşının verdiği dirilikle
dimdik karşıyı gösteriyordu. Ellerini Ahmet’in göğsüne dayayıp, külotlu amını kotun önündeki kabarıklığa sürtmeye
başladı. Çılgın gibi sürtünüyordu. Telaşlı hareketlerle kalktı, külodunu da çıkardı. Ayakta çırılçıplak duruyordu. Loş
ışıkta genç bedeni harika görünüyordu. Eğildi, Ahmet’in üstündeki gömleği çıkardı. Pantolonun kemerini açıp titreyen
parmaklarla pantolonu içindeki baksırla beraber sıyırdı yavaş yavaş…
Gözlerimi dört açmış bekliyordum. Fazla beklemedim. Semra’nın yana yakıla anlatıp durduğu haşmetli sik dimdik
ortaya çıkmıştı. Upuzun görünüyordu gözüme. Kocamın ufaklıktan sonra gözüme canavar gibi görünmüştü Ahmet’in
koca siki. Offf… Amım sulanıyordu yine. Parmaklarımı daldırıp manzarayı seyretmeye devam ettim. Semra çırılçıplak
soyduğu erkeğinin üstüne çıktı yine. Havaya dikili duran sikin üstüne çöktü yavaş yavaş. Semra adamın dev gövdesi
ve koca siki üzerinde öyle narin, minicik görünüyordu ki, o koca siki alıp alamayacağını merak ettim bir an. Sonra,
alabiliyor ki, sevişip duruyorlar dedim kendi kendime.
Semra eğildi, sikin kafasını tutup amına dayadı. Yavaş yavaş inmeye başladı. Dudaklarını ısırıyordu. Ahmet aşağıdan
belini tuttu, o da bastırarak yardımcı olmaya çalışıyordu. Yavaş yavaş indirdiği kalçalarısikin dibine vardığında derin
bir, “Ohhhhh!” çekti Semra. Durdu, fısıltıyla, “Yavaş aşkım! Bekle biraz… Alışsın!” dedi. Ahmet’in umursadığı yoktu.
Ellerini başının altında kenetlemiş, sevgilisinin yaptıklarını izliyordu. Semra’nın gözleri kapalı, içindeki sikin
büyüklüğünü hazmetmeye çalışıyor, yavaş yavaş kalçalarını oynatıyordu. Ahmet başını yana çevirdi, sanki benim
orada olduğumu biliyordu…
Kapının arkasından çıkıp kendimi gösterdim ona. Gözlerimiz birleşti. Ben de gözlerimi ayırmadan altımdaki ıslak
külodu indirdim, bacaklarımdan sıyırıp çıkardım. Geceliğimi çıkarsam mı diye düşündüm, vazgeçtim. Eteğini kaldırıp
belime kadar sıvadım. Diğer elimi amıma götürüp avuçladım. Ohhhh… Önümde canlı porno oynuyor, ben de kendimi
tatmin ediyordum…
Semra oturup kalkmaya başladı sikin üstünde. Zorlukla yapıyordu bunu. Ahmet’in koca siki daracık amcığını yara
yara içine giriyor, kayboluyor, sonra tekrar yavaş yavaş meydana çıkıyordu. Bir kaç kere tekrarladıktan sonra
kasılmaya başladı. Anlaşılan çok özlemişti sikilmeyi. Hemen orgazm oluvermişti. Kasılmaları bitene kadar zıpladı
Ahmet’in sikinin üstünde. Amından akan sular girişi rahatlatmıştı herhalde. Daha kolay inip kalkıyordu şimdi. Nefes
nefese kalmıştı. Durdu, kalkıp siki amından çıkardı. Koltuğa serilip kaldı. Ahmet biraz dinlenmesine izin verdi. Sonra
kalkıp, Semra’nın bacaklarını ayırdı, arasına girdi. Semra ses çıkarmadan onu izliyordu. Başına geleceklere itiraz
etme hakkı yoktu sanırım.
Ahmet uzun sikini gövdesinden tutup, sikini Semra’nın ıslak am dudaklarına, klitorisine boylu boyunca sürttü bir
süre… Islanan sikinin başı ışıkta pırıl pırıl parlıyordu. Ohhh… Harika görünüyordu. O klitorisine sert aleti sürttükçe,
Semra inim inim inliyordu. Kaygan sik delirtiyordu onu. Dudaklarını ısırıyordu zevkten. Sonra bir anda tutup önünde
sabırsızlıkla bekleyen istekli amcığın içine batırıverdi aletini. Semra kıvrandı, “Ahhh! Yavaşş aşkım…” dedi acıyla.
“Sus orospu! İstediğin bu değil miydi? İşte veriyorum istediğini sana! Sesini çıkarma, seni evire çevire sikicem bu
gece!” dedi.
Gidip gelmeye başladı hoyratça. Semra artık çekinmeyi bırakmış, içine girip çıkan yarağın verdiği zevk ve acıyla
inliyordu. Yine kasıldı, orgazm oldu. Ahmet içine girip çıktıkça içinden sular fışkırıyordu sanki. Durmuyordu adam.
Boşalmaya niyeti yok gibiydi. Sürekli bacaklarının arasında gidip geliyordu. Semra’nın bir bacağını kaldırdı, boynuna
dayadı. İkiye ayrılan bacakların arasına istediği gibi yerleşip pompalamaya devam etti. Semra’nın inlemekten sesi
kısılmıştı artık…
Ahmet bu kez belinden tutup ayağa kalktı. Semra’nın minyon gövdesi sikinin üstünde asılı gibi duruyordu.
Kalçalarından tutup ayakta hoplatmaya başladı. Semra düşmemek için boynuna sımsıkı sarılmış, içine yarak girip
çıktıkça inliyordu, “Aahhh! Yeter! Yeter artık! Acı bana! Dayanamıyorum!” diye. Ben elim amımda bu inanılmaz
sahneyi izliyordum. Ahmet ayakta görümcemi hoplata hoplata sikiyor, yüzü kapıya dönük vaziyette, gözlerini benden
ayırmıyordu. Ben de ona göstere göstere amımı okşuyor, parmaklarımı içime sokuyordum…
Bu kez döndü, Semra’yı sikinden indirip koltuğun üstüne bıraktı yavaşça. Semra bir, “Ohhh!” çekmişti. Baygın
vaziyetteydi. Ama Ahmet dinlenmesine izin vermedi. Belinden tutup çevirdi, sert hareketlerle kızı dizlerinin üzerinde
domalttı. Islak sikinin başını göt deliğine sürtmeye başladı. Semra çırpınıyordu artık, “Lütfen aşkım, yalvarıyorum,
dayanamam artık, ölmek üzereyim! Yeter!” dye. “Artık istemiyor musun beni tatlım?” diye sordu Ahmet, “Seni
sikmemi istemiyor musun? Az önce amıma geçir diye yalvarıyordun. Şimdi sikme diyorsun!” dedi. Semra da, “İçim
çok acıyor aşkım! Hiç olmazsa ara verelim. Lütfen!” dedi.
Ahmet de, “İstersen içerde Aylin var… Çağıralım mı onu? Sana yardım etsin ister misin? Ne dersin?” dedi. Bunu
söylerken bana bakıyordu yine. Semra, “Gelmez ki! Sana anlattım, abim doyuramıyor onu, senin onda biri kadar
sikse yeter ona! Ama gelmez!” dedi. Ahmet bana baktı, “Ya gelirse? Ya onun da canı isterse?” dedi. Semra, “Keşke!
Ne istersen yap hayatım! Yeter ki biraz dinleneyim ben! Öldürdün beni! Onu da sik! Biraz mutlu olsun yengem de! O
da tadına baksın senin güzelsikinin! Bayram yapsın o da! Ama gelmez!” dedi.
Ahmet gözümün içine baktı. Şehvet vaat eden deli bakışları beni çağırıyordu. Elimi apış aramdan çekip yavaş
adımlarla salona girdim. Hipnotize olmuş gibiydim. Gözlerimi Ahmet’in güzel maviş gözlerinden alamıyordum bir türlü.
Yaklaştım. Semra domalmış vaziyette, arkadan amına giren koca yarakla baş etmeye çalışıyordu. Ahmet’in kalçaları
ileri geri gidiyor, yavaş hareketlerle sikmeye devam ediyordu. Elimi uzatıp onun gergin, kaslı kalçalarına değdirdim.
Ateş gibi yanıyordu. Okşadım. Ahmet bir eliyle geceliğimin eteğini tutup kaldırdı. Çıkarmamı istiyordu sanırım. Ben
de tutup çıkardım geceliği. Şimdi ben de onlar gibi çırılçıplaktım. Arkadan yanaştım, Ahmet’in vücuduna sarıldım.
Ahmet Semra’nın kalçalarıyla benim aramda kalmıştışimdi…
Öne gittikçe Semra’nın amına giriyor, kalçalarına kasıkları çarpıyor, amından çıkarıp geri gelince benim kasıklarıma
çarpıyordu. Ahmet başını çevirip dudaklarını uzattı. Ben de parmak uçlarımda yükselip öptüm dudaklarını. Dilimi
gezdirdim. Uzun uzun öpüştük. Dili dilimi okşuyor, delirtiyordu beni. Uzun sarı saçlarını okşadım öpüşürken. Sonra
öpüşmeyi bıraktı. Semra’ya dönüp belinden kavradı. Kızı sikini hiç çıkarmadan belinden tutup kaldırdı, koltuğa
oturdu, arkasına yaslandı. Semra kucağında, sırtı dönük bir şekilde sikinin üstünde oturuyordu…
İşte o anda gördü beni. Gözleri şaşkınlıkla açıldı. Ben de onlar gibi çırılçıplak, aynı odanın içindeydik. Gülümsedim.
O da bana gülümsedi. Gözlerimizle aramızda anlaşmıştık. Bu güzel siki, sikin sahibini aramızda paylaşacaktık. Onun
yükünü hafifletecektim ben…
Semra’nın Lezbiyen ilişkiler konusunda söyledikleri geldi aklıma. Önlerinde diz çöktüm. Ahmet’in akan zevk sularıyla
parlayan siki bir görünüp bir kayboluyordu gözümün önünde, damarlarını yakından görebiliyordum. Semra bir
yandan inip kalkıyor, bir yandan gözünü benden ayırmadan merakla ne yapacağıma bakıyordu. Elimi uzattım,
durmaksızın hareket halindeki tüysüz amına parmaklarımı değdirdim. Durakladı. Bekliyordu. Kabarmış, parmak gibi
sertleşmiş klitorisini okşadım. Zıpkın yemiş gibi irkildi zevkten, “Ohhh! Çok güzel!” diye inledi…
Devamını bekliyordu şimdi. Bir süre okşadım klitorisini, sonra eğildim, dilimin ucunu tam o sertleşmiş klitorisine
değdirdim. İnlemeler devam ediyordu. İçindeki koca yarağın verdiği zevk, klitorisinden yayılan zevkle birleşiyor,
inlettiriyordu kızı. İlk defa yapıyordum bunu, ilk Lezbiyen ilişkimi yaşamak üzereydim. Bir hemcinsimin amını ellemek,
ona zevk vermek, dilimin ucunda sıvılarının tadını almak içimi bir hoş yapmıştı…
İkisi de hareket etmeyi bırakmıştı. Ahmet kucağında minicik kalan Semra’nın omuzundan bakıyordu yaptıklarıma.
Dilimi boylu boyunca gezdirdim Semra’nın amında. Altta Ahmet’in sikine geldim, uzun sikin yarısı dışarıda kalmıştı.
Dilimle gezintiye devam ettim. Aşağıya indim, yumruk gibi aşağı sarkan taşaklarında gezdirdim dilimin ucunu. Sonra
aynı şekilde, aynı yolu izleyerek yukarıya çıktım. Taşaklarını, damarlı sikini, Semra’nın şişmiş am dudaklarını,
klitorisini yaladım. Hangisini yalasam, ondan bir, “Ohhhh!” inlemesi duyuyordum. Elimi amıma götürdüm, bir yandan
yalıyor, bir yandan kendimi parmaklıyordum. Sonra dudaklarımı Semra’nın klitorisine gömdüm iyice. Emmeye
başladım. Somura somura emiyordum…
Semra feryat etmeye başlamıştı, “Offf! Aylin… Ne yapıyorsun bana! Çok güzel! Yala! Yala!” diye inliyor, Ahmet’in
kucağında, sikinin üstünde kıvranıyordu. Ahmet de bir eliyle saçlarından kavramış, dudaklarını emiyor, diğer eliyle
memesinin birini avuçlamış eziyordu. Her zevk noktasından kuşatılan Semra daha fazla dayanamadı. Yine kasılmaya,
orgazm olmaya başladı. Dakikalarca yılan gibi kıvrandı. Sonunda bitti. Hareketsiz kaldı. Ahmet kaldırıp yan tarafa
yatırdı kızı. Baygın gibi yatıyordu. Parmağını kıpırdatamıyordu. Bitmişti…
Ahmet bitmemişti ama. Kızı defalarca boşaltmasına rağmen kendisi halen boşalmamıştı. Bana dönerek, o sikici erkek
sesiyle, “Ne dersin? Sen de ister misin bunu?” diye sordu. Eliyle Semra’nın amından çıkan ıslak sikini kavramış, bana
gösteriyordu. Yutkunup kaldım, bir şey diyemedim. Gözlerim elindeki harika şeye kilitlenmişti. Öyle güzel
görünüyordu ki. Yumruk gibi başı vardı. Gövdesinin her tarafında damarları kabarmış, altında koca taşaklarla abide
gibiydi. Dizlerimin üstünde donup kalmıştım…
Semra yanımızda bizi izliyordu. Eli amındaydı. Yorgun sesiyle lafa karıştı, “İster tabi aşkım, istemez olur mu? Hele
tadını bir alsın, her zaman ister!” dedi. Ahmet güldü bunu duyunca. Sonra bana, “Dokunmak ister misin? Çekinme!
Elini uzat!” dedi. Dediğini yaptım. Rüyadaymış gibi elimi uzattım. Dokundum. Parmaklarımın ucunda kıvılcım çaktı
sanki. Geri çektim elimi. Sonra yine uzattım. Gülümseyerek beni izliyordu. Bu kez parmaklarımla gövdesini tuttum,
ince narin parmaklarımın arasında bileğim kalınlığında duran aleti hayranlıkla seyrettim…
“Okşasana biraz! İçerden çıktı, kendini öksüz hissediyor zavallı!” dedi. Okşadım. Parmaklarımı o kadifemsi sertliğin
üzerinde gezdirdim. Heyecandan dudaklarımın kuruduğunu hissediyordum. Dilimin ucuyla yaladım dudaklarımı.
Ahmet, “Ohhh! O dilini gösterme bana, deli ediyorsun beni! Güzelliğin, seksiliğin deli ediyor!” diyerek eğildi, hırsla
saçımdan tutarak kendine çekti, dudaklarıma yapıştı. Somurmaya başladı. Dilini ağzımın içine kaydırmış, dudakları
dudaklarımı ezerken, dili de dilimi okşuyordu içeride. Öyle güzel öpüyordu ki, başım dönüyordu. Dakikalarca
öpüştük…
Sonra hırsla dudaklarını kopardı benden. Şaşkın şaşkın bakıyordum. Aynı hırsla başımı tuttu, kucağına eğdi, kendini
geriye attı. Anlamıştım ne istediğini. Burnumun ucunda duruyordu güzel siki. Başını öptüm önce. Dudaklarımı
gezdirdim şapkasının kenarlarında. Elimle tutmuştum, elimin içinde damarlarındaki kanın akışını hissediyordum sanki.
Ahmet, “Güzell! Şimdi de biraz yalar mısın lütfen?” dedi boğuklaşan sesiyle. İkiletmedim. Dilimi çıkarıp gezintime
dilimle devam ettim. Dilim kurudukça yalanıyor, ıslatıp devam ediyordum. “Tükür lütfen, ıslansın!” dedi. Tükürdüm
ben de. Ne bileyim, kocamda böyle şeyler yaşamamıştım ki hiç. Elimle tükürüğümü yaydım sikinin teninde.
Kayganlaşan avucumla okşadım, dilimle yaladım, tekrar ıslattım. Şapkasını, gövdesini, her yerini…
“Şimdi taşaklarımı!” talimatı geldi. Aşağıya indim. Dilimi taşaklarının hassas derisinde değdirdiğimde inledi. Burnuma
ter, sperm kokuları geliyor, bu beni daha da azdırıyor, yaladıkça yalamak istiyordum. Ama izin vermedi. Saçımı tutup
geriye çekti başımı. Islanmış ağzımla yüzüne baktım, bekliyordum. Tekrar doğrulup, oturduğu yerde kendine çekti,
tekrar öptü beni. Islak dudaklarımı öpüyor, yalıyordu. Belimden tutup benimle beraber aşağıya kaydı, sırtüstü yatırdı.
Halının üzerine boylu boyunca uzattı, kendisi de bacaklarımı ikiye ayırıp üzerime abandı…
Bacaklarımın arasında durup bir süre beni seyretti. Heyecan içinde bekliyordum. Fazla bekletmedi. Eğildi. Dudakları
dudaklarıma değdiğinde, sikinin başı da apış arama girmiş, amıma baskı yapmaya başlamıştı. Dayanamadım, sımsıkı
sarıldım boynuna. Kalçalarını indirip sikini bastırdı, giremedi. Bu kez bir elini aramıza sokup, sikini tuttu, hedefine
nişanlayıp bastırmaya çalıştı. Zorlanıyordu. Tüm ıslaklığıma rağmen, koca siki, benim az kullanılmış, narin amıma
girmekte zorluk çekiyordu. İnledim, “Ihhhh! Yavaş! N’olur! Sikin çok büyük, alışkın değilim!” diye. “Merak etme
canım, alıştıra alıştıra yaparım. Fazla zorlamamaya çalışırım!” dedi.
Dediği gibi yaptı. Yavaş yavaş, ileri geri, ileri geri yapa yapa, sikini am sularımda ıslatıp kayganlaştırarak ilerledi,
ilerledi… Sanki amıma bir kol giriyor gibiydi, am dudaklarımın, amımın iç duvarlarının zorlandığını, gerildiğini
hissediyordum. Zevk mi? Evet, ama duyduğum acı daha fazlaydı sanki… Dibime kadar girdi. İçimde yumruk gibi
başın kalınlığını hissediyordum. Biraz bekledi, sonra birden kendini olduğu gibi üzerime bıraktı…
“Ihhhh!” diye inledim. Nefes almaya çalıştım. Yapılı erkek gövdesinin altında eziliyordum. Uzun sikinin henüz dışarıda
kalan son birkaç santimini de dibime kadar gömmüştü bu hareketiyle. Artık amım yırtılacak, balon gibi patlayacak
sanıyordum. Elimi araya sokup göğsüne dayadım, itmeye, kaldırmaya çalıştım. Nefes nefese, “Offf Ahmet, lütfen
kalk! Üstümden kalk! Nefes alamıyorum! Sikin içimi yakıyor, yırtılacak gibiyim!” dedim. “Rahat bırak kendini
güzelim! Şimdi geçecek! Amcığın alışır şimdi, merak etme!” diyerek beni dudaklarımdan, yanaklarımdan öpüyor,
rahatlatmaya çalışıyordu…
Kendini yukarı çekti, üzerimdeki ağırlık, içimden bir ‘Ploff’ sesiyle aniden çıkan sikinin baskısı kaybolunca, gerçekten
biraz rahatlamıştım. İçimi yakan ateş gibi siki içimden çıktığında bir serinlik hissettim. Ürperdim. Sonra o serinlik
yerini tekrar ateşe bıraktı. Başımı kaldırıp baktığımda, Semra’nın başını kasıklarımın üstünde gördüm. Diliyle amımda
geziyor, am dudaklarımı yalıyordu, yavrusunu yalayan dişi bir köpek özeniyle. Ahmet yanımızda yanlamasına
uzanmış, elinde tuttuğu sikinisıvazlayarak ilgiyle Semra’nın bana oral yapışını izliyordu…
Kendimi, salonun loş ışıklı ortamında, küçük pipili kocamın hayli geniş porno arşivinden bir film sahnesinde gibi
görüyordum. Ben, görümcem ve koca yaraklısevgilisi. Sanki Satanist bir grup seks ayinindeymişiz gibi. Ben, bakire
kurban gibi ortalarında yatmışım, Rahibe de amımı okşayıp yalayarak beni Efendimizin kutsal asası ile sikişine
hazırlıyor. Efendimiz, az sonra amıma sokacağı kalın, damarlı, kutsal asası elinde, sabırsızlıkla Rahibenin işini
vermişçesine minik titremelerle kendimden geçiyorum. Parmaklarını, içinden sular akan amıma sokarak, ileri geri
yapıyor. Önce biri. Sonra ikincisi. Sokup çıkarıyor. Aynı anda dili parmaklarının etrafında, amımda Tavaf yapıyor.
Klitorisimi okşayan dil aşağıya iniyor, am dudaklarımı yalıyor, daha aşağıya, arka deliğime kadar okşaya okşaya tüm
kasık bölgemde geziniyor…
İnliyorum, dayanılacak gibi değil, parmaklarımla halının tüylerine asılıyorum, “Ahhh! Çok güzel! Harika!” diye
inliyorum. Korkunç bir zevk dalgası yükseliyor kasıklarımdan tüm vücuduma. Kalçalarımla beraber düz karnım,
göğüslerim dalgalanıyor, kasılıyor, gözlerim kararıyor. Orgazm oluyorum. Dakikalarca. Ama Semra durmuyor,
yalamaya devam ediyor. “Yeter! Yeter artık! Dayanamıyorum! Bırak lütfen!” diyorum. Neden sonra bırakıyor amımı
yalamayı. Başını kaldırıyor kasıp yalamasına engel olmaya çalıştığım bacaklarımın arasından. Etli dudakları, am
sularımla pırıl pırıl, saç baş dağılmış. Gülümsüyor bana. Sonra Ahmet’e dönüyor, “Gel canım, artık hazır! Şimdi
girebilirsin!” diyor.
Ahmet bekletmeden kalkıyor, dizlerinin üstünde, tekrar bacaklarımın arasına giriyor, siki kocaman başıyla dimdik,
amıma kilitlenmiş. Ama Semra, “Dur bir dakka!” dedi, elini uzatıp Ahmet’in sikini kavradı, tutup ağzına soktu aleti.
Bol bol tükürükle karışık emdi, yaladı. Boğazına kadar sokuyor, sonra dışarıya çıkarıp ne durumda olduğuna
bakıyor, sonra tekrar sokuyordu ağzına. Ahmet inleyerek, “Yeter artık orospu! Böyle boşalmak istemiyorum, bırak
şunu!” dedi.
Semra, ağzında iyice ıslattığı siki, az önce içinden sular fışkıran amımın dudakları arasına getirdi. Bana, “Merak etme
canım, kontrol bende! Canının yanmasına izin vermem. Sonuna kadar sokturmam!” dedi. İçimden gülmek geldi, ama
amıma girecek yarrağın heyecanı gülmeme engel oldu. Böyle bir fıkra mı vardı ne? Gerdek gecesi, kızını yarmasın
diye damadının yarrağını eliyle tutan kaynanayla ilgili? Ama Ahmet kalçasını hareket ettirip sikinin başını amıma
sokuverdiğinde, hepsi uçtu gitti aklımdan. Dirseğimin üzerinde doğrulmuş, Ahmet’in koca sikinin içimde batan gemi
gibi kayboluşunu izliyordum, dudaklarımı ısırarak…
Az önceki orgazmımın etkisiyle herhalde, fazla canım yanmıyordu bu kez. Önce yumruk gibi baş kayboldu tamamen.
Sonra damarlı gövde ağır ağır içimde batmaya başladı. Başımı iki yana sallayarak, “Ihhhh!” diye inledim. Amımı
yarıyordu hayvansı alet. Semra tüm dikkatini elinde tuttuğu aletin içime girişine vermiş, “Şşşş… Az kaldı Aylin, sık
dişini canım!” dedi. Dediği gibi az sonra Semra’nın yarağı tutan eli kasıklarıma dayandı, kaldı. Ahmet itmesine rağmen
daha fazla girmiyordu yarak. Sonra inip kalkmaya başladı üstümde. Ağır ağır. Acı kaybolmuştu şimdi. Katıksız zevk
vardı artık. Semra’nın elinin izin verdiğince içime giriyor, sonra başına kadar geri çıkıyordu. Hızını arttırdı. Nefes
alamıyordum zevkten. İçime girip çıkan siki, bir şehvet dalgasından diğerine koşturuyordu beni. Ahmet ellerinin
üzerinde spor salonunda şınav çekercesine rahat ve o oranda tempolu hareketlerle inip kalkıyordu. Bunu yaparken
gözleri gözlerimdeydi…
Sonra Semra’ya, “Bırak artık yarrağım kaltakkk! Boşalmak üzereyim!” diye hırladı. Semra elini bırakıp üzerime geldi,
dudaklarıma yumuldu. İyi ki öyle yapmış. Ahmet’in yarağını boylu boyunca amıma gömmesiyle, benim o anda
duyduğum acı ve zevkle gırtlağımdan kopup gelen feryat, Semra’nın ağzında boğuldu gitti. Ağzımı dudaklarıyla
kapatan Semra’nın ağzının içinde zevkten bağırıyordum artık. Burnumdan nefes almaya çalışıyor, başaramayınca
göğüslerim şiddetle inip kalkıyordu.
Bu arada Ahmet, inip kalkan memelerimi kürek elleriyle avuçlamış yoğuruyordu. Kalçalarının hareketi iyice hızlanmış,
kasıkları şiddetle kasıklarıma çarpıyor, amıma yarağını dipledikçe, o elim büyüklüğündeki taşakları ıslanmış arka
deliğime vurup duruyordu…
Kendimi ölecek gibi hissediyordum. Vücudumun her zevk noktasından beynime ulaşan sinyaller artık birbirine
karışmıştı. Ahmet’in sikinin pompalayıp durduğu amımdan, taşaklarının çarptığı arka deliğimden, hoyratça avuçlanan
memelerimden, Semra’nın kemirdiği dudaklarımdan… Bütün sikişimiz boyunca orgazm yaşadım sanki. Küçük ölüm,
yarı koma halinde gibiydim. Zevkten kendimi kaybettim bir süre sonra. Ahmet’in kasılmaları, içime fışkıran döllerinin
rahmimin en derinlerini yakan ateşi. Her şey etrafımda dans etmeye başladı. Ahmet… Semra… Gözlerim karardı.
Bayılmışım!

Slm ben İstanbuldan Emel. 25 yaşındayım ve 2 senelik evliyim. Kocamla görücü usulü evlendik. Nişanlılık
zamanında biraz birbirimize alışır gibi olsakta aramızda bir soğukluk vardı, ama aile baskısıyla evlendik.
Evliliğimizin ilk bir yılı fena sayılmazdı. Ama ben sürekli kocamın kendisine bakmasını, bakımlı olmasının daha
çok hoşuma gittiğini söylesemde, kocam pek aldırış etmez, bildiğini okurdu. Neyse, bundan 3 ay önce maddi
sıkıntıdan dolayı benimde çalışmam gerekliydi. Kocam arkadaşının işyerinde bana iş buldu ve çalışmaya
başladım. Sekreterlik yapıyor, çay getiriyordum vesaire. Patronum düzgün giyimli, bakımlı ve bana göre biraz
da yakışıklı idi…
Birgün patronun masasını temizlerken çekmecede bir pornodergisi buldum, ama bakmaya utanmıştım, hemen
yerine koydum. Aradan birkaç gün geçti, ama aklım hala o dergideydi. Ofiste kimsenin olmadığı birgün yine o
çekmeceye baktığımda, busefer ikinci bir dergi daha vardı. Merakla aldım ve sayfaları karıştırmaya başladım.
Resim de olsa, fena sikişiyorlardı. Sayfaları karıştırırken iki sayfanın birbirine yapışık olduğunu gördüm,
herhalde patronum 31 çekip boşalmıştı. O an dergiye bakarken çok canım istemişti, bir taraftan da amımı
okşuyordum. Azgınlığım gideceği yerde, canım daha da sikilmek istiyordu. Fakat yapacak birşey yoktu, çünkü
evliydim. Akşam olmasını sabırsızlıkla bekledim. Eve gittiğimde kocam henüz gelmemişti. Güzel yemekler
hazırladım, mum ışığı yaktım, seksi kıyafetler giydim ve kocamın gelmesini bekledim. Kocam geldi. Yemek
yedik, çay içtik, derken saat ilerledi. Kocama cilvelenmeye başlasamda, o çok yorgun olduğunu, yatacağını
söyledi. Çok moralim bozulmuştu. Kocamla seks hayatımız pek iç açıcı değildi anlayacağınız…
Ertesi gün sabah erkenden ofiste yalnızken patronun çekmecesindeki dergi aklıma geldi. Hemen çekmeceye
koştum, ama dergi yerinde yoktu. Yine canım sıkıldı. Dergi olmadan da kendi kendime tatmin olurum diye
düşündüm ve başladım amımı okşamaya, göğüslerimle oynamaya. Derken iyice kendimden geçmişim, birden
zil çaldı. Telaşlandım, toparlanayım diyene kadar geç kaldım. Kapıyı açtığımda patron gelmişti. Kapıyı neden
geç açtığımı sordu, “Lavabodaydım, özür dilerim.” dedim. Yine üzerinde o güzel parfümü vardı ve ben o
parfüme bayılıyordum. Sonunda parfümünün markasını sordum. “Niye, çok mu hoşuna gitti?” dedi. Bende
utanarak “Evet.” demek zorunda kaldım. Çok utanmıştım, patronum da durumu anladı. Bir tanede kocama
almamı söyledi. Bende “Kocam parfüm sevmiyor…” dedim. Anlamlı anlamlı “Hımmm…” dedikten sonra,
kocamla aramızın nasıl olduğunu sordu. Bende “Eh işte…” diye cevap verdim. Uzun bir süre dertleştik. Bana
hertürlü sıkıntımı anlatabileceğimi, elinden ne geliyorsa yapacağını söyledi. Bense herşeyi söylüyor, ama
konuyu cinselliğe getirmeye utanıyordum. Sonunda konuyu patronum açtı, “Peki cinsellikle aranız nasıl?” dedi.
Bense utancımdan kıpkırmızı oldum, cevap veremedim. Bana, neden utandığımı, arkadaşça konuştuğumuzu,
kendisinin abisi olduğunu söyledi. Bende utanarak “Öyle…” dedim. O sırada telefon çaldı ve konu kapandı.
Aradan bir hafta kadar geçti. Bu bir haftada sadece bir akşam kocamla sikiştik, ama tatmin olmamıştım.
Çünkü direk sokuyor, öpme yok, sevişme yok, kendi tatmin oluyor, beni hiç düşünmüyordu. Kendi kendime
karar verdim, hayatımda birkez dahi olsa biriyle sikişecektim. Ertesi sabah işyerinde yalnız otururken aklıma
patronum geldi. Neden olmasın dedim. Patronumla sikişmeyi kafaya koymuştum. Üzerime daha şık dekolte
elbiseler giymeye başladım. Sonunda patronumun da ilgisini çekmiş olacak ki, akşamları masasının
çekmecesine pornodergiler koyuyordu yeniden. Bende artık külot giymiyor ve sütyen takmıyordum, her an
sikişe hazır olmak için. Aslında ikimizde ne istediğimizi biliyorduk…
Bir gün öğleden sonra idi, patronum beni odasına çağırdı, çok canının sıkıldığını, konuşmak istediğini söyledi.
Bende “Olur.” dedim, beraber koltuğa oturduk, konuşmaya başladık. Sohbet koyulaştıkça, vücut olarak
birbirimize yaklaşmaya başladığımızı hissediyordum. Birden ne olduğunu anlayamadan, çılgınca birbirimizin
dudaklarına yapıştık ve sevişmeye başladık. Patronum elini amıma attı, külot olmadığını farkedince,
gülümseyerek “Seni azgın orospuuu…” dedi. Bende “Evet çok azgınım, ve kendimi orospu gibi hissediyorum,
var mı itirazın? Sen sikmene bak!” dedim. Elimi patronun sikine attığımda, siki kemik gibiydi. İkimizde hemen
soyunduk ve koltuğun üzerinde 69 olduk. Ben onun sikini emiyordum, o da amımı yalıyor, dilini amımın içinde
oynatıyordu. Zevkten ve heyecandan çıldırmak üzereydim, “Hadi, ne duruyorsun, yeter artık, sikişelim!”
dedim. O da beni koltuğun üzerine yatırdı, bacaklarımı ayırıp, amıma yavaş yavaş sikinisokmaya başladı. Siki
amımın dibini bulunca birden hızlandı. İkimizde uçmuştuk. Ben tırnaklarımı sırtına geçirdim, tırmalıyordum.
Beni daha hızlısikmesini istiyordum. O da saçlarımı eline dolayıp asılarak, “Amına koduğumun orospusu! Pis
Fahişe! Sürtük!” diye küfürler ederek, vahşice sikiyordu.
O gün patronum beni çok fena sikti. Kaç sefer boşaldığımı hatırlamıyorum, ama harika sikti. O günden sonra
paronumla birçok kez daha sikiştik ve pişman değilim. Şimdi hayatımdan çok memnunum, canım nezaman
yarak istese, patronum beni sikmek için herzaman hazır. Kocamsa hala aynı koca. Kusura bakma kocacığım
sana boynuz taktığım için. Ama sikmeyenin amınısikerler. Karılarını ihmal eden erkeklere duyrulur!

Adım Zerrin, 46 yaşında, esmer ve dul bir kadınım. 2 yıl önce bir trafik kazasında kaybettiğim Fabrikatör Kocamdan kalan Fabrikanın yönetimiyle ben ilgilenmeye başladım. Kızım da Amerikada Üniversitede okuduğu için, 2 yıl boyunca tek başıma tüm zamanımı Fabrikanın işleriyle harcadım, ama malesef mizacım iş kadınlığına elvermediğinden ve parasal sıkıntım olmadığından sonunda Fabrikayı satmak zorunda kaldım. Kocam çok zengin biriydi, Fabrikanın haricinde daha birçok gayrımenkulden oluşan yüklü bir miras bırakmıştı. Takriben 1,5 yıldır da mirasla uğraşmaktan kendime hiç zaman ayıramamıştım. Parasal işlerimi Şişli taraflarındaki bir Banka şubesi ile hallediyordum. Küçük bir şube seçmemin sebebi, yüklü mevduatım olduğundan çok daha samimi ve kolay işlem yaptırmamdandı.

Bir gün yine gelen faizleri ve kiraları kontrol etmek için şubeye gittiğimde, yeni bir memurun işe başlamış olduğunu gördüm. Diğer çalışan 7-8 kişinin arasında hemen göze batıyordu. Çok yakışıklı bir gençti, 1.80 boylarında, temiz yüzlü, atletik yapılı biriydi. Görür görmez bayılmıştım. Şöyle bir ellerine baktım, yüzük filan yoktu, muhtemelen bekardı. 2 yıldır işten güçten başımı alamamış, ancak kendimi toplamışım, bir anda tahrik olmuştum, içim erimişti görünce. Müdüre hanımın yanında kahvemi içerken, hesaplarımı kontrol ettim. Müdüre hanımla konuşurken, öylesine işe yeni başlayan memurdan bahsettim. Müdüre hanım da sinsice gülümseyerek, “Evet yeni başladı, ismi Selim. Daha bekar ve üstelik sizin semtte oturuyor!” ) dedi. Neyse, ben kahvemi bitirdikten sonra şubeden ayrılıp eve döndüm. Ama kafama takmıştım bir kere, bu yeni gelen çocuğu daha yakından tanımam lazımdı…

Ne yaparım, nasıl yaparım diye düşünürken, aklıma birşey geldi. Bankadakiler saat 18:00 de paydos ediyorlardı, akşam 17:15 gibi Müdüre hanımı arayıp, “Ah şekerim sorma, öğlen unutmuşum, bu akşam bir düğüne gideceğim, hediye almam lazım, bizahmet o yeni gelen memur çocukla bana 1.500 TL gönderiver, sana verdiğim vekaletten halledersin! Adı neydi, Selim miydi? Nasıl olsa bizim semtte oturuyormuş!” dedim. Müdüre hanım da, “Tamam, hemen yolluyorum!” dedi. Ben de hemen bir duş alıp bornozumu giydim ve Selimi beklemeye başladım. 15 dakika sonra Selim kapıyı çaldığında bornozla kapıyı açtım. Elindeki zarfı göstererek, “Müdüre hanım gönderdi…” dedi. Parayı teslim aldığıma dair Makbuz imzalatması gerekiyordu. “Gel canım, içeri buyur!” diye salona aldım. Selim sıkıla sıkıla içeri girdi, parayı saydı uzattı. “Ah canım sana da zahmet oldu, ama görüyorsun halimi, hazırlanmam lazımdı, buyur geç, şöyle otur!” diye üçlü koltuğu işaret ederek oturtup, ben de hemen yanına oturdum. Ve o an bacak bacak üzerine atarak ilk frikiğimi verdim, neredeyse kalçama kadar bacaklarımı açtım, bornozun önü de baya aralık, göğüslerim olduğu gibi meydandaydı…

Selimin gözleri bir göğüslerimde bir bacaklarımdaydı. “Dur sana içecek birşey ikram edeyim, eh buraya kadar zahmet edip geldin…” dedim. Kalkıp iki bardak Viski doldurdum ve biraz daha yakınına oturdum. Artık kalçam Selimin bacağıyla temas halindeydi. Selim makbuzu imzalattıktan sonra Viskisini fondip yaptı ve göğüslerimle bacaklarımı süzerek, “Başka bir arzunuz varmıydı Zerrin hanım?” dedi. Selimin önüne baktığımda siki neredeyse pantolonundan fırlayacak gibiydi, hiç düşünmeden elimi pantolonunun üzerinden sikine atıp kavradım, “Bunu istiyorum!” dedim ve dudaklarına yumuldum. Selim dudaklarımı koparırcasına öperken, benim de ellerim önce gömleğini sonra pantolonunu çıkartmakla meşguldü. Dudaklarım ve dilim Selimin ağzında, dillerimiz birbirine dolanmış vaziyette iken, Selimin elleri de göğüslerimi kavramış, okşamakla sıkmak arasında dolaşıyordu. O onda amımın suları şarıl şurul akmaya başlamıştı zaten…

Ben Selimin külodunu da bir çırpıda aşağı indirdiğimde, kazık gibi siki fırlamıştı. Hemen eğilip sikinin mantar gibi başını ağzıma aldım ve emmeye başladım. Elimi de taşaklarına attım, taşaklarını sıktıra sıktıra sikini emiyordum. Selim de boş durmuyor, elleri kah göğüslerimde kah kalçamda okşamalarına devam ediyordu. Bir anda kalkıp Selimin kucağına oturdum, sikinin başı göbeğime geliyordu. Dudaklarımız tekrar birleşmiş, şehvetle birbirini emip ısırırken, biraz kalkıp elimle Selimin sikini amıma denk getirip üzerine bıraktım kendimi. O anda zevkten ölebilirdim, Selimin kazık gibi siki bir anda içime saplanmış ve tiz bir çığlık atmıştım. Dibine kadar aldıktan sonra yavaş yavaş oturup kalkarak kendi kendime gitgel yapıyordum. Müthiş bir şehvet Okyanusunda yüzüyordum sanki, her oturuşumda neredeyse çığlık atıyordum. Amımdan sular akmaya başladığında inleyerek birden hızlandım. Selim ise altımda resmen böğürüyordu. Tam gelmek üzereydim, birden hızla oturup Selimin sikini amımın içinde kasarak hapsettim ve sarsılmaya başladım…

Selim de, “Uuuaaoohhh, geliyorummm! diye inleyerek alttan kalçasını kaldırarak dahada derine girdi ve lavlarını içime boşaltmaya başladı. Tırnaklarım Selimin etlerine geçmişti neredeyse. İkimiz aynı anda gelmiştik ve ben bunca yıllık evlilik hayatımda hiç tadamadığım bir orgazm yaşıyordum. O vaziyette, siki içimdeyken bir müddet Selimin kucağında kaldım. Sehpadaki telefonum çalmaya başladı, Selimin kucağından inmeden telefona uzanıp cevap verdim. Müdüre hanım arıyordu, “Zerrin Hanım, Selim geldi mi?” dedi. Ben de titrek bir sesle, “Geldi geldi! Şu anda içerde!” dedim. Müdüre hanım da, “OK!” dedi kapattı…

Kalkıp Selimle birlikte duşa girdik. Yıkandık çıktık. “Hadi giyinip yemeğe gidelim!” diyerek lüks bir restorana götürdüm Selimi. Yemeğimizi bir şişe şarap eşliğinde yeyip tekrar eve geldik. Daha kapıyı kapar kapamaz Selime saldırdım, koridorda birbirimizi soyarak yatak odama geçtik. Beni sırtüstü yatağa atıp, direk amıma yumularak dillemeye başladı. Yatakta biraz döndü ve siki tam suratımın üzerine geldi. 69 olmuştuk. Ben de onun sikini tutup emmeye başladım. Birbirimizinkini çılgınlar gibi emerken, o an bir kere orgazm oldum, sularım akmaya başlamıştı. Selimin siki kazık gibi olmuştu, ağzıma sığdıramıyordum. Sikini elimle kavradım ve iri göğüslerimin arasına aldım. Selim göğüslerimi biraz siktikten sonra dönerek kasıklarıma oturdu, üzerime eğilip göğüslerimi emmeye ısırmaya başladı. Dayanamıyordum artık, bacaklarımı açmaya başladım. Selim de üzerimden indi, ayak bileklerimden kavrayıp ayaklarımı omzuna koydu, nabız gibi atan sikini amımın dudaklarıma sürmeye başlamıştı. Zevkten çıldırıyordum, inlemelerim duvarlarda yankılanıyordu…

Az sonra Selimin sikinin santim santim amımın içine kaydığını hissediyordum. Tamamını içime köklediğinde bir çığlık daha atmıştım. Zira amım Selimin sikine göre dar geliyordu. Hele Selimin amıma geçirirken, “Ohhh yavrum, ne kadar dar amın var! Ben bu amı sabahlara kadar sikmezmiyim!” gibi konuşmaları benim aklımı tümden alıyor, daha çok tahrik oluyor ve kendimden geçiyordum. Nasıl dediğime ben de şaşırıyordum, ama ben de Selime, “Sik koçum! Parçala amımı! Bu amın bundan sonra tek sahibi sensin! Sok erkeğim, bitir beni! Yerim senin o muhteşem yarağını!” gibi laflar ediyordum. Selim de daha sert ve hızlı basıyordu. Beni altında katlamış gibiydi ve sikinin baskısını taa midemde hissediyordum, ama buna rağmen ben de kalçamı ona doğru iterek dahada içime almaya çalışıyor ve “Sokkkk! Daha sokkk!” diye bağırıyordum. Kaçıncı orgazmım olduğunu sayamadım…

Selim beni evire çevire yarım saate yakın sikti. En son beni domaltarak gitgel yaptığında artık ben perişan olmuştum ve “Boşallll! Boşal artık erkeğim! Ben bitttimmm!” demiştim. Selim de daha da hızlanarak, “Geliyorummmm aşkımmmm!” diyerek içime fışkırmaya başlamıştı. Müthiş birşeydi! Tüm evliliğimdeki sikişmelerimin hepsinin toplamından daha çok zevk almıştım. Artık Selim benim erkeğim olmuştu. O gece Selim bende yattı ve beni birde hiç sikilmemiş bakire götümden siktikten sonra uyuduk. Sabah erkenden Selim uyanmış ve amımı yalayarak beni de uyandırmıştı. Sabah sikişinden sonra o işe giderken, ben yatakta öylece kalakalmıştım. Öğleden sonra Şubeye uğradığımda Müdüre Hanım bana, “Hoşgeldiniz Zerrin hanım!” derken yüzünde muzip bir gülümseme vardı. “Zerrin hanım, umarım dün sizi memnun edebildik?” deyince, ben de aynı muzip bir gülümsemeyle, “Nasıl mutlu olduğumu bilemezsiniz, çok teşekkür ederim!” dedim.